Sektörün Emsal'i
Etkinlikler
EMSAL.COM
  • Gündem
  • Sektör
  • Mevzuat
  • Analiz
  • İnovasyon
  • Sürdürülebilirlik
  • Söyleşi
  • Yazarlar
No Result
Tüm Sonuçları Göster
  • Gündem
  • Sektör
  • Mevzuat
  • Analiz
  • İnovasyon
  • Sürdürülebilirlik
  • Söyleşi
  • Yazarlar
No Result
Tüm Sonuçları Göster
EMSAL.COM

Ana Sayfa » Kadın Hayatın “Bug”ı mı Yoksa “DeBug”ı mı?

Kadın Hayatın “Bug”ı mı Yoksa “DeBug”ı mı?

Kadınların dünyadaki arazilerin sadece yüzde 1’ine sahip olması demek, kadının dünya üzerindeki varlığını ve haklarını kanıtlamada ne denli zor durumlar yaşadığının açık göstergesidir.

Yasemin Kuleyin Yasemin Kuleyin
1 Ekim 2024
Etiketler: Arazi, Arsa, Gündem
Okuma Süresi:7 dakika
A A
gayrimenkul
PaylaşPaylaşPaylaşPaylaşPaylaş

İçindekiler

  • Mülkiyet Hakkının Tarihçesi
  • Osmanlı Devleti’nde Kadınların Mülkiyet Hakkı
  • Kadınlar Miras Kalan Topraklardan Neden Eşit Pay Alamıyor?
  • Kadınlar Gayrimenkullerini Satmayı Neden Tercih Ediyor?
  • Cumhuriyet Döneminde Kadınların Mülkiyet Hakkı
  • Türkiye Genelinde Kadınların Gayrimenkul Sahiplik Oranı Ne Kadar?

Birey; bir ve rey kelimelerinin birleşiminden türetilmiştir, siz ve diğerlerinin eşit hakları olduğu anlamına da gelmektedir. Dünya nüfusunun sekiz milyarı aştığı ve yaklaşık yüzde 50’sinin kadın olduğu düşünülürse; kadınların dünyadaki arazilerin sadece yüzde 1’ine sahip olması demek, kadının dünya üzerindeki varlığını ve haklarını kanıtlamada ne denli zor durumlar yaşadığının açık göstergesidir.

Mülkiyet Hakkının Tarihçesi

Amerikan İhtilali’nden başla­yarak insan haklarına ilişkin ortaya çıkan bütün belgelerde mülkiyet kavramına temel bir hak olarak yer verilmiş ve bireylerin hukuki statüsünün, hatta özgür olup olmadıklarının belirlenmesinde, mülki­yet hakkı büyük öneme sahip olmuştur.

İlginizi Çekebilir

İstanbul Depremi Sonrası Merak Edilenler ve Süreç

Prof. Dr. Şükrü Ersoy: “Bundan Sonra Deprem Olmayacağını Söylemek Çok Hatalı”

1776 yılında yayınlanan Virginia Haklar Bildirgesi, Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi ile Fransız İhtilali’nin simgesi olan 1789 tarihli Fransız İnsan ve Vatandaşlık Bildirgesi’nde insanların isteseler de feragat edemeyecekleri hakların başında, mülkiyet hakkı yer almıştır.

Fransız İhtilali’nin doğurduğu liberal anlayışa göre; bireylerin kendi kişisel özerkliklerini her türlü kişisel ve keyfi güce karşı korumada başarılı olup olamayacakları, özel mülkiyetin kabulüne ve güvenliğine bağlıdır. Daha açık bir ifade ile mülkiyet hakkına sahip olmayan birey özgür de değildir. (1)

Dünya geneline bakıldığında, ülkelerin yüzde 40’ında kadınların mülkiyet hakkının kanunlarla korunmadığı görülüyor. Söz konusu bu ülkelerde kadınların mülkiyet hakları; sosyal normlar, gelenekler ve mevzuat nedeniyle sınırlanıyor. Bu durum da onların ekonomik sorunlarından ve yoksulluğun üstesinden gelme fırsatlarını engelliyor. Kadınların, küçük çiftçilerin çoğunluğunu oluşturduğu ve tarım işlerinin yüzde 75’inden fazlasını yaptığı ülkelerde bile işledikleri ve ailelerini geçindirmek için ihtiyaç duydukları toprağa sahip olma hakları rutin olarak reddediliyor. (2)

Şekil 1- Dünyada kadınların mülkiyet hakları
Şekil 1- Dünyada kadınların mülkiyet hakları

Şekil-1’de haritada sarı renk ile gösterilen ülkelerde kadınların mülkiyet hakkı, kadınların aleyhine ayrımcılıkla karşı karşıya iken, kırmızı renk ile gösterilen ülkelerde kanunlar kadının mülkiyet hakkını korumuyor. Öte yandan Türkiye’nin de dahil olduğu yeşil renk ile gösterilen ülkelerde ise kadının mülkiyet hakları kanunlarla korunmuş olup, hiçbir ayrımcılığa maruz kalmıyor.

Bu çalışma, ülkelerin hukuki düzenlemelerine göre renkleniyor. Gel gelelim; “coğrafya kaderdir” temalı, bölgesel, “hayatın olağan akışı” uygulamalardaki yaşatılanlara…

Osmanlı Devleti’nde Kadınların Mülkiyet Hakkı

Osmanlı hukuk sisteminde kadınlar, mülk edinimi ve hukuki işlem ehliyeti açısından erkeklerle eşit haklara sahip olmalarına rağmen, uygulamada bu hakları kullanırken çeşitli zorluklarla karşılaşmışlardır. Kadınlar, mülkiyet haklarını korumak için şer’iyye mahkemelerinde ve padişaha yazdıkları şikâyet dilekçeleriyle hukuki mücadele vermişlerdir.

Tereke kayıtları ve şer’iyye sicilleri, kadınların mülkiyet haklarına yönelik müdahalelerin yaygın olduğunu ve bu hakların uygulamada yeterince korunmadığını göstermektedir. Kadınların mülkiyet haklarına yönelik ihlaller genellikle aile üyeleri veya erkekler tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu durum, hukuki düzenlemeler ile uygulama arasındaki farkı ve toplumsal algının önemini ortaya koymaktadır. Günümüz Türkiye’sinde hukuki düzenlemeler kadın – erkek eşitliğini öngörse de Osmanlı dönemi uygulamalarının etkileri, toplumsal alışkanlıklar ve algılar nedeniyle devam etmektedir. (2)

Kadınlar Miras Kalan Topraklardan Neden Eşit Pay Alamıyor?

Kök miras toprakların bölünmemesi, mümkünse daha da büyüyerek toprak hâkimiyetini ileriye taşıma dürtüsü, maalesef eski çağlardan beri “kadim miras” gibi sırtımıza yapışan ve genetik kodlarımıza dahi geçmiş reflekslerimiz… Kız çocuğuna miras vermeyen, bunu da kendi coğrafyasında, sosyo – kültürel yapısında “normal” etiketi ile kültür mirasına konu etmiş insanoğlu.

“Bir ülkenin kısıtlarını merak ederseniz, o ülkenin atasözü ve deyimlerine bakınız” sözünün boşa edilmediğini ispatlarcasına; “can malın yongasıdır” temalı miras cinayetleri, kadını yok sayma, mirasta konu etmeme, itiraz ederse dışlama hatta yok etmeye kadar katman katman uzanan bu kötürüm yollar, sonunda hepimizi kadın cinayetlerine, kız çocuklarına uzanan ellere kadar getirdi! “Kadim miras” bu mudur? Kız çocukları – kadınlar hayatın “bug” ı mıdır?

Örneğin, Karadeniz yöresinde kız çocuğuna toprak vermeme adetine diğer bölgelerde de rastlanmaktadır. Erkek çocuklarına uygulanan veliaht muamelesi, biz kadınlara alıştırılmış ve normalleştirilmiştir. Her hâlükârda hizmet işi kadınlara düşmekte; cenaze evinde erkekler oturdukları yerde yas tutarken kadınlar ayakta, hizmette, serviste yas tutmaktadır. İş mirasa gelince, “ne münasebet” tavırları ile mirasın paylaşımı, erkekler arasındaki sohbetlerde konu olmaktadır.

Hatta ziyadesiyle muhafazakâr bölgelerde, dul kadınlarla, sırf ölmüş eşinden veya kadının ailesinden hasbelkader kalan toprakları almak için evlenilmektedir. Özünde savunulan hiçe sayma, burada başka bir kılıfa bürünmekte ve yok sayılan kadının özel mülkiyetine gayet rahatlıkla “çökebilme” noktasında meşhur “gururları” ve tenezzül etmez hâlleri bir anda yok olmaktadır.

tapu

Kadınlar Gayrimenkullerini Satmayı Neden Tercih Ediyor?

Osmanlı Devleti‘nde kadınlar; miras, hibe, mehir gibi yollarla gayrimenkul sahibi olsalar da şer’iyye sicilleri, bu kadınların taşınmazlarını genellikle satarak, tasarruflarını nakde çevirdiğini göstermektedir. Bu durum; kadınların, taşınmazların, koca ve erkek akrabaları tarafından kolayca elinden alınabileceği düşüncesiyle mal varlıklarını korumaya yönelik bir strateji olarak değerlendirilmektedir. İris Agmon bu durumu “ataerkil pazarlık” olarak adlandırırken, kadınların özellikle miras yoluyla elde ettikleri gayrimenkulleri satmayı tercih ettikleri belirtilmektedir.

19. yüzyıldan itibaren yapılan hukuki düzenlemelerle, kadınların taşınmaz sahibi olma hakları artmış olsa da özellikle Osmanlı’nın Ortadoğu topraklarında, kadınların miras hakları üzerindeki kısıtlamalar devam etmiştir.

Aile içi evlilikler, tapu kayıtlarında kadın isimlerinin gizlenmesi gibi yöntemlerle kadınların taşınmazlara erişimi engellenmiş, miras paylarını erkek akrabalarına devretmeleri için baskı uygulanmıştır. Şam gibi şehirlerde yapılan araştırmalar, kadınların erkeklerden çok daha az taşınmaz sahibi olduğunu ve zengin kadınların bile erkeklerden daha yoksul olduğunu göstermektedir.

Kadınlar, vakıf kurarak da mal varlıklarını korumaya çalışmışlardır. Sonuç olarak; Osmanlı Devleti’nde kadınların mülkiyet hakları, özellikle taşınmazlar konusunda, erkek egemenliği ve toplumsal normlar nedeniyle birçok kısıtlamaya tabi olmuştur. Osmanlı Devleti’nde kadınlar kâğıt üstünde mülkiyet hakları konusunda erkeklerle eşit görünmekle birlikte, uygulamada bu hakların korunması konusunda ciddi sorunlarla karşılaşmışlardır.

Şer’iyye sicilleri ve arşiv belgeleri, kadınların mülkiyet haklarına yönelik tecavüzlere uğradıklarına ve bu haklarını korumak için hukuki mücadele verdiklerine dair çok sayıda örnek sunmaktadır. Bu durum, Osmanlı hukuk sisteminde teorik olarak var olan eşitliğin, kadınların günlük yaşamlarında karşılaştıkları gerçeklikten oldukça uzak olduğunu göstermektedir. Özellikle Batılı ülkelerde evli kadınların mülkiyet haklarının kısıtlandığı düşünüldüğünde bu durum paradoksal görünse de Osmanlı’daki uygulama, kadınların mülkiyet haklarının teorideki kadar güçlü olmadığını ortaya koymaktadır. (2)

Cumhuriyet Döneminde Kadınların Mülkiyet Hakkı

Gazi Mustafa Kemal Atatürk‘ün Türkiye’de kadına seçme ve seçilme hakkı vermesi, Türk tarihinde ve dünya tarihinde bir dönüm noktası olarak kabul edilir. Atatürk’ün öncülüğünde gerçekleştirilen bu reform sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada kadın hakları mücadelesine önemli bir katkı sağlamıştır. 5 Aralık 1934 tarihinde kabul edilen bu yasa ile Türk kadını, pek çok Avrupa ülkesinden önce siyasi hayata aktif olarak katılma imkânı bulmuştur.

Bu önemli adım, Atatürk’ün kadınlara duyduğu güvenin, onların toplumdaki yerini güçlendirme konusundaki kararlılığının ve modernleşme anlayışının bir yansımasıdır. Kadınların siyasi hayata katılımının teşvik edilmesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratik ve laik yapısının güçlenmesine önemli bir katkı sağlamıştır.

Öte yandan tüm kazanımlara rağ­men mülkiyet haklarına saldırıların önüne geçilemediği gibi, kadınların taşınmaz mülkiyetine sahip olma oranlarının düşüklüğü konusundaki gelenek, Cumhuriyet döneminde de devam etmiştir.

Türkiye Genelinde Kadınların Gayrimenkul Sahiplik Oranı Ne Kadar?

Türkiye’de ailenin sahip olduğu taşınmazların kimin üzerine kayıtlı olduğuna bakıldığında; kırsal alanda yüzde 78’inin, kentlerde ise yüzde 68,3’ünün erkeğin üzerine ka­yıtlı olduğu görülmektedir. Türkiye genelinde kadınların gayrimenkul sahiplik oranı yüzde 8,7’dir. (2)

Bilhassa kadastrosunu inşa ettiğimiz köylerde, uygulanamaz ya da olmayan eski kayıtların olduğu mekanlarda, mevzuatı gereği senetsizden yazılan yani muhtar ve bilirkişi beyanlarınca yapılan tespitlerde sıklıkla karşımıza çıkan hadiselerde alenidir ki; kadın öyle ya da böyle dünya üzerinde yaşamasına, var olmasına, özel mülkiyet edinerek ayakları üzerinde durmasına tahammül edilemez varlıklar olarak muamele görmektedir.

Hayatın genel tecrübelerine aykırı bulunmayan bu durum maalesef sadece erkekler tarafından değil, birçok kadın tarafından da desteklenmektedir. Kız çocukları – kadınlar hayatın “bug”ı gibi muamele görmeyi hak etmemektedir. Ancak değindiğim olayları kendince “normal” bulanların, “debug” muamelesine acilen tabi tutulmasının, toplumun mantık temizliğine katkı sunacağı öngörülmektedir.

 

Kaynakça:

  1. https://feminet.org/dunyada-kadinlarin-mulkiyet-haklari/
  2. https://tbbdergisi.barobirlik.org.tr/m2017-2017-1727
PaylaşGönderPaylaşTweetPaylaş
Önceki

Şehirciliğin Dönüm Noktaları ve Tiny House Trendi

Sonraki

Dubai 2040 Vizyonu: Geleceğin Şehri

Sonraki
Dubai 2040 Vizyonu: Geleceğin Şehri

Dubai 2040 Vizyonu: Geleceğin Şehri

BU HAFTA EN ÇOK OKUNANLAR

Kentsel Dönüşümde Yapım Yardımı ve Hibe Şartları
Mevzuat

Kentsel Dönüşümde Yapım Yardımı ve Hibe Şartları

Ali Yüksel (Dr.)
19 Aralık 2024

Kentsel dönüşüm uygulama alanlarında devletin belli kriterlere göre inşaatın yapımı için yardım etmesi mümkündür. Söz konusu yardım, 6306 sayılı Kanun’un...

Devamını Oku
Atatürk’ün Hayali: İdeal Cumhuriyet Köyü

Atatürk’ün Hayali: İdeal Cumhuriyet Köyü

27 Temmuz 2023
Tarlaya İmar İzni Nasıl ve Nereden Alınır?

Tarlaya İmar İzni Nasıl ve Nereden Alınır?

24 Temmuz 2023
Hangi Masraf Ev Sahibine, Hangisi Kiracıya?

Hangi Masraf Ev Sahibine, Hangisi Kiracıya?

25 Ocak 2023
Köy Yerleşik Alanı Dışında Yapılaşma

Köy Yerleşik Alanı Dışında Yapılaşma

18 Ekim 2023

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Sürdürülebilirlik

Sürdürülebilirlik Sürdürülebilir mi?

22 Temmuz 2024
Sektör

Gayrimenkul Piyasasında Balon Riski ve Değerlemenin Önemi

29 Ekim 2024
Planlama

Planlama Nedir, Neden Gereklidir?

30 Eylül 2024
Konut

EİDS ile Yeni Dönemin Şifreleri

21 Ekim 2024
EMSAL.COM

Emsal.com, Türkiye ekonomisinin itici güçlerinden gayrimenkul sektörüne ışık tutmak amacıyla kurulmuştur.
 
Sektörün önemli konu başlıklarına dair farkındalığı hem üretici hem de tüketici açısından artırmak adına uzman kalemlerin görüşlerine yer verilen bu platformda, söz konusu alan; geniş bir perspektiften mercek altına alınmaktadır.
 
Emsal.com;

  • Uzman görüşlere ev sahipliği yapar,
  • Gayrimenkul sektörünün dijital kütüphanesidir,
  • Güvenli, kaliteli, tarafsız ve özgün içerikler yayınlar.

  • En Çok Okunanlar

  • Yapı Tatil Tutanağı Nedir, Neden Önemlidir?
  • Bina Kimlik Sistemi Devrede, Peki Yeterli mi?
  • İstanbul’un Gelecek 10 Yılda Konut İhtiyacı
  • Gayrimenkulde Yurt Dışı Talebi
  • Hisseli Tapuda Ön Alım Hakkı ve Fiili Taksim
  • Proptech Nedir, Nerede Kullanılır?
  • Afete Dirençli Kent Nedir?
  • Kiracılı Ev Satılırsa Ne Olur?
  • Kira Davalarında Arabuluculuk Dönemi
  • İmarda Terimler ve Hesaplamalar
  • Dairelerde Balkon Kapatmak Yasal mı?
  • İmar Planı Tadilatı Nedir ve Nasıl Yapılır?
  • Kiracı Satılacak Evi Göstermek Zorunda mı?
  • Kategoriler

    • Gündem
    • Sektör
    • Mevzuat
    • Analiz
    • İnovasyon
    • Sürdürülebilirlik
    • Söyleşi
    • Yazarlar

    Politikalar

    • Yayın İlkeleri
    • KVKK Aydınlatma Metni
    • Gizlilik Politikası
    • Çerez Politikası

    Telegram

    Tüm güncel gelişmeler ve haberler için
    Telegram kanalımıza katılın!

    Kanala Katılın
    • Hakkımızda
    • Künye
    • Etkinlikler
    • İletişim

    © 2025 | Tüm Hakları Saklıdır. | emsal.com

    No Result
    Tüm Sonuçları Göster
    • Gündem
    • Sektör
    • Mevzuat
    • Analiz
    • İnovasyon
    • Sürdürülebilirlik
    • Söyleşi
    • Etkinlikler
    • Konular
    • Yazarlar
    • Hakkımızda
    • Künye
    • Sektörün Emsal’i
    • İletişim

    © 2025 | Tüm Hakları Saklıdır. | emsal.com

    Deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK uyarınca kullanılan çerezler yönetebilir. Daha fazla bilgi için tıklayın.