İçindekiler
Konuya “insan” ve “mülk” odağında başlamak istiyorum. Konut, barınma, ihtişamlı yapılar ve toprak mülkiyeti gibi konular geçmişten günümüze (hatta uzay araştırmaları ile sanal ve dijital dünyada yer alan Metaverse evrenini, Ay’dan ve Mars’tan arsa satışlarını düşünüp gelecek yılları da bağlayacak olursak) insanlık tarihinin en önemli konularından biri “mülk” olmaya devam edecektir.
Biz Türkiye devleti olarak yaşadığımız coğrafya gereği, Asya ve Avrupa gibi iki ana karanın ortasındaki yerimizle dünyanın sosyal, ekonomik ve siyasal merkezi konumunda olmak gibi bir sorumluluğu da üstlenmiş bulunuyoruz.
Bu sorumluluktan dolayı özellikle 2000’li yıllardan itibaren yaşam standartlarımız, (dünyanın da genel değişimine ayak uydurarak) ulaşım, turizm, sağlık, konut/barınma, spor, havalimanları gibi alanlarda geçmiş yıllara göre yükselen bir ivmeyle devam etti.
Hızlı Yapılaşma, Herkesi Bilinçsizce Alım Satım Yapmaya Yöneltti
Yakalanan bu ivme ile inşaat çalışmalarındaki terminler öne çekilip, doğaya saygılı ve planlı imar çalışmaları suistimal edildi. Sonrasında da inşaatların yapım ve işçilik kalitesi ile iş sağlığı ve güvenliği kuralları önemseniyor gibi görünse bile rakamlar bize tam tersini gösterdi. İnşaatlardan hemen sonra yaşanan kalite sorunları ve inşaat çalışmalarında yaşanan kaza ve ölümler ile bu haberlerin devamı bize amaçlananın değil gerçeklerin ne olduğunu açık bir şekilde gösteriyordu.
Oysaki yaşam denilen olgu, tüm evren ve doğa içerisinde süregelen bir döngüden başka bir şey değildir. Canlılığın temeli bile yapılaşma üzerine kurulmuşken, genel olarak inşaat yapıları ve gayrimenkul alım satımları ile yükselen yaşam standartlarımız doğaya saygı ve insani/manevi değerler anlamında değişen dünyanın ritmine ayak uyduruyordu.
2010 yılından itibaren Türkiye’nin birçok ilinde çalışmalar yürütmüş biri olarak, bu ivme ile her alanda çok hızlı bir yapılaşma olduğunu ve bu yapılaşmanın karşılığı olan arz-talep dengesindeki müşteri davranışlarının da herkesi gayrimenkul piyasasında bilinçsiz bir şekilde alım-satım yapmaya yönelttiğini söyleyebilirim.
Bilinçsizlik Pahalıya Patladı
Özellikle büyükşehirler ve turistik bölgelerdeki gayrimenkuller konusunda müşteriler başından sonuna, yapımdan satışa kadar olan süreçte hiçbir yeterliliği olmayan inşaat firmalarının çalışmaları ile muhatap oldular.
Öte yandan mühendislik ve etik satış bilincinden uzak, yetersiz firmalar (deprem ülkesi olarak her yanımız faylarla kaplıyken bile) inşaat yapmanın temel prensibi olan, “kaba inşaat” denilerek önemsenmeyen ama asıl dinamik olan “kalite ve denetimden uzak” bir şekilde inşaatlar yaptılar ve büyüdüler (işini hakkıyla yapan firmalar bu konunun dışındadır).
Bunda görsel süslemelerden etkilenen müşteriler de dahil olmak üzere; mimarlar, mühendisler, yapı denetim firmaları, resmî kontrol ve denetim mekanizmaları, beton ve demir firmaları, emlakçılar ve bu kalitesizliğin önderi müteahhitlerin payı var. Ayrıca sadece bir gayrimenkulü veya yazlığı olsun isteyen sade vatandaşların da mülk alırkenki bilinçsizliği, paralarının karşılığı olmayan mülkleri satın almalarına yol açtı.
Mülk Alırken Bilinçli Davranmak Gerekir!
Başlığı atarken Türkiye’de inşaat sektörüyle ilgili kısımları yukarıda kısaca belirttim. Aslında özetlemek istediğim nokta şu; odak noktasını insanın belirlediği Türkiye lokasyonu ve doğasında, “para, yaşam ve gayrimenkul” döngüsünde kendini konumlandırmak isteyen insanoğlunun gayrimenkul/mülk alırken daha bilinçli davranması gerekiyor.
Bilinçli davranış, müşterinin değerini artıracak ve inşaat sektörünün dolaylı olarak gelişmesine katkıda bulunacaktır. Hangi ürüne hangi parayı ödediğinizin karşılığı olarak da arz-talep dengesinde güçlü konumda yer alacaksınız. Müşteriler olarak şunu bilmelisiniz ki gayrimenkul alırken para sizde ve siz, müteahhit firmalar ve emlak firmaları için değerlisiniz, Kalibrasyon ve olması gereken hizmet seviyesine ulaşmamız ancak sizin “zor müşteri” olmanız ile mümkün olacaktır.
Menfaate Değil Garantiye Odaklanılmalı
Biraz daha detaya girecek olursak; mülk alırken sadece telefondan, sosyal medyadan, bir komşudan veya yakından, satış danışmanından duyduklarınızla değil, rasyonel verilerle hareket ederek, %100 gerçekler ile alım-satım işlemlerinizi yapmanızı tavsiye ederim. Gerçeklerle hareket edilmeyen durumların sonrasında büyük problemler yaşanacağı ve kandırılmış olma duygusunun içinizden kolay kolay atılamayacağı da malumunuz…
Piyasa koşulları ne olursa olsun mülk alırken “menfaat odaklı hizmet alımına değil garantili hizmet alımına” yönelerek, kısa vadede yüksek getirisi olmasa da uzun vadede sizlere kazandıracak mülklere odaklanmanız, işlerinizi kolaylaştıracaktır.