İçindekiler
“Depreme dayanıklı bina! Yüksek katlı lüks rezidans! Cennetten bir köşe! İnsanın evi gibisi yok! Evim evim güzel evim!..”
Deprem mi oluyor?
Deprem oldu!
Binamız yıkıldı, yardım lütfen!
Sessizlik! Sessizlik! Sessizlik!
Sesimi duyan var mı?..
Bildikleriniz Maalesef Bildiğiniz Gibi Değil
Dost acı ve doğru söyler. Sektöre yıllarını vermiş biri olarak bu yazıyı okuyanlara, dinleyenlere, ilgilenenlere, araştıranlara, “Acaba binam nasıl, bize bir şey olur mu?” diye endişeye düşenlere, panik olanlara, aileleri için korkanlara önerim, yazı dilimi “dost” olarak görmeleridir.
Dünyamızda yaşadığımız jeolojik değişimlerden olan ve ülkemiz insanları için (dirençli kentler ve yapılar oluşturamamaktan kaynaklı sonuçlarla) acı hatıralar yaratan deprem felaketi, bir kez daha 6 Şubat 2023 tarihinde 04:17 ve 13:24 saatlerinde gerçekleşerek geride büyük yaralar açtı.
Teknik Açıdan Deprem
TV’lerde ve sosyal medyada yeterince bilgilendirme yapıldığı için bilinenleri özet olarak geçeceğim:
Deprem lokasyonu ve ivmesi: Kahramanmaraş, Pazarcık ve Ekinözü. 7,8 Mw ve 7,5 Mw (9 saat ara ile).
Etkilenen bölgeler: Pazarcık merkezli 200 km yarıçapındaki çevre il ve ülkemize sınır diğer ülkeler (yaklaşık olarak Almanya büyüklüğünde bir alanda hasar söz konusu).
Yıkılan bina sayısı: 18.200
Bu veriler ne anlama geliyor? Türkiye bir deprem ülkesi. Batı, Doğu ve Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerine konutlar inşa edilmiş ama deprem açısından güvenlik sorgulanmamış. Türkiye’de konut, uzun süre düşünülüp, araştırılıp, sorgulanıp, acele edilmeden alınmalı. Emlakçılardan değil gerçek mühendislik firmalarından destek alınarak araştırılmalı. Emlakçılara yüz binlerce TL ödeyen tüketiciler, ailelerinin yaşam güvenliğini çok daha küçük miktarlardaki profesyonel destek ödemelerinden kaçmak için riske atmamalı, yapısal ekspertizler yaptırıp raporu gördükten sonra alacakları konutun güvenilir olduğuna kanaat getirmelidirler.
2000 yılı sonrası yapılıp yıkılan bina oranı: %51
2018 Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği 2019 yılında uygulamaya alındı. Yani ruhsat tarihi itibarıyla 2019 yılından sonra yapılan binaların tercih edilmesi öncelik olabilir. Yapı denetim kanunundan sonra yapılan binalarda da yıkılanlar var! Kanunlar tek başına etkisiz demek ki. Teorik kısmın uygulamadaki geçerliliğine bakıp denetlemeden, doğru parametreleri analiz etmeden yalnızca kanun koymak yetersiz geliyor.
Ağır hasarlı veya yıkılacak konut sayısı: 269.051
Bu veri, acil müdahale edilemediği için enkaz yığınlarının binlerce can kaybına neden olduğu anlamına geliyor.
Tespit yapılamayan konut sayısı: 231.878
Durumun vahametine bakınca yetersiz kalındığı ortaya çıkıyor. Kaldı ki bu karmaşık ortamda yapılan tespitlerin doğruluğu da denetlenmeli.
Depremden zarar gören yapı sayısı: 717.614
6 Şubat 2023 bir milat olmalı. Bu yıkımın yarattığı bilinçle yapı inşası hususunda etken olan kim varsa bu işin ciddiyeti kavranmalı. Müteahhitlik yapmak bu kadar kolay olmamalı. Bu işlere imza atanlar tek tek incelenmeli. İnşaatlar kaba ve ince hâlleriyle ayrıca denetlenmeli.
Ruhsat ve iskan aşamaları ayrı kısımlara bölünmeli. Üst kurum olan ve projeleri onaylayan belediyelerin; imar yönetmeliklerini, mimari sınırlamaları, statik çözümleri ve iskan yüzdelerini verirken doğru denetlemelerde bulunmaları gerekir. Belediye-müteahhit ilişkileri son bularak kurallar herkes için aynı olmalıdır.
Bunların yanında beton firmalarının standart üstü yetkinliklerde olmaları, proje, tasarım, uygulama ve inşa birimlerinde görev alan ekiplerin yaptıkları işin sonuçlarının sorumluluğuyla yüzleşebilmeleri konusunda daha doğru davranabilmeleri, ranta değil, mesleki değerlere önem verilerek bunlara uyulmasını anayasa hâline getirmiş donanımlı mesleki kadroların ve sistemlerin kurulması gereklidir.
Depremden zarar gören ortalama aile sayısı: 500.000
Bu konu toplumsal bir yaranın ötesinde artık. Öyle ki depremden sonra ülke geneli ve dünya üzerinden gelen yardımların hiçbiri yadsınamaz ama maalesef ateş düştüğü yeri yakıyor, hatta kor ediyor.
Deprem henüz yeni olduğu için travmatik sonuçları muhtemelen daha sonra ortaya çıkacak. Daha bir ay geçmiş olmasına rağmen yağmur yağdığında bile mağdur olan depremzedelerin yaraları yara bandıyla kapatılsa da hepimiz biliriz ki yara bandı ve bandajlar geçici tedavidir. Doğru tedavi uygulanmazsa daha kötü sonuçlar doğacağı aşikârdır. Gerçekler acıdır ve bu acılar çeşitli vicdan tatminleriyle geçmeyecektir. Topyekûn dayanışma ortamı, toplumun tamamına yayılmalı ve hiç kimse hemen normalleşmemeli.
“Kahramanmaraş Depremlerine Teknik ve İnsani Bakış” yazı dizimizin ikinci bölümünü okumak için tıklayınız.