İçindekiler
2. Sürdürülebilir Tesis Yönetimi Zirvesi, sektörün sürdürülebilirlik vizyonunu güçlendirmek amacıyla 29 nisan günü Nişantaşı Üniversitesi Doç. Dr. Cevdet Uysal Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Uluslararası Tesis Yöneticileri Derneği (TESYÖN), Uluslararası Tesis Teknik Müdürleri Derneği (UTTMD) ve Odaklı Grup iş birliğiyle düzenlenen zirvede; iklim değişikliği, doğal kaynaklarda yaşanan azalma ve enerji verimliliği gibi küresel sorunlar çerçevesinde tesis yönetiminde sürdürülebilir yaklaşımların önemi gündeme taşındı.
Zirve kapsamında yapılan oturumlarda; enerji yönetimi, doğal kaynakların korunması, sıfır atık uygulamaları, dijitalleşme ve akıllı altyapı sistemleri gibi konulara mercek tutulurken; konuşmacılar sürdürülebilir tesis yönetiminin çevresel, ekonomik ve sosyal boyutlarını değerlendirerek sektörün geleceğine ışık tutacak çözüm önerilerini paylaştılar.
İşte etkinlikten öne çıkan başlıklar:
Prof. Dr. Selma Karatepe: Sürdürülebilirlik, Hayatımızda Çok Kritik Bir Öneme Sahip
Zirvenin açılış konuşmasını yapan Nişantaşı Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Selma Karatepe, iklim değişikliği ve doğal kaynakların tükenmesi karşısında sürdürülebilirliğin bir zorunluluk olduğunu vurgulayarak şunları aktardı:
Sürdürülebilirlik kavramı hayatımızın her alanında çok kritik bir öneme sahip artık. İklim değişikliğinin etkileri, doğal kaynakların hızla tükenmesi, çevresel sorunların giderek artması bizleri daha sorumlu ve bilinçli olmak zorunda bırakıyor. Bu noktada tesis yönetimi alanındaki paydaşlara da çok büyük sorumluluklar düşüyor. Tesisler şehirlerimizin ve yaşam alanlarımızın merkezini oluşturuyor. Bu nedenle tesislerin sürdürülebilirlik ilkesi doğrultusunda yönetilmesi sadece çevresel sorumluluk değil ekonomik verimlilik ve sosyal refah açısından da büyük önem taşıyor. Enerji tasarrufu, su yönetimi, atık azaltımı, yeşil bina uygulamaları ve döngüsel ekonomi prensipleri, sürdürülebilir bir tesis yönetiminin temel taşlarını oluşturuyor.
Dr. Aylin İlgen: Sürdürülebilir Tesis Yönetimi Geleceğin Anahtarıdır
Açılış konuşmasını yapan bir diğer isim olan TESYÖN Başkanı Dr. Aylin İlgen, sürdürülebilirliğin doğru üretim ve bütüncül yaklaşımlarla sağlanabileceğini belirtti ve tesis üretimi alanında yüksek lisans programı açılacağını duyurdu. İlgen, şöyle konuştu:
Sürdürülebilir tesis yönetimi; doğayı, insanı ve kaynakları merkeze alarak her yapının yaşam döngüsüne bilinçli bir yön vermektedir. Sürdürülebilirlik; enerjiden suya, güvenlikten konfora kadar her detayı çevreye ve insana saygı göstererek yönetme sanatıdır. Bir yapının sürdürülebilir olması yalnızca yeşil teknolojilerle değil, doğru yönetim, doğru kullanım ve doğru bakış açısıyla mümkündür. İşte bu yüzden sürdürülebilir tesis yönetimi de geleceğin anahtarıdır.
Tesis Yönetimi Yüksek Lisans Programı İçin Son Safhadayız
TESYÖN olarak çıktığımız bu yolda savunduğumuz değerler kapsamında tesis yönetiminin bir bütünlük içinde ele alınması, mühendislik, mimarlık, hukuk, finans, işletme ve bunlar gibi pek çok diğer disiplinlerle bir arada incelenerek akademik temeli oluşturulması gerekliliğini geçen yılki zirvede olduğu gibi bu yıl da vurguluyoruz. Sayın rektörümüzün ve üniversitemizin desteği ile tesis yönetimi yüksek lisans programının açılması için son safhaya gelmiş bulunmaktayız.
Tesislerimiz Yetkin Olmayan Kişilerin Eline Bırakılamaz
Tesis yöneticisi olarak bir meslek kodumuz yoktu ama artık adsız kahramanlar olmayacağız. Bu yönde çok önemli bir adım atmış bulunuyor ve derneğimizin kurulduğu ilk gün verdiğimiz sözü tutarak tüm profesyonel tesis yöneticilerinin haklarını savunan, siz meslektaşlarımız için daha iyi bir gelecek adına tarihe imza atmaya devam ediyoruz. Tesislerimiz yetkin olmayan kişilerin eline bırakılmayacak kadar değerlidir. Çünkü bu tesislerde hem bizler hem sevdiklerimiz çalışıyor ve yaşıyoruz.
Ön lisans ve yüksek lisans programları için müfredat hazırlıklarımız son hızla devam ederken bir güzel haberim de site müdürleri, alışveriş merkezi yöneticileri, endüstriyel tesisler vb. gibi tüm tesisleri kapsayan profesyonel tesis yöneticilerinin mesleki yeterlilik belgesi de TESYÖN tarafından verilecektir. Unutmayın ki, tek bir doğru vardır. O da yolun doğru tarafında ilerleyen, birlik ve beraberlik içerisinde tek gayesi sektöre katkı sağlamak olan eğitimli, bilinçli ve ahlaklı insanların yanıdır.
Kemal Evcioğlu: Modern Bina Tesis Yönetimini İleri Teknolojiyle Gerçekleştirmek Amacındayız
UTTMD Başkanı Kemal Evcioğlu ise küresel değişimlerin sektöre etkilerini aktararak iş birliğinin ve teknolojinin önemine dikkat çektiği konuşmasında şunları dile getirdi:
İnsanlık tarihinin en önemli ve belki de en hızlı sistemik dönüşümü içindeyiz. Yaşadığımız krizler rastlantı değil. Dünya nüfusundaki aşırı artış, şehirleşme, kaynaklardaki sınırlılık ve dolayısıyla küresel ısınma… Jeopolitik mücadeleler günümüzde ülke ekonomilerine ve dolayısıyla da tesis yönetimine meydan okuyan sorunların başında gelmektedir. Öte yandan dünya önemli değişimler yaşamaktadır. Klasik bina yönetiminden modern bina yönetimine geçiş işte böylesi bir konjonktür içinde gerçekleşmektedir.
Biz tesis yönetimi bağlamında binalarımızı yaşayan organizmalar gibi görmekteyiz. Modern bina tesis yönetimini, devrim niteliğindeki teknolojik uygulamaların getirdiği esneklik ve etkinlik ile gerçekleştirmek amacındayız. Bu kapsamda ürettiğimiz tesis yönetim çözümleri; enerji etkinliği, konfor ve güvenlik gibi parametreleri eş önemde ele almayı gerektirmektedir.
Endüstri 4.0 ve 5.0 gibi yeni kavramlar, yeni yaşamsal rekabet alanları yaratmıştır. Bununla birlikte yaşanan gelişmeler krizlerin fırsata çevrilme olanaklarını da beraberinde getirmektedir. Ne var ki bu fırsatlar ancak iş birliği, süreklilik, çaba, dinamiklik ve katılımcılıkla yakalanabilecektir. Biz zorluklara karşın bu bilgi çağının fırsatları olduğunu görüyor, sürdürülebilirlik odağıyla bunlardan yararlanarak modern bina ve tesis yönetimine katkıda bulunabileceğimize inanıyoruz.
Süleyman Görenekli: Tesislerde Sürdürülebilir Konfor İçin Varlık Yönetimi Uygulanmalı
Protokol konuşmasında söz alan Türkiye Tesis Yönetim ve Tedarikçileri Federasyonu (TYTFED) Başkanı Süleyman Görenekli sürdürülebilir konfor alanlarının planlama ile sağlanabileceğini vurgulayarak şunları aktardı:
Tesislerde sürdürülebilir bir konfor düzeyi sağlamak istiyorsak, varlık yönetimini tüm gelişmeleriyle, bilimsel ayrıntılarıyla tüm tesislerimizde uygulamamız gerektiğini düşünüyorum. Varlık yönetimine ilk adımın da düzgün, işinin uzmanı tarafından yapılmış bir planlama ile başlanacağını hatırlatmak istiyorum. Bu planlamanın ne yazık ki ülkemizde henüz bu konuda akredite olmuş, deneyim sahibi firmaların veya kişilerin yapması ile ilgili bir yasal düzenlememiz yok. Umuyorum bütün bu çabalar ve çalışmalar bunun mümkün olan en kısa sürede yapılmasını sağlayacak.
İkinci ve özellikle vurgulamak istediğim konu ise şu: Biz bir yeri, bir tesisi yönetmek deyince ne yazık ki sınırlı konularla ilgili hedefler belirliyoruz. Temel hedefimiz sürdürülebilir bir konforu sağlamaksa eğer oradaki teknik donanımın eksiksiz, aralıksız ve mümkün olan en iyi şekilde bakımlarının yapılarak takip edilmesi ile ilgili konuyu atlıyoruz diye düşünüyorum. Bu konuda bu tip çalıştay ve zirveler hepimizi daha doğru uygulamalara yönlendirecektir.
Prof. Dr. Uğur Yozgat: Akıllı Sistemler İçin Akıllı Kullanıcılar Gerekiyor
Nişantaşı Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Uğur Yozgat çevre dostu yaklaşımların önemine ve teknolojinin insan düşüncesi üzerindeki etkilerine dikkat çekerek şöyle konuştu:
Biz üniversite olarak, teknoloji kaçınılmaz diyoruz. Burada akıllı binalar, yarı akıllı binalar diyoruz. Bunları kullananlar akıllı değilse o akıllı sistemler ne işe yarayacak? Biz aslında insanlarla insanlık için bir şey yapmaya çalışıyoruz. O farkındalığı yaratamazsak, dünyadaki her bir birey bunun farkında değilse o zaman nereye gideceğiz? Farkındalık çok önemli. Unutmayalım, biz bunu insanla yapıyoruz. Yapay zekâdan da yararlansak bunu yapan biziz, onu programlayan da biziz. İşte burada geleceğin ne olacağını da tartışacağız. Gelecekte ne yapacağız?
Robotlar diyoruz, yapay zekâ diyoruz ama yapılan araştırmalar şunu gösteriyor; insanların zekâsı sürekli gelişirken maalesef ki son yıllarda bu gelişim yavaşlamaya başladı. Bunun çok tehlikeli bir yolculuk olduğunu lütfen unutmayalım. Biz düşünmez ve sorgulamazsak, bu fonksiyonlarımızı makinelere bırakırsak o zaman bize ihtiyaç zaten kalmayacak.
Zirvenin ilk oturumu “Sürdürülebilirlik Kapsamında Sektörel Değerlendirme ve Mevzuat Değişikliği” başlığıyla gerçekleştirildi. Oturumda; Türkiye Kentsel Tesis Yönetim Derneği (TRKTYD) Başkanı Suat Sandalcı, Tesis Yönetim Derneği (TRFMA) Başkanı Nazlı Uzunlar, Emlak Konut Genel Müdür Yardımcısı Metin Tekin ve Emlak Yönetim Genel Müdür Yardımcısı Kenan Apaydın söz aldılar.
Suat Sandalcı: Tesis Yönetiminde Yeni Mevzuatımız Son Aşamada
Türkiye Kentsel Tesis Yönetim Derneğinin Kat Mülkiyeti Kanunu’na yönelik lisanslama çalışmalarını aktaran Suat Sandalcı şöyle konuştu:
2019 yılından bugüne kadar hayata geçirmek istediğimiz çalışma, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’na tabi, profesyonel tesis yönetimi hizmeti veren şirketlerimizin sektördeki lisanslaşma çalışmalarını başarmaktır. Bu kapsamda da en önemlisi, 1965 yılında yazılmış olan 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun revize işlemlerinin başlatılmasıdır. Çünkü kanunumuz, günümüzdeki toplu konut yaşam alanlarımızın, tesislerimizin talep ve önerilerini karşılayamamaktadır.
Kat ettiğimiz yol kapsamında şu anda mevzuat İç İşleri Bakanlığına, Adalet Bakanlığına iletildi. Onlardan da görüş alındı. Şu an da mevzuatın son aşamaya geldiğini söyleyebilirim. Bu işi mevzuata göre sağlayabilecek bilirkişiler, bu hizmetleri yakında Türkiye genelinde toplu konut yaşam alanlarında verecekler. Denetimler de bağımsız denetim firmaları tarafından yılda en az bir defaya mahsus, rutin gerçekleştirilecek.
Nazlı Uzunlar: Üzerine Yeterince Düşünmediğimiz Yaşamsal Bir Mücadelenin İçindeyiz
Konuşmasında doğal kaynakların korunmasının önemini vurgulayan Nazlı Uzunlar, şunları söyledi:
İnsanlar yüzyıllar boyunca gezegeni çok hoyratça kullandılar ve kaynakların hiç bitmeden devam edeceğini sandılar. Üzerine yeterince düşünmediğimiz yaşamsal bir mücadelenin içindeyiz. Bu dünyayı biz atalarımızdan miras mı aldık yoksa çocuklarımızdan ödünç mü aldık? Bu, sürdürülebilirliği çok güzel anlatan bir ifade.
Gerçekten hızla tükettiğimiz korkunç manzaraya dönüp bakmanın zamanı geldi. Şu anda çalışarak kazandığımız servetimizle değil de bir bankadan kredi alan müsrif mirasyediler gibiyiz açıkçası bu dünyada ama sürdürülebilirlik güzel haber. Artık akademisyenlerin toplantılarda, kapalı odalarda sohbetlerinde paylaştığı bir kavram değil. Hepimizin gerçek sorumluluğu ve yapmak zorunda olduğu şeyleri barındırıyor içinde. Bu sadece bireylerin değil, kurumların ve sektörün de sorumluluğu. Bizler tesis yöneticileri olarak bunu kâğıttan yaşama döken uygulayıcılarız. Sürdürülebilir uygulamalar sadece çevresel bir hassasiyet değil, ekonomik ve sosyal boyutta da değerlendirilmesi gereken bir kavram. Belki de bu dönüşümün görünmeyen kahramanları tesis yöneticileridir. Bu ekipler topluma karşı olan sorumluluğumuzun savunucuları. Onlar sayesinde yazdığımız hedefler gerçekliğe dönüşüyor.
Hülya Çakır: Amacımız Sürdürülebilir Bir Gelecek
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Sıfır Atık Envanter ve Eğitim Şube Müdürü Hülya Çakır, Bakanlık kapsamındaki sıfır atık uygulamalarına dair yaptığı konuşmasında şunların altını çizdi:
Tüketim alışkanlığımız değişti. Nüfus arttı, sanayileşme ve teknoloji bizi başka bir boyuta götürdü. Artık sadece ham madde kaynağımız yok olmuyor, aynı zamanda çevremizi de kirletiyoruz. Doğaya attığımız herhangi bir ürün veya atık, doğada uzun yıllar kalıyor. Doğa bu kirliliği temizleyemiyor. Bugün insan kanında mikroplastikler bulunuyor. Biz ulaşabildiğimiz her noktayı kirletiyoruz.
Bu noktada tüm dünya çevreci yaşam modeli arayışı içinde. Sürdürülebilirlik, döngüsel ekonomi, sıfır atık vb. diyoruz. Farklı farklı modeller uygulanıyor. Amacımız ortak: sürdürülebilir bir gelecek, atığı önlemek ve yaşanabilir bir dünya bırakmak.
Biz de yıllardır Bakanlığımızda çalışmalar yürütüyoruz. Çalışmalarımızı daha sürdürülebilir yapmak, örnek uygulamalar hayata geçirmek ve bazı uygulamalarda standardı yakalamak adına 2016’da “Sıfır Atık” yolculuğuna pilot ölçekte başladık. 2017’ye geldiğimizde bütün ülkede uygulanmasına ilişkin yola çıkıldı. Yönetmelik hazırladık, 11. Kalkınma Planı’nda yer buldu. Yazılım sistemi kurduk, sektör kılavuzları hazırladık, genelgeler yayınladık.
