İçindekiler
6 Şubat Kahramanmaraş Depremleri ile yaşadığımız acı sonuçlar, deprem riski taşıyan bölgeler başta olmak üzere birçok ilde endişe yaratmıştır. Son dönemde vatandaşlar binalarının depreme dayanıklı olup olmadığını araştırmakta ve can güvenlikleri için çeşitli çözümler aramaktadır. Bu kapsamda yapılardan karot alınması ya da performans testi de denen binanın deprem dayanıklılığının ölçülmesi gibi çeşitli ihtiyaçlar ön plana çıkmıştır.
Karot Alındıktan Sonraki Süreç
6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun gereği tek bir kat malikinin başvurusuyla alınabilen karot numunesi sonucu binanın riskli olduğu tespit edilirse söz konusu süreç, tahliye ve yıkıma kadar gitmektedir. Bu nedenle karot testi öncesi; tahliye, yıkım ve en önemlisi yeni bina inşa edilmesinin yol açacağı süreç ile maliyet analizi iyi planlanmalıdır.
Riskli Yapı Başvurusu
Öte yandan yaşadığınız binada aşağıdaki başlıklardan bir ya da birkaçı mevcutsa, yapının olası bir depremde yıkılacak derecede riskli hâle gelmesi nedeniyle belediye veya valiliğe herhangi bir test olmaksızın doğrudan başvuru yapabilirsiniz:
- Sıva altı derin çatlak,
- Merdivenlerde ayrılma,
- Kolon ve kiriş birleşim noktalarında çatlak,
- Kolon kesilmesi,
- Projeye aykırı tadilat,
- Ciddi seviyede korozyon.
Karot ya da bina dayanıklılık testinin aksine buradaki en önemli avantaj, başvuru için malik olma şartının aranmamasıdır. Kiracı, kapıcı, intifa hakkı sahibi, yan binada oturan vatandaş veya muhtar dahil herkesin bu başvuruyu yapma hakkı vardır. Nitekim söz konusu durumda risk kamu güvenliğini etkilediğinden, başvuru hakkı sadece tehlike arz eden yapı malikleri ile sınırlandırılamaz. Binanın zemininin de riskli olması, örneğin fay hattı üzerinde bulunması durumunda yapı güvenliği olumsuz etkilendiğinden risk seviyesi artacaktır ve hızlı müdahale gereklidir.
Riskli Yapılarda Süreç Nasıl İşler?
3194 sayılı İmar Kanunu madde 39’da yıkılacak derecede tehlikeli yapılarla ilgili şu ifadelere yer verilmektedir:
Bir kısmı veya tamamının yıkılacak derecede tehlikeli olduğu belediye veya valilik tarafından tespit edilen yapıların sahiplerine tehlike derecesine göre bunun izalesi için belediye veya valilikçe on gün içinde tebligat yapılır. Yapı sahibinin bulunmaması halinde binanın içindekilere tebligat yapılır. Onlar da bulunmazsa tebligat varakası tebliğ yerine kaim olmak üzere tehlikeli yapıya asılır ve keyfiyet muhtarla birlikte bir zabıtla tespit edilir. Tebligatı müteakip süresi içinde yapı sahibi tarafından tamir edilerek veya yıktırılarak tehlike ortadan kaldırılmazsa bu işler belediye veya valilikçe yapılır ve masrafı %20 fazlası ile yapı sahibinden tahsil edilir. Alakalının fakruhali tevsik olunursa masraf belediye veya valilikçe bütçesinden karşılanır. Tehlike durumu o yapı ve civarının boşaltılmasını icabettiriyorsa mahkeme kararına lüzum kalmaksızın zabıta marifetiyle derhal tahliye ettirilir.
Bu madde gereği başvuruyu alan kurum (belediye ya da valilik), teknik heyet ile yerinde inceleme yaparak rapor düzenlemekte ve binada oturan maliklere tebligat yaparak tahliye talep etmektedir. Ayrıca imkân varsa binadan karot alınarak riskli yapı kapsamına girmesi ve 6306 sayılı Kanun’un sağladığı avantajlardan (kira yardımı, faiz desteği, harç muafiyeti, KDV indirimi vs.) faydalanılması için bildirim yapılmaktadır. Diğer bir ifade ile aşamalı bir şekilde yıkıma gidilmekte, bu hususta maliklere yol gösterilmektedir.
İlgili idarenin bildirimi ve yasal sürelerin sona ermesi ile bina tahliye edilmez ve/veya yıkılmazsa bu işlemler zor kullanılarak yapılır ve yıkım masrafları maliklerden arsa payı oranında %20 fazla olarak tahsil edilir.
Bu bilgiler ışığında binaların kontrol ettirilerek ilgili kurumlara başvuru yapılmasının, olası bir depremde can ve mal kayıplarını önleyeceği çok açıktır.