İçindekiler
Teknolojik gelişmelerle birlikte yakın gelecekte kas gücüyle yapılan çoğu mesleğin risk altında olacağı ve dijital dönüşümün gerektirdiği yetkinlikleri kapsayan yeni mesleklerin günümüze adapte edileceği öngörülüyor. Bu değişimin hedef odaklı bir yaklaşım ile yönetilerek, uzun vadeli bir istihdam politikasının hayata geçirilmesi ise büyük önem taşıyor. Artan işsizlik sorunuyla karşılaşmamak ve gerçekleşen bu dönüşüme zamanında ayak uydurabilmek için, ihtiyaç duyulan yetkinliklere sahip insan kaynağının verimli bir şekilde yetiştirilmesine yönelik kısa, orta ve uzun vadeli planlamalar yapılması gerekiyor.
Dijital Devrim, Sektörlere Ne Kattı?
Hızla gerçekleşen dijital dönüşümün getirdiği ikinci makine çağında makineler anlama, konuşma, görme, yazma vb. gibi daha önce hiç göstermedikleri yönleriyle ön plana çıkmaya başladılar. Teknolojilerdeki yapay zekâ, otonom robotlar, sürücüsüz araçlar, büyük veri ve ileri analitik, bulut bilişim, artırılmış gerçeklik, sanal gerçeklik, nesnelerin interneti, yeni nesil akıllı sensör teknolojileri ve siber güvenlik gibi gelişmeler, birinci makine çağının kapatılarak ikinci makine çağı olarak isimlendirilen dijital dönüşüm devriminin başlamasını sağladı. Bahsi geçen teknolojilerin sanayi, hizmet, eğitim, sağlık ve inşaat sektörlerinde uygulanmasıyla sağlanan katma değer, verimlilik, kârlılık, hız ve kalite artışının dünya ekonomisi üzerinde olumlu etkiler bırakacağı ise aşikâr.
Teknolojiler Birer Tehdit Olabilir mi?
Dünyayı saran dijital dönüşüm, avantajlı olduğu kadar dezavantajlara da sahip olabilir. Örneğin, bu teknolojiler ilerleme kaydetmiş ülkeler ve organizasyonlara önemli fırsatlar sunarken, bu alanda geri kalmış ülke ve organizasyonlar için rekabet edebilirlik açısından büyük bir tehdit oluşturabilir. Diğer yandan günümüzde insanlar tarafından yürütülen ve beyin gücü gerektirmeyen sıradan işleri dijital teknolojilerin ve robotların yapmaya başlaması ile yüksek miktarda işin yok olacağının öngörülmesi, dijital dönüşümün sunduğu en büyük tehdit olarak düşünülüyor.
Dijital dönüşümle birlikte öngörülen tehditleri fırsata çevirmek için öncelikle bu zorlukların tanımı doğru ve dikkatli bir şekilde yapılmalı, bu sorunların çözümüne ilişkin bir tartışma başlatılmalı. Tarihe bakıldığında sanayi devrimlerinde süreçlerin doğru tanımlanması ve yönetilmesi sayesinde istihdam oranında azalış yerine ciddi bir artış olduğu gözlemleniyor. Peki, dijital dönüşüm devriminin ekonomik ve sosyal alanlarda ortaya çıkaracağı olumsuz etkileri en aza indirmek için neler yapılabilir?
Uzun Vadeli Bir İstihdam Politikasına İhtiyaç Var
Gelişen teknolojiyle birlikte birçok mesleğin risk altında olması ile paralel olarak yeni mesleklerin de gündeme gelmesi öngörülüyor. Buna ayak uydurulabilmesi için bu değişimi, hedef odaklı bir yaklaşım ile yöneterek uzun vadeli bir istihdam politikasının hayata geçirilmesine ihtiyaç duyuluyor. Bu anlamda çeşitli yol haritaları sunuluyor. Örneğin, dönüşümden etkilenecek meslekler incelenip yeni yetkinlikler analiz edilerek, ihtiyaç duyulan yetkinliklere sahip insan kaynağının yetiştirilmesine yönelik öneriler ve kısa, orta ve uzun vadede planlar geliştiriliyor. Gelecek çalışmalarda ise Türkiye’deki eğitim müfredatlarının incelenerek, ders içeriklerinin dijital dönüşüm gereksinimlerini karşılayacak şekilde güncellenmesi gerektiğinin incelenmesi planlanıyor. Dijital dönüşümün gerçekleştirilebilmesi ve gelişmişlik seviyesi açısından Türkiye’nin, diğer ülkelere göre dezavantajlı duruma düşmesi gibi problemlerle mücadele edilmesi anlamında bu yol haritaları büyük önem taşıyor.