İçindekiler
İletişim Danışmanı Tuğba Ejder’in hazırlayıp sunduğu ve TRT Haber ekranlarında izleyicilerle buluşturulan “Dünyayı İnşa Edenler” programı, Türkiye’nin inşaat sektöründe önde gelen 17 iş insanının hayat hikâyesini izleyicilerle buluşturmasıyla biliniyor. Haftalık olarak yayınlanan programların ardından Tuğba Ejder, yayınlardaki öne çıkan anılardan bir kitap kaleme alarak okurların beğenisine sundu. Sektörde başarılarıyla fark yaratan isimlerin iş hayatında geçirdikleri süreçleri birinci ağızdan okurlara aktaran bu eser, girişimci gençlere de yol gösterici nitelikte.
Yazar söz konusu eserde; Ahmet Çalık, Erhan Boysanoğlu, Erol Üçer, Gönül Talu, Hüseyin Arslan, İdris Yamantürk, İlhan Adiloğlu, Mithat Yenigün, Namık Tanık, Nihat Özbağı, Nihat Özdemir, Nuri Özaltın, Oğuz Gürsel, Saffet Çebi, Şarık Tara, Ünal Akpınar ve Zeynel Özdoğan gibi kıymetli iş insanlarının başarı öykülerini onların söylemleriyle temellendirerek konu ediniyor.
Eserin içeriğinde yer alan her bir iş insanının öne çıkan söylemlerine hep birlikte göz atalım.
Ahmet Çalık’tan Babasına: “Ayrı Bir Şirket Kurmak İstiyorum”
“Ayrı bir şirket kurmak istiyorum, kendi girişimlerimde bulunmak istiyorum. Bugüne kadar aile işlerinde öğrenmem gerekenleri öğrendim. Bundan sonrası için kendim çalışmalıyım. Bana sermaye verirsen kendi işimi kuracağım.”
Erhan Boysanoğlu: “Özel Hayatımız Kalmıyor”
“Bizim sektör diğerlerine benzemiyor. Hafif geri çekildiğinizde bile çok iş aksıyor. Onun için de mesai vermemiz gerek. Bunu yapabildiğimiz sürece, işi de iyi biliyorsanız sonuca ulaşıyorsunuz. Ama bir noktadan sonra yazık ki özel hayatımız kalmıyor.”
Erol Üçer: “Ben Mutluluğu Bununla Tattım”
“Çeşitli okullarda, gerekli yerlerde ve zamanlarda gençlerin yanında olmak, onların başarılarına az da olsa katkı sağlamak bana büyük mutluluk veriyor. Ben, mutluluğu bununla tattım.”
Gönül Talu: “İnşaat İlerlesin Size de İş Veririm”
“Hiç unutmuyorum, bir gün şantiyenin kapısı açıldı. İçeriye yirmi kişi girdi. Ellerinde kalaşnikof, beyaz entarili Yemenliler. Ürpertici bir durumdu. Meğerse iş istemeye gelmişler. İnşaat ilerlesin, size iş veririm, dedim. Aynı şekilde çıkıp gittiler.”
Hüseyin Arslan: “Değiyor mu Değmiyor mu Tartışılır”
“Bir teraziye koyarsak kazandıklarımızı ve kaybettiklerimizi, değiyor mu değmiyor mu tartışılır. Ancak yapılan işlerin güzelliği akla gelince, buna değdiği düşüncesi ağır basıyor.”
İdris Yamantürk: “Fakir Bir Ailenin Çocuğuyum”
“Fakir bir ailenin çocuğuyum. Hep yokluklarla savaştım ama bundan hiç şikâyet etmedim. (…) İlkokul dördüncü sınıfta okumak için ağabeyimin yanına gitmiştim. İlk ayakkabımı ağabeyim aldı bana. On bir yaşımı bitirmiştim.”
İlhan Adiloğlu: “Aleyhimde Konuşacak Kimse Olduğunu Düşünmüyorum”
“Şu anda çalışma hayatım konusunda aleyhimde konuşacak kimse olduğunu düşünmüyorum. Herkese iyilik yaptım. Hayatım boyunca kimseye bilerek kötülük yapmadım. Her yere ulaşmaya çalıştım. Herkese destek oldum.”
Mithat Yenigün: “Sevgiyi İhmal Etmezdik”
“Biz itibarımıza büyük zenginlik diye bakardık. Ama sevgiyi de ihmal etmezdik.”
Namık Tanık: “Kireç Satardım”
“Kantarda tartarak kadınlara kireç satardım. O zaman insanlar kireci alıp söndürür, hamur eder, sulandırır yoğurt gibi yapar, bununla duvarlarına badana yaparlardı. Evler böyle boyanırdı.”
Nihat Özbağı: “Bundan Büyük Mutluluk Olabilir mi?”
“Şu an hangi havaalanına gitsem, bizim emeğimiz vardır mutlaka. Bu da beni çok mutlu ediyor. Kendi pistime iniyorum. Kendi pistimden kalkıyorum. Bundan büyük mutluluk olabilir mi?”
Nihat Özdemir: “Babamın Bana Ticarette Öğrettiği Şey”
“Bir de babamın bana ticarette öğrettiği bir şey var ki sözünü tutmak. Söz vermek, sözünü yerine getirmek, benim hayatımda hep önemli bir yer etmiştir. Bu, bence insanın iş hayatındaki en önemli özelliği olmalıdır.”
Nuri Özaltın: “İlkokul Mezunu Olsam da…”
“İlkokul mezunu olsam da iyi bir hukukçu, iyi bir ekonomistim. İyi de inşaatçıyım. Bir de mesleki bilgiyi ölçebilen biriyim. Öyle bir ekip kurdum ki ve öyle ekip yetiştirdim ki bunu ancak otelleri görenler daha iyi anlar.”
Oğuz Gürsel: “Hangisi Zor, Hadi Yapalım”
“Ben inşaattan pek hoşlanmam makinayı daha çok severim. İnşaatın en zoru da betonarmeydi, onu da okuduk. Bunları sevdiğimden okumadım, hangisi zor, hadi yapalım diyerek yaptık.”
Saffet Çebi: “Üzüleceğim Bir Harcama Yapmadım”
“Neredeyse yetmiş yıldır iş hayatının içindeyim. Bir kere bile üzüleceğim bir harcama yapmadım. Bonkör adamım, asla cimri değilim.”
Şarık Tara: “Tecrübeye İnanmam”
“Ben tecrübeye inanmam. Şirketimde hep gençlere yer veririm. (…) Ben bugünkü başarımı çok çalışmama ve gençlere değer vermeye borçluyum.”
Ünal Akpınar: “Çocukluğumuzu Yaşayamadık”
“Çocukluğumuzu yaşayamadık. Bizim dönemimizde kimse yaşayamamıştır. Öyle bir hevesimiz de olmadı. Spor arabamız olsun, çok paramız olsun gibi. Benim bir arabam var 15 yaşında. Bundan önce sattığım araba 30 yaşındaydı. Önceliklerimiz daha farklı.”
Zeynel Özdoğan: “İlk Büyük İşimi Aldığımda Teminat Mektubum Yoktu”
“İlk büyük işimi aldığımda teminat mektubum yoktu. Büyük bir işti, geçici teminat mektubu buldum, kati teminat mektubunu bulamadım.”