İçindekiler
“Şehirler, afetlere karşı daha da kırılganlaşıyor. Bütün dünyada yaşanan afetler sonucunda çok büyük can ve mal kayıplarıyla karşı karşıya kalıyoruz… Kentsel dönüşümle şehirlerimizi her türlü afete karşı dirençli hâle getiriyoruz. Yeni binaları dirençli yapmanın yanı sıra eski yapı stokunu da dönüştürmek suretiyle şehirlerimizi yeni koşullara adapte etmeliyiz…”
T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Sayın Murat Kurum’un yakın zamanda yaptığı bu açıklama, kentsel dönüşümün günümüzdeki önemini ortaya koymaya yöneliktir. Ülkemizdeki konut stokunun büyük çoğunluğunun imar mevzuatına uygun olmadığı da bir gerçektir. Çarpık kentleşmeyle mücadele, daha yaşanabilir alanların oluşturulabilmesi ve afet risklerinin azaltılabilmesi başlıkları için planlı bir müdahale gereklidir ve bu da “kentsel dönüşüm” kavramını ortaya çıkarmıştır.
Kentsel Dönüşüm, Bölgeleri Yaşanabilir Hâle Getirmeyi Amaçlar
Kısaca kentsel dönüşüm; fiziksel, sosyal ve kültürel açıdan çöküntüye uğramış kentsel bölgelerin; kent ile bütünlüğünü kurarak daha yaşanabilir mekânlar hâline getirilmesini sağlamaktır. 1999 yılında çıkarılan birkaç kanun ve yasal düzenleme, konuya yasal çerçeve getirmeye yöneliktir. Son olarak 2012 yılında yürürlüğe konulan 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun’a göre; Türkiye’de kentsel dönüşüm alanları belirlenmekte, merkezi yönetim ve yerel yönetimler de bu alanlara uygun kentsel dönüşüm projeleri gerçekleştirip hayata geçirmektedir. T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız Sayın Murat Kurum, son 10 yılda 1,7 milyon konutun dönüşümünün gerçekleştiğini ifade etmektedir. Resmî hedeflere göre ise 2035 yılına geldiğimizde, Türkiye’nin deprem riski olan bölgelerinde kentsel dönüşüme girmemiş tek bir bina kalmayacaktır.
Kentsel Dönüşümde Riskli Alanların Belirlenmesi
Peki, “Kentsel dönüşümde en riskli alanlar neye göre belirlenir ya da kentsel dönüşüm alanları nasıl önceliklendirilir?” Bu yazımızda kısaca, belirttiğimiz soruların yanıtlarını özetlemeye çalışalım.
T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, kentsel dönüşümde öncelikle Kentsel Dönüşüm Strateji Belgesi hazırlanmasını şart koşmuştur. Ancak strateji belgelerini hazırlarken, belirlenmiş olan kentsel dönüşüm alanlarının hangisine öncelik verilmesi gerektiğini ortaya çıkarmak gerekir ki bunun tespitinde bizler, analiz tekniği olarak Analitik Hiyerarşi Süreci’nden (AHP) faydalanmaktayız.
Analitik Hiyerarşi Süreci Nasıl İlerler?
Matematik ve psikolojiye dayanan AHP, çok sayıda seçeneği birden fazla kriter açısından değerlendirerek en iyi alternatifi bulmaya yarar. Ardından en iyi alternatifin seçilmesinde de objektif ve sübjektif faktörlerin ele alınmasına imkân sağlar.
AHP temelde 4 işlem basamağına sahiptir:
- Kriterlerin ve alt kriterlerin önemlerinin kıyaslanarak matris oluşturulması,
- Her bir alternatif için var olan faktörlere göre ağırlıkların hesaplanması,
- Her alternatif için toplam puanın hesaplanması,
- Kriterlerin birbirlerine göre kıyaslamaları yapılırken verilen kararların tutarlılığı için tutarlılık denetimi yapılması.
Kentsel dönüşümde öneri kentsel dönüşüm alanlarının belirlenmesi ve birbirine göre öncelikli olanın tanımlanması adına yukarıdaki kriterlerin birbirine göre kıyaslaması yapılmaktadır. Öneri kentsel dönüşüm alanlarının önceliklendirilmesi için AHP metodunun birinci basamağında temel kriterler belirlenmektedir. Sonraki aşamada, belirlenen bu temel kriterlerin öneri kentsel dönüşüm alanı alternatiflerine göre kıyaslaması yapılarak bilimsel bir temele dayandırılan önceliklendirme işlemi gerçekleştirilmektedir. Son olarak her kriter için her kentsel dönüşüm alanı değerlendirilerek alanların ağırlık değerleri ve önceliklendirme sonucu hesaplanmaktadır.
Kentsel Dönüşümde; Can Kaybına, Ekonomik Kayba ve Talebe Dikkat Edilir
Buraya kadar konu biraz teknik kalmış olabilir… Bulunduğumuz noktada meseleyi, daha anlaşılır kılmak adına şöyle özetleyebiliriz: Kentsel dönüşüm alanlarının önceliklendirilmesi için kriterler; can kaybı, ekonomik kayıp ve vatandaş talebi gibi üç ana başlık altında toplanmaktadır. Bu ana kriterlerden biri olan can kaybı; bölgede yaşayan birey sayısı, dere yataklarındaki yapılaşma pozisyonu, su erozyonu riski altındaki yapılaşma durumu, iskânsız yapılar, kullanıcı müdahaleleri, afet toplanma alanlarına erişim gibi can kaybı ile sonuçlanacak alt kriterlerden oluşmaktadır.
Ekonomik kayıp; mülkiyet problemi, imar planı sonrası inşaat alanında artma, mevcut üstyapının toplam değeri, finansman ihtiyacı durumu gibi alt kriterlerden oluşmaktadır. Vatandaş talebi ise vatandaşların kentsel dönüşümü destekleme oranını kapsamaktadır. Kentsel dönüşüm alanları önceliklendirilirken, her bir kritere belirli bir ağırlık puanı verilerek kıyaslamanın ardından hesaplama yapılmakta ve sonuç olarak en riskli alan ortaya çıkarılmaktadır.
Örnek Analitik Hiyerarşi Şeması