İçindekiler
Modern, sağlıklı, dirençli ve yaşanabilir kentleri hayata geçirmenin yolu imar planlarından geçer. İmar kelimesi Arapça “ümran”dan gelmekte olup düzenlilik, bayındır kılma anlamına gelir ve amacı da kamu yararını gözeterek yaşam alanları oluşturmaktır. İmar planları; konut alanları, ticaret alanları, sanayi alanları, tarım alanları, turizm alanları, eğitim, sağlık, kültür alanları, ulaşım aksları, park, çocuk bahçesi, yeşil alanları içeren donatı alanları gibi lejantlardan oluşur. Her lejant insanların barınma, çalışma, erişme gibi zaruri ihtiyaçlarını karşılamanın yanı sıra eğlenme, spor yapma, kültürel faaliyetlerde bulunma, sosyalleşme ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik mekanları kurgulayan alanlardır.
İmar planları 20 yıllık projeksiyonlar dikkate alınarak yapılmakta, dolayısıyla o günkü teknoloji ile o günkü bakış açısıyla ve öngörüyle hazırlanmaktadır. Ancak günümüzde teknoloji çok hızlı gelişirken, ihtiyaçlar da gelişen teknoloji ile değişmektedir. Örneğin alışveriş alışkanlıklarının değişmesi ile e-pazarlamada yaşanan gelişmeler lojistik ihtiyacının büyümesine sebep olurken, elektrikli araçların yollara çıkması ulaşım akslarında şarj istasyonlarının planlanması ihtiyacını doğurmuştur.
Enerji kaynaklarının çeşitlenmesi ile güneş veya rüzgar enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üretim tesis alanları imar planlarında yerini almaya başlamıştır. Bazı fonksiyonlar imar planlarında tam karşılığını bulamayıp eskide kalırken bazı fonksiyonlara ise plan gösterimlerinde yer açılması gerekmektedir. Örneğin Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği’ne Şubat 2024’te “sokak hayvanları barınağı alanı” eklemesi yapılmıştır. Değişen ihtiyaçlar yaşamın her alanında kendini göstererek plan terminolojisini ve plan gösterimlerini bile değiştirebilmektedir.
Elektrikli araçların yükselişi, otomotiv endüstrisinin yanı sıra enerji ve şehir planlama alanlarını da dönüştürmektedir. Bu dönüşümün merkezinde ise akaryakıt istasyonlarının geleceğinin nasıl planlanacağı bulunmaktadır. Boston Consulting Group’un 2022 raporu, akaryakıt istasyonlarının gelecekte nasıl evrileceğini ve bu değişimlerin nasıl yönetilebileceğini detaylandırmaktadır. Bu yazıda rapordaki öngörülere ve Türkiye’deki şehir planlaması açısından bu dönüşümün nasıl ele alınabileceğine dair tavsiyelere yer vermek isteriz.
Geleceğin Akaryakıt İstasyonları Nasıl Şekillenecek?
Boston Consulting Group’un (BCG) raporuna göre, elektrikli araçların yaygınlaşması, geleneksel akaryakıt istasyonlarının iş modelinde köklü bir dönüşüm yaratacaktır. Fosil yakıt satışına dayalı yapıdan uzaklaşan istasyonlar, elektrikli araç şarj noktaları, toplu ulaşım merkezleri ve çeşitli hizmet alanlarına dönüşerek çok yönlü bir konsepte evrilebilir.
Şarj Altyapısının Genişletilmesi
Elektrikli araçların sayısındaki artış, hızlı ve erişilebilir şarj altyapısına duyulan ihtiyacı artırmaktadır. Geleneksel akaryakıt istasyonları, hızlı şarj üniteleri ve uzun süreli park alanları sunarak bu yeni talebe uyum sağlamak zorunda kalacaktır. Bu dönüşüm, müşteri deneyimini iyileştirirken daha geniş bir kullanıcı kitlesini cezbetme potansiyeli sunacaktır.
Yeni Hizmetler ve İş Modelleri
Geleceğin akaryakıt istasyonları, yalnızca yakıt ikmali yapılan noktalar olmaktan çıkarak kapsamlı bir hizmet merkezine dönüşecektir. Gıda, içecek, temizlik ve konfor ürünleri sunan alanlar, araç bakım ve onarım hizmetleri ile desteklenerek istasyonları birer çok amaçlı hizmet noktası hâline getirecektir. Bu çeşitlilik, işletmelere rekabet avantajı sağlayarak müşteri bağlılığını artıracaktır.
Sürdürülebilirlik ve Yenilikçi Yaklaşımlar
Elektrikli araçların yükselişiyle birlikte çevresel sürdürülebilirlik öncelikli hâle gelmektedir. Akaryakıt istasyonları, yenilenebilir enerji kaynaklarını entegre ederek ve enerji verimliliğini artıran çözümler benimseyerek çevresel etkileri minimize edebilir. Yeşil bina konseptleri ve sürdürülebilir tasarım uygulamaları sayesinde istasyonlar, çevre dostu hizmet anlayışıyla geleceğe uyum sağlayabilir.
Bu dönüşüm süreci, akaryakıt istasyonlarını geleceğin ulaşım ekosistemine entegre eden, teknoloji ve sürdürülebilirliği merkeze alan yenilikçi merkezler hâline getirecektir.
Türkiye’de Geleceğin Akaryakıt İstasyonlarını Planlamak
Türkiye’de elektrikli araçların yaygınlaşmasıyla birlikte, akaryakıt istasyonlarının dönüşümü şehir planlaması açısından kritik bir konu hâline gelmiştir. Bu dönüşümün başarılı bir şekilde yönetilmesi için altyapı planlamasından teknoloji entegrasyonuna kadar kapsamlı bir yaklaşım benimsenmelidir. Elektrikli araçların şarj ihtiyacına yönelik yapılan yatırımlar, ulaşım ağlarının sürdürülebilirlik ekseninde yeniden şekillendirilmesini de gerektirmektedir. Bu doğrultuda, geleceğin akaryakıt istasyonlarının şehir planlamasına entegrasyonu için aşağıdaki adımları değerlendirmek önemlidir:
Altyapı Planlaması ve Yatırımlar
Şarj İstasyonlarının Stratejik Konumlandırılması: Mevcut akaryakıt istasyonları dönüştürülerek ve yeni istasyonlar planlanarak şarj altyapısının dengeli bir şekilde yayılması sağlanmalıdır. Özellikle yüksek yoğunluklu şehir merkezleri, ana arterler, otoyol dinlenme tesisleri ve kırsal bölgeler bu kapsamda önceliklendirilmeli, şehirlerin iç bölgelerinde ise apartman ve site otoparklarında hızlı şarj üniteleri konumlandırılmalıdır.
Ulaşım Ağları ve Akıllı Teknolojilerle Entegrasyon
- Toplu Taşıma ve Alternatif Ulaşım Ağları ile Bütünleşme: Elektrikli araç şarj istasyonları, şehir içi toplu taşıma sistemleri, bisiklet yolları ve yaya yolları gibi diğer ulaşım modlarıyla uyumlu hâle getirilmelidir. Böylece şehir sakinleri farklı ulaşım türlerini entegre bir şekilde kullanabilir, elektrikli araç sahipleri toplu taşıma noktalarında araçlarını şarj ederken zaman kaybetmeden alternatif ulaşım seçeneklerine yönlendirilebilir.
- Hızlı Şarj Teknolojileri ve Yeni Nesil Akaryakıt İstasyonları: Geleneksel akaryakıt istasyonları sadece elektrikli araç şarj hizmeti sunan alanlara dönüşmek yerine, yenilikçi hizmet modelleriyle kullanıcı deneyimini geliştirmelidir. Hızlı şarj ünitelerinin yanı sıra bekleme sürelerini verimli kılacak sosyal alanlar, kafe, market, çalışma alanları gibi konseptler geliştirilmelidir. Böylece kullanıcılar, araçlarını şarj ederken günlük aktivitelerini aksatmadan sürdürebilirler.
Sürdürülebilirlik ve Yeşil Enerji Çözümleri
Elektrikli araç şarj istasyonları, sürdürülebilirlik prensipleri doğrultusunda çevre dostu hâle getirilmelidir. Yenilenebilir enerji kaynaklarıyla desteklenen istasyonlar, karbon ayak izini azaltarak çevresel fayda sağlayacaktır. Güneş enerjisi panelleri, rüzgar türbinleri ve enerji depolama çözümleri ile enerji ihtiyacının büyük bir kısmı fosil yakıtlardan bağımsız hâle getirilebilir. Ayrıca, yeşil bina sertifikasyonları ile donatılmış akıllı akaryakıt istasyonları, düşük enerji tüketimi ve çevreci yapı malzemeleri ile sürdürülebilir şehirleşme sürecine katkı sağlayacaktır.
Geleceğin Şehirlerine Uygun Akaryakıt İstasyonları
Türkiye’de elektrikli araçların yaygınlaşması ile birlikte akaryakıt istasyonlarının dönüşümü kaçınılmazdır. Şehir planlamasında bu dönüşüm göz önünde bulundurularak, akaryakıt istasyonları yalnızca şarj noktaları değil, ulaşım ve enerji entegrasyonunun sağlandığı yenilikçi merkezler hâline getirilmelidir.
Bu dönüşüm sürecinde özel sektör, yerel yönetimler ve kamu kurumlarının ortak hareket etmesi, Türkiye’nin akıllı şehirleşme hedefleriyle uyumlu bir şekilde ilerlemesini sağlayacaktır. Akaryakıt istasyonlarının dönüşümü, yalnızca enerji sektörünü değil, şehirlerin genel altyapısını ve ulaşım ağlarını da doğrudan etkileyecektir. Bu nedenle, uzun vadeli planlamalarla hem sürdürülebilirlik hem de teknolojik yenilikler ekseninde şekillenen bir şehircilik anlayışı benimsenmelidir.
Şehir merkezlerindeki değerli alanların elektrikli araçların yaygınlaşmasıyla birlikte akaryakıt istasyonu fonksiyonundan çıkarılması ve daha kârlı ve verimli kullanılması düşünülebilir. Çünkü akaryakıt istasyonları, yüksek arsa maliyetine sahip merkezi lokasyonlarda düşen fosil yakıt talebiyle kârlılık kaybı yaşayacaktır. Bu alanların alternatif kullanım modelleri geliştirilerek şehre daha faydalı bir şekilde entegre edilmesi mümkündür. Doğru planlama ve yoğunluk donatı dengesi korunması kaydıyla bazı öneriler:
Karma Kullanımlı Ticari Alanlar ve Kentsel Yaşam Merkezleri
Şehir merkezlerinde bulunan akaryakıt istasyonları, karma kullanımlı ticari alanlar olarak dönüştürülebilir. Bu alanlarda;
- Restoranlar, kafeler, marketler ve günlük alışveriş noktaları,
- Çalışma alanları ve ofisler, uzaktan çalışanlar için esnek ofis çözümleri,
- Eğlence ve kültürel alanlar (mini konser sahneleri, sanat galerileri, deneyim merkezleri) planlanabilir.
Elektrikli Araç Odaklı Mobilite Merkezleri
Akaryakıt istasyonlarının dönüşümü, elektrikli araç şarj ve mobilite hizmetleri sunan merkezlere evrilebilir.
Bu kapsamda:
- Yüksek hızlı şarj istasyonları,
- Araç paylaşım noktaları (elektrikli scooter, bisiklet, otomobil),
- Kargo ve lojistik merkezleri (e-ticaret firmalarının hızlı teslimat noktaları) gibi çözümler düşünülebilir.
Özellikle şehir içinde park yeri bulma sıkıntısı yaşanan bölgelerde, elektrikli araçlar için paylaşımlı şarj alanları ve kısa süreli otopark hizmetleri sunmak mümkün olabilir.
Yeşil Alan ve Sosyal Donatı Alanlarına Dönüşüm
Şehir merkezlerinde yeşil alan ihtiyacı giderek artarken, akaryakıt istasyonlarının dönüşümüyle mini parklar, sosyal alanlar ve rekreasyon merkezleri oluşturulabilir.
Bu alanlar:
- Dikey bahçeler,
- Spor alanları şeklinde planlanabilir.
Şehirlerde hava kirliliğiyle mücadelede ve ısınma etkisini azaltmada bu tür projeler oldukça önemli olacaktır.
Modüler Geçici Yapılar ve Pop-up Alanlar
Bu alanlar, modüler ve esnek kullanımlı geçici yapılar olarak da değerlendirilebilir.
Örneğin:
- Geçici etkinlik alanları (fuarlar, festival alanları, sergi alanları),
- Açık hava pazarları ve sosyal girişimcilik alanları,
- Start-up ve inovasyon merkezleri gibi işlevlerle şehirde dinamik bir kullanım sağlanabilir.
Özellikle boş kalan veya atıl durumda olan istasyon alanları farklı dönemlerde değiştirilebilir işlevlerle kullanılabilir.
Konut veya Karma Kullanım Projeleri
Bazı şehir merkezlerinde artık ihtiyaç duyulmayan akaryakıt istasyonları, içerisinde donatı alanlarının da ayrıldığı konut projelerine veya üstü konut, altı ticari alan şeklinde planlanan karma kullanım projelerine dönüştürülebilir.
Bu kapsamda:
- Enerji verimli, yeşil sertifikalı konut projeleri,
- Düşük katlı, sosyal donatılarla desteklenen konut alanları,
- Öğrenci ve çalışanlar için mikro yaşam alanları
Bu tür projeler, şehir merkezlerinde artan konut talebine cevap verebilirken, alanın kentsel ekonomiye katkı sağlamasına yardımcı olacaktır.
Atıl Durumda Kalan Akaryakıt İstasyonlarının Dönüşümü
Elektrikli araçların yaygınlaşmasıyla birlikte şehir merkezlerindeki akaryakıt istasyonları, eski işlevlerini kaybederek daha kârlı ve sürdürülebilir fonksiyonlara dönüştürülebilir.
Bölgesel dinamiklere göre aşağıdaki çözümler değerlendirilebilir:
- Yüksek yaya trafiği olan bölgelerde; ticari ve yaşam merkezleri,
- Genç nüfusun yoğun olduğu alanlarda; kafe, etkinlik alanı ve çalışma alanları
- Şarj altyapısının yetersiz olduğu bölgelerde; elektrikli araç şarj merkezi ve mobilite çözümleri,
- Şehirde yeşil alan ihtiyacı olan noktalarda; park, rekreasyon alanları, yeşil enerji projeleri
- Yoğun konut ihtiyacı olan yerlerde; konut projeleri, öğrenci yurtları ve mikro yaşam alanları.
Bölgesel ve ekonomik analizler yapılarak, en uygun modelin belirlenmesi ve şehir planlamasına entegre edilmesi, alanların hem kârlı hem de sürdürülebilir bir şekilde kullanılmasını sağlayacaktır.
Kaynaklar ve Ek Okumalar