İçindekiler
Yeni tip koronavirüs (COVID-19) pandemisiyle birlikte dijital dönüşüm muazzam bir şekilde hız kazanırken, tüketici alışkanlıklarında da geri dönülmez bir değişim yaşandı. Uzaktan çalışmanın iş hayatının vazgeçilmez bir parçası olduğu günümüzde, artık şirketlere her anlamda “esneklik” sunan yeni nesil ofis alanları revaçta…
Esnek Ofis 2002’de Viyana’da Doğdu
Aslında ilk örnekleri daha eskilere dayansa da bugünkü anlamda esnek ofisin doğuşu, 2002 yılında Viyana’da gerçekleşti. Devamında farklı girişimlerle beraber “coworking space” olarak adlandırılan ilk resmî alan, 2005’te San Francisco’da faaliyete geçti.
Bu alanların insanların ilgisini ciddi anlamda çekmeye başladığı dönüm noktasını ise Google’da “coworking” aramalarının “trend” aramalar arasına girdiği 2007 yılı olarak düşünebiliriz. Bugünden sonra konuyla ilgili yapılan araştırmaların, yazılan kitapların ve haberlerin etkisiyle söz konusu model; ulaştığı insan sayısını önemli oranda arttırdı ve artık çalışma hayatındaki varlığını kabul ettirdi.
2013-2018 Arası Sektörde %30 Büyüme Yaşandı
9 Ağustos 2010’da ilk defa “International Coworking Day” Brüksel’de kutlandı ve her yılın aynı günü kutlanmaya da devam ediyor. 2012 yılında dünya genelinde 2 binden fazla “coworking space” hizmet sunarken, 2013-2018 yılları arasında ise küresel ölçekte sektörde %30 oranında bir büyüme yaşandı.
Esnek ofisler Türkiye’de 2010’ların ortasında tanınmaya başlasa da modelin hayatımıza daha net ve derin girişi, COVID-19 pandemisiyle birlikte oldu. Bu nedenle de model, daha çok “hibrit” kelimesiyle beraber konuşulmaya başladı.
Hibrit, pandemiyle birlikte Türkiye’de de çalışma dünyasında çokça duyduğumuz bir sözcük hâline geldi ve firmalar ilk kapanmalarda başladıkları evden çalışmayı, şirketten şirkete değişen ağırlıklandırmalarla ofisten ve uzaktan olacak şekilde birleştirdiler.
Endişelerin Ardından Hibrit Modelde Düzen Kuruldu
Başlarda hibrit çalışma düzeni; çalışan bağlılığını, verimliliğini, yaratıcılığını düşürmesi ve iş-özel yaşam dengesini bozması gibi pek çok soruyu hatta endişeyi barındırdı. Ancak zamanla bahsi geçen düzenin, yeni dünyanın çalışma modeli olduğu görüldü. Ardından ise zamanla hem çalışanlar hem şirketler hibrit modeldeki beklenti ve tecrübelerini net şekilde değerlendirerek bu alanda bir düzen kurdular.
Çalışanların %70’i Hibrit Modeli Talep Ediyor
Çalışma modelini değiştirme konusunda kararsız kalan ya da bu değişimi nasıl yapacaklarını düşünen şirketler; personellerine yaptıkları anketlerle rotalar çizmeye çalıştılar ve çalışmaya da devam ediyorlar.
Bahsi geçen anketlerde çalışanların %70’inden fazlasının hibrit/esnek çalışma modelini talep ettiğini görüyoruz. Şirket içlerinde yapılan çalışmaların yanında sektöre yönelik anketler de gerçekleştiriliyor. Bizim yaptığımız araştırmaya göre şirketlerin %77’si salgın sonrasında da hibrit çalışmaya devam edecek, %85’i ise esnek ofis alanlarına geçiş yapacak.
Hâl böyleyken hibrit çalışmanın yaygınlaştığı günümüzde şirketler, alansal olarak büyüyüp küçülmeye daha uygun esnek ofis alanlarını sıklıkla tercih etmeye başladılar. Buna ek olarak gelinen noktada küçük ya da büyük fark etmeksizin tüm şirketler, artık ticari bir alan satın almak ya da uzun vadeli sözleşmelerle kiralama yapmak yerine demirbaştan teknolojik altyapıya herhangi bir ön yatırım gerektirmeyen, resepsiyondan ikramlara birçok hizmeti bir arada sunan esnek ofis çözümlerini tercih ediyor.
Esnek Ofisler Çok Geniş Bir Kitleye Çözüm Üretiyor
Tüm bu gelişmelerle beraber, başlangıçta daha çok girişimciler, startup’lar ve freelancer olarak bilinen serbest çalışanlar tarafından tercih edilen esnek ofisler; günümüzde bu kullanıcıların yanı sıra global kurumsal şirketler tarafından da yoğun bir şekilde tercih ediliyor ve çok geniş bir kitleye çözüm üretiyor.
Dolayısıyla değişen çalışma düzeni geleneksel ofis kiralamalarını yavaşlatırken; esnek ofis çözümlerinin, çalışanlar ve firmalar için bir kurtarıcı olduğunu belirtmek yanlış olmayacak. Nitekim Türkiye özelinde yapılan araştırmalar da bu içgörüyü destekler nitelikte…
Türkiye’deki Esnek Ofis Sektörünün Büyüklüğü, 2022’de 250 Bin Metrekareye Ulaşacak
CBRE’nin raporunda 2022 yılında Türkiye’deki esnek ofis sektörünün büyüklüğünün 250 bin metrekareye erişmesinin beklendiği vurgulanıyor. 2022 yılının mart ayında yayımlanan bu rapordaki rakam mevcut büyüme planlarıyla açıklanırken, sektördeki büyümenin tahmin edilenden de fazla olması bekleniyor.
Özetle esnek ofis kavramının tohumları 20 yıl önce atılsa da pandemiyle birlikte tüm dünyada yeni nesil ofis alanları her ölçekteki kurum ve kuruluş tarafından tercih edilir oldu. Araştırmalar, çalışma alışkanlıklarının değişmesiyle bahsi geçen çözümün şirketler tarafından çok daha kullanışlı ve konforlu bulunduğunu, çalışanların büyük kısmının da bu deneyimi sevdiklerini gösteriyor.