İçindekiler
Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) tarafından yayımlanan, ekonomi çevreleri ve sektörün ilgiyle takip ettiği İnşaat Sektörü Analizi Raporu’nun Ekim 2022 sayısı kamuoyu ile paylaşıldı. “Küresel Ekonomide Zor Kış Kapıda, Türkiye’de Seçime Doğru” başlığıyla yayımlanan analize göre küresel çaptaki sosyo-ekonomik gelişmeler, dünya ekonomisi için zor bir kışın yaklaşmakta olduğunu ortaya koyuyor.
Küresel Ekonomi Ne Durumda?
Küresel ve ulusal ekonomi ile inşaat sektöründe 2022’nin üçüncü çeyrek dönemine ilişkin bulguların değerlendirildiği çalışmada, “Pandemiyle mücadelede açılan likidite musluklarının enflasyonun tırmanmasıyla kısılmaya başlandığı küresel ekonomide, ivme kaybının hızlandığı izlenmektedir” sözleriyle ifade edilen küresel ekonomiye dair gelişmeler şöyle aktarılıyor:
“Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) tarafından küresel mal ticaretinin yılın ikinci çeyreğinde büyümeye devam ettiği, ancak büyüme hızının ilk çeyreğe kıyasla daha yavaş olduğu ve zayıf kalmasının beklendiği; geçen yılın sonunda %5,7 seviyesinde olan küresel ticaretteki artışın, bu yılın ilk çeyreğinde Ukrayna savaşı ve Çin’deki karantina önlemlerinin etkisiyle %3,2’ye gerilediği açıklanmıştır. DTÖ, Ukrayna’da devam eden çatışmalar, artan enflasyonist baskılar ve gelişmiş ekonomilerde beklenen politika sıkılaşması nedeniyle tahminlere ilişkin belirsizliğin arttığını eklemiştir. Dünya ticaretinin nabzını tutan Baltık Kuru Yük Endeksi de ağustos ayı sonu itibarıyla (Ekim 2021’de 5.650 puan iken inişe geçerek) 965 puanla dip seviyededir.
Tüm bu gelişmeler yaşanırken IMF, Küresel Ekonomik Görünüm Raporu’nun temmuz ayı güncellemesinde, küresel büyüme tahminini %3,6’dan 2022 yılı için %3,2’ye, 2023 yılı için de %2,9’a indirmiştir. Raporda, finansal koşullardaki sıkılaşmanın yanı sıra salgının seyrinin ve jeopolitik gelişmelerin küresel ekonomik aktivite üzerindeki riskleri canlı tuttuğuna dikkat çekilmiştir. Kuruluşun alternatif senaryosunda söz konusu oranlar %2,6 ve %2 oranlarına inmektedir. IMF, küresel enflasyon tahminlerini ise hem 2022 hem de 2023 yılı için 0,9’ar puan artırarak sırasıyla %8,3 ve %5,7 olarak açıklamıştır.”
Küresel Ekonomide Büyüme Tahminleri (%)
2022-2023 Dönemi İçin Türkiye Ekonomisinde %5’lik Büyüme Öngörülüyor
Raporda Türkiye’deki mevcut sosyo-ekonomik durum değerlendirilerek büyüme tahminleri ile ilgili şu ifadelere yer veriliyor: “Türkiye ekonomisi, yılın ilk yarısında çeyrek dönemler itibarıyla sırasıyla %7,5 ve %7,6 büyüyerek güçlü bir performans göstermiş, bununla birlikte geçen zamanda ekonomide makro dengesizlikler artmıştır. Destekleyici ekonomi politikalarının sürdürülmesine bağlı olarak kaydedilen büyümeye eşlik eden yüksek enflasyon, büyümenin kalitesi ve sürdürülebilirliği ile toplumsal refah tartışmalarına neden olmaktadır. Yılın ikinci yarısına ilişkin açıklanmakta olan PMI, elektrik tüketimi ve güven endeksleri hem arz hem de talepte daralmaya işaret etmektedir.
Ülke genelinde perakende satışlar temmuzda yıllık %2 yükselirken, bu verinin yaklaşık son iki yılın en düşük seviyesi olduğu kaydedilmiştir. Bu arada büyüme artarken ücretlilerin GSYH içindeki payı gerilemektedir. Bu yılın ilk çeyreğinde asgari ücretteki yüksek artışın da etkisiyle iş gücü ödemelerinin büyümeden aldığı pay %31,8’e yükselse de ikinci çeyrekte yeniden %25,4’e inmiştir. Bu veriler ışığında yılın ilk yarısında %7,5 dolayında büyümüş olan ekonomide Temmuz-Aralık 2022 dönemi için beklentiler daha sınırlıdır. Hükûmetin öngörüsü ise 2022-2023 dönemi için ekonomide %5’lik büyüme yaşanacağı şeklindedir. Gelecek 3 yıllık dönemde Türkiye ekonomisinin temel büyüklüklerine ilişkin hedef ve politikaların yer aldığı Orta Vadeli Ekonomik Program (OVP), 4 Eylül 2022 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.”
Orta Vadeli Program’dan Bazı Göstergeler
İnşaat Sektörü Ekonomik Büyümeden Nasıl Etkileniyor?
Yapılan çalışmada inşaat sektörünün mevcut ekonomiden ne ölçüde etkilendiği detaylı bir şekilde ele alınarak şu analizler paylaşılıyor:
“İnşaat sektöründe geçtiğimiz yılın üçüncü çeyreğinden bu yana aralıksız biçimde süren küçülme derinleşmiş, sektör yatırımlarındaki düşüş ve artan girdi maliyetleri sorunu kronik hale gelmiştir. Genel iktisadi faaliyetteki artışa karşın sektörde izlenen bu tablo, ekonomik büyümeden ayrışmayı da göstermektedir. Geçen çeyrek dönemde yurt içinde olumlu mevsimselliğe rağmen yeni işlerde gerileme dikkat çekmiş, yurt dışında da geleneksel pazarlardaki sorunlar öne çıkmıştır.”
GSYH ve İnşaat Sektöründe Büyümenin Seyri (% puan)
“Ekonominin genelinde 200’ün üzerinde alt sektöre yarattığı talep ve istihdam gücüyle öne çıkan inşaat sektörü, bu yılın ilk iki çeyreğinde sırasıyla %7,7 ve %10,9 oranında küçülmüştür. Sektör, GSYH’den %5,4 pay almaktadır. Daralma süreci döviz kurunda artışın yaşandığı 2018-2019 döneminde başlayan sektörde, Covid-19 salgınıyla birlikte sorunlar artmıştır. Söz konusu dönemde ekonomide sıkı para politikasına geçişle de ivme kaybı yaşanan inşaat sektöründe, aşılamanın artması ve salgın önlemlerinin gevşemesiyle birlikte 2021 yılının ilk yarısında oldukça sınırlı büyüme gözlenmiş ve izleyen dönemde yeniden küçülen sektör, yıl genelinde %0,6 daralmıştır.”
İnşaat Yatırımlarında Yıllık Değişim (%)
“İnşaat yatırımlarında 2021 yılının ikinci çeyrek döneminde sektöre moral olan artış, sonraki çeyreklerde yerini gerilemeye bırakmış ve sektörel yatırımlar geçen yılın sonunda %5,5 oranında daralmıştır. Bu yıl ise inşaat sektöründe gerçekleştirilen yatırımlar ilk 2 çeyrek dönemde sırasıyla %6,6 ve %10,9 küçülmüştür.”
Sektörel Güven Endeksleri
“Sektörde diğer ana sektörlerden farklı olarak mevcut ve gelecek döneme ilişkin iyimserliğin düşük seyrettiği izlenmektedir. TÜİK’in sektörel güven e”-ndeksleri arasında eşik değer (100) altında kalmaya devam eden İnşaat Sektörü Güven Endeksi, Eylül 2022 itibarıyla 88,1 düzeyindedir. Detaylara bakıldığında sektör verilerine göre mevcut durumda iyileşme olmamasına rağmen gelecek 3 aya yönelik toparlanma beklentisi paylaşılmıştır.
Mevcut görünümde, yapısı gereği dünya genelinde ülkelerin genel ekonomik aktivitesinde dinamo görevi gören inşaat sektörü ülkemizde son derece zor bir süreçten geçmektedir. Yatırımlardaki hızlı daralma ile ilerleyen dönem için de küresel ekonomideki ivme kaybı, jeopolitik riskler ve sıkılaşan finansal koşullar ile enflasyon, döviz kuru ve faiz tarafında ekonomimizde yaşanan gelişmeler iyimser beklentilere imkân vermemektedir. Halihazırda kamu yatırım programında bir önceliklendirme yapılmasında ve daha fazla ekonomik ve sosyal katma değer yaratacak projelerin tercih edilmesinde yarar görülmektedir.”
Raporun tamamını incelemek için tıklayınız…