İçindekiler
Deprem gerçeği bir defa daha kendini çok acı bir şekilde ülkemize hatırlattı. An itibarıyla hayatını kaybeden 30 binin üzerinde “can”ımız, bu rakamın kat kat fazlası yaralımız, yakınlarını ve varını yoğunu kaybeden insanlarımız var. Öncelikle hayatını kaybedenlere rahmet, yaralananlara şifa dilerken yaraları sarmaya çalışan görevli ya da gönüllü herkese tek tek teşekkür ederim.
Bu yazıda depreme karşı alınması gereken önlemleri, yapılan eksiklikleri veya hataları ele almak yerine, birçoğumuzun pek duymadığı, hele hele sokaktaki vatandaşın ve Türkiye’deki yapı stokunun çoğunu üreten esnaf müteahhitlerin bilmediği bir meslek/uzmanlık dalı olan deprem mühendisliğini ele almak istedim.
Ülkemizin %66’sı Deprem Riski Altında
T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının verilerine göre Türkiye’de 24.500 kilometre uzunluğunda diri fay hattı var. Nüfusun % 71’i, ülke topraklarının ise % 66’sı deprem riski altında. 6 Şubat Kahramanmaraş Depremleri hariç bu ülke, depremlerde 100 bin can kaybetti. 100 milyar dolar ekonomik kayıp ve yıllık ortalama yüzde 1 gayrisafi millî hasıla kaybı yaşandı…
Böylesine vahim bir tablo ile karşı karşıya iken ne yazık ki birçoğumuz hâlâ deprem mühendisliği adıyla bilinen bir meslek grubundan habersiziz.
Karışıklık yaşanmaması adına deprem mühendisliğini tanıtmadan önce konuyla ilgili benzer mühendislik dallarını netleştirelim:
İnşaat Mühendisliği Nedir?
İnşaat mühendisliği; yapıların plan, proje, yapım ve denetlenmesiyle uğraşan temel mühendislik dalıdır.
Jeoloji Mühendisliği Nedir?
Jeoloji mühendisliği, yerkürenin başlangıcından günümüze kadar geçirdiği yapısal değişimleri inceler. Yer kabuğunun yüzeyinin ve altının bugünkü durumunu takip eder, depremler ile volkanların etkileri ve hareketleri, yer altı suları, madenler gibi çok geniş bir alanı izler. Yerleşim alanlarının ve her türlü mühendislik yapılarının yer seçimi çalışmalarına dahil olur.
Jeofizik Mühendisliği Nedir?
Adından da anlaşılacağı üzere jeofizik mühendisliği; jeoloji, fizik ve matematik bilimlerinden oluşmuştur. Yerkürenin fiziksel özelliklerinin ölçülmesini, bu ölçümlerin işlenmesini ve yorumlanmasını, yolların, binaların, barajların, tünellerin, nükleer güç santrallerinin ve diğer yapıların temel araştırmaları için yerin doğasının önceden belirlenmesini kapsayacak yönde çalışmalar yapar.
Deprem Mühendisliği Nedir?
Deprem mühendisliği ise işte bu 3 bilim dalının karışımıdır. Yalnızca Türkiye’de değil tüm dünyada deprem mühendisliği konusu diğer mühendislik dallarına göre geç bir tarihte telaffuz edilmiştir. İlk defa 1970’lerin başında deprem mühendisliği kavramı ortaya çıkmış, konuyla ilgili makaleler ve kitaplar yazılmaya başlamıştır. Çok sayıda matematiksel işlem gerektiren bu dal, bilgisayar teknolojilerinin gelişimi ile birlikte büyümüş ve etkili sonuçlar üreten bir bilim dalına dönüşmüştür.
Deprem Mühendisliğinin Temel Amacı Nedir?
Deprem mühendisliği, deprem kaynaklı sismik riski, sosyoekonomik olarak kabul edilebilir seviyelerle sınırlayarak toplumu, doğal veya insan yapımı çevreyi depremlerden korumaya çalışır. Söz konusu uzmanlık alanı; köprüler, barajlar, santraller, okullar, kısacası iş ve konut amaçlı tüm binaların depreme karşı davranışlarını inceler ve bu binaların depreme dayanıklı olacak şekilde projelendirilmesini ve inşasını sağlar. Küçük sarsıntılara dayanıklı, büyüklüğü ve şiddeti yüksek depremlerde de ciddi hasarı veya çökmeyi önleyecek yapılar inşa etmeyi amaçlar. Ülkemizde hazırlanan bina deprem yönetmelikleri, deprem mühendislerinin önerileriyle oluşturulur.
Deprem Mühendisliğinin Eğitimi Var mı?
1989’da Kandilli’de ülkemizin ilk deprem mühendisliği bölümü kurulmuştur. Daha sonra özellikle teknik üniversitelerde yüksek lisans düzeyinde deprem mühendisliği eğitimi verilmeye başlandı, ancak hâlâ lisans düzeyinde deprem mühendisliği eğitimi veren bir üniversite mevcut değil. Sadece yüksek lisans eğitimi verildiği için yeterli sayıda deprem mühendisimizin olmadığını tahmin etmek zor değil. En azından bu konularda adım atılması gerektiği çok açık.
Deprem Mühendislerinden Daha Fazla Yararlanmak Mümkün mü?
Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği Kapsamında Yapılacak Tasarım Gözetimi ve Kontrolü Hizmetlerine Dair Tebliğ’e göre deprem bölgelerinde özellik arz eden binalar için gereken mühendislik komisyonunda deprem mühendisleri görev yapmak durumunda. Özellik arz eden binalar; stadyum, hastane, köprü, baraj, santral gibi umuma açık yapılardan oluşuyor.
Ancak normal bina inşaatları için böyle bir gereklilik bulunmuyor. Çünkü mevcut bina deprem yönetmeliğine uyulması, aslında deprem mühendisliği hizmeti de almak anlamına geliyor.
Peki, bu yeterli mi?
Kanaatimce değil, çünkü bina deprem yönetmeliklerine layıkıyla uymadığımızı, yepyeni binaların yıkılmasından anlıyoruz. Üstelik yapılarda kolon kesilmesi dahil birçok ihmal ve hata zincirinden söz etmek de mümkün.
Yapı Denetim Firmalarına Deprem Mühendisliği Kadrosu Eklenmeli
Yukarıda söz ettiğim ihmal ve hata zincirlerini minimuma indirmek amacıyla yapı denetim firmalarına deprem mühendisliği kadrosunun eklenmesi faydalı olabilir mi? Yapı denetimlerini bir de sadece deprem odaklı gerçekleştirmek, binalarımıza güç katmaz mı? Görünen o ki hem teoride hem pratikte deprem mühendislerinin uzmanlıklarından çok daha fazla yararlanmalıyız. Yoksa canımız yanmaya devam edecek…