İçindekiler
1 Şubat 2023’te başlayan 3. Uluslararası Gayrimenkul Geliştirme ve Yönetimi Konferansı, sektörün üst düzey isimleri ile birbirinden değerli akademisyenleri ağırlamaya devam ediyor.
Sektörün geleceğinin “Gayrimenkulde Yeni Gerçeklik, Yeni Normal” başlığıyla masaya yatırıldığı konferansın 2. gününden öne çıkan başlıklar ise şöyle sıralanıyor…
Prof. Dr. Harun Tanrıvermiş: “İnsan ve Mekân İlişkisini Yeniden Tanımlayacağımız Bir Dönem Yaşıyoruz”
Konferansın ikinci gününün açılış konuşmasını yapan Ankara Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Dekanı Harun Tanrıvermiş, gayrimenkulde Covid sonrası dönemde değişen dinamiklere değinerek şunları aktardı:
“Bizim işimiz gayrimenkul, mekân, geliştirmek, yönetmek, iş birliği ve istişare. Yine yönetişim de işimizin önemli bir parçası. Bugün karşımda güzel bir tablo var. Belediye başkanlarımıza bizleri yalnız bırakmadıkları için çok teşekkür ediyorum.
3. Uluslararası Gayrimenkul Geliştirme ve Yönetimi Konferansı’nın temel teması ise, yeni normal. Yani Covid sonrası dönem. Bu dönemde yoğun kent noktalarını mutlaka hafifletmemiz lazım. Devamında ofis piyasalarında da ciddi değişiklikler var. Esnek ofis dediğimiz bir kavram ortaya çıktı. İnsan ve mekân ilişkisini yeniden tanımlayacağımız bir dönem yaşıyoruz. Belediyelerimiz de bu noktada temel aktör. Biz de bölüm olarak bir taraftan gayrimenkul geliştirme, değerleme ve finansman gibi konularda destek vereceğiz. Tüm kamu ve özel kuruluşların tabiri yerindeyse emrindeyiz diyebilirim. İş birliğine her zaman açığız. Zaten önemli kurumlarda fakültemizden mezun olan arkadaşlarımız var. Bu kıymetli isimlerin bizim fakültemizden mezun olmaları ayrıca gurur verici…”
Mansur Yavaş: “Hayatımızı Her Şey Yolundaymış Gibi Sürdüremeyiz”
Konferans konuşmacılarından olan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, iklim değişikliği, küresel ısınma, yeşil alanların ve tarım arazilerinin tahrip edilmesi gibi konuların tüm uygar dünya ülkeleri tarafından dikkatle takip edildiğinin altını çizerek şunları aktardı:
“Ekonomik gelişme, kentsel büyüme, kırsal gelişim ve arazi yönetimi gibi konularla kaynakların sürdürülebilir yöntemlerle izlenmesi, planlanması ve yönetilmesi gibi işler, insanlığı ve bütün canlıları ilgilendirmektedir. Dünyamız günden güne yok oluyor. İnsanlar, doğayı ve dünyanın bütün kaynaklarını vahşice, plansızca, bilime ve vicdana aykırı bir şekilde kullanıyor, tüketiyor, kirletiyor ve büyük ölçüde ziyan ediyor. Görünen o ki, yapmamız gereken çok şey var. Hayatımızı her şey yolundaymış gibi sürdüremeyiz. Yıllarca almamız gereken önlemler şimdi daha büyük sorunlar olarak önümüze geliyor. Çocuklarımıza daha iyi bir gelecek bırakmak istiyorsak yapmamız gerekenleri daha sıkı, daha disiplinli ve daha hızlı yapmamız gerekiyor.”
“Arazilerin Çok İyi Yönetilmesi, İnsanlığın Devamı İçin Bir Zorunluluktur”
İnsanlığın geleceğinde arazilerin önemi konusuna vurgu yapan Mansur Yavaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İnsan yaşamı toprağa bağlıdır, etkinliklerin neredeyse tümünü arazi üzerinde gerçekleştirir. Günümüzde arazi, geri dönüşümü olmayan ve üretilemeyen kıt bir kaynak olarak benimsenmiştir. Bu nedenle çevrenin ve buna bağlı olarak arazilerin çok iyi yönetilmesi, insanlığın devamı için bir zorunluluk hâline gelmiştir. Nitekim arazi kaynaklarının her geçen gün azalması ve dünyadaki yaşamsal faaliyetleri tehdit etmesi neticesinde dünya ülkeleri bir araya gelerek çözüm arayışına girmişlerdir. Bu süreçte yerel yöneticilerin de üstlenmeleri gereken önemli sorumlulukları vardır. Örneğin kentlerin yaşanabilir olarak planlanmasından bizler sorumluyuz. İmar planları, kentsel gelişime yönelik birer araçtır. Bu planlar kentlerin ekonomik, toplumsal, kültürel gereksinimlerini gidermek ve kentsel gelişimlerini sağlamak üzere yapılmalıdır.”
Yavaş, konuşmasının devamında Ankara’nın altyapı, ulaşım ve imar sorunlarına ilişkin bütünlüklü bir plana ihtiyacı olduğunu belirterek, “Aralarında 20 yıldır atıl olan 50 yeşil alanı halkımıza kazandırdık. Çubuk 1 Barajı, 30 Ağustos Zafer Parkı ve Gazi Parkı bunlardan sadece üçüdür. Geçtiğimiz hafta Batıkent Rekreasyon Alanı için temel atma töreni düzenledik. Gölbaşı BAKAP, Çankaya Lodumlu, Keçiören Hacıkadın ve Ovacık gibi büyük projelerimizi bu sene tamamlamayı hedefliyoruz.” dedi.
“Kırsal Kalkınmaya Çok Büyük Destekler Veriyoruz”
Sözlerini tarıma verilen destekleri hatırlatarak sürdüren Yavaş, şöyle devam etti:
“Kırsal kalkınmaya çok büyük destekler veriyoruz. Gübre, mazot, tohum her türlü desteği veriyoruz. Bir de KIRBİS sistemiyle 33 bin ÇKS kayıtlı çiftçimizin tarlasını izliyor ve kendilerine her konuda yardımcı oluyoruz. İhtiyacı olan ve aynı zamanda çiftçilik yapan 11 bin 500 haneye güneş enerjisi veriyoruz ve diğer 33 bin çiftçiye de yüzde 50 hibeli güneş enerjisi desteği veriyoruz. AŞTİ’yi ve bazı Aile Yaşam Merkezlerimizi de güneş enerjili sisteme entegre etme çalışmalarımızı sürdürüyoruz.”
Murat Zaman: “Konuta Erişim, Tüm Dünyada Büyük Bir Sorun Hâline Geldi”
Etkinliğin bir diğer konuşmacısı olan Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Murat Zaman, konut fiyatlarını arttıran faktörlere ve çözümlerine dair bilgi verdiği konuşmasında şunları aktardı:
“İnşaat ve gayrimenkul sektörlerimiz, ekonomideki güçlü bağlantılarıyla ve çarpan etkisiyle hayli önemli olan ve bizim de hükûmet olarak sanayi sektörüyle birlikte kıymet verdiğimiz bir alan. Dünyada salgın dönemi sırasında uygulanan genişlemeci maliye ve para politikaları ve pandeminin bizi evlere kapatmış olması konuta olan talebi arttırmış, fiyatlar da bu süreçte tüm dünyada önemli ölçüde yükselmiştir.
2022 yılından itibaren merkez bankalarının genişlemeci para politikası yerine daha sıkılaştırıcı para politikasına geçmeleri ve artan mortgage faizlerinin maliyeti artan konut fiyatlarıyla birlikte düşünüldüğünde konuta erişim, tüm dünyada büyük bir sorun hâline gelmiştir.”
“Gündemimiz, Barınma İhtiyacını Uygun Koşullarda Sağlamak”
Orta/dar gelirlilerin konut sahibi olması için başlattıkları çalışmalara değinen Murat Zaman, uygun fiyatlı ve sürdürülebilir konutlara erişimi sağlamak için harekete geçtiklerini söyleyerek şöyle devam etti:
“Geçtiğimiz yılda tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de konut fiyatlarının hızla artışına şahit olduk. Vatandaşlarımızın barınma ihtiyacının uygun koşullarda sağlanması en öncelikli gündem maddelerimizden biridir. Bu temel ihtiyacımızın toplumun tüm fertleri için karşılanması noktasında bize çok büyük sorumluluklar düştüğünün de hükumet olarak farkındayız. Bu bağlamda herkes için güvenli, uygun fiyatlı ve sürdürülebilir konutlara erişimi sağlamak için harekete geçmeyi görev edindik.
TÜİK’in verilerine göre ülkemizde ev sahipliği oranı %60.7 oranında gerçekleşti. Amacımız bu oranı, dar ve orta gelirli vatandaşlarımıza pozitif ayrımcılık yaparak Avrupa Birliği standartlarına yükseltmektir. Bu nedenle Sayın Cumhurbaşkanımızın önderliğinde önce dar gelirliye, sonra orta gelirliye hitap edecek çözümlere imza attık.”
“Lüks Siteler, Konuta Ulaşımı Zorlaştırıyor”
Konuta erişimin önündeki engeller hakkında da bilgi veren Zaman, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Konuta ulaşımda en büyük problemlerden birini son dönemlerde lüks sitelerin yapılması olarak görüyoruz. Lüks konutlar bölgenin kendi içerisindeki fiyat dağılımını etkilemekte, diğer konutların da fiyatını yukarı çıkarabilmektedirler. Bu motivasyonla da vatandaşlarımızın makul fiyatlı konutlara ulaşımı da zorlaşmaktadır. İşte bu yüzden geçtiğimiz ay, T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız Sayın Murat Kurum ile Hazine ve Maliye Bakanımız Sayın Nureddin Nebati’nin açıkladığı program ile amacımız orta gelirliye uzun vadede piyasa faizlerinin oldukça altında devlet katkısı da sağlayarak uygun taksitlerle vatandaşlarımızı konut sahibi yapabilmek…”
Kerem Kınık: “Taşınmazlar, Vakıflar İçin Sürdürülebilir Finans Kaynağıdır”
Türk Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık, konferansta yaptığı konuşmasında vakıflar ve gayrimenkul arasındaki ilişkiye değinerek şu ifadeleri kullandı:
“Dünyanın, ülkemizin ve organizasyonların da en çok ihtiyaç duyduğu şeylerden bir tanesi, yenileşen dünyada gayrimenkulle ilgili işlemlerimizi ve süreçlerimizi nasıl yöneteceğimiz konusu. Vakıf kültürüyle gayrimenkul ilişkisinden başlamak istiyorum. Kızılay bir vakıf ve yaşaması için birtakım gelirlere ihtiyacı var. Bir vakfın hayata geçmesi için gayrimenkulü olması şartı var. Gayrimenkulü niçin bir vakfa gelir kaynağı olarak tanımlıyoruz? Çünkü sürdürülebilirliği var. Taşınmazlar gelir ürettikleri için bu gelir, sürdürülebilir finans kaynağı olarak değerlendirilir. Dolayısıyla gayrimenkul ile vakıf ilişkisi bizim hukukumuzdan gelen bir husus. Zaman geçtikçe bizim medeniyetimizde gayrimenkul anlamında bir bağış kültürü oluşturulmuş durumda. Dünyaya baktığımızda zengin bir hayırseverlik kültürü ve bu kültürün de önemli bir boyutu olan taşınmaz bağışlarını görüyoruz. Bugün bizim gibi cemiyetler bu taşınmazları gelir kapısı olarak görüyorlar.”
“Vakıf Taşınmazları Atıl Bırakılmamalı”
Konuşmasında bağış olarak verilen gayrimenkullerin kabul sürecindeki aşamalar ve vakıf taşınmazlarının dokunulmazlığı ile ilgili değerlendirmelerini aktaran Kınık, şöyle devam etti: “Her taşınmazın bir yaşı ve ekonomik ömrü var. Binaya bakım yapmak zorundasınız. Taşınmazların hukuki statüsü var. Bunları takip etmek zorundayız. O gayrimenkulleri kabul ettikten sonra onlardan bir gelir elde ediyorsanız, bağışlanan bu gayrimenkullere dair de büyük bir sorumluluğunuz var. Bilançonuzda görünsün diye bağışlanmıyorlar. Dolayısıyla bu işletme noktasında dikkat etmeniz gerekiyor.
Bizim kültürümüzde vakıf taşınmazları çok kutsaldır. Dolayısıyla, vakıf taşınmazlarına dokunmama eğilimi var. Vakıflar Genel Müdürlüğü bu yaklaşımı aştıktan sonra vakıf taşınmazları gelir elde etmeye başladılar. Bu taşınmazların güncellenmesi noktasında bir inisiyatif alındı. Dolayısıyla bu algıyı aşmamız ve değiştirmemiz gerekiyor.”
İbrahim Ömer Gönül: “Gayrimenkul Alanındaki Gelişmelerimiz Dünyada Dikkatle Takip Ediliyor”
Etkinlikte konuşan Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı İbrahim Ömer Gönül, ülkemizin gayrimenkul alanındaki gelişmelerinin dünyada takip edildiğinden ve SPK’nin gayrimenkul sektörünün gelişimine olan etkilerinden bahsederek şöyle konuştu:
“Gayrimenkul sektörü büyümeyi, kalkınmayı ve istihdamı bir anlamda destekleyen sektörlerin başında gelmektedir. Cari açığın kapatılması hususunda da gayrimenkul sektörü lider bir sektör olmuştur. Sektörün son 20 yılındaki gelişimine baktığımızda çok ciddi bir başarıya imza attığımızı görüyoruz. Ticari ve konut yatırımlarında kaydettiğimiz gelişmelerle sadece ülkemizde değil tüm dünyada dikkatle takip ediliyoruz.
Sermaye Piyasası Kurulu olarak bu gelişime nasıl katkı verdiğimiz hususunda bilgi vermek istiyorum. Gayrimenkul yatırımlarının finansmanında sağlıklı bir hukuki yapının olması, mülkiyet haklarının korunması, uluslararası standartlarda gayrimenkul değerlemesi yapacak kişi ve kuruluşların belirlenmesi bildiğiniz üzere büyük önem taşımaktadır. Kurum olarak gayrimenkul değerleme faaliyetlerinin gelişmesi için önemli adımlar attık ve atmaya devam ediyoruz. Sermaye piyasasında gayrimenkul yatırımları ile gayrimenkul yatırım fonları ve diğer halka açık ortaklıkların değerlerinin belirlenmesinde gayrimenkul değerleme sistemi oldukça büyük önem taşımaktadır.
Dünyada gayrimenkuller, bankalar tarafından verilen kredilerde teminat olarak gösterilmeleri ile de temel varlık yönünü oluşturmaktadır. Anılan kıymetlerin menkulleştirilmesi yoluyla finansal araçların ihracından finansal işleme konu edilen gayrimenkullerin değerinin doğru tespit edilmesi hayati önem taşımaktadır. Bu, bizim için önemli bir gündem maddesidir. Bu noktadan hareketle gelişmiş ülkelerdeki düzenlemeler de dikkate alınarak kurulumuz tarafından yapılan düzenlemeler hayata geçirilmiş ve geçirilmeye devam etmektedir.”
3. Uluslararası Gayrimenkul Geliştirme ve Yönetimi Konferansı’nın 1. gününe dair detaylar için tıklayınız…
3. Uluslararası Gayrimenkul Geliştirme ve Yönetimi Konferansı’nın 3. gününe dair detaylar için tıklayınız…