İçindekiler
Mimar değilim ancak Wikipedia sayfasından aldığım yazıyı aşağıya bırakarak, yalıtım ile ilgili çok önemli bir konuya değinmek istiyorum.
“MÖ 1. yy.’da yaşamış olan Romalı mimar Vitruvius “De Architectura” adlı kitabında başarılı bir mimarlık için “utilitas, firmitas, venustas” (kullanışlılık, sağlamlık, güzellik) etmenlerinin gerekli olduğunu ileri sürmüştür. Rönesans‘ta bu tanım, “comodita, perpetuita, bellezza” (kullanışlılık, süreklilik/kalıcılık, güzellik) olarak benimsenmiştir. 1581’de bir İngiliz yazarı, mimarlığı “yapı bilimi” olarak tanımlarken 19.yy’da İngiliz eleştirmen John Ruskin, mimarlığın “yapılara uygulanan süslemeden başka bir şey olmadığını” ileri sürüyordu.
Amatör bir eleştirmen olan Sir Henri Watton “The Elements of Architecture” adlı kitabında mimarlığın üç koşula (kullanışlılık, sağlamlık, güzellik) yanıt vermesi gerektiğini belirtir. Frank Lloyd Wright‘a göre de “mimarlık biçim haline gelmiş yaşamdır.”
Dünyanın en eski mesleği olarak kabul edilen mimarlık yapı sektörünün de ayrılmaz bir parçasıdır. Yapı sektörü ise, tüm dünya ülkelerinde en büyük sektör olup, diğer sektörlerin de itici gücü olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle, mimarlık, geçmişin birikimleri ile geleceği hazırlayacak, gelecekte yaşanacak kaliteli yaşam çevrelerini oluşturacak, vizyon sahibi bireylerin mesleğidir.
Son elli yıldır mimarlık mesleği konusunda “çizim yapma sanatı” gibi bir yanlış kanaat oluşmuş, mimarlık sanatına yardımcı olan ancak çalışma alanı, tüm yapılarda kullanılan elemanların malzeme, mukavemet, statik ve dinamik durumlarını ve ekonomisini inceleyen bilim dalı olan inşaat mühendisliği ile mimarlık kavramları birbirine karışmıştır.
Mimarlık sanatının kültürel yanını göz ardı eden bu anlayış sonucunda, yüzyıllardır Türkiye’nin kimliği ile bütünleşen ve kültürümüzün ve değerlerimizin en kalıcı kanıtı olan mimarlık, kimliğini kaybetmiş, kültürel kimlik sorusu ile bir hesabı bulunmayan egemen yapı kültürü kentlerin görünür kimliğine damgasını vurmuştur. Oysa mimarlık, ülkelerin kartvizitine yazdığı değerlerin en önemlilerinden biri belki de en önemlisidir.
Mimarlık okullarından mezun olanların, mesleğin çok geniş bir yelpazeyi kapsaması nedeni ile çok farklı alanlarda çalışabildikleri gözlemlenmektedir.”
Yukarıda yazılı bu kısa tarihçeye istinaden yalıtım ve yalıtım malzemeleri bilimi, sahalarda (özellikle proje uygulama aşamalarında) görev alan müşavir mimarlar, proje müellifleri ya da tasarımcı arkadaşların gözden kaçırdığı ve sadece yönetmelik zorunluluğu gibi gördüğü en önemli konudur.
Yalıtımda Güncelliği Yakalamak Gerekir!
Her yeni tasarımın yalıtımı, yeni bir tasarım aşaması içerir. Kullanışlılık, sağlamlık ve güzellik unsurları neden batarya, tezgah, şömine, merdiven vb. gibi yerlerde ön plandayken yalıtım alelacele geçiştiriliyor? Yalıtım işi olmazsa yapılan tüm tasarımlar, su ve nem etkisi ile çürümeyecek mi? Peki o hâlde neden 30-40 yıl önce o zamanın teknolojisi ve şartlarına uygun ürünlere göre belirlenmiş ve kendini geliştirmemiş şartname ve tasarımlar tekrar tekrar önümüze koyuluyor? Her tasarım yeni bir başlangıçtır. Yalıtım işlerinin zamanın teknolojik gelişmeleri ve deneyimleriyle yeniden tasarlanıp saha içi proseslerine uygun çözümler sağlanması neden mimarın, tasarımcının ya da müşavirin görevi olmuyor?
Her proje için kes-kopyala-yapıştır yaparak yalıtım şartname ve tasarımlarını tekrar ettiğinizde, yeni tasarımlara göre teşhisi konulmamış ürünleri ezbere sahaya koymaya çalıştığınızda (daha ucuza yapacağız diye) hem haksız rekabet hem de yanlış uygulamalar sonucu daha yanlış ve sorunlu yapılarınız olduğunu göremiyor musunuz?
Eleştirimi herhangi bir kişi, kurum ya da platformu gözetmeksizin düşünce ve ifade özgürlüğüm kapsamında yazdığımı da belirtmek istiyorum. Zira yapı bilgisi, yapı kimyasalları, su yalıtımı ya da benzer birçok konuyu tek kişinin bilmesi mümkün değildir. Bilene danışmak gerekir. Sektörümüzde; yalıtım sistemleri, şartnameler, yapıya uygun ürünler, tasarıma göre seçilmesi gereken malzemeler hakkında bilgili, kendini yetiştirmiş danışmanların da olduğunu tekrar hatırlatmak isterim. Eleştirilerim mimarlığa saygımdan ve kendi mesleğime olan idealistliğimdendir.
Yanlış Yönlendirmeler Piyasanın Doğruyu Değil Ucuzu Seçmesine Yol Açıyor
Uzmanına sorulmadan sadece internet sayfalarında kalmış, ezber dizayn ve şartnamelerin yetersizliğine rağmen bu sistemin çoğu projede ortaya çıkarak haksız rekabete yol açması ve yanlış ürünlerle yanlış teklifler verilmesi sonucu piyasanın doğruyu değil ucuzu seçmesine sebep olması, bu yazıyı kaleme almamın en önemli nedenleri arasında.
Örneğin, tasarımda 25 metrekare bekçi kulübesi var diyelim ve üzerinde döşeme sonrası sırayla; çift kat membran yalıtım, jeotekstil keçe, ısı yalıtım levhası, geotekstil keçe, eğim şapı, çift kat membran yalıtım ve koruma betonu yazılmış olsun. Şimdi “bunda ne var, garanti olmuş iki defa yalıtım yapılmış” diye düşünülebilir. Fakat burada ısı yalıtımı, iki su yalıtımı arasında sıkışmış olduğundan buhar bacası detayı yok. Su yalıtımı hava almayı tamamen engelleyen ürünlerden tercih edilir. Bu da coğrafi koşullar nedeniyle ürün dayanımı iki ya da üç yıldan fazla olmayan ürünler anlamına gelir. Sonuç itibarıyla statik olarak bu kadar küçük bir alana gereksiz ağırlık yüklenmiş olup maliyetlerin de gereksiz yüksek olmasına sebebiyet verilmiştir.
Neydi mimarlığın en genel tanımı? Kullanışlılık, sağlamlık, güzellik…
Kullanışlı mı?
Maalesef kullanışlı değil. En basit yalıtım hatasında bir sürü kırım döküm, hafriyat ve inşai iş çıkacak.
Sağlam mı?
Sağlam asla değil. Bina ne kadar hafif olursa o kadar sağlam ve dayanıklı olur.
Güzel mi?
Güzel değil. Çünkü çatınızda işlevsel olmayan ve işe yaramayacak bir yalıtım ürünü var.
Peki 25 metrekare döşemeyi eğimli dökebilecek ekipler ve firmalar var mı? Daha iyisini ve büyüğünü yapacak muhteşem firmalarımız var. UV dayanımlı, coğrafi koşullara dayanıklı, uzun ömürlü, yüksek mukavemetli, sıcaklık dayanımı olan, yekpare, sertifikalı, akreditasyon belgeleri olan, elastisitesi yüksek vb. sağlam özellikleri olan ürünlerimiz yok mu? Emin olun fazlası var.
Suyun yönlenmesini engelleyen iyi bir drenaj levhası, dayanımı yüksek bir ısı yalıtım levhası, jeotekstil filitrasyon özellikli keçe ve üzerine belirli bir kalınlıkta dere mıcırı serilerek bu iş daha kolay, hızlı, işlevsel, uygun maliyetli, uzun ömürlü, kullanışlı, sağlam ve güzel yapılamaz mı? Ziyadesiyle… Bu detayı, anlattığım kıstaslara göre farklı kombinasyonlarda da yapabiliriz.
Sonsuz saygı duyduğum ve mesleğimi öğrenirken bana yol gösteren değerli mimarlardan ve onların nezdinde işini idealist şekilde yapan tüm meslektaşlarıma şükranlarımı sunar gösterdiğiniz anlayış için teşekkür ederim.