İçindekiler
Yapay Zekâ ile Hızlanan Değerleme Süreçleri
2025 yılı itibarıyla yapay zekâ (YZ), değerleme sektöründe yepyeni bir dönemin kapılarını aralıyor. Uzun yıllar boyunca manuel işlemlerle ilerleyen gayrimenkul değerleme süreçleri artık çok daha hızlı, doğru ve verimli şekilde tamamlanabiliyor. Özellikle büyük hacimli finansal ve piyasa verilerinin analizinde, YZ’nin sunduğu hız, geleneksel yöntemlerle kıyaslanamayacak seviyelere ulaşmış durumda.
Örneğin, bir gayrimenkulün piyasa değerinin belirlenmesi için geçmişte günler süren emsal araştırmaları ve hesaplamalar, bugün algoritmalar sayesinde dakikalar içinde yapılabiliyor. YZ, kira gelirlerinden bölgesel fiyat değişimlerine, hatta demografik eğilimlere kadar geniş bir veri setini aynı anda değerlendirerek gerçek zamanlı sonuçlar sunabiliyor. Bu da hem raporlama sürelerini kısaltıyor hem de karar alma süreçlerini daha güvenilir hale getiriyor.
Ayrıca YZ’nin finansal projeksiyonlardaki rolü giderek önem kazanıyor. Gelecekteki nakit akışlarını öngörmek, varlık değerlerini senaryolar üzerinden test etmek ya da risk analizlerini çok daha şeffaf şekilde ortaya koymak artık mümkün. Böylece değerleme uzmanları, yalnızca güncel verileri değil, aynı zamanda geleceğe dair olası senaryoları da dikkate alarak müşterilerine daha kapsamlı çözümler sunabiliyor.
Yapay Zekâ Destekli Platformların Yükselişi
2025’te birçok şirket, değerleme süreçlerini hızlandıran YZ tabanlı platformlara geçiş yapmaya başladı. Bu platformlar, kullanıcıların sadece birkaç temel veri girişiyle detaylı raporlar oluşturmasına imkân tanıyor. Sistem hem bölgesel karşılaştırmaları hem de yasal ve finansal uyumluluk gerektiren detayları otomatik olarak raporlara yansıtıyor.
Sonuçta değerleme uzmanlarının zaman ve maliyet açısından ciddi avantajlar elde ettiği bir ekosistem ortaya çıkıyor. Rutin iş yükünden kurtulan uzmanlar, enerjilerini stratejik analizlere ve müşteri ilişkilerine yönlendirebiliyor.

Yapay Zekâ İstihdamı Yok Edecek mi?
Sektörde en çok tartışılan konulardan biri, YZ’nin insan gücüne olan ihtiyacı azaltıp azaltmayacağı. İlk bakışta, rutin veri girişi, doğrulama ve raporlama gibi işlerin otomatikleşmesi bazı pozisyonlara olan talebi azaltabilir gibi görünüyor. Ancak aslında bu dönüşüm, farklı uzmanlık alanlarının doğmasına zemin hazırlıyor.
Algoritmaların geliştirilmesi, yönetilmesi, çıktılarının yorumlanması ve etik sınırların korunması gibi alanlarda nitelikli uzmanlara her zamankinden daha fazla ihtiyaç var. Bununla birlikte YZ’nin doğru şekilde kullanımı için danışmanlık hizmetleri de önem kazanıyor. Yani insan gücü ortadan kalkmıyor, sadece yeni bir forma bürünüyor.
Etik, Güvenlik ve İnsan Faktörü
YZ’nin değerleme sektöründeki yükselişi yalnızca hız ve verimlilikten ibaret değil. Büyük veri setlerinin işlenmesi, beraberinde veri güvenliği ve şeffaflık konularını da gündeme getiriyor. Tamamen algoritmalara dayalı bir sistemde hataların kaynağını anlamak ya da kullanılan verilerin doğruluğunu sorgulamak kritik hale geliyor. Bu nedenle teknolojiye yatırım yaparken, aynı zamanda etik standartlara ve güvenlik protokollerine de önem verilmesi gerekiyor.
Her şeye rağmen, değerleme süreçlerinde insan faktörünün önemi azalmıyor. Müşteri ilişkilerinde güven inşa etmek, yaratıcı çözümler geliştirmek ve stratejik kararlar almak hâlâ insan zekâsı ve deneyimi gerektiriyor. YZ, bu noktada uzmanları tamamlayan, onları rutin işlerden kurtararak daha stratejik alanlara yönlendiren bir araç olarak öne çıkıyor.

Yeni Dönemde İnsan ve Yapay Zekâ İş Birliği
Yapay zekâ, değerleme sektörünü köklü şekilde dönüştürüyor. Ancak bu dönüşüm, insan emeğini yok eden değil, onu daha değerli hâle getiren bir süreç olarak değerlendirilmeli. Başarı, yalnızca teknolojinin benimsenmesine değil, aynı zamanda uzmanların bu yeni araçlarla birlikte çalışma becerisine bağlı olacak.
YZ, değerleme uzmanlarını destekleyen, süreçleri hızlandıran ve kararları güçlendiren bir iş ortağı konumunda. Gelecekte sektörün en büyük avantajı, teknolojiyi ve insan zekâsını uyum içinde bir araya getirebilme kapasitesi olacak.
Türkiye Bu Sürecin Neresinde?
Küresel ölçekte YZ uygulamaları hızla yayılırken Türkiye’deki değerleme sektörü de bu dönüşüme kayıtsız kalmadı. Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) lisanslı değerleme şirketleri, son iki yılda özellikle veri analizi ve raporlama süreçlerinde yapay zekâ destekli çözümleri kullanmaya başladı.
Henüz tüm sektör YZ’ye tam geçiş yapmış değil; küçük ölçekli firmalar daha çok manuel yöntemlerle ilerlemeye devam ediyor. Ancak SPK’nin düzenlemeleri doğrultusunda, dijitalleşmeye ve veri tabanlı doğrulamaya dayalı raporlama sistemlerinin önümüzdeki birkaç yıl içinde standart hale gelmesi bekleniyor. Bu durum, sektördeki rekabeti de artırıyor; YZ’ye erken yatırım yapan şirketler hem hız hem de güvenilirlik açısından öne çıkıyor.
Yazılım isimleri ön planda değil çünkü değerleme şirketleri genellikle özel yazılımlar ya da kendilerine özel modifiye edilmiş çözümler kullanıyor, bu yüzden lisanslı ya da açık kaynak olan ticari ürünler marka olarak pek duyulmuyor. Bazıları kendi iç geliştirme ekipleriyle ya da kurum içi veri altyapısı üzerinden YZ çözümleri entegre ediyor. Bugün kullanılan sistemlerin bir kısmı, ilan portalları gibi açık veri kaynaklarından beslenerek emsal analizlerini hızlandırıyor olsa da bu platformlar doğrudan değerleme yazılımı niteliğinde değil.
İlerleyen süreçlerde Türkiye’de SPK lisanslı değerleme firmalarının yapay zekâyı hangi alanlarda daha hızlı benimseyeceğini daha net gözlemleyebileceğiz.






