İçindekiler
26 Nisan günü başlayan 4. Uluslararası Sıfır Enerji Binalar Zirvesi’nde profesyonel isimler, binalarda enerji verimliliği, sıfır enerjiyi destekleyen anlayışlar, ısı yalıtımı ve sağlığa etkileri, sürdürülebilir mimari, sıfır karbon emisyonunu hedefleyen yeniden kentleşme gibi birbirinden önemli konuları mercek altına almaya devam ediyorlar.
Etkinliğin 2. gününden öne çıkan başlıklar ise şöyle sıralanıyor:
Dr. Merve Atmaca: “Maliyet, Sıfır Enerji Konusunda Olmazsa Olmaz Bir Başlıktır”
Zirvenin “Sıfır Enerji Binalar ve Mimari Yaklaşımlar” başlıklı oturumunun moderatörü olan Beykent Üniversitesi, İç Mimarlık Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Merve Atmaca, konuşmasında şunları dile getirdi:
Sıfır enerji binalar dediğimizde çok iddialı binalar karşımıza çıkıyor. Çünkü neredeyse sıfır enerjiden çok daha keskin hatları olan, tamamıyla kendi kendine yeten, ihtiyaç duyduğu konfor koşullarının sağlanabilmesi için gereken tüm enerjiyi kendi kaynaklarıyla sağlayan sürdürülebilir binalardan bahsediyoruz. Bu çerçeve altında mimarinin öneminden bahsetmek istiyorum. Bir bina tasarlamak çok bütünleşik bir iş. Başlangıç aşamasından bakmak gerekirse, mimari yaklaşımlar oldukça önem kazanıyor ve mimarlara çok önemli görevler düşüyor.
Biz ön tasarım aşamasından itibaren binaları sıfır enerji yapmak konusunda pasif yöntemler ve doğru yaklaşımlarla tasarlamaya başlarsak, sanılanın aksine daha maliyetli binalar üretmiş olmuyoruz. Aslında ön tasarım aşamasında öngöreceğimiz pasif stratejiler ile bir binayı tasarlarken, malzemeyi seçerken, arazinin kullanımından başlamak suretiyle tüm elemanları doğru şekilde ele alırsak, maliyetten de tasarruf sağlamış oluyoruz. Maliyet konusu, sıfır enerji konusunda olmazsa olmaz bir başlık. Maliyet verimliliği de enerji verimliliği kadar konunun içindedir.
Dr. İlker Kahraman: “Binalarda Harcanan Enerjiyi Azaltılarak Küresel Isınmayı Engellenmesine Katkı Sağlayabiliriz”
Oturumun bir diğer konuşmacısı olan İzmir Mimarlar Odası Başkanı Dr. Öğretim Üyesi İlker Kahraman, bina sektörünün yüzde 38’lik bir harcama ile nihai enerji tüketiminin öncüsü olduğunu vurgulayarak şunları aktardı:
Bina sektörüne baktığımızda nihai enerjinin 3’te 1’i bu sektörde tüketiliyor. Alışılageldik iş senaryoları ile 2050’ye dek enerji ihtiyacının yüzde 50 artacağını öngörüyoruz. Bina sektörü yüzde 38’lik bir harcama ile nihai enerji tüketiminin öncüsü. Konutlarda enerji tüketimine baktığımızda ise, yüzde 68 oran ile en çok enerjinin ısıtmada harcandığını görüyoruz. Demek ki bina sektöründe kullanılan enerjiyi azaltırsak küresel ısınmanın engellenmesine katkı sağlayacağız. Konutlarda özellikle enerji tüketimini kısıtlayıcı bir yaklaşım benimsememiz lazım.
Bora Özdemir: “Sürdürülebilirlik, Hırsızlık Yapmamaktır!”
Oturumda söz alan GREENPLATFORM Enerji ve Mimarlık Genel Müdürü Yüksek Mimar Bora Özdemir, sürdürülebilirlik kavramını detaylandırdığı konuşmasında şunları dile getirdi:
Sürdürülebilirliği basit bir şekilde algılamak lazım. Sürdürülebilir şehirler, kentler, binalar, ekonomiler gibi pek çok konu mevcut ama sürdürülebilirliğin tek tanımı var: Hırsızlık yapmamak. Sürdürülebilirlik; gelecek kuşakların konfor şartlarından, enerjisinden elimizi çekmektir. Sürdürülebilirliği böyle tanımlayabilirsek çok net anlayabileceğiz. Neden fosil yakıtlardan ayrılmamız gerekiyor, neden kullandığımız enerji çok fazla? Öncelikle bunları algılamamız gerekiyor. Sürdürülebilirlik, bunlara farkındalık açısından ışık tutabilir.
Rahmi Alper: “İzmir’in Ciddi Anlamda Yapı Stoku Problemi Var”
Etkinliğin “Sıfır Enerji Binalar ve Kentsel Dönüşüm” başlıklı 2. oturumunda konuşan İzmir Büyükşehir Belediyesi Kentsel Dönüşüm Daire Başkanlığı Proje Uygulama 3. Şube Müdürü Rahmi Alper şunları aktardı:
İzmir’in yapı stoku olarak ciddi anlamda bir problemi var. Biz büyükşehir belediyesi olarak kentsel dönüşümü çeşitli ana başlıklarda planlıyoruz. Birincisi afete maruz kalan alanlarımız varsa bunların boşaltılması ve dönüşümü, ikincisi yerinde dönüşüm alanları belirleyip buralarda dönüşüm uygulaması yapmak.
Bizim en önemli gördüğümüz hususlardan biri, bu kentsel dönüşüm çalışmalarına başlarken, nasıl bir model üzerinden yürünebileceği konusu. Çalışmalarımıza alanın ilanı ile başlıyoruz ve vatandaşlarımızı bilgilendirmek adına iletişim merkezleri açıyoruz. Sonra alan içerisinde bulunan yapıların zemin ve zemin üstü envanterini tespit ediyoruz. Bununla birlikte hak sahiplerini inşaat ile ilgili bilgilendiriyoruz. Bir yandan da bölgenin ihtiyaçlarına göre tasarım projesine başlıyoruz. Bu tasarımın altında mimari projelerimizi hazırlıyoruz. Vatandaşların itiraz ettikleri hususları da talepler doğrultusunda değiştirebiliyoruz.
Özlem Tut: “Çok Hızlı Hareket Etmek Zorundayız”
Oturum konuşmacılarından olan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Daire Başkanı Özlem Tut, beklenen Marmara Depremine karşı hızlı hareket edilmesi gerektiğine vurgu yaparak şöyle konuştu:
Bilindiği gibi 6 şubat tarihli yıkıcı depremlerden sonra İstanbul da dahil olmak üzere ülkemizin gündemi deprem oldu. Elbette İstanbul da deprem kuşağında ama bizim ülkemizin tamamı deprem kuşağında yer alıyor. Şiddetli bir depremde hasar alma ya da yıkılma riski taşıyan 800 bine yakın yapımız var. Dönüşüm oranına baktığımız zaman bunun oldukça sınırlı gerçekleştiğini görüyoruz. Bu ne demek? En fazla yıkımın yaşanacağı ve yüksek nüfusun yaşadığı yapı stokumuzun tehlike oluşturduğu alanlar, dönüşüm alanları ile örtüşmedi, kentsel dönüşüm bu alanlarda sınırlı sayıda uygulandı. Bu da bizi çok hızlı hareket etmek zorunda olduğumuz sonucuna götürüyor. Kaybedecek bir günümüz dahi yok. Bizim yapı stokumuzu en hızlı şekilde güvenli hâle getirmemiz gerekiyor.
Mutlu Gürler: “Türkiye’nin Bütünleşik Afet Politikası Oluşturulmalı”
Zirve konuşmacılarından olan Ankara Büyükşehir Belediyesi Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Dairesi Başkanı Mutlu Gürler ise düşüncelerini şöyle dile getirdi:
Türkiye’de bütünleşik afet planlaması alışkanlığı olmadığı sürece karşılıklı iletişim eksikliği yaşamaya devam edeceğiz gibi görünüyor. Maraş depremlerinin üzerine görüldü ki, bu başlık üzerinde konuştuğumuz kavramın içerisinde bile afetlerde ayakta kalabilen, kendi enerjisini kullanabilen, elektriği kesilmeyecek yapılara ihtiyaç var. Ayakta kalacak dinamiklerden bahsediyoruz. Dolayısıyla bugün Türkiye’nin bütünlüklü bir afet politikasının oluşturulması gerekiyor.
Dr. Kıvanç Taşkın: “Önemli Olan, Mühendislik Hizmetinin Doğru Alınmasıdır”
Zirvenin “Sıfır Enerji Binalar ve Depreme Dayanıklı Bina Çözümleri” oturumunda söz alan Eskişehir Teknik Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Kıvanç Taşkın, konuşmasında şunları aktardı:
Önemli olan Türkiye’de yapacağınız yapının özelliğine bağlı olarak mühendislik hizmetinin doğru alınmış olmasıdır. Mühendislik hizmetine bağlı olarak doğru kararlar ve doğru yöntemlerle o yapının inşa edilmiş olması ve denetimlerin çok iyi yapılmış olması gereklidir. Özellikle Türkiye’de yapmış olduğunuz yüksek yatırımlarda herhangi bir yapınızın, yapı ömrü boyunca yapısal ve yapısal olmayan tüm hasarlarının önceden belirlenmesi büyük önem arz etmektedir.
4. Uluslararası Sıfır Enerji Binalar Zirvesi’nin 1. gününe dair detaylar için tıklayın.
4. Uluslararası Sıfır Enerji Binalar Zirvesi’nin 3. gününe dair detaylar için tıklayın.