İçindekiler
Yapılar, içinde canlıların yaşadığı barınaklardır. Bireylerin güvenliklerini, sağlıklarını, psikolojik durumlarını koruyan ve tasarımları da mimarlar tarafından şekillendirilen bu yaşam alanları; mühendislik bilimi ile de sağlamlaştırılır.
Yapılar Sadece Beton veya Demirden mi İbaret?
Günümüzde yapıların çoğunluğu betonarme olsa da bunun dışında da pek çok yapım metodu bulunmaktadır:
- Çelik konstrüksiyon,
- Ahşap konstrüksiyon,
- Yığma yapılar,
- Prefabrik sistemler,
- Kıl çadırlar,
- Sazlıklardan kulübeler ve dahası…
İnsanoğlu gelişen teknoloji ve mimari tasarım sonsuzluğunu kişisel zevkleri ile bütünleştirerek yukarıda bazılarını paylaştığım seçeneklerin içinden sıklıkla betonarme ve çelik, kısmen de ahşap yapıları tercih etmeye başladı.
Doğada tüm bu ürünlerin bir ömrü ve dayanma gücü vardır ki tam da bu noktada bilim devreye girerek bizlere mühendisliğin önemini tekrar hatırlatır. Elbette bu noktada sadece mühendislik yetmez; işin içine mimarlık, kimya, fizik, coğrafya gibi diğer bilim dalları da girer. İşte tüm bu bilimsel dallar bir araya gelerek yapı kimyasalları ve yalıtım sistemleri gibi iki farklı konuyu ortaya çıkarmaktadır.
Şimdi konuyu fazla dağıtmadan gündemimizde olan betonarme yapının neden ve nasıl korunması gerektiğine geçelim.
Betonarme Yapı Nedir?
Betonarme; kum, çakıl ve bağlayıcı olan çimentonun belirli bir hesap sonucu formüle edilerek suyla reaksiyona geçirilmesi sonucu ortaya çıkan yapı sistemine denir.
Donatı Nedir?
Betonarme yapının ayakta kalmasını sağlayan, (tıpkı insan vücudundaki iskelet yapısına benzeyen) demir, çelik veya karbon türevli yapıya donatı denir. Betonarme yapıların oluşması için bu iki sistem bir araya gelmelidir.
Yine mühendislik hesapları ve mimari tasarımlara göre ortaya çıkan kaba yapıya betonarme denir. Yapısı itibarıyla sağlam olsa bile suyun, havanın, hava içindeki kimyasalların, nemin, atmosferdeki çeşitli gazların ve doğa olaylarının karşısında betonarme yapıların belirli yıllar dayanabilecek kısıtlı ömürleri vardır.
Betonarme Yapılarda Su Yalıtımının Önemi
Betonarme yapıların ömrünü uzatan en önemli faktör, daha planlama aşamasında düşünülmesi gereken yapı kimyasalları ve yalıtım sistemlerinin belirlenmesi ve bilim doğrultusunda uygulanmasıdır. Zira suyun yıkıcı etkisine, doğanın evrimine karşı durabileceğimiz çok fazla gücümüz olmadığı da aşikârdır. Akıllara, “Peki binlerce yıldır ayakta kalan tarihi yapılar nasıl oluyor da günümüze kadar dayanabiliyor?” sorusu gelebilir. İşte tam bu noktada yine devreye bilim giriyor ve zamanın koşullarında liyakat sahibi zanaatkarlar günümüz teknolojisine benzer ya da temel çıkışı olan sistemler ile bu yapıların korunmasını sağlıyor. Örneğin, Giza Piramiti’nin özel odalarının suya karşı yalıtımlı yapılması, Babil’in Asma Bahçeleri’nin toprak örtüsünün yapı ile izole edilmesi gibi…
O dönemlerde dahi yapı ömrünün korunması için düşünülen birçok bilimsel veri, günümüzde bu işin daha iyi nasıl yapılacağının ışığı oluyor. Ancak bizim yapmamız gereken çok ciddi bir özeleştiri var. Bu da maalesef 6 Şubat sabahından bu yana bir iki uzman dışında konuşulmayan geoteknik biliminin önemi!
Bu benim uzmanlık alanım değil ancak iyi bir yalıtım sistemi için geoteknik sonucunun ne kadar önemli olduğunu biliyorum. Ülkemizde yalıtım firmalarının hemen hemen hepsinin atladığı ve önem göstermediği bu konuyu umuyorum ki konu hakkında liyakat sahibi bilim insanları yapacaktır.
İnşaat Öncesi Hazırlıklar Nelerdir?
Bir bina yapılacağı zaman doğru zemin seçildikten sonra zemin etüdü yapılır ve çıkan sonuçlara göre yapı yüksekliği, genişliği, dilatasyon oluşumu, bodrum kat derinliği, kazık temel ya da diğer temel seçimi, zemin iyileştirilmesi, yalıtım ürünü seçilmesi, statik vb. birçok bilimsel konu irdelenir. Sonuçlara göre tüm hesaplamalar yapılarak proje şartnamesi belirlenir.
Şartname belirlenmeden bir tasarım yapılmamalıdır. Şartname netleştikten sonra mimari tasarım yapılır. Mimari tasarım içine mutlaka yalıtım detayları da konulur (ezbere yazılan kes/kopyala/yapıştır detaylar değil, uzman yalıtım danışmanları tarafından belirlenen detaylar olmalı). Mimari proje onaylandıktan sonra diğer tüm mühendislik hesapları da yapılır. Karşılaştırma ve çakışmalar varsa revizeler gelir, inşaat başlamadan tüm planlama süreci devreye girer ve şantiye yapısı oluşturulduktan sonra inşaata başlanır.
Elbette işin uzmanları bu süreci daha detaylı tanımlayacaklardır. Zaten konumuz, bu süreçten öte süreç öncesinde, esnasında ve sonrasında yapının korunması ile ilgili veriler. Şimdi bu verilere detaylıca bakalım…
Su Yalıtımı Doğru Şekilde Nasıl Yapılır?
Zemin etüdü sonrası zeminde iyileştirme gerekiyorsa bunu en uygun betonarme hesaplarıyla ve beton içine konulacak katkılarla güçlendirmek, yapı durumuna göre yalancı radye çalışması yapmak (tabi gerekiyorsa) ve iyi bir alt hazırlık, yapılacak yalıtımın işe yaraması adına da faydalıdır. Kullanılacak yalıtım sistemleri, yapı özelliğine ve coğrafi durumlara bağlı olarak yeterli sarfiyatlarla yapılmalıdır.
Bu işlemi daha temel aşamasında doğru yaptığımızda suyun yıkıcı etkilerine karşı betonarme temel ve perde yapımız sudan etkilenmeyecek, olası yapısal hareketlerde daha az zarar görecek ve yapının bakımları sırasında daha az maliyetler çıkacaktır. Buradaki kilit kelime ise “bakım” sözcüğüdür. Zira ne kadar iyi ve sağlam yapı yaparsak yapalım yapının periyodik olarak bakıma ihtiyacı vardır. İşte tam bu nokta, yukarıda bahsi geçen binlerce yıllık yapıların günümüze nasıl geldiğinin de cevabıdır.
Yalıtım ve yapı kimyasalları konusunda çok uzun yıllar bu işleri yapan markalar olduğunu ve ihtiyaç duyduğunuzda o markaların teknik eğitim sertifikalarına sahip yalıtım uzmanlarına başvurmanız gerektiğini de hatırlatırım. Bu danışmanlığı son kullanıcının özellikle yapması gerektiğini ve hatta bu konunun imar yönetmeliği içerisinde değerlendirilip bu konuda bir uzmanı olmayan sahaya ruhsat verilmemesi gerekliliğine olan inancımı da paylaşmak isterim. Konu ütopik değil, aksine bu şekilde uygulayan birçok dünya ülkesi mevcut.
Yalıtım Konusunda Uzman Mühendisler Yetiştirilmeli
Bu noktada yapının korunması ve ömrünün uzatılması adına uzman yalıtım mühendislerinin yetiştirilmesi için üniversitelerde bölümler açılması gerektiğinin de altını özellikle çizmek isterim. Ancak bu eğitimler tarafsızlık ilkesi üzerinden sistem doğruluğu üzerine verilmeli ve ülkemiz öncelikli olmak üzere dünya markalarından da destek alınmalıdır. Sahada yapı denetim yetkisi, liyakat sahibi mühendis ve mimarlarda olmalı, kaba, ince, elektrik, mekanik ve harita şefliğinin yanına yalıtım işleri şefliği de eklenmelidir.
Bu konuyu son olarak bir örnekle pekiştirmek istiyorum: Farz edelim ki, dünyaya ihracat yapan hatırı sayılır bir firma yeni bir fabrika yatırımı için 150.000 metrekare kapalı inşaat alanına başlıyor. Her şey olması gerektiği gibi. Yani hesaplar iyi, betonarme değerleri yüksek, mimari tasarım şahane, tüm işlemler geoteknik sonuçlarına göre yapılmış.
Ancak işi yapan müteahhit, yalıtım işlerini en ucuz fiyatı sunan bir firmaya veriyor. Firma da yalıtımı, bu işten iyi para kazanmak harici önemsemiyor (maalesef bu çoğunluğun temsil ettiği bir durumdur). 3,2 kg sarfiyatla sürülmesi gereken ve belirli dayanım özelliği bulunan ürün yerine sırf ucuz diye kontrolsüz, onaysız ve denetimsiz bir ürün kullanılıyor. Çok değil, iki sene içinde fabrikanın içine su giriyor ve işleyen bir makinenin bozulmasına yol açıyor. Sonuç olarak o makinenin üretim miktarındaki kazanç maliyeti neyse iki katı zarar edilmeye başlanıyor. İşte bu zarar, o an yalıtım denetimi olmayan ucuz firmaya ödenen rakamın en az yüz katıdır…
Oysa yukarıda bahsettiğim şekilde tasarlanmış bir yalıtım süreci, işini önemseyen, sertifikalı uygulama ekibi ve uzman bir yalıtım şefi ile yapılsaydı çok az bir maliyet farkıyla doğru uygulama yapılacaktı. Yatırımcı, doğru yatırımı yaparsa kâr eder ve işletme aşamasında yatırımdan kaynaklı sorunlara maliyet harcamaz. İşletme aşamasında hâlâ yatırımdan kalan bedelleri ödemeye devam ediyorsanız zarar etmeye başladığınız yetmezmiş gibi yatırımlarınızın yapı ömrü de yarı yarıya kısalacaktır.
İşte tüm bu bilgiler ışığında yalıtım ve yapı kimyasallarının ne kadar önem arz ettiğini sizlere bir kez daha hatırlatmak isterim.