İçindekiler
Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD), İnşaat Malzemeleri Sanayisinin Yeşil Mutabakat’a Uyumu: Yeşil Dönüşüm için Ar-Ge ve İnovasyon Rehberi’ni kamuoyu ile paylaştı. Sürdürülebilir ve düşük karbonlu üretime geçişin yol haritası niteliğindeki rehberde inşaat malzemesi sanayisinde sürdürülebilirlik odaklı Ar-Ge ve inovasyon alanında sera gazı emisyon azaltımının, enerji verimliliğinde artışın ve döngüsel malzeme kullanımının yeşil dönüşüm için ne kadar önemli olduğunun altı çiziliyor.
Çalışmada şu başlıklar yer alıyor:
- Sürdürülebilir ve iklim-nötr hale geçiş,
- Sürdürülebilir üretimin göstergeleri ve ölçümü,
- Düşük karbonlu yenilikçi üretim teknolojileri ve kurumsal karbon ayak izi,
- Yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş,
- Dekarbonizasyon için araştırma ve yeniliğin nitelikleri,
- Araştırma ve inovasyonda yaşam döngüsü değerlendirmesi,
- Atık yönetimi ve döngüsel ekonomi,
- Üniversite – sanayi iş birliğinin yeşil dönüşüm için araştırma ve inovasyona odaklanması,
- Yenilikçi üniversite – sanayi iş birliği modelleri,
- Yeşil dönüşüme yönelik araştırma ve yeniliğin finansmanı.
İklim Değişikliği ile Mücadelede İnşaat Sektörünün Rolü Önemli
Çalışmanın yönetici özeti başlığında inşaat sektörünün Avrupa Yeşil Mutabakatı‘na uyum kapsamında sınırda karbon düzenlemeleri, yeşil ve döngüsel ekonomiye geçiş, iklim değişikliği ile mücadele gibi unsurların hayata geçirilmesinde önemli bir payı olduğuna vurgu yapılarak şu ifadelere yer veriliyor:
Avrupa Yeşil Mutabakatı çerçevesi içinde yer alan “enerji ve kaynak verimli inşaat ve renovasyon”, “temiz ve döngüsel ekonomi için sanayiyi mobilize etmek” ve “sürdürülebilir ve akıllı ulaşıma geçişi hızlandırmak” başlıkları, inşaat ve inşaat malzemeleri sektörünü doğrudan ilgilendirmekte; bina inşası ve kullanımı sırasında enerji tüketimi kaynaklı CO2 emisyonlarının azaltılması ile inşaat malzemeleri sanayisinde enerji verimliliği, dekarbonizasyon, döngüsel kaynak kullanımı konuları öne çıkmaktadır.
Dünya genelindeki enerji tüketiminde ve küresel CO2 emisyonlarında bina kullanımları ile inşaatlarda kullanılan malzemelerin üretimleri önemli bir paya sahiptir. Dolayısıyla Avrupa Yeşil Mutabakatı’na uyum kapsamında sınırda karbon düzenlemeleri, yeşil ve döngüsel ekonomiye geçiş, iklim değişikliği ile mücadele gibi unsurların hayata geçirilmesinde, inşaat malzemeleri sanayisinin ve genel olarak inşaat sektörünün önemli bir rol üstleneceği açıktır.
İmalatta Sürdürülebilir Bir Üretim Yaklaşımı Benimsenmeli
Rehberde imalat sanayisinde daha sürdürülebilir bir üretim yaklaşımı olması gerektiğine dikkat çekilerek şu açıklamalar aktarılıyor:
Günümüzde küresel ısınma ve buna bağlı oluşan iklim değişikliği dünya için varoluşsal bir tehdit hâline gelmiştir. Fosil yakıtların kullanımının sanayi devrimin başlamasından bu yana sürekli olarak artması ve ormanların tahribi, küresel ısınmaya neden olan antropojenik sera gazı emisyonlarında önemli artışlara neden olmaktadır. Bu gazlardan karbondioksit (CO2) sera gazı emisyonlarının yaklaşık %70’inden sorumlu gaz olarak çarpıcı bir paya sahiptir.
İmalat sanayi küresel fosil yakıt tüketimi ve CO2 emisyonlarında önemli bir rol oynamaktadır. En güncel uluslararası verilere göre küresel enerji tüketiminin %38’i ve küresel CO2 emisyonlarının %34’ü imalat sanayisinden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle, imalat sanayisinde daha sürdürülebilir bir üretim yaklaşımına geçiş büyük önem taşımaktadır. Sürdürülebilir üretim, bugün tüm dünyada inşaat malzemeleri üretiminde benimsenen temel yaklaşımdır. Sürdürülebilir üretim, sadece çevre sorunlarıyla ilgilenmekle kalmayıp sürdürülebilirliğin üç bileşeni olarak tanımlanan sosyal, ekonomik ve çevresel etkileri de birlikte ele alır.
Sürdürülebilir üretim için tek bir tanım olmamakla beraber ABD Ticaret Bakanlığı sürdürülebilir üretimi “olumsuz çevresel etkileri en aza indiren, enerji ve doğal kaynakları koruyan, çalışanlar, toplum ve tüketiciler için güvenli olan ve ekonomik olarak sağlam süreçleri uygulayarak üretim” şeklinde tanımlamaktadır. Bu tanıma göre, sürdürülebilir üretim; çevresel etkiler en aza indirildiğinde, sosyal gereksinimler göz önünde bulundurulduğunda ve ekonomik fayda yaratıldığında söz konusu olabilir.
Çalışmanın tamamını PDF olarak görüntüleyin.