İçindekiler
Ünlü Fizikçi Albert Einstein “Bir ülkenin geleceği o ülke insanlarının göreceği eğitime bağlıdır” derken, Şair ve Siyasetçi Dante Alighieri ise eğitimin ekmek ve sudan sonra halkın en zorunlu ihtiyacı olduğunu dile getirmiştir. Hâl böyle iken günümüzde kentleri geleceğe hazırlarken ve planlarken eğitimi görmezden gelmek veya göz ardı etmek düşünülemez.
Kentleri oluşturup planlarken elbette öncelikle kamu yararını gözetmeliyiz. Yani kent planlama faaliyetlerinde kamusal alanları; kamunun yararına ve kentin geleceğine olumlu etki edecek şekilde yerleştirmek, ana prensibimiz olmalıdır.
Dilerseniz öncelikle kamusal alanı tarifleyelim…
Kamusal Alan Nedir?
Yerleşik düzene geçilmesiyle birlikte toplumlar; nüfus, gelir düzeyi, bilim, teknik ve sanattaki gelişmelerle doğru orantılı olarak kentleri, köyleri ve kasabaları kurmuşlardır. Daha sonra bu alanlarda ticaret, sanat, eğitim, ibadet, eğlence gereksinimlerinin karşılanması adına toplumdaki herkesin kullanabileceği kamusal alanlar oluşturulmuştur. Süreç içerisinde kentlerin sağlık, eğitim, sanayi, konut alanları gibi işlevleri barındırma zorunluluğundan dolayı da bu alanlarda kullanıcı odaklı mekânlar kurulması gerekmiştir.
Kentsel donatılar en önemli kamusal mekânlardır ve şehir planlama disiplini gereğince iskân bölgelerine hizmet eden kamu kullanımlarını kapsamaktadır (sağlık, eğitim, idari, sosyal, kültürel, eğlence alanları vb.).
Yürürlükteki imar mevzuatımız donatı alanlarını, sosyal altyapı ve teknik altyapı bölgeleri olarak ikiye ayırmaktadır. 3194 sayılı İmar Kanunu’na göre donatı alanları asgari ölçütlerle sınırlandırılmaktadır.
Sosyal Donatıların Başlıca Konuları
- Eğitim
- Sağlık
- Dinî
- Sosyokültürel
- İdarî
- Yeşil alan
Teknik Donatıların Başlıca Konuları
- Elektrik
- Hava gazı
- İçme ve kullanma suyu
- Kanalizasyon
- Ulaştırma, haberleşme, açık/kapalı otoparklar
Sosyal Donatı Alanları Topluma Ne Sağlar?
Bu yazımızda irdeleyeceğimiz eğitim tesislerini de içeren sosyal donatı alanları, toplumdaki bireylerin sosyalleşebilmesine ve sosyal refah düzeylerinin yükselmesine katkı sağlamaktadır. Sosyal donatı alanları, Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği madde 5’te şöyle tanımlanmıştır:
“Birey ve toplumun kültürel, sosyal ve rekreatif ihtiyaçlarının karşılanması ve sağlıklı bir çevre ile yaşam kalitelerinin artırılmasına yönelik kamu veya özel sektör tarafından yapılan eğitim, sağlık, dini, kültürel ve idari tesisler, açık ve kapalı spor tesisleri ile park, çocuk bahçesi, oyun alanı, meydan, rekreasyon alanı gibi açık ve yeşil alanlara verilen genel isimdir.”
Eğitim Tesislerinin Standartları
Eğitim tesisi alanlarını da ilköğretim, ortaöğretim, mesleki ve teknik öğretim tesisleri ile yükseköğretim tesisleri olarak işaret eden 3194 sayılı İmar Kanunu’na göre eğitim tesisi alanlarının belirli standartlarının bulunması gerekmektedir.
Söz konusu standartlar, aşağıdaki tabloda ayrıntılı olarak gösterilmiştir:
Eğitim Alanı Seçimindeki Kriterler
Eğitim tesislerinin yer seçimindeki kriterlerin başında (özellikle ilkokul ve ortaokul tesislerinin seçiminde), yerleşim birimlerine ve nüfus yoğunluğu olan alanlara yakınlık gelmektedir.
Yer seçimindeki faktörler, şu örneklerle çoğaltılabilir:
- Trafik yoğunluğundan az etkilenilmesi,
- Toplu taşıma ile rahat ulaşılabilmesi,
- Çevre kirliliği gibi olumsuz faktörlerden uzak olunması,
- Altyapısı sorunsuz bir bölgenin seçilmesi.
Eğitim Tesisi Projeleri Gürültü Kaynaklarına Uzak Olmalı
Eğitim tesislerine yatırım yapacak olan yatırımcıların, yer seçiminde Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği’ne de mutlaka bakması gerekmektedir. Projeler, ses düzeyinin 95 desibelden yüksek olduğu eğitimi engelleyici gürültü kaynaklarına uzak olmalıdır. Ses düzeyi konusunu örneklendirmek gerekirse mutfak blenderinin ses düzeyinin 90, metro istasyonunun 100, klaksonun 110, acil araç sirenlerinin 115, gök gürültüsünün 120, jet uçağı kalkışının 150 desibel olduğunu söyleyebiliriz. Özetle ciddi nüfus barındıran büyükşehirlerde ses düzeyine göre yer seçimi bir hayli zordur.
Ayrıca eğitim tesisinin gelişim potansiyeli yüksek bir bölgede konumlanması hem yatırımcı hem de bölgenin gelecekteki ihtiyaçları için hayati önemdedir.
Kamu da Yer Seçimindeki Kriterlere Özen Gösteriyor
Özel sektör yatırımcıları için bu detaylara özellikle vurgu yapmak istedik ancak kamu tarafına bakmakta da fayda vardır. Millî Eğitim Temel Kanunu’nun 51. maddesinde, “Her derece ve türdeki eğitim kurumlarına ait bina ve tesisler, çevrenin ihtiyaçlarına ve uygulanacak programların özelliklerine göre Millî Eğitim Bakanlığı tarafından planlanır ve yaptırılır.” ifadeleri kullanılmaktadır. Bakanlık da yer seçiminde, doğal olarak bu kriterleri göz önünde bulundurmaya azami özeni göstermektedir.
Verimli Bir Eğitim İçin Standartlara Uyulmalı
Eğitim alanlarının oluşturulmasında tüm standartlara uyulmasıyla verimli bir eğitim sisteminin oluşturulması sağlanacaktır. Ülkenin ekonomik açıdan büyümesi gündeme geldiğinde, sanayi ve ticaret sektörüne yapılan yatırımlar da daha çok konu olmaktadır. Oysa eğitim sektörünün ürünü, iyi yetişmiş birey ve dolayısıyla nitelikli toplumdur. Bu açıdan 2012’den itibaren eğitim sektörünün yatırımlarda öncelikli sektörler arasında sayılmasını anlamlı bulmaktayım. Tüm bunların yanı sıra söz konusu teşviklerin Türkiye’de eğitimin nicel ve nitel gelişmesini sağlamaya yönelik olmasını da arzu etmekteyim…