İçindekiler
Çevre kirliliği kısaca, insanın yaşadığı doğaya verdiği zarar olarak tanımlanabilir. Bu noktada doğal ekosistemi tahrip edici eylemlerin tümü de çevre kirliliği kapsamına girmektedir. Çevrede oluşturulan kirlilik nedeniyle, yeryüzünün paylaşıldığı diğer canlılara (bitkiler, hayvanlar) ve gelecek nesillere belki de farkında olmadan ciddi anlamda zarar verilmektedir.
Gelecek nesillere ve dünyayı paylaştığımız diğer canlılara karşı sorumluluklarımız göz önüne alındığında ortaya, günlük yaşantımızdaki küçük detaylara dahi dikkat etmemizin zorunlu olduğu sonucu çıkmaktadır. Ancak ne yazık ki ambalaj başta olmak üzere çeşitli atıklarla toprağa ve suya, kimyasal gazlarla havaya, gereksiz ışıklarla da doğrudan yeryüzünü paylaştığımız kimi canlılara zarar vermekte ve hepsinin bir sonucu olarak karbon ayak izimizi arttırmaktayız.
Peki; inşaat sektörü özelinden çevre kirliliğini ele alacak olursak karşımıza neler çıkmaktadır? İnşaat sektörünün çevre kirliliği üzerinde etkileri nelerdir? İnşaat projelerinde çevre yönetimi nasıl olmalıdır? İnşaat dolayısıyla çevreyi kirleten maddeler nelerdir?
Yazımızda gayrimenkul alanını yakından ilgilendiren, bunlar gibi birçok soruya yanıt arayarak farkındalık oluşturmaya çalışacağız.
İnşaat Projelerinde Çevre Yönetimi Nedir? Çevre Kirliliğinin Önüne Nasıl Geçilir?
Ne yazık ki geçmişten günümüze kadar yaşanılan süreçte, inşaat sektöründeki başarı göstergeleri arasında çevreye verilen zararın azlığı bulunmuyordu. Genel kabul görmüş başarı kıstasları; zaman, maliyet ve kalite şeklindeydi. Günümüzde de çevre yönetiminin, bunların arasında gerektiği kadar konumlandığı söylenemez. Ancak bahse konu alandaki farkındalığın, geçmiş yıllara göre arttığı da yadsınamaz bir gerçeklik.
İnşaat projelerinde çevreye verilen zarar, genellikle yapı atıklarının doğru ayrıştırılmaması nedeniyle yaşanmaktadır. Bu noktada özellikle kentsel dönüşüm projelerinde yıkılan yapıdaki; demir/çelik, seramik, ahşap, doğal taş ve dolgu maddesi olabilecek malzemeler doğru atık yönetimleriyle ayrıştırılarak çevreye verilen zarar en aza indirilebilir. Özetle eski yapılardan çıkan hafriyatların, yeni yapılarda kullanılmak üzere uygun şekilde dönüştürülmesi; sektörün çevreye verdiği zararı ciddi anlamda azaltacaktır. Bunun devamında enerji tüketiminden dolayı ortaya çıkan emisyonların da doğaya zarar verdiğinin altını çizmek yerinde olacaktır.
Yapımı süren inşaat projelerinde ise doğru bir çevre yönetimi için herhangi bir ekolojik baskıda bulunulmamalı, proje alanındaki bitkilere olabildiğince zarar verilmemeli ve bilakis çevre kalitesi geçmişe göre arttırılmalıdır. Yine yapımı tamamlanan projelerde ise yağmur suyu geri dönüşümünün yönetimi doğru planlanmalı, toprak korunmalı, elden geldiğince yenilenebilir enerji konusuna odaklanılmalıdır. Özetle projelerde sadece inşa aşamasında değil, yaşamın devam ettiği süreçte de çevreye verilen zararın en aza indirilmesi amaçlanmalıdır. Örneğin yapılardaki atık sular arıtılarak tekrar kullanılmalı; güneş ve rüzgâr enerjisinden faydalanılmalıdır.
İnşaat Dolayısıyla Çevreyi Kirleten Maddeler Neler?
İnşaat dolayısıyla çevreyi kirleten maddeler, genellikle eski yapılardan geriye kalan hafriyatlardır. Yukarıda belirttiğimiz gibi bu hafriyatların geri dönüştürülmesiyle birlikte çevreye verilen zarar, önemli ölçüde azaltılabilir.
Tam da bu noktada mevzuatta, “Hafriyat Toprağı, İnşaat ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği” adlı bir düzenleme bulunmaktadır. Söz konusu düzenlemenin amaçladığı önemli kısımlar ise “hafriyat toprağı ile inşaat ve yıkıntı atıklarının çevreye zarar vermeyecek şekilde öncelikle kaynakta azaltılması, toplanması, geçici biriktirilmesi, taşınması, geri kazanılması, değerlendirilmesi ve bertaraf edilmesi” şeklinde belirtilmiştir.
İlgili yönetmeliğin genel ilkeleri şu şekilde belirlenmiştir:
Genel İlkeler
Madde 5-Hafriyat toprağı, inşaat ve yıkıntı atıklarının yönetimine ilişkin genel ilkeler şunlardır;
-
a) Atıkların kaynağında en aza indirilmesi esastır.
-
b) Bu atıkların yönetiminden sorumlu kişi, kurum/kuruluşlar, atıkların çevre ve insan sağlığına olabilecek zararlı etkilerinin azaltılması için gerekli tedbirleri almakla yükümlüdürler.
-
c) Hafriyat toprağı ile inşaat/yıkıntı atıklarının geri kazanılması ve özellikle alt yapı malzemesi olarak yeniden değerlendirilmesi esastır.
-
d) Hafriyat toprağı ile inşaat/yıkıntı atıklarının karıştırılmaması esastır.
-
e) Sağlıklı bir geri kazanım ve bertaraf sisteminin oluşturulması için atıkların kaynağında ayrılması ve “seçici yıkım” esastır.
-
f) Hafriyat toprağı ile inşaat/yıkıntı atığı üreticileri, atıklarının bertarafı için gerekli harcamaları karşılamakla yükümlüdürler.
Yönetmeliğin tamamını inceleyin.
Çevre Kirliliğinin Cezaları Nelerdir? Her Sektörde Cezalar Farklı Mıdır?
Türkiye’de çevre kirliliğine karşı önlem amacıyla T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından, çevreyi kirleten kişi veya kurumlara karşı idari para cezaları belirlenmektedir. Bu cezalar, hava kirliliğinden gürültü kirliliğine kadar pek çok yönü kapsamaktadır ve alanına göre farklılık göstermektedir.
Sektörle ilgili bir örnek paylaşmak gerekirse; son düzenlemeyle birlikte 2872 numaralı Çevre Kanunu’nda belirlenen standartlara aykırı biçimde atıkları toprağa aktaranlara 131 bin 516 lira ceza verilmektedir. Söz konusu aykırılığın konut bazında gerçekleştirilmesi hâlinde ise bu rakam, her konut ve bağımsız bölüm için 3 bin 267 TL seviyesindedir (2022 rakamları).
Çevre Kirliliği Gayrimenkul Satışlarını Etkiler mi?
Son dönemde çevreci yaklaşımların ön plana çıkmasıyla birlikte bireyler, yaşam alanlarının doğa dostu olmasını önemsemektedir. Bu kapsamda küresel ölçekte sürdürülebilir yapılara olan ilgi de ciddi anlamda artmıştır ve bu artış; iklim değişikliğine karşı Avrupa Birliğinin (AB) karbon nötr hedeflerini açıklaması gibi farkındalıklarla hızla devam etmektedir.
Öte yandan yapıların çevreci rolünün; profesyoneller tarafından da ön plana çıkarılarak pazarlama faaliyetlerinde kullanılması, çevre hassasiyetinin gayrimenkul satışlarını etkilediğini gözler önüne sermektedir. Bu noktada tüm sektör profesyonellerinin sürdürülebilirlik açısından akılcı bir yol haritası belirlemesi, geleceğe emin adımlarla yürüyebilmesi adına bir zorunluluk olarak kabul görmektedir.
Kaynak:
HAFRİYAT TOPRAĞI, İNŞAAT VE YIKINTI ATIKLARININ KONTROLÜ YÖNETMELİĞİ