İçindekiler
Varlığıyla hayat kaynağımız olan su, olmazsa olmazımızdır. Peki bu hayat kaynağı her zaman fayda sağlar mı?
Daha dar bir alandan bakacak olursak inşa edilen binalarda su yalıtımı yapmamızın en büyük amacı, suyun hep faydalı kalmasıdır. Peki bu nasıl gerçekleşmektedir?
Bir yapı, inşa sürecinin en başından itibaren çok fazla iç ve dış etkene karşı korunmalıdır. Bu etkenlerin en önemlilerinden biri de yaşam kaynağımız olan sudur. Örneğin denize yakın bir alanda inşa edilen yapının etkileneceği şey sadece su değil, aynı zamanda suyun içinde bulunan kimyasallardır. Ya da tam tersi saf suyun minerallere aç bir yapıda olduğu ve beslenmesi gerektiği için yapıya zarar vereceğini de bilmek gerekmektedir.
Son kullanıcının gayrimenkul edinimi sırasında üzerinde durması gereken en önemli konulardan biri, binanın su yalıtımı performansıdır.
Su Türüne Göre Ürün Seçimi Yapılmalı
Tatlı su ya da içme suyu depolarının yalıtımlarını yaparken suyun betonarme yapıya zarar vermesini engellemek birinci önceliktir. Ancak su türüne göre ürün seçimi yapmak da yalıtım için çok daha önemli bir belirleyicidir. İçme suyu test raporları olmayan bir ürün ile yapılan bu tür depolardan gelen su ne içilir ne de kullanılır. Hatta bir süre sonra o depo da çürür ki bunlarla ilgili örnekler saymakla bitmez.
Alacağınız gayrimenkulün içme ve kullanma suyu depolarında başvurulan su yalıtımı ürününün ilgili uygunluk raporlarını, güvenlik belgelerini, teknik spesifikasyonunu, uygulama firmasının uzmanlık belgelerini ve hatta uygulama yöntemlerini mutlaka talep etmelisiniz. İçtiğiniz suyun depolandığı alanların sağlıklı olup olmadığını ve yağmur ya da dış koşullardan gelen suların yapınız ile sağlığınıza zarar verip vermeyeceğini sorgulamalısınız.
Çatı, teras, balkon, banyo, tuvalet gibi yaşam alanlarında üst komşunuzun atık suyunun tepenize akmasını istemezsiniz değil mi? Ya da tam tersi sizin atık suyunuzun alt komşunuza zarar vermesini…
Bu nedenle sahibi olacağınız gayrimenkulün su yalıtım işlerinin hangi firma ile yapıldığını, uygulama firmasına ait uzmanlık, garanti veya kullanılan ürünlerin TDS, MSDS, VOC belgelerini mutlaka bilmelisiniz.
Bu sorular ile talepler, temel altı ve toprak perdesi yalıtımları için de geçerlidir…
Böylece pazarlama sırasında mutfakta yahut banyodaki marka seramik ve vitrifiye tanıtımlarını dinlerken, meselenin iç yüzeyine de ışık tutulmasını sağlayabilirsiniz.
Sağlığınızı Sadece Görselliğe Emanet Etmeyin
Yalıtımına güvenmediğiniz mülkü edinmeyin… Zira depremlerde su yalıtımının olmaması nedeniyle yapıların çürüdüğü aşikârdır. Bu nedenle sağlığınızı görselliğe değil, yapısal mühendislik ve mimarlık bilimine emanet etmeniz gerekmektedir.
Dünyanın birçok ülkesinde yalıtım danışmanlığı olmadan ruhsat alınamıyorken ülkemizin de bu çok önemli olan konulara gereken önemi vermesi elzemdir. Özetle sadece para kazanmayı hedefleyen, insan sağlığını ve güvenliğini hiçe sayan anlayıştan uzak durulmalıdır.
Yalıtım Yalnızca Sudan İbaret Değil
Yalıtım sadece sudan ibaret değildir. Nitekim suyun yanında; ısı, ses ve yangın gibi başlıklar da önem arz etmektedir. Yukarıda yazdıklarımın tümü, diğer yalıtım konuları için de geçerlidir.
Şunu da belirtmeden geçmeyeyim: Yapınızın tüm yalıtım sistemleri; doğru ürünler, doğru ekipler ve doğru danışmanlık hizmetleri ile yapıldığında yapım maliyetlerinin %5’ini dahi geçmeyecektir. Bu oranı %2-3 seviyesine düşürmeye çalışmak, insan sağlığından çalmaktır. Yine söz konusu maliyetler ise her koşulda son kullanıcıdan alınmaktadır.
Mutlaka alacağınız gayrimenkulün banyo mutfak vitrifiyesi marka, mimari projesi sıra dışı, mühendisliği sağlam olsun… Ama unutmayın ki tüm bunların güzel kalmasını sağlayan en önemli etken, su yalıtımı ve diğer yalıtım sistemlerine gösterilen özendir.