İçindekiler
Paris İklim Anlaşması’nın uygun bulunduğuna dair Kanun, 7 Ekim 2021 itibarıyla Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir ve ülkemiz bu anlaşmayı imzalamasıyla birlikte 2053 yılı için sıfır karbon taahhüdünde bulunmuştur.
Bahsi geçen hedefe ulaşabilmek için özellikle inşaat sektöründe acil olarak alınması gereken önlemler vardır. Bunları da “yeni binalarda alınacak önlemler” ve “mevcut yapılarda alınacak önlemler” başlıklarıyla ikiye ayırarak düşünmek gerekmektedir.
Kamu Binalarının Enerji Etkin Yapılara Dönüştürülmesi Çok Önemli
Dünya Bankası kredisi ile T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından gerçekleştirilmekte olan ve özellikle mevcut yapılar için örnek teşkil edecek Kamu Binalarında Enerji Verimliliği (KABEV) projesini takip ettiğimizde, mevcut yapıların enerji etkin yapılara dönüştürülmesinin önemini görmekteyiz. Öyle ki söz konusu dönüşüm sayesinde kısa sürede enerji giderleri, %50 ve daha fazla olmak üzere düşürülebilmektedir. Bu projenin tüm paydaşlarını ve yürütücü ekibini yürekten kutlarken, gelişmeleri de yakından takip ettiğimi belirtmek isterim.
Sözünü ettiğim projeler kapsamında yapılan düzenlemeleri incelediğimizde, özellikle bina kabuğunda alınan yalıtım önlemleri dikkatimizi çekmektedir. Binalarda mantolamanın, çatı yalıtımının, cephedeki pencerelerin ve kapıların yenilenmesinin enerji giderlerinin düşürülmesinde çok önemli paya sahip olduğunu görmekteyiz.
Enerjideki En Önemli Kaynak: Verimlilik
Enerji verimliliğinin, enerjideki en önemli kaynak olduğunun bilinciyle hareket etmek; özellikle bina kabuğundaki kaçakları kontrol ederek çalışmak son derece önemlidir. Binalardaki yalıtım kalınlıklarını, pencerelerin ve kapıların malzemeleri ile cinslerini; yapı teknolojileri alanında çalışan makine mühendisleri olarak bizler hesaplamaktayız.
TS 825 yalıtım yönetmeliği her ne kadar 2000’den sonra zorunlu hâle getirilmiş olsa da ilgili yıldan sonra inşa edilen birçok yapıda yalıtımla ilgili eksiklikler tespit edilmiştir. Bu da ya mekanik proje dikkate alınmadan uygulama yapıldığını ya da mekanik projede hataların bulunduğunu düşündürmektedir.
Enerji Verimliliğini Arttırmak İçin Atılan Adımlar
Mevcut yapılarda gerçekleştirilen enerji analizlerine ve iyileştirmelere baktığımızda teknik merkezlerde daha yüksek verimli ve otomasyonlu yakma sistemlerinin tercih edildiğini görmekteyiz. Soğutma gruplarında; yüksek verimli, otomasyonlu, bina kapasitesine uygun, oransal, daha çok su soğutmalı sistemler seçilmektedir.
Özellikle klima santrallerinde taze havanın tamamen dış hava şartlarında alındığı ve şartlandırılan havanın üzerindeki enerjiyi geri kazanmadan egzoz edildiği eski sistemler yerine; ısı geri kazanımlı, fan motor verimleri yüksek olan, otomasyonlu klima santralleri tercih edilmektedir. Pompaların daha yüksek verime sahip akıllı olanlarıyla değiştirilmesi, bina ihtiyaçları doğrultusunda otomasyon senaryolarının güncellenmesi ve otomasyonda kullanıcı inisiyatiflerinin sınırlandırılması gibi yine mekanik tesisat işlerinde yapılan iyileştirmeler de enerji verimliliğini arttırmaktadır.
Enerji Etkin Binalar İçin Öncelikle Mekanik Sistemler Düzeltilmeli
Yapılan bu değişiklikleri incelediğimizde de maalesef mekanik tesisat sistemlerine gereken önemin verilmediğine, en büyük enerji kayıplarının bu sistemlerden kaynaklandığına şahit olmaktayız. Buradan hareketle binaları enerji etkin hâle getirmek için öncelikle mekanik sistemlerin düzeltilmesi gerektiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Özet olarak çok güzel mimari tasarımlar çalışmış, gösterişli binalar inşa etmiş ancak ne yazık ki mekanik sistemlerde başarılı olamamışız…
Bunca yıldır inşaat sektörüne bu kadar kaynak aktarılırken; mekanik sistemlerin önemini görmezden gelmemiz, hiç sağlıklı bir yaklaşım değildir. Özetle seramik seçerken gösterdiğimiz özeni brülör seçerken göstermezsek, öğrenmede en pahalı yöntem olan deneme-yanılma ile karşı karşıya kalacağımızı hatırlatmakta fayda vardır.
Yanlış İşlemlerin Bedelini, Ülke Olarak Ödüyoruz
Gereken önem verilmediğinde acı ve geri dönüşü pahalı olacak bu deneyimler bize; mekanik sistemlerin doğru kurgulanmamasının maliyetinin çok yüksek olduğunu göstermektedir. Üstelik bunun bedelini, yüksek enerji bedelleriyle ülke olarak ödemekteyiz… Enerjide dışa bağımlı olan ülkemizde, yapıda en çok dikkat etmemiz gereken bölümlerdeki hatalar ve bütçe kısıtlamaları nedeniyle; tamamlanan işler tekrar edilmektedir.
Ayrıca mevcut yapılara yenilenebilir enerji kaynaklarının eklenmesi, güneş enerjisi santrali (GES) veya rüzgâr enerjisi santrali (RES) gibi uygulamalarla enerji giderlerinin azaltılması, fosil yakıtlar yerine yenilenebilir enerjilerin kullanılması da bu alandaki 2053 hedeflerine yaklaşmamızda önemli yer tutmaktadır.
Artık bina yapım süreçlerinde projeden başlamak üzere mekanik tesisat sistemlerinin öneminin anlaşılması ve kaynakların yapılan işin önemine uygun oranda ayrılması, ciddi anlamda gereklilik ve şarttır.
İnşa Edilecek Yapılarda Bunlara Dikkat!
Yeni yapılacak binalarda Avrupa’da olduğu gibi Neredeyse Sıfır Enerjili Binalar (NZEB) konseptinde çalışmaları hızla gündemimize almamız gerekmektedir. Bahsi geçen faaliyetleri örneklendirmek gerekirse şunları söyleyebilirim:
- Yapı kabuğunda alınacak önlemlerle enerji ihtiyacını azaltmak,
- Isı pompası sistemlerini teknik merkezlerde kullanarak ısıtma ve soğutmada ihtiyaç olan enerjiyi yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlamak,
- Gün ışığından maksimum faydalanma amaçlı projeler üretmek,
- Konu ile ilgili tüm mühendislik ve mimarlık disiplinlerinin işin tasarım aşamasından başlamak üzere yapı tamamlanana kadar sürece dâhil etmek.
Özetlemeye çalıştığım maddelerden de anlaşılacağı üzere enerji tüketimleri açısından performans açıklarının oluşmadığı sistemlerin kurgulanması, bugünün ve yarının yapı üretim sürecinde rehberimiz olmalıdır.
Günümüzde yapıların finansal değerleri oluşturulurken, işletme maliyetlerinin düşüklüğü de önem arz etmektedir. Dolayısıyla enerji etkin yapıların her geçen gün daha fazla gündemimizde olmasını sağlamak adına üniversite, sanayi ve sivil toplum kuruluşları (STK) arasında iş birliği yapılması ve sözünü ettiğim konuda farkındalığın arttırılması son derece önemlidir.