İçindekiler
İnşaatçılar ve Gayrimenkul Geliştiricileri Derneği (İNDER) Yönetim Kurulu Başkanı Engin Keçeli ile gayrimenkul sektörünün mevcut durumuna, problemlerine ve kentsel dönüşümde acil olarak atılması gereken adımlara dair konuştuk.
Gayrimenkul üretimi konusunda, “Sektör paydaşları ve sivil toplum kuruluşları olarak analizler ve anketler yapmamız, hangi gayrimenkullere talep olduğuna yoğunlaşmamız lazım. Eskisi gibi ‘ne yaparsam satarım’ mantığı bitti” diyen Keçeli, değişen nesille birlikte son kullanıcıya doğru ürünleri üretmek gerektiğini ifade ediyor.
İnşaat Sektöründe Acil Çözüm Bekleyen Sorunlar
Ülkemizde inşaat sektörünün acil çözülmesi gereken sorunları nedir? Çözüm için kamuya ve özel sektöre hangi görevler düşüyor?
İnşaat sektöründe birden fazla sorunumuz var. Bunlardan biri piyasa şartları. Talepteki aşırı daralma, mevduat faizlerindeki yükseklik, konut kredi faizlerindeki yükseklik vb. Konut kredi faizleri yüksek olduğu için tüketiciler kredi kullanarak ev almayı durdurdular. İpotekli satışlar çok yavaşladı. Mevduat faizlerindeki yükseklikle insanlar gayrimenkulü yatırım aracı olarak görmeyi bırakıp mevduatta kalarak faiz düşüşü sonrasında gayrimenkule dönme düşüncesine yöneldiler. Bu da kira fiyatlarının çok yükselmesine neden oldu. Kiradaki arz çok azaldı. Yatırımcı ev alıp kiraya vermeyi durdurdu.
Kalifiye çalışan bulma zorluğu da yaşadığımız sıkıntılar arasında. Aileler çocuklarını bizim sektörde çalıştırmak istemiyor. Bu konunun çözümü için meslek liselerine yönelmemiz gerekiyor. Bizim de inşaatçılar olarak oraları desteklememiz lazım ki oradan bize çalışan yetişsin.
Konut Üretiminde Veri Analizi ve Fizibilitenin Önemi
Konut üretimi konusunda, “Ezbere konut üreterek bu işin çözülmesi mümkün değil. Ezbercilikten kurtulup mutlaka veri analizine ve fizibilitelere yönelmeye ihtiyacımız var” şeklinde bir söyleminiz bulunuyor. Bu çerçeveyi biraz detaylandırır mısınız?
Son üç beş yıldır bu anlamda doğru işler yapmadığımızı gördük. Dünyada ve Türkiye’de gayrimenkul satışı yükseldiği zaman satışların hep böyle gideceği yanılgısına kapılıyoruz. Böyle bir şey yok. Artık talebe göre arz üretmemiz gerekiyor. Bu konuda devlet ve belediyeler de öncü olmalı. Bizim de kendi adımıza sektör paydaşları ve sivil toplum kuruluşları olarak analizler ve anketler yapmamız lazım. Talep nerde, nasıl evlere talep var? Bunlara yoğunlaşmamız lazım. Örneğin, biz 1+1 üretiyoruz ama gerçekte talep 3+1 aile evi, ya da 4+1 üretiyoruz ama gerçekte talep 2+1. Bunları artık gerçek manada analiz ederek üretmemiz lazım. Eskisi gibi “ne yaparsam satarım” mantığı bitti. Bundan sonra da o dönemler geri gelmez.
Bilindiği üzere Z kuşağı zaten mülkiyete karşı. Kimse artık borcunun esiri olmak istemiyor. Peki ne yapacağız o zaman? Bu neslin anne babalarına, çocuklarına hediye edecekleri evleri yapmamız lazım ya da gerçekten son kullanıcıya doğru ürünleri üretmemiz lazım.
Gayrimenkul Sektörü 2025’e Nasıl Başladı?
Konut satışlarına dair yıl geneli için nasıl bir tablodan söz edilebilir? Sektör 2025 yılına nasıl başladı?
Yıla çok ümitli başladık. 2025’in birinci ve ikinci ayı iyi başladı. Eylülden sonra piyasaların coşacağını da düşünüyordum fakat yurt içi ve yurtdışı hareketlilikler piyasayı beklemeye yöneltti. Meslektaşlarımla konuşmalarımda da yılın başındaki ayların yarısı kadar bile satışların yapılamadığı konusunda hemfikiriz. Geçmişte hep yazın ve eylülden sonra satışların artacağını söylerken şimdi soranlara 2026’nın Ramazan Bayramı diyorum. Karamsar olmak istemiyoruz ama hayatın gerçekleri ile de karşı karşıyayız.
Kentsel Dönüşümde Sağlıklı İlerleme Nasıl Olmalı?
Depreme dayanıklı yapı üretimi ve kentsel dönüşüm konularında uygulanması gereken kritik noktalardan bahseder misiniz? İNDER olarak bu yönde bir gündeminiz var mı?
Biz 20 yıldır kentsel dönüşümü konuşuyoruz. Kentsel dönüşüm insanların kendi tercihlerine bırakılacak bir iş değildir. Devlet hemen olağanüstü hâl ilan etmeli, gerekiyorsa kayyum atamalı. İnsanlara, “Sen bu çürük binada oturmaya devam et, bu senin seçimin, senin mülkiyet hakkındır” denebilir mi? Önümüzde veriler mevcut. Bugün acil dönüşmesi gereken 1,5 milyon konut var diyorlar. Bu 1,5 milyon konutun sahibine, “Evini dönüştürelim mi?” diye sorulur mu? Deprem hayatın gerçeği. Bunun; insanların, müteahhitlerin, geliştiricilerin seçimine bırakılacak bir lüksü yok. Bunu tartışmak artık anlamsız.
Biz dernekte her sene bir motto ilan ediyorduk. Önce “Kentsel Dönüşüm Yılı” dedik, sonra “Yaşanabilir Kentler” dedik, bu sene “Veri Analizi” dedik. Artık geçmiş konulara dönmek istemiyoruz, çünkü artık kentsel dönüşüm devlet politikası olmalı. Bu; bizim, insanların ya da sivil toplum kuruluşlarının keyfine bırakılacak iş olmaktan çıktı.
İnşaat Sektöründeki İstihdam Açığı ve Çözüm Önerileri
Sık sık dile getirilen inşaat sektöründeki istihdam açığını nasıl yorumluyorsunuz? Bu durumu önlemek için nasıl hareket edilmeli?
Beyaz yakalı istihdamında problem yok ama mavi yaka istihdamında büyük sıkıntı var. Teknik liselerden mezun olan o teknikerleri kaybettik. Ağır meslek olduğu için aileler çocuklarının inşaat sektöründe çalışmasını istemiyor. Bunun cazibesini artırmak için küçük yaştan itibaren bu çocuklara eğitim süresince çıraklık maaşı vermek gerek. O bileziği kollarına takacak şekilde insanları yönlendirmek lazım.