İçindekiler
Gelecek Esenlikte
Bu yazıda Türkçe karşılığı hem sağlıklı hem de esenlik olan “wellness” kelimesini ve bunun çevresinde hızla gelişen ekonomiyi ele alacağız. Wellness aslında çok geniş bir içeriğe sahip…
Bahsettiğimiz ekonomik büyüklük, söz konusu geniş içeriği ve bunların birbirini nasıl etkilediğini kapsamaktadır. Bu konuda kâr amacı gütmeyen uluslararası bir kurum olan Global Wellness Institute (GWI), uzun süredir önemli veriler ile bahsi geçen sektörü ve pazarı araştırmaktadır. Kuruluşun son yayınlanan raporundaki verileri kullanarak hem bu konudaki farkındalığı arttırmaya hem de ülkemizde yaratabileceğimiz alternatif yatırım olanaklarını düşündürmeye çalışacağım.
Sağlıklı yaşam pazarı, genel anlamda üç ana başlık altında özetlenebilir. İlki insan sağlığının korunması için sunulan tüm hizmetlerdir. İkincisi bu hizmet için kullanılan takviyelerdir (ilaçlar, gıdalar, kürler, beslenme çalışmaları vb.). Üçüncüsü ise bizi en çok ilgilendiren gayrimenkul yatırımlarıdır (oteller, hastaneler, kür merkezleri, SPA, termal tesisler ve devamında detaylandıracağımız “sağlıklı gayrimenkuller”).
Dünyada ve Türkiye’de Esenlik Pazarı
Yapılan hesaplamalara göre 2021 yılında yeni tip koronavirüs (COVID-19) salgınının etkisi olmasına rağmen esenlik pazarı 4,4 trilyon dolar gibi bir büyüklüğe ulaşmıştır.
Dünyada ortalama büyümenin %4 civarında olmasına rağmen wellness sektörü %6,6 büyüyerek önemli bir sinyal vermiştir. Bu pazarın içerisindeki; turizm tesisleri, SPA ve termal tesisler yaklaşık 543 milyar dolar, “sağlıklı gayrimenkuller” ve “sağlıklı iş yerleri” ise 317 milyar dolar büyüklüğe erişmiştir. Diğer büyüklükler ise bizim ana konumuzun dışındaki hizmetler ve ürünler tarafındadır.
Kıtalar özelinde bakılırsa en büyük pay %34 ile Asya Pasifik bölgesine aitken Avrupa’nın payı %26’dır. Ancak kişi başı esenlik harcamasında Avrupa, 1.235 dolar ile çok önemli bir büyüklüğe sahiptir. Bu veri de turizm yatırımlarımızda kriter olan kişi başı turist harcaması adına ciddiye alınması gereken bir bilgidir. Zira bahse konu turizm dalında uluslararası turistlerin payı %27’dir.
Potansiyelimizi anlamak adına ülkemizin bu alanda konumlandığı yeri incelersek 34,6 milyar dolar değerinde pazar ile 20. sırada yer aldığımızı görmekteyiz.
Gelecek öngörülerini de irdeleyerek yazımıza devam edelim…
COVID-19 sebebi ile çok ciddi küçülen SPA ve turizm tesislerinin, bir atak yapması beklenmektedir. Önümüzdeki 5 yıl için yıllık ortalama büyüme beklentilerinin paylaşıldığı raporda; özellikle SPA, termal tesisler ve turizm tesislerinde %16-20 arası büyüme öngörülmektedir. Devamında sektörün toplam ortalama büyümesinin ise %10 civarlarında olacağı düşünülen çalışmada, özellikle mental sağlık ve sağlıklı beslenme-kilo verme hizmetlerinin de ciddi bir büyüme göstereceği beklenmektedir.
Sağlıklı Gayrimenkuller
Küresel ölçekte özellikle son 4 yılda öne çıkan ve COVID-19 sonrası dünyada algısı ciddi oranda artan “wellness real estate” kavramını biraz irdeleyelim. Bundan sonra kullanacağımız “sağlıklı gayrimenkul” tanımı ise söz konusu model için gayet doğru durmaktadır.
Esenlik sektöründe son yıllarda %22,1’lik büyüme ile en hızlı gelişen segment olarak dikkat çeken sağlıklı gayrimenkul konusunu, yapıların hem yaşayanlar hem kullananlar hem de etkilenenler için tüm esenlik ve sağlıklı yaşam içeriklerini barındıran alanlar, malzemeler ve tasarım kriterleri ile üretilmesi olarak tanımlayabiliriz.
Yapıların “sağlıklı üretimi” konusunda COVID-19 salgınının önemli bir rol oynadığını kabul etmemiz gerekmektedir. Bu tür yatırımların büyüklüğünde Kuzey Amerika %43 pay ile birinci sıradayken, Avrupa 56,2 milyar dolar ile %20’lik bir pazar payına sahiptir. Türkiye’nin ise bu alanda henüz hiçbir payı bulunmamaktadır…
Şu anda dünyada 2.300 civarı sağlıklı gayrimenkul yatırımının olduğu hesaplanmıştır. Bu yatırımlardaki büyümenin bir diğer itici gücünün de satış fiyatlarında %10-25 arası artışa imkân vermesi olarak belirtilmektedir.
Bir yapının sağlıklı olup olmadığının belirlenmesi için uluslararası sertifika sistemleri geliştirilmiştir. WELL ve Fitwel sertifika sistemleri ile yatırımlar sağlıklı olarak tescil edilebilmektedir. Buna ek olarak Amerikan LEED sistemi ve Japonya CASBEE sertifikasyonu da içlerine sağlıklı yapı tasarım ve değerlendirme kriterleri eklemiştir.
Bu kriterlerin başlıcaları gayrimenkullerde; sağlıklı ve doğal yapı malzemelerinin kullanılması, insanları aktif yaşama özendiren ve bunu kolaylaştıran tesisler ile donanımların bulunması; hava kalitesini yükselten, güneş ışığından bolca faydalanan ya da sağlıklı bir iklimlendirmeye sahip olan çözümlere yer verilmesidir.
Bu anlamda hem ESG puanı yüksek hem de sağlıklı olarak yapılmış yatırımlar, özellikle kurumsal yatırımcılar için cazip olmaktadır. Zaten gezegen sağlığı (sürdürülebilirlik) ile insan sağlığı (wellness) her geçen gün daha fazla örtüşmektedir.
Neler Yapabiliriz?
Türkiye’de esenlik pazarı açısından çok ciddi potansiyel olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle Anadolu’nun endemik bitkileri ile yüksek oksijenli bölgelerini göz önüne aldığımızda özel kür ve beslenme merkezlerinin geliştirebileceği kanaatindeyim.
Devletin tıbbi ve aromatik bitkiler konusundaki teşviklerini, eskilerden gelen tedavi çözümlerini ve gastronomik geçmişimizi doğru yerlerde birleştiren projelerle; uluslararası anlamda önemli yatırımlar geliştirilebilir.
Artık büyük SPA ve turizm markaları, işletme tesislerine ek olarak emeklilik konseptine uygun konut projeleri üretmektedir. Geçmişte bu alanda önemli yatırım denemeleri gerçekleşse de çoğu kez istenilen verim alınamamıştır. Buradan hareketle yapılan hatalar gözden geçirilip çözümler üretilmelidir. Örneğin yeni dinamiklerle emeklilik ve dinlence amaçlı konut projelerine imza atılabilir. Özellikle ülkemizi ziyaret eden Avrupalı turistlerin daha çok harcama yapabileceği tesislerin geliştirilmesi gerekmektedir.
Türkiye’de çok önemli termal kaynaklar bulunmaktadır. Bizler bu kaynakları birbirinin aynısı olan ve daha çok kitle turizmine yönelik işletmelerle ele almaktayız. Yüksek teknik donanıma sahip, tasarımı iyi, beslenme ekipleri olan markalı termal tesisler ve SPA’lar geliştirebiliriz. Güzel yatırımlarımız/tesislerimiz var ve bunların marka bilinirliğini arttırarak, gerekli hukuki/resmî altyapılarını da sağlayarak geliştirmemiz mümkündür.
Sağlıklı gayrimenkullerde son zamanlarda öne çıkan coliving (birlikte yaşam) ve multi-generational living (çoklu jenerasyon yaşam alanları) gibi modelleri uyarlayarak projeler üretme imkânımız var.
Yaşlanan insanların daha sağlıklı yıllar geçirmesi, orta yaştakilerin doğru çalışma ortamlarına ve sosyalleşme imkânlarına sahip olması ve gençlerin yaşamaktan zevk alması gibi hedefler benimseyerek ortak mekânları bulunan projeler üretmeliyiz.
Reklamlarda ne kadar sağlıklı ya da ekolojik desek de üçüncü taraf bir kurumca onaylanmayan projeler pek dikkate alınmamaktadır. Sertifika sistemlerine daha fazla entegre olmuş projeler üreterek, uluslararası esenlik pazarında adımızdan daha fazla söz ettirmemiz mümkün…