İçindekiler
İnşaat endüstrisinde yaşanan yeniliklerin gelişim hızı baş döndürücü düzeyde… Firmalar faaliyet alanlarındaki bütün yenilikleri sentezleyerek organizasyon yapılarına entegre etmek kaydıyla etkili adaptasyon sağlayıp, rakiplerine göre stratejik üstünlük sağlayabilmektedirler. Fakat çalışanlar için durum farklıdır. Çalışan birey; uzmanlık alanı çerçevesinde yaşanan yeniliklere etkili adaptasyon sağlamalıdır. Bireyin her alanda uzmanlaşmaya çalışması hiçbir alanda uzmanlaşamamasına yol açacaktır.
İnşaat teknolojileri ve yapım yöntemleri, sanayi devrimleri ile hızla gelişerek günümüzdeki şeklini almıştır. IV. Sanayi Devrimi’ne kadar gelişen inşaat endüstrisinin eğilimi ve IV. Sanayi Devrimi’nin gelecekle ilgili işaret ettikleri, bizleri gelecekte nelerin beklediğinin ipuçlarını vermekte bu da açıkçası benle birlikte birçok kişiyi oldukça heyecanlandırmaktadır.
I. Sanayi Devrimi ile İnşaat Endüstrisinin Evrimi
18. yüzyılda başlayan ve 19. yüzyılın ortalarına kadar süren I. Sanayi Devri, aslında bir endüstrileşme sürecidir. Sanayileşme öncesi İngiltere’de iş gücü maliyetlerinin artması üretimde yeni arayışları da beraberinde getirmiştir. 18. yüzyılın başlarında İngiltere’de buhar motorunun icadıyla birlikte sanayileşme Avrupa’da hızla yayılmış ve fabrika inşaatları yaygınlaşmıştır. Üretimde buharlı makinelerin insan gücünün önüne geçmesi, çalışan sayısını azaltılırken kalifiye iş gücü ihtiyacını artırmıştır. Fabrikaların yapılması ve işletilmesi de proje yönetimi tekniklerinin hızlı bir şekilde gelişmesini sağlamıştır.
Avrupa’da tarım işçilerinin yerini fabrikalarda üretim yapan nüfus almış ve bu gelişmeler toplumların sosyokültürel yapılarında da önemli değişimler yaratmıştır. İnsanların üretim yerlerine yakın yaşama ihtiyacı; toplu konut, ulaşım hatları gibi inşaat yapılarının sayısını artırmış, bu da inşaat malzemelerinin, yapım tekniklerinin ve yönetimlerinin gelişmesine önemli katkılar sağlamıştır.
II. Sanayi Devrimi ile İnşaat Endüstrisinin Evrimi
1870’lerden itibaren enerji kaynaklarının çeşitlenmesiyle birlikte üretim süreçlerinin gelişmesi sonucu II. Sanayi Devri başlamıştır. Bu devirle birlikte; kömür, demir, elektrik, çelik ve petrokimyasal malzemeler kullanılmaya başlanmış ve I. Sanayi Devrimi’nin başladığı yer olan İngiltere’de 19. yüzyılın başlarında çimentonun patenti alınmıştır. Böylece inşaat endüstrisi; doğal yapı elemanları olan kerpiç, ahşap, taş vs. kullanımından betonarme ve çelik kullanarak çok katlı yapılar yapmaya yönelmiştir.
III. Sanayi Devrimi ile İnşaat Endüstrisinin Evrimi
1950’lerden sonra elektronik, internet ve bilgisayarın kullanımı ile III. Sanayi Devri başlamıştır. Otomasyonun ve bilgisayar programlarının gelişmesi ile üretimde verimlilik artmıştır. Böylece müşterilerin süre, maliyet ve kalite beklentileri artarken yapım firmaları arasındaki rekabet de artmıştır.
Ayrıca teknolojinin gelişmesi mavi ve beyaz yaka çalışanların işleyişlerini kolaylaştırırken bir yandan da çalışanların niteliklerinde önemli değişimler doğurmuştur. Örneğin bir inşaat mühendisi 1980 öncesi statik projeleri el ile hesaplayıp, projeleri el ile çizerken günümüzde programlar yardımıyla bu işlemleri çok daha kısa bir sürede yapabilmektedir. Bu da çalışan niteliğinin değişmesine ve aynı zamanda işin birim üretim miktarının artması ile çalışan sayısında azalmaya sebebiyet vermiştir.
Bütün bu değişiklikler insanların iş, ev ve sosyal hayat anlayışlarının yeniden yapılanmasını sağlamış; teknoloji, iletişim, kanunlar, müşteri davranışları, iş gücünün niteliği, alışveriş yöntemleri gibi konularda önüne geçilemeyen değişimler yaratmıştır. Bu da kurumlar için yeni fırsatlar ortaya çıkardığı gibi tehditleri de beraberinde getirmiştir.
BIM (Building Information Modeling-Yapı Bilgi Modellemesi) Nedir?
III. Sanayi Devrimi ile Autocad gibi 2D ve 3D vektörel çizim programları yaygınlaşmış, sonrasında 1970’lerde BIM (Building Information Modeling-Yapı Bilgi Modellemesi) ortaya atılmıştır. Ancak BIM’in modern anlamıyla kullanımı ve yaygınlaşması daha sonraki yıllarda gerçekleşmiştir. BIM, inşaat projelerinin tüm yaşam döngüsünde kullanılan dijital bir yöntem olup; tasarım, yapım ve işletme süreçlerini entegre ederek verimliliği arttırmaktadır.
2000’li yılların başından itibaren BIM, inşaat sektöründe önemli bir yer edinmeye başlamış ve kullanımı hızla artmıştır. Bu dönemde, BIM’in teknolojik altyapısı ve standartları geliştirilerek, daha etkin ve verimli bir şekilde kullanılması sağlanmıştır.
Günümüzde BIM boyutları 4D’den başlayarak 10D’ye kadar gitmektedir. BIM yazılımları çoğunlukla 4D’den başlayarak 7D’ye kadar hizmet vermektedir. Her ne kadar 8D, 9D ve 10D teoride konuşulup pratik uygulamaları görülmese de günümüz müşterilerinin 10D’ye talepleri yüksektir.
Industrialized Construction olarak tanımlanan, endüstriyel yapı inşaatı veya endüstriyel yapılaşma anlamına gelen 10D BIM, geleneksel inşaat yöntemlerinden farklı olarak; fabrikasyon, standartlaştırma ve endüstriyel üretim prensiplerini kullanarak yapı inşaatını hızlandıran bir yaklaşımdır. Bu yöntem, yapı elemanlarının önceden fabrikalarda üretilmesini daha sonra inşaat sahasına taşınarak montajlanmasını içerir. Endüstriyel yapı inşaatı, maliyetleri düşürme, zamanı kısaltma ve yapı kalitesini artırma potansiyeline sahiptir. Ayrıca, bu yaklaşım, iş güvenliğini artırırken çevresel etkileri de minimize etme potansiyeline sahiptir. (BIM boyutlarına, dünyada ve ülkemizde BIM kullanımı ile farkındalıklarına ilerideki yazılarımda ayrıntılı olarak değineceğim)
Fast Track Proje (Hızlı İlerleyen Proje) Nedir?
III. Sanayi Devrimi ile ortaya atılan ve günümüzde hemen hemen bütün projelerde kullanılan diğer bir kavram ise fast tracking’dir. Fast track proje, “hızlı ilerleyen proje” olarak ifade edilebilir ve zamanın kısıtlı olduğu veya projenin acil tamamlanması gerektiği durumlarda gündeme gelen bir stratejidir. Özellikle ticari yapılarda, konut projelerinde ve altyapı projelerinde sıklıkla tercih edilen bu yaklaşım genellikle projenin süresini kısaltarak tamamlanma sürecini optimize etmek amacıyla kullanılır.
Hızlı ilerleyen projeler, geleneksel inşaat süreçlerine kıyasla daha hızlı sonuç almayı sağlayan bir dizi yöntem ve stratejiyi içerir. Bu yöntemler arasında;
- Eş zamanlı tasarım ve inşaatın yürütülmesi,
- Proje aktivitelerinin paralel yürütülmesi,
- Önceden üretilmiş bileşenlerin kullanımı (prefabrikasyon) ve
- İş bölümü gibi unsurlar bulunabilir.
Hızlı ilerleyen proje yaklaşımının avantajları arasında; projenin tamamlanma süresinin azaltılması, hızlı karar verme süreçleri, maliyet kontrolünün sağlanması ve hızlı dönüşüm sağlanması yer alır. Zaman ve kaynak yönetiminin çok önemli olduğu bu yöntem, projelerin zamanında tamamlanması ve müşteri memnuniyetinin sağlanması için etkili bir strateji olarak değerlendirilir.
Hızlı ilerleyen projelere ihtiyaç duyulması inşaat endüstrisinde prefabrik ve modüler yapıların sayısı artırarak yapıların imalat sürelerini önemli ölçüde azaltmıştır. Örnek olarak, Çin’de 2015 yılında 57 katlı bina 19 günde tamamlanmıştır. Aynı firma 2021 yılında 10 katlı bir binayı 28 saat 45 dakikada inşa etmiştir.
Ayrıca III. Sanayi Devrimi ile ERP (Enterprise Resource Planning-Kurumsal Kaynak Planlaması), 3 boyutlu yazıcılar, lidarlı 3 boyutlu tarama, dijital ikiz (digital twin), sanal gerçeklik (VR) ve fotogrametri gibi konular da inşaat endüstrisi tarafından servis edilmiştir. (Bu kadar hızlı ve baş döndüren gelişmeleri yakından takip etmek inşaat çalışanları için hiç de kolay olmuyor. Bu konuların her birini gelecekteki yazılarımda ayrı bir başlık altında toparlayacağım.)
IV. Sanayi Devrimi ile İnşaat Endüstrisinin Evrimi
IV. Sanayi Devrimi ile ilgili yapılmış birçok tanım vardır ama bana göre IV. Sanayi Devrimi; nesnelerin öğretilmesi ve nesneler arasında iletişimin sağlanması olarak tanımlanmalıdır. Bu sebeple öğretilen her türlü inşaat yazılımı, araç ve gereçler IV. Sanayi Devrimi’nin çıktısı olmaktadır. Günümüzde yapay zekâ, akıllı proje ve yapılarda sıklıkla kullanılan bir araç hâline gelmiştir. Böylece yapıya yerleştirilen sensörler sayesinde bakım-onarım zamanının tahmini, yapım öncesinde proje başarısını etkileyecek risklerin, maliyetin vb. unsurların belirlenmesi, yapının kullanım aşamasında enerji verimliliğinin artırılması gibi birçok konuda inşaat endüstrisi yapay zekâ ve alt dallarından faydalanmaktadır.
Sonuç olarak inşaat endüstrisi I. Sanayi Devrimi’nden günümüze kadar sürekli evrim geçirmiştir. IV. Sanayi Devrimi ile nesnelerin öğrenmesi ve nesneler arasında iletişimin sağlanması, inşaat endüstrisine yeni olanaklar sunmuştur. Firmalar bu yenilikleri sentezleyerek stratejik üstünlük elde etme fırsatı bulurken, çalışanların da uzmanlık alanlarındaki yeniliklere adaptasyon sağlaması gerekmektedir.
BIM, lidar, dijital ikiz, sanal gerçeklik (VR), fotogrametri ve endüstriyel yapı inşaatı gibi yeni yaklaşımlar inşaat sektöründe kullanılan inovatif yöntemler arasında yer almaktadır. Ayrıca, yapay zekâ, sensör teknolojileri ve yapının yaşam döngüsü boyunca kullanılan dijital yöntemler, inşaat projelerinin verimliliğini ve kalitesini artırmaktadır. IV. Sanayi Devrimi ile inşaat sektöründe daha fazla inovasyonun beklendiği ve geleceğin heyecan verici olduğu söylenebilir. Bu gelişmeler, inşaat endüstrisinin sürekli olarak yeniliklere adapte olması gerektiğini göstermektedir.