İçindekiler
İstanbul’da Daha Büyük Bir Deprem Olacak mı?
1999 Kocaeli Gölcük Depremi ile Kuzey Anadolu Fay Zonu’nun bir bölümü kırılmıştı. 1912 yılında ise Tekirdağ Mürefte’den başlayarak Saros Körfezi’ne kadar uzanan bölümü kırılmıştı. Birçok yer bilimci tarafından Marmara Denizi içerisinde bulunan, Kumburgaz segmenti olarak da ifade edilen bölüm, 1766 yılından bugüne deprem üretmediği için sismik boşluk olarak tarif ediliyordu. Bu kısım Orta Marmara olarak da isimlendirilmektedir.

Şekil 1’de Kuzey Anadolu Fay Zonu’nun kırıldığı kısımlar ve meydana gelen depremler görülmektedir. Marmara Denizi’nin içerisinde kesikli çizgi ile gösterilen alan, uzun zamandır deprem üretmeyen alandır. 23 Nisan 2025 tarihinde meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki deprem tam olarak burada, sismik boşluk olan bölgede meydana gelmiştir. Bu büyük bir depremdir ancak bundan sonra daha büyük bir deprem, İstanbul ya da Marmara’yı etkilemeyecek diyemeyiz. Çünkü Kuzey Anadolu Fay Zonu’nun diğer kollarında meydana gelebilecek depremler İstanbul’u etkileyebilir.

Şekil 2’de 2009 yılında Doğan Kalafat tarafından yapılan çalışmaya göre 1999 yılında kırılan alan ve riskli olarak iki alan gösterilmiştir. 23 Nisan 2025 tarihinde 6,2 büyüklüğündeki deprem, 1. riskli alan olarak işaretlenen bölgede olmuştur. 2. riskli alan olarak gösterilen bölge de en az bu deprem kadar büyük deprem üretme potansiyeline sahiptir. Bu nedenle artık Marmara’nın deprem tehlikesi ortadan kalkmıştır denilemez.
Kumburgaz segmenti yaklaşık 50 – 60 km’dir. Deprem ile 25 km’si kırılmış, bir kısmı ise kırılmamıştır. Kırılmayan bölge yine bir 6,2 büyüklüğünde deprem üretme potansiyeline sahiptir ancak bu sismik boşluk içerisinde depremin meydana gelmesi İstanbullular için büyük bir şanstır. Çünkü burada uzun yıllardır deprem olmadığı için deprem tekrarlama periyodunu doldurması ve bir bölümünün kırılarak önümüzdeki süreçte olabilecek depremin enerjisini azaltması açısından İstanbullular için olumlu bir gelişmedir. Deprem 0,2 g kadar bir ivme ile yapılarımıza etki etmiştir ve yaklaşık 15 sn sürmüştür. Görece depremin ivmesi düşüktür bu nedenle ağır hasar ve yıkıma yol açmamıştır.
Depremin ardından birçok uzman isim açıklama yaptı. Bu konuda akademik camiada bölünmeler var. Daha büyük bir deprem beklemediğini ifade eden uzmanlar olduğu gibi, “bu depremin yerini göstermiştir, daha büyük bir depreme gebedir” diyenler de var. Sismoloji deprem bilimi demektir ve jeofizik mühendisliğinin bir anabilim dalıdır. Jeofizik mühendislerinden oluşan bir bilim heyetinin Marmara Denizi içinde deniz jeofiziği ölçümleri yaparak depremin deniz tabanında yarattığı etkiyi incelemesi gerekir. İleriye dönük, veriye dayalı ve bilimsel temelli yaklaşımlar yapabilmek için elimizde bulunan verileri yeni veriler toplayarak güncellemeliyiz. 2001 yılında yapılan deniz ölçümleri ile günümüzü hatta geleceği yorumlamak yanıltıcı olabilir.
Artçı Depremler Daha Ne Kadar Sürecek?
6,2 büyüklüğündeki depremden önce 4,0 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmiştir. Biz bu 4,0 büyüklüğündeki depremi 6,2 büyüklüğündeki deprem meydana geldikten sonra öncü deprem olarak nitelendirebiliyoruz.
Şu anda yaşadığımız, 4,0 ila 5,2 arasında meydana gelen depremleri ana depremin artçı depremleri şeklinde nitelendirebiliriz. Artçı depremler birkaç ay devam edecektir. Örnekleri daha önce yaşanmıştır. 1999 Depremi’nden sonra aylarca artçı depremler olmuştur. Yine 2023 Kahramanmaraş Depremleri sonrası artçı depremler olmuştur ve hâlen devam etmektedir.
Riskli Yapılarda Oturanlar Dikkat!
Büyük depremlerin artçı depremleri uzun süreler devam edebilir. Bu nedenle vatandaşlarımızın panik yapmaması önemlidir. 2002 yılından önce yani Yapı Denetim Sistemi gelmeden önce yapılan yapılarda ya da mühendislik hizmeti almamış yapılarda oturan vatandaşlarımızın daha dikkatli olmasını, kısa sürelerde daha güvenli yapılarda, komşularının, akrabalarının yapılarında konaklamalarını ve hasar durumu olan yapılar varsa mutlaka bunları teknik ekiplere incelettirmelerini tavsiye ederim.
6,2 büyüklüğündeki depremden sonra daha büyük bir deprem olması şu an için beklenmiyor ancak artçı depremler de hasar almış yapılara ya da eski yapılara zarar verebilir. Bu nedenle yeni yapılmış yapılar ve kaya zemin üzerinde bulunan deprem yönetmeliğine uygun yapılar can güvenliğini sağlayacaktır. Ancak yapınıza güvenmiyorsanız güvenilir yapılarda bulunan komşularınızda, akrabalarınızda kısa süreliğine konaklamanızda fayda olduğunu söyleyebilirim.
2002 yılından önce yapılmış, özellikle İstanbul’un güneyinde Fatih’ten Büyükçekmece’ye kadar olan nispeten Anadolu yakasına göre daha yumuşak zeminler üzerinde bulunan yapılar bu artçı depremlerden de etkilenebileceği ve hasar alma durumunu da şu an bilemediğimiz için bu yapılarda konaklamak yerine daha güvenli yapılara kısa süreliğine geçmekte fayda var.

Hangi İlçeler Daha Riskli?
İstanbul’un güney kesiminde özellikle Avrupa yakasında Fatih’ten Büyükçekmece’ye Silivri’ye kadar olan bölümde çok alüvyonal zeminler var. Silivri, Büyükçekmece, Büyükçekmece ile Küçükçekmece Gölleri arasında heyelanlı bölümler zemin açısından problemli bölgelerdir. Özellikle eğimli alanlarda, heyelanlı bölgelerde depremin tetiklemesiyle kaymalar da gerçekleşebilir (şekil 3). Büyükçekmece ve Küçükçekmece arası, Silivri, Beylikdüzü, Esenyurt gibi alanlarda zemin büyütmesi dediğimiz olay sebebiyle deprem daha şiddetli hissediliyor. Depremin dalgalarının genliği büyütüldüğü için şiddet artıyor.
6,2’lik depremden sonra Kandilli Rasathanesi, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’na (AFAD) deprem olduktan 6 dakika sonra tsunami uyarısı verdi. Bu, İstanbul’da büyük bir depremin sadece deprem açısından risk teşkil etmediği tsunami tehlikesinin de farkında olmamız gerektiği adına önemli bir açıklamadır. Yenikapı’dan Büyükçekmece’ye kadar Marmara Denizi tabanı içerisinde heyelanlı alanlar var. Depremin tetiklemesiyle bu heyelanlar gerçekleşirse kıyı şeritlerde su basmaları gibi durumlar olabilir. Bu konuda tedbirli olunması gerektiği ile ilgili Kandilli Rasathanesi Bölgesel Deprem ve Tsunami İzleme Merkezi, AFAD’a bir uyarı vermiştir. Depremin hemen ardından 6 dakika gibi bir sürede gerekli çözümlerin yapılarak uyarının verilmesi ise Kandilli’nin jeofizik biliminde gelmiş olduğu uluslararası niteliği gözler önüne sermektedir.
Kaynaklar:
- Gülen, L., A. Pınar, D. Kalafat, N. Özel, G. Horasan, M. Yılmazer, A. M. Işıkara, 2001. Surface Fault Breaks, Aftershock Distribution, and Rupture Process of the August 17, 1999 Izmit, Turkey Earthquake, Bulletin of the Society of America 92, pp. 230-244.
- Kalafat, D., 2011. Marmara Bölgesi’nin Depremselliği ve Deprem Ağının Önemi, 1. Türkiye Deprem Mühendisliği ve Sismoloji Konferansı, 11-14 Ekim 2011 – ODTÜ – ANKARA.
- Kandilli Rasathanesi Bölgesel Deprem ve Tsunami İzleme Merkezi http://www.koeri.boun.edu.tr/scripts/lst1.asp