İçindekiler
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Gayrimenkul Hizmetleri Meslek Komitesi Başkanı, Tüm Girişimci Emlak Müşavirleri Derneği (TÜGEM) Başkanı Hakan Akdoğan; Emsal.com’un konuğu olarak gündemle ilgili sorularımızı yanıtladı. Akdoğan ile Türkiye’nin gayrimenkul piyasasındaki arz-talep dengesini, depremin sektöre etkisini, kentsel dönüşüm çalışmalarının önemini ve sektörde faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarını konuştuk.
Akdoğan, “Yakın zamanda T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından da açıklanan kiralık konut üretimi uygulamasının, kira fiyatlarını önemli ölçüde dizginleyebileceği kanaatindeyim. Günümüzde satmaktan ziyade sadece kiralamaya yönelik üretilen konutlara her zamankinden daha çok ihtiyacımız var.” diyor.
Türkiye’nin Gayrimenkul Piyasasında Arz-Talep Dengesi
Türkiye’nin gayrimenkul piyasasında arz-talep dengesi ne durumda? İçinde bulunduğumuz ortamda arz, talebi karşılıyor mu? Yakın zamanda yaşadığımız deprem felaketi bu dengeye nasıl etki etti?
Ülke olarak ne yazık ki gerek kiralık gerek de satılık gayrimenkul piyasasında arz eksikliğimizi tamamlayamadık. Yine yakın zamanda Kahramanmaraş merkezli gerçekleşen ve çevre illerde de ciddi yıkıma yol açan depremler, bahsini ettiğim arz eksikliğine ciddi bir etkide bulundu.
Bu kapsamda depremden etkilenen 2 milyona yakın hanehalkının farklı şehirlere göç etmesi, bazı kentlerdeki gayrimenkul talebini ciddi manada arttırdı. Bunun yanı sıra artan evlilikler gibi birçok başlık ile de kiralık taşınmaz neredeyse bulunmaz hâle geldi. Üzülerek ifade etmeliyim ki yaşam şartları özellikle büyükşehirlerde bulunanlar için çok daha zor bir döneme giriyor.
Deprem Sonrası Gayrimenkul Fiyatları Ne Oldu?
Açıklamalarınızla depremin ardından civar illerdeki gayrimenkullerde 2-3 kat fiyat artışı yaşandığına dikkat çektiniz. Bu durumun önüne geçebilmek adına ne gibi önlemler alınmalı?
Yakın zamanda T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından da açıklanan kiralık konut üretimi uygulamasının, kira fiyatlarını önemli ölçüde dizginleyebileceği kanaatindeyim. Günümüzde satmaktan ziyade sadece kiralamaya yönelik üretilen konutlara her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. Bunun yanı sıra kentsel dönüşüm de çok önemli ve hayati bir öncelik olarak önümüzde duruyor. Özetle deprem ve dönüşüm süreci unutulmamalı. İlaveten konutta arz güvenliğini de mutlaka sağlamamız gerekiyor.
Kentsel Dönüşüm Desteği 2023
Kentsel dönüşümün ne kadar hayati bir konu olduğu, yakın zamanda yaşadığımız depremlerle bir kez daha acı biçimde karşımıza çıktı. Bu bağlamda kentsel dönüşüm çalışmalarının hızlanması adına; vatandaş, üretici ve kamuya ne gibi görevler düşüyor?
Şu anda ülkemizde kentsel dönüşümü, tarihî bir fırsat olarak niteleyebiliriz. Örneğin kentsel dönüşüme yönelik 2023’teki yeni destek paketi kapsamında gerek riskli yapı raporu düzenlenen gerekse de riskli alan ilan edilen bölgelerde yer alan taşınmazların sahipleri, mülklerini yenilemek ya da başka bir yerden taşınmaz satın almak için devlet desteğinden artık daha da fazla faydalanabilecek. Yine yeni paket kapsamında ayrıca yüklenici ve konut üreticilerine de 12 ay ödemesiz dönem, 48 ay vadeyle 250 milyon TL’ye kadar finansman da sağlanacak.
Riskli yapıların malikleri için bağımsız bölüm başına güçlendirme kredisi 320 bin liraya, konut edinme ve konut yapım kredileri ise 1 milyon 250 liraya çıkarıldı. Devamında iş yeri yapım kredisi 800 bin liraya, iş yeri edinme kredisi ise 350 bin liraya yükseltildi.
Tüm bu desteklerin yanı sıra sürecin sağlıklı işlemesi için dönüşüm müteahhitlerine ve havuz sistemine, belediyelerin sürece gerçek manada destek olmasına ve vatandaşlarımızın da uzlaşmacı tavrına ihtiyacımız var.
Konut Fiyatları Düşer mi?
Ülke genelinde satılık ve kiralık konut fiyatlarının düşmesi adına ne gibi önlemler alınabilir?
Enflasyonun arttığı bir ortamda konut fiyatlarında düşüş bekleyemeyiz. Özellikle yeni yapılacak deprem bölgesindeki 360 bin konut, bunun yanı sıra kentsel dönüşüm projelerinin hızlanması gibi birçok nedenle inşaat maliyetlerinde de artışlar söz konusu oluyor.
Rezerv alanları kiralık arz dengesi için kullanmamız, farklı şehirlerde eğitim gören öğrenciler için yurt kapasitelerini artırmamız, demografik yapıya uygun imar koşulları tanımlamamız başta olmak üzere birçok önleme ihtiyacımız var.
Gayrimenkul Sektöründeki STK’lerin Önemi
Sektörün pek çok sivil toplum kuruluşunda (STK) aktif görev almanızla biliniyorsunuz. Bu kuruluşların sektör için önemini aktarır mısınız?
STK’lerı, sektörümüzün yapı taşları olarak görüyorum. Sonuçta bu kuruluşlar bağımsız bir şekilde faaliyetlerini yürütüyorlar ve genellikle sosyal konuları hedef alan çalışmalara imza atarak farkındalık oluşturuyorlar. Özellikle gayrimenkul piyasasındaki STK’ler; mevzuatlar, düzenlemeler ve üyeler içi çalışmalarla sektörün gelişimine katkı sağlıyorlar.
TÜGEM’in kuruluş hedefleriyle ilgili neler söylemek istersiniz? Dernek bugün bu hedeflere ne oranda ulaşabildi? Gerçekleştirilen faaliyetler nelerdir?
TÜGEM emlak sektörünün büyümesine ve gelişmesine katkı sağlamak amacıyla 2016 yılında kuruldu. Gayrimenkul danışmanlığı mesleğine katkı sunmayı hedefleyen derneğimiz, sektörün başarılı emlak işletmelerinin üye olduğu bir STK olarak tanımlanabilir. Derneğimiz sektörümüzde düzenlenen tüm çalışmalara ve panellere katılım sağlayarak bunlara çeşitli katkılarda bulunuyor.
Etkinliğimiz ve örgütsel verimliliğimizle üyelerimize, meslektaşlarımıza ve sektörümüze; eğitim, teknoloji, hukuk ve iş birliği olanakları ile katma değer sağlama misyonu ile hareket ediyoruz.
1.000’in üzerinde üyemiz, 23 ildeki teşkilatımız ile TÜGEM olarak Türkiye’nin tamamında meslektaşlarımızı çalışmalarımıza ortak etmeyi ve verdiğimiz hizmetlerimize katkı sunmayı arzu ediyoruz.