İçindekiler
Yazıma öncelikle, şu soru cümlesi ile başlamak isterim: “Yapı kimyasalları nedir, nerede, ne zaman, neden ve nasıl kullanılır?”
Yapı kimyasalları bir yapının; tasarım aşamasında araştırılmasına başlanması gereken, ömrünü uzatmak için kullanılan, içinde yaşayan canlıların sağlığını ve güvenliğini koruyan, doğa şartları ve coğrafi farklılıklardan kaynaklı dış hava koşullarına dayanıklılığını sağlayan kimyasalların tamamıdır. Bu ürünler; kimya, fizik ve matematik ile harmanlanarak bilim kurallarıyla oluşturulur.
Teşhise Göre Uygulama Gerekir
Örnek verecek olursak yapılarda da durum, tıpkı sağlık sektöründe olduğu gibidir. Nasıl ki hastalandığınızda rastgele ilaçlar kullanmak yerine doktora görünüp tedavi oluyor, devamında uzmanın koyduğu teşhis ve tanı sonucu ameliyata ya da ilaç kullanımına yöneliyorsanız; benzer bir durum yapılarda da mevcuttur.
Yine bir kadın, hamile olduğunu öğrendiği andan itibaren dünyaya getireceği yavrusu sağlıklı olsun ve kendisi de onu sağlıkla dünyaya getirebilsin diye bir dizi önlem alıyorsa; mimarlar da çizecekleri projelerin her aşamasında bazı konulara dikkat etmelidir. Bunların en önemlilerinden biri de yapı kimyasallarıdır.
Projenin konumlandırılacağı coğrafyanın iklim şartlarından geoteknik raporlarına, zemin etütlerinde ortaya çıkan sonuçlardan tasarlanan mimariye, statik olarak belirlenen hesap yöntemlerinden kullanılacak çimento tipine varıncaya kadar pek çok veri; genel olarak yapı kimyasallarının konusudur.
Bu Şartlarda Su Yalıtımı Malzemesi Seçimi Önem Arz Ediyor
Örneğin herhangi bir projede zemin sıvılaşması varsa ve blokaj üzeri grobeton çözümü üzerine yalıtım düşünülmekteyse -ki piyasamız bu ezberi çoğunlukla bozmamaktadır-, burada kullanılacak yapı kimyasalları ürünü olan su yalıtımı malzemesi seçimi çok büyük önem arz etmektedir.
Bununla birlikte sistem içinde bazı düzenlemelerin gerçekleştirilmesi de yalıtım uzmanının ortaya koyduğu tespitlere göre elzem bir hâle gelebilmektedir. Zemin iyileştirilmesi yapılması, grobetonun hasır donatılı daha mukavemetli bir düzlemde dökülmesi ya da ikincil bir radye temelin teşkil edilmesi gibi durumlar ortaya çıkabilecektir. Bunlarla birlikte betonarme yapılarda kullanılması gereken katkılar ve çimento tipinin değiştirilmesi gibi konular da büyük önem taşımaktadır.
Projeye Özgü Yalıtım Detayları Çalışılmalı
Proje üzerine çizilen ve çoğunlukla bir başka benzer projeden kes-kopyala-yapıştır ile tasarlanan yalıtım detaylarının yeniden gözden geçirilmesi ve konunun uzmanlarınca çözümlenip, detaylandırılması gerekmektedir. Daha temel aşamasında bu kadar görüşme, planlama, analiz, çözümleme, detay ve toplantılara vakit ayırmayıp; kervanı yolda dizmeye kalktığımızda ise 6 ay sürmesi gereken proje 16 ay veya daha fazla zaman alabilmektedir.
Yapı kimyasalları uzmanı arkadaşların konuya bu şekilde bakması, mimarların ve mühendislerin de en başta bu planlamaları gerçekleştirmesi; daha kreatif çözümlemelere ve en önemlisi de işin hızlı bitmesi sebebiyle daha az maliyetlere sebep olacaktır.
Zannedilenin aksine yapı kimyasalı ürünlerin çok pahalı bir maliyeti de bulunmamaktadır. Kaldı ki ucuz sistemler yerine; doğru, kaliteli, standartlara uygun ve kontrol edilebilir çözümler sayesinde işlerimiz daha sürdürülebilir olacaktır.
Doğru Malzeme Seçiminin Önemine Dair Bir Örnek
Zihinlerde daha net bir çerçeve çizebilmek adına konuya bir örnekle devam etmek istiyorum…
Bir proje için mimar arkadaşlar, ortaya muhteşem bir eser çıkardılar. Söz konusu projenin zeminlerine ve duvarlarına da çok özel taşlar ile kaplama yapmaları gerekiyordu. Ardından sahaya gelen 10 firma da yapıştırıcılarının en iyisi olduğu konusunda birbirileriyle yarıştılar. Teklif verenlerin içinde sadece birkaçı; taşın kimyasından, ona etki edecek reaksiyonlardan, uzun vadede malzeme kalitesinin öneminden, sıcaklık, çevre ve yapıştırma anındaki koşullardan bahsetti. Bu birkaç firma dikkatle dinlendi ancak fiyatları diğerlerine göre çok yüksek olduğu için ihale dışında kaldılar. Uygun fiyatlı firmalardan biri de işi aldı…
Söz konusu projenin tamamlanmasından sadece 1 ya da 2 sene sonra ise taşlarda renk değişimleri, yapısal bozulmalar, kırılma ve çatlamalar, derz boşalmaları gibi bir dünya sorun oluştu. Böylelikle tasarım, artık bir probleme dönüşmüştü. Ekip toplandı (mimar, işveren, usta, mühendis ve diğerleri) ve çözüm bulunamadı, tek çare yapıyı yıkıp yeniden yapmaktı… Bu durumda maliyetler de çarpı 10 ile 100 arasına yükseldi.
Oysa en başta bu işin uzmanı ile yol alınabilir, onun deneyiminden faydalanılarak bu tür tecrübeleri olan markaların da yardımı ile sorunsuz bir işlem yapılabilirdi. Böylece fazlaca çıkan maliyetlerin de önüne geçilebilirdi.
İşin özü, o an cebinizden çıkan miktar doğru ise işi ekonomik yapmışsınızdır. Ancak doğru olmadığı hâlde uygun ödeme yapıp kâr ettik diye düşünürseniz, çok daha pahalı bir sistem yaratabilirsiniz. Keza ülkemizde bu örneğin farklı versiyonlarını, ne yazık ki defalarca yaşamışızdır.
Basit Konular, Büyük Problemler Çıkarabiliyor
Bugün en basitinden bir fayans yapıştırıcısı kullanımı konusunda bile yetersiz ve eksik bilgiler ile çok büyük problemler ortaya çıkabiliyor. Zira ne yazık ki hâlâ hangi fayans ebadını/kalınlığını hangi zemin yüzeyine hangi tip ürün kullanarak yapıştıracağımızı bile yanlış bilebiliyoruz. Çünkü en ucuz yapıştırıcıyı üretmeye çalışan bir sürü firma ve en ucuz işçiliği yapmaya aday bir sürü ustamız var.
Bu Teknik Soruların Cevabı Bilinmeli
İşin temelinde, “TS EN 12004 standardı nedir, C1T ne demektir, C2TE S1 ne anlama gelir, kalın gradasyon, ince gradasyon farkı nedir?” gibi teknik sorular karşısında yeterli bilgiye sahip olunması gerekmektedir.
Peki sadece bunları bilmek, yapı kimyasallarını bilmek demek midir? Tabii ki hayır…
Örneğin 10 farklı markanın C1T ürününde (C1: normal serleşen çimento esaslı yapıştırıcı, T: kayma özelliği azaltılmış) aynı şantiye için ciddi fiyat farkları ortaya çıkmaktadır. Peki neden? İşte tam olarak yapı kimyasalları bu aşamada çok önemlidir. Bir firma sadece kum ve çimento (dökme ve BS32,5) kullanmaktayken, bazılarında katkı az, bazılarında hiç yok, bazılarının kumu yanlış veya bazılarında kopolimer bağlayıcı hiç bulunmamaktadır. Yine devamında ise doğru oranlarda BS 42,5 çimentolu, doğru madenden çıkan özel kumu olan ürünlere şahit olunmaktadır. Bunların hepsinin TDS’lerinde (teknik bilgi formu) TS EN 12004 ve C1T yazar, fiyatları ise farklıdır. Özetle aslında ürünlerin en ucuzu ya da en pahalısı kullanıcıyı kandırmamakta, sadece en ucuzu seçen kullanıcı kanmayı seçmektedir. Yani sağlıklı bir inşa süreci için tüm bu aşamalarda uzmana danışmak elzemdir.
Acaba malzemeyi edindiğiniz yerde bulunan ve “ben bu işleri daha önce de yaptım ağabey” diyen arkadaş, bu ürünün; WK uç kullanılarak 4 dakika karıştırılıp, 4 dakika dinlendirildikten sonra 30 saniye daha karıştırılarak uygulanması gerektiğini biliyor mu?
İşte tam olarak bu aşamada, uzmanlık faktörü kendisini göstermektedir.
Bahsi geçen noktada da firmaların, şu sorulara cevap vermesi gerekmektedir:
- Satın alma müdürünüz bu işin uzmanı mı?
- Proje müdürünüz yapı kimyasalları hakkında ne kadar bilgiye sahip?
- Saha şeflerinizin içinde yapı kimyasalları üzerine ihtisas yapıp belge alanı var mı?
Yazımıza başlarken altını çizdiğimiz, “Yapı kimyasalları nedir, nerede, ne zaman, neden ve nasıl kullanılır?” sorularının yanıtı tam olarak altını çizmeye çalıştığımız bu başlıklardan oluşmaktadır…