İçindekiler
Kapağındaki “Şantiyelerden ders alınacak sıra dışı öyküler.” ifadesiyle dikkat çeken Y. Mimar Firuzan Baytop imzalı Şantiyede Olay Var kitabı, Baytop’un meslek hayatı boyunca şantiyelerde yaşadığı tecrübeleri okurlarla buluşturuyor. Yem Yayın bünyesinde yayımlanan ve toplam 7 baskısı bulunan kitap; özellikle mesleğe yeni adım atan mimarlara ve mühendislere, şantiyelerde yaşayabilecekleri olaylarla ilgili refleks geliştirebilme imkânı sunuyor.
53 Yıllık Şantiye Yaşamından Olaylar
Söz konusu eser, yazar Baytop’un gençlere yönelik şu ifadeleriyle başlıyor:
Genç arkadaşlarım;
Bir şantiyede çalışmaya başlayan kişilerin başına neler gelir, onlar ne gibi problemlerle, olaylarla karşılaşabilirler?
Bunu önceden kestirmenin elbette olanağı yok. (1957 yılında Zürih’te gerçekleştirilen inşaatlarla ilgili bir UNESCO toplantısında, bir şantiyede 5 ila 5.000 arasında sorun çıkabileceği saptanmıştı.)
Burada ben, 53 yıllık (1948-2000 yılları arası) şantiye yaşamımda başımdan geçen olayların ve karşılaştığım problemlerin trajikomik bir bölümünü sizlere sunuyorum ki hazırlıklı olasınız, şaşırmayasınız ve de en önemlisi kendinize dersler çıkarasınız.
Sevgilerimle.
Şantiye Yönetimi Kitabındaki Bilgileri Destekleyici Anılar
Toplam 104 sayfa uzunluğunda kaleme alınan kitap, yazarın bir diğer eseri olan Şantiye Yönetimi’ndeki bilgileri destekleyici anılardan oluşuyor. Bu nedenle kitabın tanıtım yazısında okurlara, iki eserin birlikte değerlendirilmesi öneriliyor.
Kitabın öne çıkan kısımları ise şöyle sıralanıyor:
Unutulan Balkon
Bir gün tam akşam paydosunda kontrol mühendisimiz, sınıf arkadaşım Ercümend Bigat zaman zaman yaptığı gibi, birkaç arkadaşına inşa ettiğimiz mahalleyi, sanki sadece kendisi yapmış gibi gururla (!) göstermek üzere sahaya çıkıyor. Beni de istiyor, önlerine düşüyorum.
Bazı binaları gezdirdikten sonra önümüze, o gün az önce birinci kat döşemesini döktüğümüz bina çıkıyor, birden irkiliyorum. Binanın deniz tarafında olması gereken balkon yok! Aman kontrol mühendisi fark etmesin, dilinden kurtulamam. Onları başka bir yöne çeviriyor, ben önemli bir iş bahanesi ile ayrılıp hemen kalfaya haber salıyorum.”
Yeri Değiştirilen Ağaç
İşin başından itibaren mümkün olduğunca arazinin doğasını bozmamaya, ağaçları korumaya çalışıyoruz. Zorunlu olarak bir ağacı kesmek durumunda kalırsak hemen en uygun bir yere yeni birkaç ağaç dikiyoruz. Ağaçlar fideliğimizde hazır. Ancak çarşı inşaatımızda durum farklı. Kocaman bir ağaç, çarşıda birbirine zıt ikişerli blokları birbirine bağlayan saçağın tam altına rastlıyor. Bu bir çitlembik apğacı. ‘Keseceğiz, çaresiz’ diyorlar. Soruyorum kaç yıllık diye, 30-35 yaşlarında olduğunu tahmin ediyorlar. Kıyamıyorum, elbette bir çaresi vardır kurtarmanın, olmalıdır. Çaresi, ağacı yerinden kaydıracağız.”
Moskova’da Fabrika
Rusya’daki (o dönem SSCB) ilk işimiz Moskova’da ELKAT Bakır Tel Fabrikası Yenilenmesi ve Tevsii taahhüdümüze henüz şantiye müdürü tayin edilmemiş. Şantiyeyi; Metin Seven isimli, daha önce bir süre teklif bölümümüzde çalışmış genç bir inşaat mühendisimiz vekâleten yönetiyor. Moskova şubemizin müdürü Celal Tatlıcıbaşı da ara sıra nezaret ediyor. Arkadaşlar bir yandan kadroyu kurmaya, Kiril alfabesini ve Rusçayı sökmeye, öte yandan da piyasayı tanımaya çalışıyorlar. En çok iş de ilk posta ile Moskova’ya gitmiş olan Celal Bey’in şoförü İsmail Çimen ile idare amiri Ali’ye düşüyor. Bir iki ay içinde Rusçayı çat pat konuşmayı, çevreyi ve neyi nerede bulacaklarını bayağı öğrenmişler.