İçindekiler
Üzerlerinde taşımak durumunda oldukları yükler, deprem, yangın vb. gibi etkiler karşısında yapıların güvenliğinden kim sorumlu olabilir? Tabi ki bu konuda; yönetmelikler, standartlar çıkaran yetkili kurumlar, yasama ve yürütmeden sorumlu kurumlar, sonrasında bunların uygulayıcı firma ve şahısları ve en sonda ise yapı sahibi gelir.
Yapı sahibi yapının güvenliğinden sorumlu tutulma konusunda en son gelir çünkü ne yönetmeliklerden ne de teknik kriterler konusunda bilgi sahibi olması beklenemez. Bu sebeple bu konuda mühendisler ve mimarlar ile çalışır. Tasarımı onlardan ister. Mühendisler ve mimarlar da yetkili kuruluşların yayınladığı yönetmelikleri esas alıp eğitim ve tecrübelerini kullanarak tasarım yaparlar. Yapım konusunda da müteahhitler gerekli teknik kriterleri yerine getirerek yapıyı meydana getirir. Buraya kadar her şey olması gerektiği gibi.
Yapı Sahiplerine Yetkinlik Sorumluluğu Yüklendi
18 Mayıs 2018 tarihinde yürürlüğe giren 7143 sayılı İmar Barışı Kanunu’ndaki geçici 16. madde ile ruhsatsız veya ruhsata aykırı yapıların gerekli başvuru şartlarını sağlaması ile yapı kayıt belgesi alması ve yasallaşmasının yolu açıldı. Bu kanunun problemli pek çok tarafı var elbette. Bu, yasal süreçleri takip eden vatandaşların hak kayıpları, imar kirliliği, altyapı yetersizliği gibi sayılamayacak kadar problemi artıracak bir kanundu. Biz burada konumuz gereği kanunun deprem güvenliği tarafına bakıyoruz.
Söz konusu kanunda yapının deprem güvenliği bina sahibine bırakıldı. Olası bir olumsuzlukta ise yapı sahibinin yetkililere dava açmasının önü kapatıldı. Yani ilk paragrafta izah edilmeye çalışılan sorumluluk zincirinden kurumlar, mühendis ve mimarlar çıkartılıp sadece yapı sahibine önceki yazılarımda bahsettiğim hem yetkin mühendis ve mimar hem de yetkin müteahhit olmasını gerektiren bir sorumluluk yüklendi. Yaklaşık 3 milyon 110 bin adet yapı kayıt belgesi bu yolla alındı.
Deprem Hasarlarında Kamuya da Dava Açılabilecek
Kanunun çıkması sonrasında Danıştay 6. Dairesinde açılan bir davada Danıştay yukarıda özetlenen konudaki maddeyi Anayasa’ya aykırı bularak konuyu Anayasa Mahkemesine taşıdı. Anayasa Mahkemesi de başvuruyu haklı bularak ilgili yasa maddesini 25 Temmuz 2024 tarihinde iptal etti. Yani yapının deprem güvenliğinden sadece yapı sahibinin sorumlu tutulamayacağını tespit etti. Artık bu yapıların depremde olası bir olumsuzluk yaşaması durumunda kamuya da dava açılabilecek. Deprem bölgesinde kaç adet yapı kayıt belgesi alan binanın yıkıldığını ve bu binalarda ne kadar can kaybı olduğunu bilmiyoruz. Ancak bu kararın devam eden dava süreçlerini etkileyeceği açık.
Bu iptal sonrası yapıların deprem güvenliğinden kamunun da sorumlu olduğunun tekrar teyit edilmesi sebebiyle uzun süredir dillendirmeye çalıştığımız mevcut yapıların yapı kayıt belgesi almış olsa dahi hızlı bir şekilde elden geçirilerek güçlendirilmesi konusunda yetkililerden yeni tedbir ve teşviklere ihtiyaç var. Söz konusu yapıların bir an önce kontrol edilmesi hayati önem taşıyor. Belediyelerden hızlı bir tarama ve kendi bütçelerince güçlendirmeye destek kampanyaları duyuyor ve memnun oluyoruz. Ancak bu iş belediye bütçeleri ile çözülemeyecek kadar büyük ve yasal mevzuata ihtiyaç var.