İçindekiler
Günümüzde Türkiye’de 81 il bulunmaktadır. Cumhuriyetin 100. yılında 100 il önerisi ile 19 ilçenin il olması önerilmiş ve hükûmet tarafından görüşmeler yerel seçimler sonrasına ertelenmiştir.
Yeni İl Olacak İlçeler 2023
Büyüklükleri ve sağladığı şartlar nedeniyle Türkiye’de il olabilecek ilçeler ise aşağıdaki gibi sıralanmaktadır:
- Kozan/Adana
- Kahta/Adıyaman
- Polatlı/Ankara
- Bandırma/Balıkesir
- Edremit/Balıkesir
- Ergani/Diyarbakır
- Yüksekova/Hakkâri
- Elbistan/Kahramanmaraş
- Lüleburgaz/Kırklareli
- Ereğli/Konya
- Midyat/Mardin
- Ünye/Ordu
- Cizre/Şırnak
- Fethiye/Muğla
- Nazilli/Aydın
- Akhisar/Manisa
- Erciş/Van
- Ereğli/Zonguldak
- Manavgat/Antalya
- İskenderun/Hatay
- Siverek/Şanlıurfa
- Çorlu/Tekirdağ
- İnegöl/Bursa
- Alanya/Antalya
- Tarsus/Mersin
Kuruluşundan Bu Yana Türkiye Cumhuriyeti’nde İl Sayıları
Cumhuriyet kurulduğunda 71 il bulunmaktaydı ve 1924 yılında il sayısı 74’e yükselmiştir. 1926 yılında il sayısı 63’e, 1933 yılında 57’ye gerilemiştir. 1936 yılında 62’ye yükselen il sayısı takip eden yıllarda yükselerek 1989 yılında 71 il sayısına ulaşmıştır. 1990 yılında il sayısı 73 olmuştur. 1991 yılında 74’e, 1992 yılında 76’ya; 1995 yılında 79’a; 1996 yılında 80’e ve 1999 yılında il sayısı 81’e yükselmiştir.
İl ve İlçeler Kanunla mı Kurulur?
T.C. Anayasası madde 126 uyarınca Türkiye, merkezi idare kuruluşu bakımından coğrafi durum, ekonomik şartlar ve kamu hizmetlerinin gereklerine göre illere, iller de diğer kademelere ayrılmaktadır. 5442 sayılı İl idaresi Kanunu uyarınca il kurulması da kanunla yapılmaktadır.
1990’dan itibaren il olan ilçelerin Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) tutanaklarına geçmiş gerekçeleri incelendiğinde; ekonomik gelişmişlik, nüfus yoğunluğu, coğrafi konum, tarihi geçmiş ve güvenlik gerekçeleri olduğu görülmektedir. Bu gerekçelerin yanında doğu illerinde dış göçü engellemek, ekonomik gelişim gösteremeyen bölgelerde gelişimi tetiklemek amacıyla da bazı ilçeler il yapılmıştır. Son il olan Düzce, 1999 depremi sonrasında deprem sonrası gerekli desteğin en kısa sürede sağlanması ve bölgenin gelecek depremlere karşı hazırlıklı hâle getirilmesi için il olarak ilan edilmiştir.
Bir İlçenin İl Olması İçin Gereken Şartlar
Ülkemizde bir ilçenin il olarak ilan edilmesinde başlıca kriter nüfustur. Ancak nüfus, bir ilçenin il olarak yapılandırılmasında tek başına yeterli değildir. Bu noktada kentleşme politikaları ile açıklama yapmak doğru bir yaklaşım olacaktır. Bir kentte üretilen ekonomi ile toplumun; sosyal, kültürel yapısı, eğitim düzeyi, iş hayatına katılım oranı kentleşmede en önemli kriterlerdir. Kentin tarımsal üretim dışında ürettiği ekonomi ve ekonomik çeşitlilik kentleşmenin itici kuvvetidir. Sanayi üretimi, kentleşmenin en önemli dinamik gücüdür. Gelişen sanayi ile hizmetler sektörü de gelişir. Tüm bu gelişmeler toplumu da dönüştürür. Çalışma hayatına katılan, ekonomik gücü artan halkın eğitim düzeyi yükselir, sosyal ve kültürel yapısı değişir. Kentleşmenin dinamik gücü bu etkenlerdir.
Aslında yakın geçmişte il sayılarının artmasının önemli bir nedeni, siyasete dayanmaktadır. Seçim dönemlerinde siyasetçilerin kendi seçim bölgelerinde bulunan ilçelere il olma sözü vermeleri ile bu sayılar artmıştır. Bu politik söylem ile nüfus kriterini aşan pek çok ilçenin il olma talebi uzun yıllardır gündemdedir.
Yeni İller İçin Belirlenen 8 Kriter
Hükûmet tarafından 14 Mayıs 2023 seçimleri nedeniyle ertelenen Yerel Yönetimler Yasası kapsamında il olma şartları 8 başlık altında toplanmıştır.
- 100.000’den fazla nüfus,
- İl merkezine en az 30 kilometre uzaklık,
- Mevcut şehirleşme,
- İlçenin ekonomik yapısı, çeşitliliği,
- İlçenin ulaşım durumu,
- Hinterlant,
- Eğitim seviyesi.
Taslak aşamasında olan ve benim de basından takip ederek öğrendiğim Yerel Yönetimler Yasası kapsamında belirlenen kriterler, geçmiş yıllarda yapılan uygulamalara göre genişletilmiş ve detaylandırılmış olarak gözükmektedir. Bu doğru bir yaklaşımdır. Bir ilçenin il olabilmesi için coğrafi konum, nüfus, toplum yapısı ve ekonomi başta olmak üzere çok yönlü kriterlerin incelenip karar verilmesi gerekmektedir.
Bir İlçe İl Olursa Ne Olur?
İlçenin il olması ile öncelikle valilik kurulur. İlçe müdürlüğü statüsündeki kurumlar il müdürlüğü olarak değişir ve Bakanlıkların kuruluş mevzuatına göre belirlenmiş gerekli il müdürlükleri ve teşkilatlar açılır. İlin genel bütçeden alacağı paylar artar. Bu da yerel yönetimler tarafından hizmetlerin sağlanmasında etkili olur.
Kamu eliyle yapılan bu düzenlemeler gelişimin bir ayağıdır. Kamu hizmetlerinin etkin ve verimli sağlanması için yapılan düzenlemedir. Kamunun bu düzenlemesinin sürdürülebilirliği, gelişen ekonomi ve toplumsal hayat ile sağlanacaktır. İlde yeni yatırımların yapılması; sanayi, turizm ve hizmetler sektörünün gelişmesi ile de kentleşmenin sürdürülebilirliği sağlanacaktır.
İlçe İl Olursa Gayrimenkul Piyasası Nasıl Etkilenir?
Valilik yönetiminin kurulması ile beraber yeni ilde hizmet verecek diğer kamu dairelerinde çalışacak kamu çalışanları ile yeni istihdam yaratılacaktır. Kamudaki bu hareketlilik hizmetler sektörünün de gelişmesini sağlayacak, ilin ticaret hacmi genişleyecektir. Hem nüfus hareketi hem de ekonomik hareketlenme, mekânsal olarak da yeni ihtiyaçlar yaratacaktır. Bu noktada il olan ilçelerdeki konut ve ticaret alanlarındaki talep artışı nedeniyle kira ve satış fiyatlarında artış olacağı bir gerçektir.
Daha önce bahsettiğim gibi kamu eli ile başlayan bu gelişimin sürdürülebilir olması; ilde yeni yatırımların yapılması, sanayi, turizm ve hizmetler sektörlerinin gelişmesi ile sağlanacaktır. Söz konusu gelişmeler ışığında ilin mekânsal olarak büyümesi ile planlı bir yapılaşma süreci başlayacaktır ve böylelikle gayrimenkul piyasasına da olumlu bir katkı olacaktır.
İl Sayısının Artması Kentleşme Açısından Gelişme Değil
Kişisel görüşüm, 100. Yılda 100 İl projesi politik bir karar sonucu sunulmuş bir öneridir. Nicel olarak il sayısının artması, kentleşme açısından bir gelişme değil kamu eliyle yapılan sınırlı bir düzenlemedir. Bir ilçenin statüsünün il olarak değiştirilmesinin bir ilin gelişimi için yeterli olmadığını mevcut illerimizde gözlemlemekteyiz.
Kentleşme, ülkemizde en önemli güvenlik meselesidir ve çok farklı boyutları ile tartışılabilecek bir konudur. Bu yazımda güvenliğin benim değineceğim bir boyutu, doğal afetler karşısında şehirlerin dayanıklılığıdır. Yaşadığımız depremler, ardından yaşanan sel felaketleri ile bunu acı şekilde bir kez daha öğrendik.
İller Arası Eşitsizlikler Artış Gösteriyor
Nüfusun, üretilen ülke ekonomisinin belli başlı illerde yoğunlaşması ile iller arası eşitsizlikler artış göstermektedir ve bahse konu artış yönetilemez boyutlara ulaşmış durumdadır. Bu nedenlerle öncelikle iller arasındaki gelişmişlik düzeylerinin en aza indirilmesi, illerin ekonomik yönden kalkındırılması, ekonomik çeşitliliğin sağlanması, toplumun eğitim seviyesinin yükseltilmesi, sosyal, kültürel yapısının geliştirilmesi ve doğal afetler karşısında dayanıklı yapıların inşası için hedefler üretilmesi gerekmektedir.
İl; ilçe, mahalle, köy kademeleri ile bir bütündür. Kırsal alanların yerinde korunmasının, kırsal alanlardan göçün önlenmesi için gerekli teşviklerin yapılmasının, tarım alanlarının kentleşme baskısından korunmasının da bu hedefler içerisinde yer alması gerekmektedir. İl sayımızın 100’e çıkarılması sadece nicel bir düzenlemeyken; gelişmenin, kalkınmanın, sağlıklı ve güvenli bir kentleşmenin ölçütü olmayacaktır.