İçindekiler
Hülya Uğuz Yedievli imzası taşıyan Gayrimenkul Geliştirme ve Sürdürülebilirlik adlı kitap, özellikle son dönemde önemi ciddi anlamda artan sürdürülebilir yapılarla ilgili kapsamlı bilgilere ev sahipliği yapıyor.
Toplam 187 sayfa uzunluğunda kaleme alınan ve 4 ana bölümün ardından “Sonuç ve Öneriler” başlıklı bir kısma ev sahipliği yapan eserin ön söz kısmında Yedievli; kitabın kaleme alınma amacıyla ilgili şu ifadeleri kullanıyor:
“Bu kitap, enerji etkin bina ve sürdürülebilir yerleşme birimleri uygulamalarıyla elde edilen mikro ve makro kazanımları ortaya koyarak ülkemizdeki konut ihtiyacının, güneş enerjisi potansiyelinden faydalanan gayrimenkul geliştirme projeleri ile karşılanabileceğini göstermek amacıyla yazılmıştır. Aynı zamanda bu kitabın, konut kullanıcısı ve konut yatırımcısı için tercih kılavuzu olması hedeflenmektedir.”
Eserin ana bölümlerinden öne çıkan ifadeler aşağıdaki gibi sıralanıyor:
Gayrimenkul Geliştirme ve Sürdürülebilirlik
Binaların; yapım, işletme ve bakımlarının sonucu olarak birçok çevresel sorunun kaynağı olduğunu belirten Yedievli; büyük miktarda enerji ve doğal kaynağı tüketen yapıların, şehirlerdeki hava ve su kalitesini de doğrudan etkilediğini söyleyerek şu ifadeleri kullanıyor:
“Dünyadaki enerjinin yüzde 45’i, suyun ise yüzde 50’si binalarda kullanılmaktadır. Kentlerdeki hava kirliliğinin yüzde 23’ü, sera gazı üretiminin yüzde 50’si, su kirliliğinin yüzde 40’ı ve katı atığın yüzde 40’ı binaların sebep olduğu çevresel sonuçlardır. Bu nedenle binalardaki iyileştirmeler ile çevresel sorunların büyük oranda azaltılması sağlanabilir. Yapı sektörü çevresel sorumluluğun sağlanmasında önemli ve öncü bir rol oynayabilir.”
Konut Sektörü ve Gayrimenkul Geliştirme
Türkiye’deki birçok konutun Habitat II Ulusal Rapor ve Eylem Planı’ndaki tanımlamaya uygun inşa edilmediğinin altını çizen yazar; 1945’ten itibaren sanayileşmenin de tetiklediği göçün, kentleri yoğun nüfus baskısıyla karşı karşıya bıraktığını, kaçak yapılaşmanın da bu dönemde hız kazandığını anımsatıyor.
Hülya Uğuz Yedievli, gecekondulaşma ve kaçak yapılaşmanın sebeplerini şu maddelerle özetliyor:
- Nüfusun coğrafya üzerindeki dengesiz dağılımı,
- Ekonomik güçsüzlük,
- İş ve aş arayan kırsal kesimin şehre akını,
- İmar planlarının olmayışı ve imar afları,
- Belediyelerin altyapı ve ulaşım imkânlarını sağlamakta yetersiz kalması,
- Altyapılı arsa üretiminin yetersizliği,
- Bölgesel ölçekte yeni cazibe merkezlerinin oluşturulamaması,
- Kırsal kesimde göçü azaltacak politikaların gerçekleşememesi,
- Artan konut ihtiyacı,
- Hükûmetlerin sağlam ve kalıcı konut politikalarının olmayışı,
- Düşük gelirlere yönelik bir konut finansman sisteminin oluşturulamaması,
- İnşaat yapı (temel) ruhsatı alımındaki zorluklar,
- Kayıt dışı ekonomi ve denetim yetersizlikleri,
- Yasalarda inşaat müteahhitliği için mesleki formasyonun tanımlanmaması,
- Teknik ara eleman yetersizliği,
- Yapı malzemelerinde kalite ve standartların aranmaması,
- Vergilerin yüksekliği.
Enerji Etkin Bina ve Sürdürülebilir Yerleşme Birimlerinde Enerji Kullanımı
Eserin 3’üncü bölümü olan Enerji Etkin Bina ve Sürdürülebilir Yerleşme Birimlerinde Enerji Kullanımı kısmında ise “enerji kullanımı ve korunumu” ile “enerji etkin bina ve yerleşme birimlerinde kullanılan güneş enerjisi sistemleri” başlıkları ele alınıyor.
Ürün ve hizmetlerin yaşamımızı kolaylaştırıp refahımızı artırırken daha az enerji kullanmalarının hem maliyet hem de çevreyi koruma zorunluluğu olarak ortaya ortaya çıktığını ifade eden Yedievli, ilgili kısma şöyle devam ediyor:
“Kalıcı çözüm, güneş enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılarak hem enerji maliyetlerinin azaltılması hem de çevreye zararın minimize edilmesi ile olacaktır. Bunun için büyük miktarda enerji tüketen konutların özellikle güneş enerjisinden en üst düzeyde faydalanması kritik bir unsur olmaktadır.”
İklimsel Veriler ve Gayrimenkul Geliştirme Açısından Enerji Etkin Bina ve Sürdürülebilir Yerleşme Birimlerinin İncelenmesi
Dünyada ve Türkiye’de gerçekleştirilen enerji etkin bina ve sürdürülebilir yerleşme birimleri uygulama örneklerinin incelendiği bu bölümde, enerji sektörü de küresel ve yerel ölçekten mercek altına alınıyor ve özellikle güneş enerjisinin önemi ortaya koyuluyor.
İngiltere, İsrail, Japonya, Meksika ve Arjantin’den örnek çalışmalara ev sahipliği yapan bu kısım, söz konusu alanda küresel ölçekte gerçekleştirilen çalışmaları gözler önüne sererek yerel üreticilerin konuyla ilgili farkındalığını artırmayı amaçlıyor.
Sonuç ve Öneriler
Gayrimenkul Geliştirme ve Sürdürülebilirlik adlı kitabın Sonuç ve Öneriler başlıklı son kısmında ise eserin ana fikri olan sürdürülebilir gayrimenkul konusunda yapılması gerekenler paylaşılıyor. İlgili kısımdaki şu ifadeler dikkat çekiyor:
“Enerji etkin bina ve sürdürülebilir yerleşme birimleri tasarlanırken bir yandan teknoloji, konfor ihtiyaçları, yaşam kalitesi, ulaşım ve şehir yaşamının insan üzerindeki etkileri diğer yandan ekolojik denge, yenilenebilir enerji kaynaklarından etkin faydalanma dikkate alınmalıdır. Bu nedenle gayrimenkul geliştirme projelerinde ekonomi, şehir planlama, mimarlık, mühendislik, sosyoloji, psikoloji, çevre bilimleri vb. farklı disiplinlerden uzmanlara görev verilmesi; kamu ve sivil toplum kuruluşları ile iş birliği yapılması verimli olacaktır.”