İçindekiler
“Dijital çağ; bilgilerin, belgelerin, dokümanların internete bağlı herkes tarafından görüldüğü, paylaşıldığı, kayıt altına alındığı şeffaf bir çağdır. (Schmidt ve Cohen, 2014: 21)” İşte bu dijital çağın gündemi; şirketlerin, ekonomilerin, devletlerin ve kentlerin dijital dönüşümüdür.
Son zamanlarda katıldığımız seminer ve sempozyum gibi etkinliklerde de en fazla dillendirilen konu, akıllı kentler oldu… Bizim de uzmanlık alanımızı yakından ilgilendiren bu güncel konuyu, sizler için özetlemek isteriz.
Akıllı Kentlerle İlgili Temel Sorular
Kentler nasıl akıllanır, akıllı kentlerin farklılığı nedir ve bu konu kent planlaması ile ne ölçüde ilgilidir? gibi temel soruların ışığında konuyu detaylandırmak isteriz.
Akıllı kentler kavramı genelde, İngilizce “smart cities” olarak ifade ediliyor. Kentsel üretim ve büyümede iletişim altyapısının önemini vurgulayan akıllı kent kavramı, 1990’lı yıllardan beri kullanılıyor. Ancak bu kavramı şehir olarak ilk kez kullanan ise 2009 yılında Amsterdam oldu. Pek çok kent ekonomisti, akıllı kenti farklı açılardan tanımlıyor. Kent plancısı olarak bizim tanımımız ise “Yeni teknolojileri ve yenilikçi yaklaşımları kullanan, veri ve uzmanlığa dayalı olarak, gelecekteki problem ve ihtiyaçları bugünden öngörüp çözümler üreten, bu nedenle de daha yaşanabilir şehirler” şeklinde…
Akıllı Çözümlerle Planlanan Şehirler
Akıllı kentlerin amacı, yaşayanların hayat standartlarını iyileştirmek suretiyle şehrin marka değerini ve yaşam kalitesini arttırmaktır. Bu açıdan bakıldığında aslında akıllı şehirler, akıllı çözümlerle şehirlerin planlanması anlamına gelir. İşte konumuzun kent planlamasıyla ilgisi de bu noktada başlar. Hayat standardını yükseltecek her türlü detay, kent planlamasının anahtarını oluşturur.
Toplumun gelişimini sağlayacak yatırımların akıllı olması, bu kentlerin en önemli özelliğidir. Söz konusu kentlerin; altyapısı, trafik çözümleri, binaları, eğitim ve sağlık yönetimi, ekonomisi, atık toplama sistemleri, coğrafi bilgi sistemleri, güvenliği, toplu taşıma sistemleri, mobil uygulamaları “teknoloji ve akıl” ile donatılmıştır. Bütün bu özelliklerin sonucunda akıllı şehirler, kendine yetebilen ve sürdürülebilirliği yüksek kentlerdir. Bu nedenle merkezi ve yerel yönetimler, son dönemde kent planlarında akıllı şehir yatırımlarına öncelik vermektedir.
Bir kentli olarak karşımıza çıkan; ücretsiz Wi-Fi noktaları, mobil bisiklet uygulamaları, sensörlü aydınlatmalar, tasarruflu evler gibi pek çok detay bizleri akıllı kentlere götüren küçük ama önemli adımlardır. Örneğin otoyola çizilen özel çizgiler sayesinde gündüz güneş enerjisi depolanıp gece yolun aydınlanması sağlanabilmektedir. Bu teknolojik uygulama, enerji tasarrufunun yanı sıra trafik kazalarını azaltmada da etkili olmaktadır.
Şehirler Kurulu Düzenini Değiştirmeye Çalışıyor
Günümüzde binlerce akıllı şehir çalışması bulunmaktadır. Bu şehirlerin bir kısmı mevcut kurulu olan düzeni akıllı hâle dönüştürmeye çalışırken bir kısmı ise akıllı şehir olarak yeni kurulmaktadır. Amsterdam, Barselona, Kopenhag, Dubai, Dublin, Kiev, Londra, Madrid, Gdynia (Polonya), Manchester, Milano, Moskova, New York, Stockholm, Oslo, Tokyo, Hong Kong, Singapur, Şangay ve Taipei dünyada akıllı kent örnekleri olarak literatürde yerini almıştır.
Yeni bir kent kurmanın maliyetinden dolayı genelde örnekler, mevcut düzenini akıllı hâle getirme çabası gösteren şehirler üzerinedir.
Türkiye’de Akıllı Şehirler
Türkiye’de de bu alanda girişimler yavaş yavaş yaygınlaşmaktadır. Örnek vermek gerekirse; İstanbul, İzmir, Ankara, Bursa, Gaziantep, Trabzon ve Kayseri gibi büyükşehir belediyelerinde akıllı şehir uygulamalarına yatırım yapılmaktadır. Başlayan akıllı kent uygulamalarının yönetimi ise T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından gerçekleştirilmektedir. Türkiye Ulusal Coğrafi Bilgiler Sistemleri (TUCBS) ve ulusal kent bilgi sistem standartları ile çalışmalar yürütülmektedir.
Kent Planlaması Açısından Dijital Dönüşüm
Peki, dijital dönüşümle akıllı kentleri ortaya çıkarmak; kent planlaması açısından neyi ifade eder?
- Akıllı yönetimi benimseyen kentler; imar planlamasına esas olan topografik adres verileri, arazi ve mülkiyet bilgileri, sağlık hizmet verileri ile trafik verilerinin olduğu açık ve güvenilir bir veri tabanına sahiptir. Dijital çağda kent yönetimi, dijital kopyalama sayesinde kentle ilgili eski tüm bilgi, belge ve dokümanlara ulaşılabilirliği arttırarak bunları kamuoyu ile paylaşabilmektedir. Kentsel dönüşüm ve kent planlaması için güvenilir ve sağlıklı veri tabanı, hayati önem taşımaktadır.
- Kent yöneticileri, akıllı şehir web platformu üzerinden kent sakinleriyle doğrudan iletişim hâlindedir. Daha kapsamlı ve gerçek zamanlı veriler yönetime; olayları ortaya çıktıkça izleme, talebin nasıl değiştiğini anlama ile daha hızlı ve düşük maliyetli çözümleriyle yanıt verme olanağı sağlar. Bunlar da kentin gelişimine ilişkin planlamaların daha sağlıklı yapılmasına imkân verir. Dijital altyapı sayesinde, şehrin gelişimini öngörmek kolaylaşır.
- Birçok kentsel hizmet, dijital ortamda sunulabilir. Günümüzde insanlar, işlerinin çoğunu internet aracılığıyla yapabilmektedir. Evden çalışma modelleri gelişmektedir… Bu, kentin trafik yoğunluğu için de faydalı bir çözümdür. Kent yönetiminin yapması gereken iş, dijital altyapıyı kurmak ve kentlilerin hizmetine sunmaktır.
- Dijitalleşme sayesinde kentin ve kentteki hizmetlerin tanıtılabilmesi kolaylaşmaktadır. Bu, şehir ekonomisini güçlendirecek bir fırsat olmakla birlikte, kentsel dönüşüm gibi imar planlamasına ve kentin geleceğine yön veren girişimlerin de daha geniş bir kamuoyu desteği sağlamasına imkân verecektir.
Vatandaşlar, Geri Bildirime Teşvik Edilmeli
Son olarak kentsel alanlardaki nüfusun gün geçtikçe arttığı bilinen bir gerçektir. Bu noktada şehirler; çevresel, toplumsal ve ekonomik zorluklarla daha fazla karşı karşıyadır. Bahse konu zorlukların üstesinden gelmek için şehirleri daha akıllı hâle getirmek, önemli bir çözümdür. Böylece şehirler, yaşaması ve planlaması daha kolay ve güvenli yerler hâline dönüştürülebilir. Ancak bu konuda unutulmaması gereken önemli nokta, geri bildirimler konusudur. Zira vatandaşları sistemleri kullanmaya ve geri bildirimde bulundurmaya teşvik etmek gerekmektedir. Şüphesiz onların yerel sorunları daha kolay tespit etmesi, sistemin iyileştirilmesini ve sorunlara hızlı müdahale edilebilmesini kolaylaştıracaktır.