İçindekiler
Dünyada olduğu gibi ülkemizde de kentlerin/yerleşim bölgelerinin planlı ve düzenli olması, imar uygulamaları kapsamına giren tüm teknik ve sosyal alt yapı tesislerinin bilime/tekniğe göre ve imar programlarına uygun biçimde yapılması gerekmektedir.
Bu bağlamda; imar planlama, uygulama ve denetim süreçlerinin, bölgedeki sosyal yaşamın ve göç hareketinin gerisinde kalmadan yürütülmesi büyük bir önem arz etmektedir
Boğaziçi ve Çevresi Neden Yoğun Yapılaşmaya Maruz Kaldı?
Boğaziçi ve çevresi; maddi değeri ile cazibesi yüksek, seçkin ve gözde yerleşim yeri olarak kabul edilmiştir. Doğal, kültürel ve tarihi dokunun son derece çarpıcı olduğu Boğaziçi, iklimsel koşullar, turizm ve coğrafi nedenlerle de çok tercih edilen bir lokasyon hâline gelmiştir.
Öte yandan, 1950’lerden beri süregelen göç dalgası ve hızlı nüfus hareketi nedeniyle bozulan şehircilik dengesinden en büyük payı da Boğaziçi kıyıları ve etki alanları almıştır. Büyük yüz ölçümlü olup özel sözleşmelerle ayrılmış hisseli parseller, kamulaştırma yetersizliği, sosyal ve ekonomik gerekçeler bölgeye talebi arttırmış, imar planlamaları ve denetimlerin anılan nedenlerle gecikerek aksamış olması da kolay yapılaşmanın önünü açmıştır. Sonuç olarak tüm bu faktörler, hisseli parseller üzerinde mühendislik hizmeti almamış olan çok sayıda yapının inşa edilmesine neden olmuştur.
Sahil şeridi ve ön görünüm bölgesi dışında kalan hisseli parsellerin mülkiyet sorunları çözülmeden gerek kentsel dönüşüm gerekse de Boğaziçi’nin estetiğine uygun yapılaşma sağlanamayacağı da aşikârdır.
Boğaziçi Alanının Sınırları ve Kapsadığı İlçeler
Boğaziçi bölgesi sınırları 22/07/1983 onaylı nazım planında gösterilmiş, aynı plan kapsamında koordinat ve sınırları belirlenmiş olan; Boğaziçi sahil şeridi, ön görünüm bölgesi, geri görünüm bölgesi ve etkilenme bölgesi olmak dört ana bölgeye ayrılmıştır. Her bir bölgenin kendine has özellikleri ve farklı yapılaşma koşulları vardır.
Beşiktaş, Üsküdar, Sarıyer ve Beykoz ilçeleri Boğaziçi alanından pay alan dört ilçe olup, bu bölgelerde 2960 Sayılı Boğaziçi Kanunu çerçevesinde “Boğaziçi geri görünüm ve etkilenme bölgeleri” için hazırlanmış olan meri imar planlarına göre uygulamalar yapılmaktadır.
Boğaziçi Alanında İmar Planı ve Yapılaşma Şartları
Taşıdığı doğal, tarihi ve kültürel değerle İstanbul için büyük bir zenginlik olan ancak yoğun yapılaşmaya maruz kalan İstanbul Boğazı’nın çevresindeki bölgelerde; göç, planlama ve denetim ilişkisinin önemi daha da ön plana çıkmaktadır.
İçindeki sit bölgeleriyle birlikte sürdürülebilir şekilde korunması, geliştirilmesi ve değerlerinin gelecek kuşaklara aktarılması gerçekliği çerçevesinde; Boğaziçi alanının imar planları büyük önem kazanmaktadır.
Uygulama imar planları, amir hükümlere aykırı olmadan ve ait olduğu bölgenin şartları da gözetilerek hazırlanmakta olup, Boğaziçi sahil şeridi ve ön görünüm bölgesi haricinde, ilçelere ait imar planlarının yapımında 2960 sayılı Boğaziçi Kanunu, 2863 sayılı Kanun ve KVTVKK (Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu) mevzuatları esas alınmaktadır.
Boğaziçi Sahil Şeridi ve Öngörünüm Bölgeleri
Bu alanlarda tapu siciline kaydedilmek şartı ile turizm, rekreasyon amaçlı ve toplumun yararlanmasına ayrılan yapılar inşa edilebilir ve bunlar amaç dışı kullanılamaz. Sahil şeridi ve kıyılar ancak kamu yararına uygun olarak kullanılır, toplumun istifade edebileceği biçimde, dinlenme ve turizm tesisleri imar planlarına uygun olmak şartı ile yapılabilir. Sahil şeridi ve ön görünüm bölgelerinde, eski eser yapıların inşa edilmesine, mevzuatın el verdiği ölçülerde güçlendirme ve basit tadilat işlerine izin verilebilmektedir.
Geri Görünüm ve Etkilenme Bölgeleri
Bu alanlarda, 2960 sayılı Boğaziçi Kanunu kapsamında belirlenen şartlar, ilgili yönetmelikler ve bu kanuna göre hazırlanacak bölge imar planlarına göre konut vasıflı binalar yapılabilir. Bu yapıların taban alanı %15, geri görünüm bölgesinde irtifası en fazla 12,50 metre; etkilenme bölgesinde en fazla 15,50 metre olarak uygulanır. Yapılaşma koşulları, imar planı ekinde yer alan plan notları ile belirlenmekte olup, uygulamalarda 2863 sayılı Kanun hükümleri öncelik teşkil eder. Geri görünüm etkilenme bölgesinin kamu hizmet ve tesislerine ayrılan alanlarında 40 metrekareyi geçmeyen bekçi kulübesi, büfe, çay ocağı gibi yapılara imar uygulama programı uygulanana kadar izin verilebilmektedir.
Boğaziçi Alanında Depremsellik
Beşiktaş, Üsküdar ilçeleri ve kuzeylerindeki, 22/07/1983 onaylı nazım planında belirlenmiş sınırlar içinde kalan Boğaziçi alanında aktif fay hattı bulunmaması ve bölgenin Marmara Denizinde yer alan aktif faylara uzak olması nedenleriyle, Boğaziçi alanında deprem etkisinin daha az olacağı tahmin edilmektedir.
Bununla beraber, özellikle sahil şeridi ve ön görünüm bölgelerinde yer alan dolgu alanlarında; bölgenin geneline yayılan dere yataklarına yakın bulunan yapılarda ve eski yapı stoklarında deprem etkilerinin görece artabileceği ihtimaline karşın zorunlu önlemlerin alınması gerekmekte olup, eski yapıların da güçlendirme ve iyileştirilmeye ihtiyacı vardır.
Boğaziçi Alanında Yapı Denetim Süreçlerinin İstanbul İçin Önemi Nedir?
İstanbul Boğazı; Bizans, Roma, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde gerek fiziki gerekse de stratejik konumu nedenleriyle her devirde büyük önem teşkil etmiştir. Boğaziçi, İstanbul’un en önemli simgelerinden bir tanesi olup, bünyesinde yer alan sit alanlarıyla birlikte şehrin karakterini ön plana çıkaran bir semboldür.
Balıkçılık ve ticaret kenti olarak kurulduğu günden beri gerek İstanbul gerekse de Boğaziçi bölgesinde tarihin her döneminde sosyal yaşam ve imar hareketleri mevcut olmuş, geleneksel yapılaşmayla birlikte günümüze kadar gelen birçok kültür varlığı ve anıt eser inşa edilmiştir. Bölgenin cazibesi ile gelen yoğun yerleşim talebi sonrası şehir dokusunun, kültür ve tabiat varlıklarının zarar görmesi, tıpkı plan yapımında olduğu gibi denetim süreçlerinin önemini fazlasıyla arttırmıştır.
Yapı Denetimi, Yetkili Organlar ve Ceza Hükümleri
Bölgedeki yapı denetimleri, İstanbul Boğazı ve çevresinin kültürel, tarihi değerlerini ve doğal güzelliklerini kamu yararı gözetilerek korumak ve geliştirmek; bu alandaki nüfus yoğunluğunu artıracak yapılaşmayı sınırlamak amacıyla geliştirilen mevzuat çerçevesinde yapılmaktadır.
Boğaziçi alanında gösterilen “Boğaziçi sahil şeridi” ve “ön görünüm” bölgelerindeki yapı denetimleri ve cezai yaptırımlar Boğaziçi İmar Müdürlüğünce; “geri görünüm” ve “etkilenme” bölgelerinde ise ilgili ilçe belediye başkanlıklarınca gerçekleştirilir.
Ön görünüm bölgesinde, Boğaziçi İmar Müdürlüğünce; geri görünüm ve etkilenme bölgelerinde ilçe belediyesi tarafından inşaat ruhsatı verilen yapılar, yine aynı organlar tarafından denetlenir. Ruhsatına aykırı olan yapılar hakkında kanunun ön gördüğü biçimde yasal işlemler gerçekleştirilir. Ruhsatsız, ruhsat ve eklerine aykırı olan yapılar ile yapıya sonradan yapılan ilaveler ve değişiklikler, Boğaziçi İmar Müdürlüğü veya yetkili ilçe Belediye Başkanlığı tarafından yıkılır. Bu yapılar yıkılmakla beraber fiili gerçekleştiren yapı sahipleri, fenni mesulleri ve yüklenicileri TCK (Türk Ceza Kanunu) çerçevesinde yargılanır ve ayrıca kanunun öngördüğü biçimde para cezalarına çarptırılırlar.
Boğaziçi Alanında İlgili Mevzuatın Önemi
2960 sayılı Boğaziçi Kanunu olmak üzere, Boğaziçi ile ilgili mevzuat; 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun; 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu; 3194 s. İmar Kanunu ve diğer ilgili tüm yasaların bir bütün halinde değerlendirilip, Boğaziçi’nin şartları ve sosyal yaşam şekline uygun biçimde revize edilmeleri, bölgenin yapılaşma sorunlarını iyileştirecek bir ilk adım olacaktır.