Sektörün Emsal'i
Etkinlikler
EMSAL.COM
  • Gündem
  • Sektör
  • Mevzuat
  • Analiz
  • İnovasyon
  • Sürdürülebilirlik
  • Söyleşi
  • Yazarlar
No Result
Tüm Sonuçları Göster
  • Gündem
  • Sektör
  • Mevzuat
  • Analiz
  • İnovasyon
  • Sürdürülebilirlik
  • Söyleşi
  • Yazarlar
No Result
Tüm Sonuçları Göster
EMSAL.COM

Ana Sayfa » Paydaşlıktan Çıkarma Davası ve Hukuki Süreç

Paydaşlıktan Çıkarma Davası ve Hukuki Süreç

Paylı mülkiyete konu taşınır veya taşınmazlarda, ortaklığın tümüyle sona erdirilmesi yerine, pay ve paydaş çoğunluğuyla sorun çıkaran paydaşlar ortaklıktan çıkarılabilir. Peki, bu durumda hissedarlar hangi yollara başvurabilir?

Asım Söğüt Asım Söğüt
23 Aralık 2025
Etiketler: Mevzuat
Okuma Süresi:15 dakika
A A
Paydaşlıktan Çıkarma Davası ve Hukuki Süreç
PaylaşPaylaşPaylaşPaylaşPaylaş

İçindekiler

  • Paydaşlıktan Çıkarma / Hissesini Ayırma veya Satmaya Zorlama Davası ve Hukuki Dayanağı Nedir?
  • Paydaşlıktan Çıkarma Davası Türleri Nelerdir? Dava Türlerine Göre Dava Açma Şartları Değişiyor mu? Paydaşlıktan Çıkarma Davası Örnek Yargıtay Kararları
  • Hissenin Ayrılması ya da Satılmaya Zorlanması Davasında Davacı ve Davalı Kimdir? Davada Görevli ve Yetkili Mahkeme Neresidir?
  • Dava Süreci Nasıl İlerler? Elbirliği Mülkiyetinde Bu Dava Açılabilir mi? Ortaklığın Giderilmesi Davası ile Bu Dava Arasındaki Temel Fark Nedir?
  • Sonuç

Paylı mülkiyetin söz konusu olduğu taşınmaz veya taşınırlarda, ortaklığı tamamen sona erdirmek yerine paydaşlardan sorun çıkaranları pay ve paydaş çoğunluğu ile ortaklıktan çıkarmak pekâlâ mümkündür. Örneğin, bir müteahhit arsanızda bir proje yapacak ancak beş hissedardan dördü olumlu bakarken birisi proje yapılmasını istemiyor ya da kendisiyle farklı şartlarda anlaşılmasını istiyor diyelim. Bu durumda diğer hissedarlar ne yapabilirler? İşte kanun koyucu bu tür olaylar yaşanabileceğini öngörerek “paydaşlıktan çıkarılma davası”nı yasalarda düzenlemiştir.

Paydaşlıktan Çıkarma / Hissesini Ayırma veya Satmaya Zorlama Davası ve Hukuki Dayanağı Nedir?

Paydaşlıktan Çıkarma Davası Nedir?

Paydaşlıktan çıkarma davası ya da diğer ismiyle hissesini ayırmaya veya satmaya zorlama davası; hisseli maliklerden biri ya da birkaçının hukuka aykırı tutum ve davranışlarıyla diğer paydaşların mülkiyet hakkından kaynaklanan haklarını kullanmasına engel olması neticesinde kusurlu ortağı mahkeme kararıyla ortaklıktan çıkardıkları dava türüdür. Bu dava, dayanağını aşağıda sayılan kanun maddelerinden alır.

İlginizi Çekebilir

Uygulamalı İmar Hukuku

100 Soruda Kentsel Dönüşüm

Paydaşlıktan Çıkarma Davasının Hukuki Dayanağı Nedir?

Paydaşlıktan çıkarma davası içtihat ile oluşmamış; kanunda düzenlenmiş davalardan biridir. Bu dava türü, üç farklı Kanunda ayrı ayrı düzenlenmiştir. Bunlar sırasıyla; Medeni Kanun madde 696, Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun madde 6 ve Kat Mülkiyeti Kanunu madde 25-26’dır. (1)

Medeni Kanun 696 / 1 maddesindeki paydaşlıktan çıkarma davası, “Kendi tutum ve davranışlarıyla veya malın kullanılmasını bıraktığı ya da fiillerinden sorumlu olduğu kişilerin tutum ve davranışlarıyla diğer paydaşların tamamına veya bir kısmına karşı olan yükümlülüklerini ağır biçimde çiğneyen paydaş, bu yüzden onlar için paylı mülkiyet ilişkisinin devamını çekilmez hâle getirmişse, mahkeme kararıyla paydaşlıktan çıkarılabilir.” şeklindedir.

Kat mülkiyetinin 25. maddesi, “…Kat maliklerinden biri bu kanuna göre kendisine düşen borçları ve yükümleri yerine getirmemek suretiyle diğer kat maliklerinin haklarını, onlar için çekilmez hâle gelecek derecede ihlal ederse, onlar, o kat malikinin müstakil bölümü üzerindeki mülkiyet hakkının kendilerine devredilmesini hakimden isteyebilirler. Bu gibi bir kat maliki hakkında, bağımsız bölümün mülkiyetinin hükme en yakın tarihteki değeri o kat malikine ödenerek bu mülkiyetin diğer kat maliklerine, arsa payları oranında devredilmesi için davanın açılması, aksi kararlaştırılmış olmadıkça, diğer kat maliklerinin sayı ve arsa payı çoğunluğuyla karar vermesine bağlıdır. Bu karara rağmen kat maliklerinden bir kısmı bu davayı açmak istemezse, davayı öteki kat malikleri açar ve hâkim hüküm vermeden önce devir bedelinin ileride hak sahibine ödenmek üzere bankada üçer aylık vadeli hesaba yatırılması ve makbuzunun ibrazı için davacılara resen belirleyeceği uygun bir süre verir. Devir bedelinin süresi içinde yatırıldığına ilişkin belge ibraz edildiğinde ve davanın kabulü hâlinde hâkim, davalının bağımsız bölümünün mülkiyetinin davayı açmış olan kat maliklerine arsa payları oranında devredilmesine ve devir bedelinin işlemiş faiziyle birlikte davalıya ödenmesine karar verir.

Aşağıdaki durumlarda, birinci fıkrada yazılı çekilmezlik, herhâlde mevcut farz edilir:

a) Ortak giderlerden ve avanstan kendine düşen borçları ödemediği için hakkında iki takvim yılı içinde üç defa icra veya dava takibi yapılmasına sebep olunması;

b) Ana gayrimenkulün bulunduğu yerin sulh hakimi tarafından 33’üncü madde gereğince verilen emre rağmen, bu kanunda yazılı borç ve yükümleri yerine getirmemek suretiyle öteki kat maliklerinin haklarını ihlal etmekte devamlı olarak bir yıl ısrar edilmesi;

c) Kendi bağımsız bölümünü randevu evi veya kumarhane veya benzeri yer olarak kullanmak suretiyle ahlak ve adaba aykırı harekette bulunması.

Bu maddedeki dava hakkı, devir konusunda kat maliklerince alınan dava açma kararının öğrenilmesi tarihinden başlayarak altı ay ve herhâlde dava hakkının doğumundan başlayarak beş yıl içinde kullanılmazsa veya dava sebebi ortadan kalkmışsa düşer.” şeklindedir.

Yine Kat Mülkiyeti Kanunun 26/2 maddesi “kat irtifakının zorunlu devri” de düzenlenmiştir; “…Kat irtifakı sahiplerinden biri kendine düşen borçları, noter aracılığıyla yapılan ihtara rağmen, bu ihtar tarihinden başlayarak iki ay içinde yerine getirmezse diğerlerinin yazılı istemi üzerine hâkim, onun arsa payının ve kat irtifakının hükme en yakın tarihteki değeri karşılığında, öteki paydaşlara, arsa payları oranında devrine karar verir.” şeklindedir.

6306 sayılı Kentsel Dönüşüm Kanunun 6/1 maddesi, “…Hisseleri oranında paydaşların salt çoğunluğu ile alınan karara katılmayanların arsa payları, Başkanlıkça rayiç değeri tespit ettirilerek ve bu değerden az olmamak üzere anlaşma sağlayan diğer paydaşlara açık artırma usulü ile satılır. Bu suretle paydaşlara satış gerçekleştirilemediği takdirde bu paylar, riskli alanlar ve rezerv yapı alanlarında tespit edilen rayiç bedeli dönüşüm projesini gerçekleştirecek olan Başkanlık, İdare veya TOKİ tarafından ödenmek suretiyle satın alınır.” şeklindedir.

Paydaşlıktan Çıkarma Davası Türleri Nelerdir? Dava Türlerine Göre Dava Açma Şartları Değişiyor mu? Paydaşlıktan Çıkarma Davası Örnek Yargıtay Kararları

Paydaşlıktan Çıkarma Davası Türleri Nelerdir?

a) Medeni Kanun Kapsamında paydaşlıktan çıkarılma davası ancak şartları varsa diğer hissedarlar tarafından açılabilir, zira mülkiyet hakkı korumasını Anayasa’dan alan ve olağanüstü bir durum olmadıktan sonra mülkiyet muhafaza edilmesi gereken temel bir haktır. Bu nedenle, bu davanın açılabilmesi için kanunda aranan şartların varlığı gereklidir.

Paydaşlıktan çıkarma davası açmanın şartları şunlardır;

  1. Taşınır veya taşınmaz bir eşyaya hisseli maliklik söz konusu olacak,
  2. Bir paydaş ya da vekilinin olumsuz tutum ve davranışları neticesinde diğer paydaşların biri ya da birkaçına karşı yükümlülükler ağır biçimde ihlal edilecek,
  3. Bu ağır ihlal, diğer paydaşlar açısından ortaklığı çekilmez hâle getirecek,
  4. Hissedarların çoğunluğu, bir ortağın paydaş olmaktan çıkarılması konusunda karara varacak,
  5. Usulüne uygun bir dava açılacak.

Kanun maddesinde bahsedilen olumsuz tutum ve davranışların neticesinde diğer paydaşların yükümlülüklerini ağır biçimde ihlal edilmesinden ne anlamalıyız?

Yargıtay içtihatlarında bu cümleye nasıl mana vereceğimizi bizlere açıklamıştır; “…721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 696. maddesi gereğince paydaşlıktan çıkarma kararı verilebilmesi için bir paydaşın tutum ve davranışlarıyla diğer paydaşların tümüne veya bir kısmına karşı olan yükümlülüklerini ağır suretle ihlal etmesi ve bu davranışı yüzünden müşterek mülkiyet ilişkisinin devamının çekilmez hâle gelmesi gerekmektedir. Maddede bahsedilen yükümlülüklerin ağır surette ihlali deyiminden kusurun özel bir yoğunlukta ve önemde bulunması amaçlanmıştır. Ağır surette ihlal unsurunun gerçekleşebilmesi için, paydaşın kasten ve bilerek müşterek mülkiyet ilişkisinin devamını çekilmez hâle getirmesi gerekir.” İçtihatlarda yorumun dar tutulduğu anlaşılmaktadır.

Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 2011/14107 E. ve 2012/2502 K. sayılı kararı; “…Olayımıza gelince; Eminönü, Sururi Mahallesi 337 ada 20 parsel No’lu 323.50 m2 alanlı altında mağazaları olan han nitelikli taşınmazda 69 / 4608 pay maliki davalı taşınmazın 250 kapı No’lu mağazasında kiracı olarak faaliyet gösterdiği gibi, aynı taşınmazda 6 No’lu iş yerinin kiracı tarafından boşaltılmasından sonra burasını da kullanmaya başlamıştır. Davacı taraf taşınmazda payına düşenden fazla yer tasarruf eden davalının paylı mülkiyeti çekilmez hâle getirdiğini iddia ederek paydaşlıktan çıkarılmasını istemiştir. Nitekim süreç içinde taşınmazın diğer paydaşları bu nedenle davalı hakkında çok sayıda haksız işgal tazminatı davaları açmışlar ve kullanılan taşınmazdaki hak ve paylarını mahkeme kararları ile almışlardır. Her ne kadar taşınmazdaki payı az olsa da taşınmazın paydaşı sıfatıyla davalının Medeni Kanun’un 693. maddesi gereğince diğer paydaşların hakları ile bağdaştığı ölçüde paylı maldan yararlanma ve kullanma hakkı bulunmaktadır. Payından fazla yer kullanması ve diğer paydaşların haklarını ihlal etmesi hâlinde, koşulları varsa bu kullanımın karşılığını diğer paydaşlara ödemekle yükümlüdür. Diğer paydaşlar da bu haklarını süreç içinde açtıkları haksız işgal tazminatı davaları ile almışlardır. Davalının taşınmazda payından fazla tasarrufta bulunması, paylı mülkiyete ilişkin yükümlülüklerini ağır biçimde çiğnediği şeklinde nitelendirilemez. Dosya kapsamından da taraflar arasındaki uyuşmazlığın kullanım bedeli konusundaki çekişmeden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Bunun çözümü de daha önce yapıldığı gibi haksız işgal tazminatı davaları ile konunun yargıya taşınmasıdır. Davada paydaşlıktan çıkarma koşulları oluşmadığı hâlde yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden hüküm bu nedenle bozulmalıdır.” şeklindedir. Görüldüğü üzere Yargıtay tarafından, bir paydaşın taşkın kullanımı haksız işgal tazminatıyla giderilebileceği için tek başına ağır ihlal sayılmamaktadır. (2)

Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 2009/12157 E. ve 2010/3760 K. sayılı kararı; “…Olayımıza gelince; davalının malik olduğu taşınmazda kendine ait bina yapmak amacıyla davacılar ile kat karşılığı inşaat sözleşmesine katılmak istememesi taşınmazdaki kullanma hakkının yasal bir sonucu olup müşterek mülkiyet ilişkisinin ağır surette ihlali anlamına gelmediği gibi paydaşlığı çekilmez hâle de getirmez. Bu nedenle davanın reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.” şeklindedir. (3) Avukatlara en çok sorulan sorulardan biridir: Müteahhit gelmiş arsada kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalayarak bina yapmak istiyor, ancak ortaklardan biri ya hissesine düşen paydan daha fazla bir daire istiyor ya da hiç imzalamaya yanaşmıyor, ne yapabiliriz? Bu durumda Yargıtay, satış yoluyla paydaşlıktan çıkarmaya cevaz vermiyor, ancak paydaşı ayırarak çıkarma mümkün ise mahkemeden ifraz talep edilmelidir. Avukat davayı terditli açmalı, açılan davada öncelikle hissenin ayrılması bu mümkün değilse diğer paydaşlara satılması talep edilmelidir. Zira ifraz durumunda mülkiyet hakkına son verilmeden ortak ortaklıktan çıkarılabileceğinden Yargıtay’ın dar yorumundan kurtulma imkânı doğacaktır. Yani Medeni Kanun kapsamında açılan paydaşlıktan çıkarma davasında ifraza öncelik verilmelidir.

Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 2010/12449 E. ve 2011/1410 K. sayılı kararı; “…Olayımızda; davacılar dava dilekçesinde davalıların paydaşı olduğu dava konusu 91 parsel sayılı taşınmaza ait ortak gider ve vergi borcunu ödemeyerek diğer paydaşlara yük getirdiğini, davalıların sürekli borçlanarak haklarında icra takibi yapılmasına ve alacaklılar tarafından taşınmaz hakkında ortaklığın giderilmesi davası açılmasına sebebiyet vererek ortak kullanımı imkânsız hâle getirdiklerini belirterek davalıların ortaklıktan çıkarılmasını istemişlerdir. Davacıların ileri sürdüğü bu sebepler, Türk Medeni Kanun’un 696. maddesinde açıklanan, davalıların diğer paydaşlara karşı olan yükümlülüklerini ağır surette ihlal ettiği ve müşterek mülkiyet ilişkisinin devamını çekilmez hâle getirdiğini göstermediğinden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.” şeklindedir (4).

Görüldüğü üzere, Yargıtay ortak gider ve vergi borçlarını ödememeyi bile paydaşlıktan çıkarılma davası için yeterli görmemektedir. Yargıtay mümkün olduğunca bu dava türünü dar yorumlama eğilimindedir. Bunun nedeni, temel insan haklarından olan mülkiyet hakkını korumaya yönelik bir tutum olabilir. Bu nedenle, insanlar daha çok ortaklığın giderilmesi davası açmakta, paydaşlıktan çıkarılma davası hukukçular tarafından riskli bulunmaktadır.

Dava Türlerine Göre Dava Açma Şartları Değişiyor mu?

b) Kat mülkiyeti kaynaklı paydaşlıktan çıkarma davasının şartları daha belirgindir. Davanın kabul ihtimali daha yüksektir. Bu davanın açılabilmesi için;

  • Kat mülkiyeti kütüğünde ana taşınmazın hissedarlarından biri olmak,
  • Diğer kat malikleri için çekilmezlik hâlinin söz konusu olması. (Kanunda çekilmezlik hâlinin neler olduğu sınırlı sayıda sayılmıştır. Bunlar; ortak giderleri ya da avansları ödememek, öteki kat maliklerinin haklarının ihlali ve kendi bağımsız bölümünde ahlaka aykırı hareketlerde bulunmak vb.),
  • Diğer kat maliklerinin çekilmez komşunun ortaklıktan çıkarılması için bir hissedara dava açılması için yetki vermesi,
  • Kat malikleri adına dava açması için yetki verilen kişiye yetkinin pay ve paydaş çoğunluğuyla verilmesi ve bu kararın kat malikleri karar defterine yazılması,
  • Dava açılabilmesi için karar defterine yazılmasından itibaren altı ay ya da beş yıllık hak düşürücü süre içinde dava açılmasıdır.

Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2017/828 E. ve 2017/6172 K sayılı kararı “…Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; 15.12.2013 tarihli kat malikleri kurul toplantısında “6 nolu kat maliki ve ailesinin ortak hayatı diğer kat malikleri için çekilmez hâle getirmesi nedeniyle KMK’nin 25. maddesi gereğince 6 nolu bağımsız bölüm ün arsa payı oranında diğer kat maliklerine devri için dava açılmasına , dava açmak için de 8 nolu bağımsız bölüm maliki …’a yetki verilmesine” karar verilmiş olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca dava konusu köpeğin tahliyesi için … 6. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2003/222 E. -2003/961 K. sayılı ilamının kesinleşmesinin ardından infazı için … 4. İcra Müdürlüğünün 2004/ 7573 sayılı dosyası ile takip yapıldığı anlaşılmış olup Kat Mülkiyeti Kanununun 25. maddesindeki şartların oluşup oluşmadığı hakkında yukarıdaki tespitler de dikkate alarak değerlendirme yapılması gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA” şeklindedir (5).

Yargıtay bu içtihadında, apartmanda köpek beslemek suretiyle ortak alanların kirletilmesi ve kokuya neden olunmasını çekilmez hâl olarak kabul etmiş ve paydaşlıktan çıkarılmasını reddeden ilk derece mahkemesi kararını bozmuştur.

Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2017/3418 E. ve 2018/5954 K. sayılı kararı “…634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 18. maddesine göre kat malikleri gerek bağımsız bölümlerini gerek eklenti ve ortak yerleri kullanırken doğruluk kurallarına uymak, özellikle birbirini rahatsız etmemek, birbirinin haklarını çiğnememek ve yönetim planı hükümlere uymakla yükümlüdürler. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlar ile yasal gerektirici nedenlere göre, kat maliklerinin birbirini rahatsız edici davranışlardan kaçmaları gerektikleri gözetilerek mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûle ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA” şeklindedir (6). Görüldüğü üzere Yargıtay, gürültü yaparak diğer kat maliklerini rahatsız eden kat malikinin paydaşlıktan çıkarılması davasını onamıştır.

c) Kentsel dönüşüm kapsamında paydaşlıktan çıkarmak, bu dava türünün özel bir biçimini oluşturur. Burada paydaşlıktan çıkarma için bir mahkeme kararına ihtiyaç yoktur. Bu dava paydaşlıktan çıkarma idari işlemine karşı itiraz mahiyetinde açılabilecektir. Bu davanın açılabilmesi için;

  1. Kat mülkiyeti kütüğünde ana taşınmazın hissedarlarından biri olmak,
  2. Dairenizin kentsel dönüşüm kapsamında bir alanın içinde kalması ve bu alanın idarece rezerv bölge alanı, riskli alan ya da riskli yapı ilan edilmiş olması gerekir,
  3. Kentsel dönüşüm kararlarına karşı hisse ve pay olarak azınlıkta kalmak ve yüklenici ile sözleşme imzalamamak,
  4. Azınlık hisselerin İdarece satışa çıkarılmasına karar verilmesi,
  5. Dairenizin diğer malikler ya da yüklenici tarafından satın alınarak ya da idarece kamulaştırılarak hissedarlıktan çıkarılması,
  6. Paydaşlıktan idari işlem ile çıkarılan malik tarafından bu hususa mahkemelerde usulüne uygun açılan bir dava ile itiraz edilmesi.

Kentsel Dönüşüm Kanunu kapsamında paydaşlıktan çıkarılma kararına karşı itiraz davası, bina yıkılıncaya kadar Sulh Hukuk Mahkemesinde Kat Mülkiyeti Kanuna tabi olarak kat malikleri kararının iptali için açılabilecektir. Yine kentsel dönüşüm kararına karşı iptal davası ve satış sonucunda dairenin değerine itiraz, idari yargıda dava edilebilecektir. Ancak yapı yıkılmışsa artık ortada bir bina kalmadığından dönüşüm başlamış sayılacak ve tüm işlemler 6306 sayılı Kentsel Dönüşüm Kanunu’na tabi olacak ve İdare Mahkemelerinde dava açılabilecektir.

Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2017/2239 E. ve 2018/5517 K. sayılı kararında“…Dava konusu …… apartmanının 22/09/2015 toplantı tarihi itibariyle binanın yıkılmamış olması hâlinde 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunundaki hükümlere göre genel kurulun iptali talebinin değerlendirileceği açık olup binanın yıkılması hâlinde Kat Mülkiyeti Kanununun uygulanmayacağı ve 6306 sayılı Kanun hükümlerinin ve yönetmeliğinin değerlendirileceği dikkate alınarak öncelikle toplantı tarihinde dava konusu taşınmazın yıkılıp yıkılmadığı hususu araştırılıp buna göre değerlendirme yapılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ve yetersiz araştırma doğrultusunda karar verilmesi doğru görülmemiştir.” şeklindedir.

Hissenin Ayrılması ya da Satılmaya Zorlanması Davasında Davacı ve Davalı Kimdir? Davada Görevli ve Yetkili Mahkeme Neresidir?

Hissenin Ayrılması ya da Satılmaya Zorlanması Davasında Davacı ve Davalı Kimdir?

Paydaşlıktan çıkarma davası / hissenin ayrılması ya da satılmaya zorlanması davasında davacı, ortaklığın kendisi için açısında ağır külfet getiren ve çekilmez hâle gelen ortaklardır. Bu davalarda, davalı ise ortaklığı çekilmez hâle getiren ortaktır.

Davada Görevli ve Yetkili Mahkeme Neresidir?

Davada görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise taşınmazın bulunduğu yer mahkemesidir. Sadece Kentsel Dönüşüm kapsamında paydaşlıktan çıkarmaya itiraz davasında görevli mahkeme yapı yıkılmadı ise sulh hukuk mahkemesi; yapı yıkıldı ise İdare Mahkemesi olacaktır. Çünkü yapı yıkıldığı andan itibaren artık Kat Mülkiyeti ortadan kalkacak, Kentsel Dönüşüm süreci başlamış sayılacaktır.

Dava Süreci Nasıl İlerler? Elbirliği Mülkiyetinde Bu Dava Açılabilir mi? Ortaklığın Giderilmesi Davası ile Bu Dava Arasındaki Temel Fark Nedir?

Paydaşlıktan Çıkarılma Davasında Dava Süreci Nasıl İlerler?

Paydaşlıktan çıkarılma davasında dava açıldıktan sonra mahkeme öncelikle görev ve yetki açısından bir inceleme yapacaktır. Bu inceleme sonucunda mahkeme (görevli ve yetkili mahkeme) tarafların iddia ve savunmalarını inceleyecek ve paydaşlıktan çıkarılma davası için kanunda aranan dava şartlarının olup olmadığı hususunda bir inceleme yapacaktır. Mahkeme, davanın açılabilmesi için aranan şartların var olduğunu kabul ediyorsa ya taşınmazı ayıracak ya da satış talebi varsa bilirkişi raporu ile taşınmazın kıymet takdirini yaptırarak diğer hissedarlar tarafından satın alınabilmesi için davacılara süre verecektir. Süre sonunda para bankaya depo edilirse davanın kabulüne ve davalının hissesinin tapudan terkine karar verilecektir.

Elbirliği Mülkiyetinde Bu Dava Açılabilir mi?

Elbirliği mülkiyetinde paydaşlıktan çıkarma davası açılması mümkün değildir. Elbirliği mülkiyetinde bu davanın açılabilmesi için öncelikle paylı mülkiyete geçilmesi sonrasında bu dava açılabilecektir.

Ortaklığın giderilmesi davasında ortaklığın tamamen sona erdirilmesi için dava açılırken; paydaşlıktan çıkarılma davasında sadece bir hissedar ortaklıktan dışlanmaya çalışılmaktadır. Bu dava sonucunda ortaklık sona ermemektedir.

Sonuç

Medeni Kanun’a tabi açılan paydaşlıktan çıkarma davalarında, davacılar tarafından dava kazanılırsa, davalı hissesi diğer ortakların eline geçecek ya da eşyadan ayrılabiliyorsa ayrılarak müstakil hâle gelecektir.

Medeni Kanun’a tabi açılan paydaşlıktan çıkarma davasında Yargıtay, kanun lafzında geçen “olumsuz tutum ve davranışların neticesinde diğer paydaşların yükümlülüklerini ağır biçimde ihlal edilmesi” ifadesini dar yorumlamıştır. Bu yüzden bu türden davalarda öncelikle mahkemelerden ortak taşınmazdan davalıya düşen hissenin ayrılması talep edilmeli, bu mümkün değilse diğer hissedarlara satılması suretiyle ortaklıktan çıkarılması talep edilmelidir.

Kat Mülkiyeti Kanunu madde 25 – 26 ve 6306 sayılı Kanun’un 6. maddesine göre paydaşlıktan çıkarma ise daha geniş yorumlanmakta bu türlerde sadece ortaklara satış mümkün olmaktadır. Bu türden paydaşlıktan çıkarma davalarında davaların açılması hâlinde mahkemece kabul edilme ihtimali daha yüksektir. Bunun nedeni Kat Mülkiyeti Kanunu ve Kentsel Dönüşüm Kanunu’nda paydaşlıktan çıkarılma davasının şartlarının daha ayrıntılı ve kapsamlı düzenlenmiş olmasıdır.

Netice itibarıyla, sorunlu bir hissedarın varlığı nedeniyle diğer ortaklar açısından çekilmez hâle gelen bir eşyayı taraflar bir arada malik ya da paydaş olmak zorunda değillerdir. Malın maliklerinin pay ve paydaş çoğunluğunun kararıyla, sorunlu görülen ortağı dava açmak suretiyle ortaklıktan dışlama imkânını kanun vermiştir.

 

Kaynakça:

    • https://muratezcan.av.tr/paydasliktan-cikarilma (08.12.2025 / S:13.02)
    • https://karararama.yargitay.gov.tr/ (08.12.2025 / S: 14.26)
    • https://karararama.yargitay.gov.tr/ (08.12.2025 / S: 14.27)
    • https://karararama.yargitay.gov.tr/ (08.12.2025 / S: 14.28)
    • https://karararama.yargitay.gov.tr/ (09.12.2025 / S: 13.27)
    • https://karararama.yargitay.gov.tr/ (08.12.2025 / S: 13.28)
PaylaşGönderPaylaşTweetPaylaş
Önceki

Türkiye’nin Şehircilik Gerçeği ve 2026’ya Uzanan Yeni Eşik

Sonraki

Değerleme Uzmanı Bakışıyla NIMBY Davranışı ve Gayrimenkul Değeri

Sonraki
Değerleme Uzmanı Bakışıyla NIMBY Davranışı ve Gayrimenkul Değeri

Değerleme Uzmanı Bakışıyla NIMBY Davranışı ve Gayrimenkul Değeri

BU HAFTA EN ÇOK OKUNANLAR

Emekliler Hangi Durumlarda Emlak Vergisinden Muaf Olur?
Vergi

Emekliler Hangi Durumlarda Emlak Vergisinden Muaf Olur?

Editör
15 Ekim 2025

Emlak vergisi, taşınmaz mal sahiplerinin her yıl ödemekle yükümlü olduğu bir vergidir. Ancak Türkiye’de belirli şartları sağlayan emekliler, bu vergiden...

Devamını Oku
2025 Kira Artış Oranı Nasıl Hesaplanır?

2025 Kira Artış Oranı Nasıl Hesaplanır?

9 Ekim 2025
Kentsel Dönüşüm Kira Yardımı 2025

Kentsel Dönüşüm Kira Yardımı 2025

20 Haziran 2025
Kentsel Dönüşüm Hibe Desteği 2025

Kentsel Dönüşüm Hibe Desteği 2025

16 Temmuz 2025
2025 Değer Artış Kazancı Vergisi Nasıl Hesaplanır?

2025 Değer Artış Kazancı Vergisi Nasıl Hesaplanır?

6 Mart 2025

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Analiz

Konut Satış İstatistikleri Mayıs 2024

13 Haziran 2024
Gündem

Kahramanmaraş Depremlerine Teknik ve İnsani Bakış

16 Mart 2023
Gündem

Hedef “Depremsel Dönüşüm” Olmalı!

29 Kasım 2022
Sektör

Şantiyede Kaba İnşaat Kontrolü Nasıl Yapılmalı?

16 Ağustos 2022
EMSAL.COM

Emsal.com, Türkiye ekonomisinin itici güçlerinden gayrimenkul sektörüne ışık tutmak amacıyla kurulmuştur.
 
Sektörün önemli konu başlıklarına dair farkındalığı hem üretici hem de tüketici açısından artırmak adına uzman kalemlerin görüşlerine yer verilen bu platformda, söz konusu alan; geniş bir perspektiften mercek altına alınmaktadır.
 
Emsal.com;

  • Uzman görüşlere ev sahipliği yapar,
  • Gayrimenkul sektörünün dijital kütüphanesidir,
  • Güvenli, kaliteli, tarafsız ve özgün içerikler yayınlar.

  • En Çok Okunanlar

  • Yapı Tatil Tutanağı Nedir, Neden Önemlidir?
  • Bina Kimlik Sistemi Devrede, Peki Yeterli mi?
  • İstanbul’un Gelecek 10 Yılda Konut İhtiyacı
  • Gayrimenkulde Yurt Dışı Talebi
  • Hisseli Tapuda Ön Alım Hakkı ve Fiili Taksim
  • Proptech Nedir, Nerede Kullanılır?
  • Afete Dirençli Kent Nedir?
  • Kiracılı Ev Satılırsa Ne Olur?
  • Kira Davalarında Arabuluculuk Dönemi
  • İmarda Terimler ve Hesaplamalar
  • Dairelerde Balkon Kapatmak Yasal mı?
  • İmar Planı Tadilatı Nedir ve Nasıl Yapılır?
  • Kiracı Satılacak Evi Göstermek Zorunda mı?
  • Kategoriler

    • Gündem
    • Sektör
    • Mevzuat
    • Analiz
    • İnovasyon
    • Sürdürülebilirlik
    • Söyleşi
    • Yazarlar

    Politikalar

    • Yayın İlkeleri
    • KVKK Aydınlatma Metni
    • Gizlilik Politikası
    • Çerez Politikası

    Telegram

    Tüm güncel gelişmeler ve haberler için
    Telegram kanalımıza katılın!

    Kanala Katılın
    • Hakkımızda
    • Künye
    • Etkinlikler
    • İletişim

    © 2025 | Tüm Hakları Saklıdır. | emsal.com

    No Result
    Tüm Sonuçları Göster
    • Gündem
    • Sektör
    • Mevzuat
    • Analiz
    • İnovasyon
    • Sürdürülebilirlik
    • Söyleşi
    • Etkinlikler
    • Konular
    • Yazarlar
    • Hakkımızda
    • Künye
    • Sektörün Emsal’i
    • İletişim

    © 2025 | Tüm Hakları Saklıdır. | emsal.com

    Deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK uyarınca kullanılan çerezler yönetebilir. Daha fazla bilgi için tıklayın.