İçindekiler
13 Aralık günü gerçekleştirilen ve sektörün önemli aktörlerini bir araya getiren RE360-Gayrimenkulün Büyük Buluşması 2023’te; 2024 gayrimenkul trendleri, hibrit dünyada gayrimenkulün geleceği, gayrimenkulde ihracatı artırmanın yolları sektörün geleceği ve yol haritası vb. birçok konu, profesyoneller tarafından değerlendirildi.
Sunuculuğunu Güzem Yılmaz Ertem’in yaptığı zirvenin açılış konuşmasını; Alkaş & Han Spaces Yönetim Kurulu Başkanı Avi Alkaş ve Alkaş Genel Müdürü Yonca Aközer yaptı.
İşte etkinlikte söz alan profesyonellerin konuşmalarından satır başlıkları…
Alkaş Genel Müdürü Yonca Aközer, “Yeni bir yıla girerken hepimiz geçmişte yaşadığımız başarı ruhunu tazelemek ve iyi olma hâlini yeni yüzyıla taşımak istiyoruz. Sektörün yetkin isimlerinden “Gayrimenkul sektörünü nasıl daha iyi yapabiliriz?” sorusunun cevaplarını arayacağız. Türkiye bir marka. Bu markayı daha da iyi yapmak için çalışacağız. Sektörün teknolojik gelişmelerinden haberdar olmak, yeni modeller bulmak ve gelecekten bahsedeceğiz.” ifadelerini kullanarak etkinliği açtı.
Avi Alkaş: “Gelecek Günlerden Hep Umutluyuz”
Alkaş & Han Spaces, Yönetim Kurulu Başkanı Avi Alkaş, yaptığı konuşmada şunları dile getirdi:
Bu yıl sektörümüz, ülkemiz ve dünyamız için gerçekten çok zor bir yıl oldu. Kahramanmaraş merkezli depremler hepimizi derinden yaralayıp sarstı. Ancak unutmadık ve unutturmayacağız. Sektörün birleştirici buluşturucu gücü olarak hemen deprem ertesinde harekete geçtik. Bize düşen bu görevde elimizi taşın altına koyarak birlik ve beraberlikten kuvvet doğar dedik.
Bizler gelecek günlerden her şekilde ve hep umutluyuz. Umutlu olmaya da devam edeceğiz. Kemal Atatürk’ün de dediği gibi yeniden iyi olmak için birlik olmaktan ve de işimizi işi iyi yapmaktan başka çaremiz yok. Uluslararası alanda sektörümüzü, ülkemizi çok daha iyi noktalara getireceğiz. Bu konudaki inancımız tam.
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının 100 yıl önce yokluklardan var ettiği Cumhuriyetimizin de ikinci yüzyılına doğru ilerlerken sağlık, mutluluk ve huzurla her zaman dediğimiz gibi rekabet ortamlarında yeniden iyi ve daha umutlu olduğumuz günlerde hep birlikte olabilmek dileklerimi buradan paylaşmak istiyorum. Keyifli, verimli, başarılı ve hep birlikte söylediğimiz marşlar olduğu gibi ulusça parlayacağımız ülkemizi hep birlikte parlatacağımız nice günler diliyorum, yeniden iyi olalım.
Hakan Bucak: “Uluslararası Gayrimenkul Yatırımında Temel Çözüm, Stratejik Planlama”
Programın ”Marka Türkiye” başlığında konuşan Mars International Kurucusu ve CEO’su Hakan Bucak, sektöre dair uluslararası gayrimenkul yatırımcısı perspektifinden şu cümleleri kullandı:
Uluslararası gayrimenkul yatırımcısı kimdir? Bizi nasıl görüyor? Bu çok önemli bir perspektif. Aynı zamanda biz uluslararası gayrimenkul yatırımcısını nasıl görüyoruz? Bu da ayrıca çok önemli bir perspektif. Uluslararası gayrimenkul sektörü 400 milyar dolarlık bir ekonomi. Yani yıllardır biz bunu takip ediyoruz. Düzenli ve değişken bir sermaye hareketi var. Bu 400 milyar dolar dünyaya yayılırken, bazı ülkelerdeki politik ve ekonomik belirsizlikler ve savaş durumlarından oluşan yatırım ihtiyacı, buna karşılık verebilen ülkelerin de çıkardığı ürün ve avantajlar çok önemli oluyor.
Peki bu uluslararası gayrimenkul yatırımcıları bir ülkeye yatırım yaparken nelere bakıyor? Lokasyona ve jeopolitik konuma bakıyor. Siyasi ve ekonomik istikrara bakıyor. Ülke ve bölgenin yatırım değerine bakıyor. Yatırım yapma kolaylığına bakıyor. Vergi mevzuatı, vergi avantajları, finansal yapı ve sisteme bakıyor. Yaşam şekli ve sosyal hayata bakıyor.
Bu noktada bürokratik sorunlar, bürokrasinin yatırımcıları sahiplenmemesi gibi problemler var. Sektör tarafında da yanlış ürünler, hizmet şekli, fiyatlama, yabancıya ve yerliye olan fiyat farkı gibi şeffaflık sorunları var. Yıllardır sertifika ve lisanslama programlarıyla bu alanın lisanslanması gerektiğini, toplumda oluşan negatif algının kırılması gerektiğini söyledik.
Temel çözüm şu; konuyu stratejik olarak ele almak ve planlamak. Her zaman bundan bahsediyoruz. Bu ne demek? Felsefemiz şu olmalı, uluslararası gayrimenkul yatırımcılarına hizmet verirken önce toplum sonra yatırımcı, sonra kamu ve sonra sektörün menfaatlerinin ortak paydada toplamamız gerekiyor. Toplum ne istiyor, yatırımcı ne istiyor, kamu bunu nasıl düzenleme getiriyor, sektör buna nasıl bu adapte olacak? Bunun çok iyi bir şekilde planlanması gerekiyor.
Bu iş sürdürülebilir bir iş, bu iş daimi bir iş, bu iş bir haftalık ya da bir aylık ya da bir yıllık düşünülmesi gereken bir operasyon değil. Türkiye’nin ülke markasının imajını sadece turizme sıkıştırmamamız lazım. Gayrimenkul sektörü, tıpkı ihracat gibi uluslararası itibarını ve imajını planlı bir şekilde yöneterek bunun arkasında durmalı.
Prof. Dr. Oğuz Babüroğlu: “Sürdürülebilirliğe Verilen Önem, Geleceği Açıkça Gösteriyor”
Etkinliğin ”Yol’a Çık, Yol Açık” başlıklı panelinin moderatörlüğünü yapan Sabancı Üniversitesi, Arama Kürsüsü Başkanı Prof. Dr. Oğuz Babüroğlu, şöyle konuştu:
Her yıl yayınlanan bir risk raporu var. Bu raporda 2023 için kısa dönemde özellikle toplumsal konular, yaşam krizi ile ilgili olarak daha belirgin bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Doğa ve yeşillerle ilgili olan kısımlara şöyle bir baktığınızda, zaten 10 yıl içinde çevre ile ilgili olarak sürdürülebilirlik ve sosyal sorumluluk konularına verilen önem, geleceği açıkça göstermektedir.
Pandemi döneminde, fikir önderleri ve medya şu noktada diyor ki, ‘Bu böyle devam edemez. Ne yapıyorsak, artık başka türlü yapmalıyız.’ Özellikle gelecek tasarımları için konferanslar düzenliyorsak, bunlar temel dönüşüm ihtiyaçlarının sadece birkaçıdır. Bunları hissetmeyen, bunlarla gece gündüz uğraşmayan tek bir yönetici yok. akademik ve sivil toplum kuruluşları da öyle.
Neşecan Çekici: “Türk Gayrimenkulünün Pazarlamasına Çok Ciddi Çalışılmalı”
Panelde söz alan Gayrimenkul Yatırımcıları Derneği (GYODER) Yönetim Kurulu Başkanı Neşecan Çekici, Türk gayrimenkul sektörünün gösterilmesi ve pazarlanmasında eksikler olduğunu dile getirerek şöyle devam etti:
Türk gayrimenkul sektörüne hep güvendim ve güveniyorum. Çünkü çok nitelikli insanlar var. Çok iyi şeyler yapılıyor. Bunların gösterilmesi ve pazarlamasında çok eksikler var. Alışkın değiliz. Bütün bunların üzerinde çok ciddi çalışmalar yapmak gerekiyor. Pisagor gibi biz de burada dar açı çiziyor olsak bile, kalemi en geniş bakış açısıyla tutuyoruz. Ben de öyle yapmak istiyorum. Bizi birçok dinamik etkiliyor. Bizim sektörümüzü dünyada olsun, Türkiye’de olsun, çok fazla dinamik etkiliyor. Sektörün içindeyiz, bu ülkenin disiplinli bir sektörünün içindeyiz. Çok kolay değil. Çeşitli değişimlere odaklandık. Çünkü gerçekten dünya çok değişiyor. Bizim sektör olarak en önemli problemimiz olan kamu özel iş birliğine dayalı yeni konut modeli üzerinde bu dönemde çalıştık. 2 yıldır üzerinde çeşitli şekillerde yorumlar yapıyoruz. Akademik kişilerle çalışıyoruz ve irtibat kuruyoruz. Kentsel dönüşüm üzerinde bir model geliştirmeye çalıştık. Yani bu yolda gayrimenkul sektörü adına birçok çalışmayı başlattık ve devam ettiriyoruz.
Prof. Dr. Ece Ceylan Baba: “Mimarlıkta Yapay Zekânın Gücü Kontrollü Kullanılmalı”
Panelde söz alan bir diğer isim olan Yeditepe Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ece Ceylan Baba, mimaride yapay zekâ kullanımının kontrollü olması gerektiğini vurguladığı konuşmasında şunları dile getirdi:
“Ben bugün 21. yüzyılda gayrimenkul sektörünün, mimarlık ortamının, inşaat malzemeleri ve inşaat ortamının multidisipliner değil, disiplinler arası da değil, disiplinler üzeri bir yerde olduğunu düşünüyorum. Yani artık bilgi de insan kaynağı da malzeme de, teknoloji de gerçekten çok ileri bir seviyede. Hatta korkutacak şekilde ileri bir seviyede değil mi? Bugün bir mimarın hayal edebileceği her şey inşa edilebilir. Yani teknolojik olarak artık biz bunu sağlayabiliyoruz. Hatta bu gezegende değil, başka gezegende de inşaat yapmayı hayal etmeye başladık. Tam da bu noktada bu gücün kontrollü kullanılması gerektiğini düşünüyorum. Bu gücün kontrolü aslında bizlerin elinde, mimarların elinde.
Ben çok uzun yıllar inşaat malzemeleri sanayisinde yöneticilik yaptım. O dönem konut üretiminin Türkiye’de çok hızlı olduğu yıllar. Söylenmedik hiçbir söz kalmadı ama hiçbirinin de altı dolu değildi. İyi olmanın tek bir yöntemi var bence. O da tasarım ve yaratıcılık. Yani daha büyük olması, daha büyük ölçekli olması, dünyada tek olması.
Üretilen ve gerçekten tasarım değeri olan şeyin artık bence bir karşılığı var. Gerçekten de iyi olanın önünde hiçbir şeyin duramadığına hepimizi tanık oluyoruz. Bugün hiç aklımıza gelmeyen pek çok yeni ve iyi durum hayatımıza hemen giriyor, hemen sızıyor. Çünkü iyinin cazibesine önünde de hiçbir şey duramıyor.”
İhsan Elgin: “Sektörde Enerji Verimliliğine Odaklanan Kazançlı Çıkacak”
Etkinlikte ele alınan “Yapay Zekâ ve Teknoloji, Gayrimenkul Sektörünü Nasıl Şekillendirecek’?’ panelinde akıllı ev kapsamına değinen Özyeğin Üniversitesi Rektör Danışmanı İhsan Elgin şunları söyledi:
Evdeki ihtiyaçlarımızı azaltarak bizlere verimli şekilde katkıda bulunacak bir akıllı bina ya da bir akıllı ev tasarımıyla birileri ön plana çıkabilirse, o zaman ben gayrimenkul sektöründe bu çıkacak şirketin daha ön planda olacağını düşünüyorum. Çünkü tasarım dışında çok bir şey yapılmıyor.
Bugün evlerimizde robotlar var, elektrik süpürgeleri var ama bunlar bir şekilde birbiriyle bağlı, bir yerlere gidiyor. O veriler bir yerlerde toplanıyor ve karşımıza yapay zekâ olarak geliyor. Akıllı tasarımlar ve akıllı bir şeyler yapmak bence önemli olacak. Burada da en önemlisi enerji verimliliğine sürdürülebilirlik dediğimiz kavramlara yönelik bir şeyler yapanlar kazançlı çıkacak ve örnek olacak.
Dr. Erdem Erkul: “Yapay Zekâ Uygulamalarının Sektörde 100’den Fazla Kullanım Örneği Var”
Panelde konuşan bir diğer isim olan DEİK Dijital Teknolojiler İş Konseyi, Kurucu Konsey Başkanı Dr. R. Erdem Erkul fikirlerini şöyle dile getirdi:
Yapay zekâ uygulamalarının, özellikle gayrimenkul sektöründe öne çıkan 100’den fazla kullanım örneği var. Bu uygulamaların içinde önemli başarı hikayeleri yer almakta. Özellikle yaptığınız yatırımın orta ve uzun vadede nasıl bir getiri sağlayabileceğini hesaplayan simülasyonlar bu alandaki öne çıkan özellikler arasında. Bu tür simülasyonlar, özellikle Asya pazarında trafiğe daha çok başlamış durumda. Güney Kore’de benzer örneklerini gördüm.
Finansal teknolojilerde, özellikle gayrimenkul yatırımı yaparken bankalardan kredi alabilme olanağı da bu uygulamaların sunduğu avantajlardan biri. Bu, yapay zekâ tarafından desteklenen uygulamalarla birlikte, finansal teknolojilerde öne çıkan bir trend. Özellikle finansal alanda, gayrimenkul sektöründe yapay zekânın sunduğu avantajlarla birlikte, yatırım yapılacak yerin gelecekteki dönüşünü, dijital objektif antlaşmalar ve blok zincir teknolojisi gibi faktörlerle belirleme konusunda daha fazla olanaklar doğmuştur.
Havuz için gerekli olan farklı regülasyonları anlamak da önemlidir. Çünkü bu, sektördeki gelişmeleri daha iyi takip etmemize yardımcı olabilir. Özellikle gayrimenkul sektöründe, mimarlık şirketlerinin yapay teknolojileri kullanmaya başladığına şahit olmaktayım. Bu şirketler, projelerini yapay zekâ ile çizme konusunda önemli adımlar atmaktadırlar. Ayrıca platform tarafında faaliyet gösteren şirketler de inşaat ve gayrimenkul değerleme konusunda farklı destekler sunabilmektedirler.
Fazıl Oral: “Ticari Gayrimenkuller Kolay Paranın Çöküşüyle Yüzleşiyor”
Liderlik ve Yönetim Düşünürü Fazıl Oral, “Gayrimenkul Geleceğinin Kısa Tarihi” isimli sunumunda, “Ticari gayrimenkuller, kolay paranın çöküşüyle yüzleşiyor. Kolay para, daha düşük faiz nedeniyle daha egemen hâle geliyor. Dünyanın her yerinde olduğu gibi, trilyon dolarlık tümleşik değer boşluğa doğru eriyor gibi görünüyor. Mesela İngiltere’de bazı bilgiler var. Eylül ayında Londra’daki ticari gayrimenkul varlıklarının %50’si şu anda satın alındıkları değerlerden daha düşük durumda. Yani dünyada bir balon oluşmuş gibi görünüyor.” diye konuştu.