İçindekiler
İhracat denildiği zaman çoğu insanın aklına ilk olarak fiziksel ürünlerin yurt dışına satılması gelse de dünyada en hızlı büyüyen ve ürün ihracatına göre çok daha kârlı olan ihracat modeli, hizmet ihracatıdır. Yurt dışında yerleşik kişi veya kuruluşlara yönelik olarak yurt içinde ya da yurt dışında gerçekleştirilen döviz kazandırıcı hizmet ve faaliyetleri hizmet ihracatı olarak tanımlıyoruz.
Türkiye, geçen yıl bir önceki yıla göre %46,54 artışla 89,9 milyar dolar tutarında hizmet ihracatı gerçekleştirdi. Bu rakamın Cumhuriyet tarihinin en yüksek hizmet ihracatı olduğu belirtiliyor. Ticaret Bakanı Mehmet Muş ise bu yıl hizmet ihracatını 100 milyar doların üzerine çıkarmayı hedeflediklerini açıkladı. Yani bu alanda ilerleme çıtası giderek yükseliyor.
Hatırlayacak olursak, Ticaret Bakanlığı, hizmet ihracatını geliştirmek için geçen yıl ‘Hizmet İhracatı Destek Program Paketi’ni devreye aldı ve program kapsamında desteklenecek olan eğitim, sağlık, spor, kültürel ve yaratıcı endüstri, fuarcılık, lojistik ve taşımacılık, yönetim danışmanlığı hizmetleri ile yeşil hizmetler gibi sektörlerin arasına ‘gayrimenkul’ sektörünü de ekledi. Bakanlık, tüm bu sektörlerin yurt dışı pazarlara erişimine ve bu pazarlarda tutundurulmasına yönelik faaliyetlerine, değişen oranlarda teşvik sağlanacağını 20 Nisan 2022’de Resmi Gazete’de yayınladı.
Hizmet İhracatçıları Birliği’nde “Gayrimenkul Komitesi” Kurulmalı
Geçen yıl 65 bin adetlik yabancıya gayrimenkul satışı ile Türkiye’ye yaklaşık 10 milyar dolarlık doğrudan yatırım ve döviz geliri kazandıran, bunun için destek almaksızın tanıtım ve pazarlama faaliyeti yürüten, şube açan, fuar ve etkinlikleri takip eden gayrimenkul sektörünün ‘hizmet ihracatı’ sınıfına alınması, sektörümüz için ufuk açan bir gelişme oldu.
Ancak her ne kadar düzenleme yapılsa da gerek gayrimenkulde ihracata hizmet eden aracıların belirlenmesinde, gerekse teşviklerin verilmesinde yaşanan birtakım çekincelerden dolayı henüz harekete geçilmedi. Hizmet ihracatı kabul edilen diğer sektörlerde olduğu gibi Hizmet İhracatçıları Birliği’nde kurulacak bir ‘Gayrimenkul Komitesi’ ile bu alanda atılması gereken adımları atarak çalışmalarda ilerleme sağlamamız gerekiyor.
Komite kurduğumuzda, gayrimenkul ihracatı yapan aracılar arasında en yüksek kalitede hizmet verenleri komite üyesi yaparak, bu işi layığıyla yapanların desteklendiği bir sistem kurmayı hedefliyoruz.
Yatırım Ofisleri Kurulursa Yatırım Süreci Kolaylaşır
Göç politikalarındaki hatalar nedeniyle düzensiz yabancı göçmenlere ev kiralayarak ikamet verilmesi, bugün sadece gayrimenkul sektörünü değil, turizmi de baltalayan en önemli sorunların başında geliyor. Gayrimenkulde doğrudan yabancı yatırımı artırmanın tek yolu, ikametin ancak ‘yatırım yoluyla’ sağlanacağı bir süreci ortaya koymaktır. Yatırımın ise kolayca, hızlı ve prosedürlerden uzak yapılması ile bürokratik sorunların sona erdirilmesi, Hizmet İhracatçıları Birliği’nde kurulacak ‘Gayrimenkul Komitesi’nin ele alması gereken ilk konu olmalıdır.
Bunun için yabancıya vatandaşlık verilmesinden ziyade, ‘One Stop Agency’ dediğimiz, ‘yatırım yapmalarını kolaylaştırıcı’ ofisler kurulmalıdır. İstanbul, Antalya, Alanya, Bodrum, İzmir, Ankara, Bursa ve Trabzon’da kurulabilecek bu yatırımcı ofislerinde yurt dışı yatırımcılar için tek çatı altında adres kaydı, ikamet, vergi numarası, uygunluk belgesi, e-devlet gibi pek çok alanda çözüm sağlanmalıdır.
Yabancıya gayrimenkul satan büyük aracı firmaların bu ofislerde işlemlerini tamamlayacağı, borsada yatırımcılarını koruyan aracı kurumlar gibi bağımsız denetime girmek suretiyle satış yaparak fatura kesebileceği sistem kurulursa, satışlar hem kayıt altına alınır hem de doğru fiyattan gösterilir. Yabancıya gayrimenkul satışını bu işi bilen lisanslı büyük firmalar eliyle, denetimle ve kontrollü biçimde tek bir noktadan yaptığımızda ülkemize giren paranın ne kadar olduğu banka kanalıyla kayıt altına alınabilir.
Biz bağımsız denetime tabi yaklaşık 70-80 tane lisanslı kuruluş olarak, bu noktalarda sorumluluk alsak, bütün yatırım sürecinin güven tesis edilerek iyileştirilmesi mümkün olur. Bu, sektörümüz için en az parasal teşvik kadar önemli bir konudur.
Teşvik Verilirse Gayrimenkulde İhracat Markaları Çıkar
Gayrimenkul hizmet ihracatında teşvik, sektörümüzün uluslararası pazarlarda tanıtım, reklam, pazarlama, organizasyon, katılım gibi etkinlikler için destek alabilmesi demektir. Yabancıya gayrimenkul satışında yetkin, büyük pazarlara hitap edebilme potansiyeline sahip firmalara teşvik verildiğinde bundan ülkemiz kazanacaktır.
Bugün Tekçe Overseas olarak İstanbul ofisimizdeki Cezayirli çalışanımız, İspanya ofisimizdeki Portekizli çalışanımızla birlikte İspanya’da bir Amerikalının dairesini Kuveytli bir müşteriye satabiliyoruz.
Satış organizasyonumuzun ne kadar global nitelik kazandığını gösteren bu örnekte, ana hizmeti İstanbul’da verdiğimiz için ülkemiz kazanan tarafta kalıyor. Bununla birlikte şayet teşvik almamız söz konusu olsaydı, İspanya’da şirket kurmak yerine şube açarak ödediğimiz vergilerin Türkiye’de kalmasını sağlayabilirdik.
Global çapta hizmet veren şirketler teşvikle desteklenirse, faturayı ülkemizde keserek yabancı ülkedeki bir gayrimenkulü yabancıya satabilir, Türkiye’den dünyaya ‘gayrimenkulde ihracat markaları’ çıkarabiliriz.
GİGDER, Gayrimenkul Sektörünün TÜRSAB’ı Olmaya Aday
GYODER’de 2018 yılında ‘Gayrimenkul İhracat Komitesi’ni kurarak ‘gayrimenkul ihracatı’ kavramını ilk dile getirdiğim yıllarda sektörümüzün doğrudan yatırım çekme potansiyeliyle tıpkı turizm ve sağlık sektörleri gibi ihracat geliri yaratma gücü taşıdığına ve bunun için sektörün kurumsallaşmasının gerekliliğine pek çok kez dikkat çektim.
GİGDER’i Faruk Akbal ile kurduğumuz 2020 yılından bu yana ise sektörü 2025 yılına hazırlayan ve yılda 20 milyar dolar döviz geliri hedefi koyduğumuz Stratejik Eylem Planı ile ‘gayrimenkul sektörünü ihracat odaklı düşünmek’ üzerine kafa yoruyoruz. Bu alanda kurulacak bir diğer kritik adım da aracı kurumların lisanslanması ve sertifikalandırılmasıdır.
GİGDER olarak yurt dışına gayrimenkul satış hizmeti veren aracı kurumlara verilebilecek teşviklerin en verimli şekilde yönlendirilmesi için firmaları eğitim ve sertifikasyon ile ayrıştırma alanında tüm kadromuzla gönüllü danışmanlık vermeye hazırız. Yabancıya gayrimenkul satan tüm firmaları tanıyoruz. Bu firmaları elemeye, sertifikalandırmaya tabi tutarak yeterliliklerini, kurumsallıklarını, satış oranlarını tespit etmek ve teşviklerin en doğru yerlere kanalize olmasını sağlamak bizim imkânımız dahilinde. Turizm sektörünün TÜRSAB’ı varsa GİGDER olarak gayrimenkul sektörünün TÜRSAB’ı olmaya hazırız.
Sağlıkta Teşvikle Sağlanan Sıçrama Gayrimenkulde Neden Olmasın?
Gayrimenkul sektörünü teşvikle desteklemek için, sağlık turizmine verilen teşviklerle sağlanan büyümeden de ilham almamız gerekir. Sağlık merkezlerinin Ticaret Bakanlığı’nın Turqualty programına dahil olmalarıyla uluslararası hedef pazarlarda tanı merkezleri kurmaları ve sektör temsilcilerinin yurt dışında yüzlerce tanıtım etkinliğinde bulunması, sağlık turizminden sağlanan gelirleri ciddi oranda artırdı. Buna ülke bazlı pazarlama stratejileri eklendiğinde Türkiye bugün, saç ekiminden estetiğe, obeziteden diş tedavilerine ve her türlü cerrahiye kadar pek çok alanda çekim merkezi oldu. Neden benzer bir büyüme grafiği, gayrimenkul sektöründe yaşanmasın? Neden destek almadan bugün yılda 10 milyar dolarlık doğrudan yatırım getirebilen, yılda 20 milyar dolarlık ihracat gelirini 2025 hedefine koyan bir sektör, teşvikle uluslararası pazarlarda katbekat hedef büyütmesin?
Sağlıkta hizmet ihracatını geliştiren en önemli konulardan biri ise ‘Avrupa’nın yaşlı ve emeklilerine sağlık ve bakım hizmeti sunan bir Türkiye olma’ hedefiyle hareket edilmesiydi. Gayrimenkul sektöründe de benzer bir fırsat bulunmaktadır. GİGDER Araştırma ve Yayınlar Komitesi olarak yayınladığımız “Dünyada Göç ve Yatırımcı İlişkisi” adlı kitaba göre, bugün 80 binden fazla Amerikalı, emeklilik maaşıyla kıt kanaat geçinmektense, sağlık hizmetlerinin daha ekonomik olduğu Vietnam’da emeklilik konutlarını satın alıp, geri kalan hayatını burada geçirmeyi tercih edebiliyor. Neden Vietnam yerine Türkiye’yi seçmelerini sağlayarak doğrudan yatırımlarımızı artırmayalım? Buna neden odaklanmamız gerektiğini, dikkat çekici bir örnekle aktarmak isterim.
Emekli ABD’lileri Türkiye’ye Çekecek Vizyon Kazandıracak
ABD’nin en çok satan gazetesi Wall Street Journal’ın (WSJ) ‘Encore’ ekinde yer alan ve ABD’li çift Eric-Kay Farber’ın emekli olduktan sonra rahat bir hayat kurmak için alternatif seçenekler arasında Türkiye’de karar kılmasını konu alan “İstanbul’da emekli olmak ne demek?” başlıklı yazı dikkat çekici bir noktaya işaret ediyor. Yazıya göre 2004 yılından bu yana İstanbul’da yaşayan Farber’lar, İstanbul Moda’da 18 yılda dolar cinsinden 3 kat değerlenen, lüks bir sitede oturuyor ve emekli maaşlarıyla döviz kurunun avantajından yararlanarak sağlık, beslenme, ulaşım gibi masraflarını neredeyse bedava diyebilecek kadar düşük maliyetlerle karşılayabiliyor.
İşte çözüm de Türkiye’yi daha çok tanıtarak, zengin ülkelerin emeklilerine özel ikamet ve tanıtım programları geliştirebilme vizyonundan geçiyor. Hizmet İhracatçıları Birliği bünyesinde Gayrimenkul Komitesi kurarsak, bu komite ile Amerikalı emeklileri Türkiye’ye çekecek özel bir ulaşım, transfer veya tanıtım programı geliştirebilir, bunun için diğer komitelerle iş birliğine de girebiliriz. Bu vizyonla gayrimenkul ihracatının yıllık 30-40 milyar dolarları bulması ve 100 milyar dolarlık hizmet ihracatı hedefinin önemli bir bölümünün gayrimenkulden gelmesi mümkün olabilir.