İçindekiler
Kültür ve tabiat varlıklarının korunması, sağlıklı hale getirilmesi ve geliştirilmesine yönelik tanzim edilen kanunlar, yönetmelikler, yönergeler, tüzük ve tebliğler, koruma kurulları ilke kararları, yargı kararları, uluslararası sözleşmeler çok geniş ve son derece kapsamlı bir mevzuatı oluşturmaktadır.
Bu makalede taşınmaz kültür varlığı olarak tescil edilen yapılar ve bunların koruma alanlarında yapılacak inşaat faaliyetlerine ve denetim esaslarına kısaca değinilecektir.
İlgili Mevzuatın Tarihsel Gelişim Süreci
Yurdumuz tarih boyunca üzerinde pek çok uygarlığın hüküm sürmesi nedeniyle kültür varlıkları bakımından son derece zengin bir ülkedir. Geçmiş yıllarda koruma bilincinin yeterli düzeyde olmayışı nedeniyle, tarihi mirasın gelecek kuşaklara aktarılmasında sorunlar yaşanmıştır. Bu çerçevede, kültür mirasının korunması amacıyla gerekli olan mevzuat ve düzenleyici/denetleyici kurumlar oluşturulmuştur.
İlk düzenleme 1874 yılında düzenlenen ve 1884, 1906 yıllarında geliştirilen “Asar-ı Atika Nizamnamesi”dir. 1951 yılında “Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu” kurulmuş olup, 1973 yılında ise Cumhuriyet tarihinin ilk koruma mevzuatı olma özelliğini barındıran “Eski Eser Yasası” yürürlüğe girmiştir.
1983 yılında günümüz uygulamalarına yasal dayanak teşkil eden “2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu” çıkarılmıştır. Söz konusu kanun, 1987 yılında 3386 ve 2004 yılında 5226 sayılı kanunlarla revize edilmiştir.
Yasaya son hali ile yeni tanımlar getirilmiş, ilke ve uygulama kararları alınması hedeflenmiş, koruma kurulları bazında teşkilat oluşturulmasına yönelik esaslar oluşturulmuş; imar planları, kamulaştırma, zilyetlik, mülkiyet gibi konularda düzenlemeler yapılmış, tescilli yapıların onarımı için kaynak geliştirilmesi amaçlanmış, yerel yönetimlerin yetki/sorumlulukları geliştirilmiştir.
Taşınmaz Kültür Varlığı Yapı ve Restorasyon İşlemleri
Taşınmaz Kültür Varlığı Yapı: Tarih öncesi ve tarihi devirlere ait bilim, kültür, din ve güzel sanatlarla ilgisi bulunan veya tarih öncesi ya da tarihsel süreç içinde sosyal yaşama konu olmuş, bilimsel/kültürel açıdan özgün değerler taşıyan; yer üstünde, yer altında veya su altında inşa edilmiş sabit ve müteharrik tesislerdir. Kültür varlığı yapıların sınıfları, taşınmazın yasal statüsüne; çevresel, kültürel ve tarihsel durumuna göre koruma kurullarınca belirlenmektedir.
1. Grup yapılar: Toplumun maddi tarihini oluşturan kültür verileri içinde tarihsel, simgesel, anı ve estetik nitelikleriyle korunması zorunlu yapılardır.
2. Grup yapılar: Kent ve çevre kimliğine katkı yapan ve yaşam biçimini yansıtan yapılardır. Koruma kurulları, yapının tanımda bahsi geçen özelliklerine göre sınıfını tayin eder.
Restorasyon: Kültürel değerleri taşıyan ve yansıtan tarihi yapılara, en az müdahale ile en iyi bakımı yapmak adına gerçekleştirilen geniş kapsamlı, detaylı ve hassas çalışmaların bütünüdür. Restorasyona konu olan bazı uygulamalar genel olarak ve özetle şöyle tanımlanmıştır:
- Reintegrasyon: Bir bölümü ya da tamamı yok olmuş yapıyı eski haline getirmek (geleneksel veya çağdaş malzeme ile bütünleştirme).
- Renevasyon: Yapıyı tadil ederek yenilemek, fonksiyon kazandırmak (yenileme ve onarım).
- Tarihsel eklentiler: Yapının tarihsel durumuna göre eklentiler yapmak.
- Günümüzdeki eklentiler: Yapıya günümüz şartlarına göre eklentiler yapmak.
- Rekonstriksiyon: Yapıyı bulgulara göre özgün biçimde yeniden inşa etmek.
- Güçlendirme: Yapının mevzuata göre sağlamlaştırılması.
- Liberasyon: Yapının tekniğine uygun olarak temizlenmesi.
- Nakliye: Yapının taşınması (zorunlu şartlar yoksa yapılamaz).
İnşaat İzni Verme Yetkisi
Anayasanın “XI. Tarih, kültür ve tabiat varlıklarının korunması’’ başlığı altında yer alan 63. Maddesinde ‘Devlet, tarih, kültür ve tabiat varlıklarının ve değerlerinin korunmasını sağlar, bu amaçla destekleyici ve teşvik edici tedbirleri alır. Bu varlıklar ve değerlerden özel mülkiyet konusu olanlara getirilecek sınırlamalar ve bu nedenle hak sahiplerine yapılacak yardımlar ve tanınacak muafiyetler kanunla düzenlenir” hükmü yer almaktadır.
Bu bağlamda 2863/3386/5226 sayılı Kanunlar ve ilgili yönetmelikler yürürlüğe sokulmuş, taşınmaz kültür varlığı yapıların tanımı, onarımı, inşaatı ve denetimi ile ilgili uygulanacak yöntemler; kurum ve kişilerin yetki ve sorumlulukları belirlenmiştir.
İnşaat İzni: Restorasyon, restitüsyon ve röleve projeleriyle birlikte, ruhsat talebiyle müracaat edilen ilgili belediye “esaslı tadilat/onarım” gerektiren teklifi imar planı şartlarına göre değerlendirerek dosyayı koruma kurullarına havale eder (Teklifin imar planı ve yönetmelik şartlarına aykırılığı varsa koruma kuruluna bilgi verilmelidir).
Basit tadilat izni gerektiren uygulamalarda ve özel şartlar barındıran bir yapı değilse, belediyenin yetkili organı KUDEP “onarım ön izin belgesi” tanzim etme yetkisine haizdir. Sonraki aşamada; koruma kurulları uygulama projelerini onaylayarak ruhsat tanzim edilmek üzere ilgili belediyelere gönderir. Belediyeler de ruhsat verme işlemini gerçekleştirir. Yerel yönetimler, kurul onaylı projelere uymak zorundadır (2863 s. Kanun Md. 61).
Uygulama ve Denetleme Aşaması
5216 s. BB Kanunu, 3194 s. İmar Kanunu, 2863 sayılı Kanunun 9-16-57-61’inci maddelerinin yanı sıra ek 4. maddesi ile ilgili yönetmelikler ve yönergeler uyarınca değerlendirme yapıldığında:
Koruma kurulları ve ilgili organların aldığı tüm kararlar bağlayıcı olup, alınan kararların uygulamasında belediyeler ile diğer kişi ve kurumların değerlendirme ve takdir yetkileri bulunmamaktadır.
Uzman teknik elemanlarca hazırlanarak onaylanan yenileme (restorasyon) projelerin teknik uygulaması, yine uzmanlar (TUS) tarafından üstlenilir. Denetimler mücavir alan içerisinde ilçe belediyeler, dışında ise valilikler (il özel idaresi) kanalıyla yapılır. Söz konusu kurumlar, koruma kurullarına bilgi verme zorunluluğunda olup, konuyu çevre ve şehircilik il müdürlüklerine de iletebilirler.
Uygulama ve denetimi, hangi belediyenin yapacağı konusunda tereddüt yaşanması halinde karar almada büyükşehir belediyeleri yetkilidir. İlçe sınırları içinde kültür varlığı inşaat uygulamalarını ve yasal işlem süreçlerini gerçekleştiren ilçe belediyeleri, büyükşehir belediyeleri tarafından denetlenir.
Alınan kararların gereğinin yerine getirilmemesi halinde idari denetim, içişleri bakanlığı tarafından yapılır. İnşaat işlemlerinin koruma bölge kurullarının kararları doğrultusunda yapıldığının saptanmasından sonra, ilgili idare tarafından iskân belgesi tanzim edilerek yapı, kullanıma hazır hale gelir.
Kaynaklar:
Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği