İçindekiler
“Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir.”
Gayrimenkul sektörü bu sözü fazlasıyla doğrulayan alanlardan biri. Özellikle son 1 yılda karşılaştığımız yönetmelik değişiklikleri, sadece piyasayı değil, biz emlak profesyonellerinin çalışma şeklini de doğrudan etkiliyor.
15 yıldır sektörde olan bir danışman olarak söyleyebilirim ki bu kadar kısa aralıklarla gelen düzenlemelere daha önce çok sık şahit olmadık. Evet, regülasyonlar şarttır. Disiplinin sağlanması, tüketici güvenliği ve piyasa istikrarı açısından bu düzenlemeler oldukça önemlidir. Ancak bir regülasyonun gerçekten etkili olabilmesi için beraberinde şu temel yapı taşları da güçlenmelidir:
- Finansal okuryazarlığın geliştirilmesi
- Sektör çalışanlarının eğitim kalitesinin artırılması
- Gayrimenkul danışmanı olma koşullarının en az lise düzeyine çekilmesi
Resmî Gazete’de Yayımlanan Yeni Yönetmelik (30 Mayıs 2025)
Ticaret Bakanlığı, 30 Mayıs 2025 tarihli Resmî Gazete’de, Taşınmaz Ticareti Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliği yayımladı. Bu düzenlemeye göre:
Madde 2’de şu ifade yer aldı:
“İnternet ortamında verilen taşınmaz ilanlarında genel ekonomik verilerle uyumlu olmayan ve haklı bir sebebe dayanmayan fiyat artışı yapılamaz ve işletmelerce bu ilanlara aracılık edilemez.”
Bu maddeyle birlikte artık sadece emlak işletmeleri değil, bu tür ilanlara konu olan mülk sahipleri de idari yaptırımla karşılaşabilecek.
Piyasa Dengesi mi, Serbest Piyasaya Müdahale mi?
Türkiye’de gayrimenkul sektörü uzun yıllardır serbest piyasa ilkelerine göre işler. Yani, “fiyatı arz ve talep belirler.” Ancak bu düzenlemeyle birlikte artık mülk sahipleri, genel ekonomik verilerle uyuşmayan fiyatları ilan veremez hâle geliyor. Emlak danışmanları da bu tür ilanlara aracılık ettiklerinde sorumlu tutulabilecek.
Bu noktada şu sorular cevap bekliyor:
- Ekonomik verilerle uyumsuzluk nasıl tanımlanacak?
- Ekonomik veri kaynağı ne olacak?
- Mülklerin satışı ile ilgili vergi mevzuatlarında iyileştirme düşünülecek mi?
- Haklı gerekçe kriteri nedir ve kim karar verecek?
- Danışmanlar mülk sahipleriyle hangi sınırda çalışacak?
- Cezai sorumluluk kime ait olacak?
- Mülklerin fiyatlandırmasında danışmanlar etkisiz eleman olup, iş itibarında erozyona mı uğrayacak?
Sürdürülebilirlik ve Şeffaflık mı Yoksa Belirsizlik mi?
Bu düzenleme bazı açılardan olumlu görülebilir. Piyasa istikrarı sağlamak, tüketici haklarını korumak ve fahiş fiyatları önlemek gibi amaçlar toplum nezdinde oldukça kıymetlidir. Ayrıca emlak sektörünün daha şeffaf ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşması için bu tür adımlar gereklidir. Ancak sahada çalışan danışmanlar olarak, sürecin nasıl işleyeceği konusunda ciddi bir netlik eksikliği görüyoruz.
- Ekonomik verilerle “uyumsuzluk” nasıl ölçülecek?
- “Haklı gerekçe” kriteri kim tarafından belirlenecek?
- Danışman olarak mülk sahibine karşı nerede duracağız?
Uygulamada bu belirsizlikler hem mülk sahipleriyle hem danışmanlarla hem de ilan platformlarıyla çakışmalara ve potansiyel yaptırımlara yol açabilir. Bu nedenle sadece yönetmelik değişikliği değil, beraberinde detaylı bir uygulama kılavuzu ve sektörle iletişim içinde yürütülen bir geçiş süreci gereklidir.
Sonuç: Sektör Dengesi Bilinçle Kurulur
Bu yeni yönetmelik tüketiciyi koruma, manipülatif fiyatlamayı engelleme gibi önemli niyetler taşıyor. Ancak sahada çalışan uzmanlar olarak biliyoruz ki bir düzenleme, sadece metinle değil, uygulama rehberiyle, eğitimle ve açık sınırlarla güçlü olur. Umuyorum ki sorularımın cevaplarının olduğu ek yönetmelik maddeleri devreye alınır.
Biz sektör çalışanları, hizmet verenleri olarak sesimiz duyuracak her türlü mecrada konuşmalıyız ve bizi temsil eden derneklerimiz hızlı aksiyon alıp bakanlık ile iletişime geçmeliler. Emlak sektörünün gelişimi için sadece regülasyon değil, bilinçli oyuncular ve kaliteli hizmet anlayışı da şart.