İçindekiler
Sanayileşme, çevre kirliliği ve nüfus artışı gibi etkenler, dünyamızın en önemli küresel sorunları arasında yer almaktadır. Bu da karbon salımını beraberinde getirerek kısa ve uzun vadede pek çok ciddi sorunu doğurmaktadır.
Bu durum hakkında farkındalık kazanmak ise uluslararası organizasyonlardan ve devletlerden, sivil toplum örgütlerine, şirketlere ve bireylere kadar herkesi kapsamaktadır. Çünkü giderek büyüyen tehlike, tüm dünyamızı ve dolayısıyla herkesi ilgilendirmektedir. Bu tehlikenin önüne geçmek için çevrecilik adına alınan önlemlerden biri de yeşil ofistir.
Yeryüzünde kaynakların verimli kullanımı ve geri dönüşüm farkındalığı yükseldikçe yeşil bina ve yeşil ofis kavramı da giderek önemli hâle gelmekte, bu da yapıların çevreye daha duyarlı yönetilmesi gerekliliğini gündeme getirmektedir.
Yeşil Ofis Nedir?
Ofislerde uygulan bir tasarruf ve iyileştirme programı olan yeşil ofis faaliyeti ilk olarak World Wide Fund for Nature (WWF-Dünya Doğayı Koruma Vakfı) tarafından ortaya atılmıştır. “Yeşil ofis nedir?” sorusu genel itibarıyla dünyamız açısından kritik öneme sahip olan ekolojik ayak izini azaltmak için ofislerin daha çevreci prensiplerle yönetilmesi olarak cevaplanabilir. Stratejik bir yaklaşım olarak ön plana çıkan yeşil ofis hareketi, ofis çalışanlarında karbon emisyonu başta olmak üzere enerji tasarrufu, yenilenebilir kaynaklar, doğal kaynakların bilinçli kullanımı ve yaşam tarzının değiştirilmesi gibi konularda kalıcı bilinç yaratmayı amaçlamaktadır.
Şirketlerin ofis kaynaklarının sistematik bir şekilde değerlendirilerek ilgili tasarruf kriterlerinin belirlenmesine ve bu çerçevede ofislerin kendi çevre yönetim sistemini yaratmalarına imkân tanıyan yeşil ofis programının iki ana ayağı tasarruf ve iyileştirme olarak öne çıkmaktadır. Şimdi yeşil ofis programını daha yakından tanıyalım…
Yeşil Ofis Programı Nedir?
Yeşil ofis programı, ofislerdeki yaşam tarzının değiştirilmesi ile ofis çalışanlarının farkındalık kazanmasına yönelik çalışmalar bütünüdür.
İş yaşamında herkesi çevre duyarlılığına dâhil ederek onların çevresel sorumluluk almalarını sağlayan bu program, yaşamın büyük kısmının geçirildiği ofislerde bir yandan kaynak tüketimini azaltıp kurumun doğa üzerindeki baskısını hafifletmeye bir yandan da tasarrufa yardımcı olmaktadır. Dolayısıyla yeşil ofis hareketiyle hem şirketler hem de doğa kârlı çıkmaktadır.
Ofis çalışanlarını doğa dostu tercihler yapmaları için teşvik eden yeşil ofis programı, ofislerde bir tasarruf mekanizması oluşturup, doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımına bireysel anlamda katkı sağlamaktadır.
Kurum çalışanları yeşil ofis programı ile doğaya karşı daha duyarlı davranarak doğaya saygılı ürünleri tercih etmektedirler. Doğayı koruyan ve bu anlamda öne çıkan kurumların sayısı da giderek artmakta ve bu maksatla hazırlanan yeşil ofis logosu ve diploması, kurumsal imajı da artırarak şirketlerin doğayı korumak için geliştirdikleri stratejilere değer katmaktadır.
Yeşil Ofis Sertifikası Nedir, Nasıl Alınır?
Enerji tasarrufu, doğal kaynakların bilinçli kullanımı ve yaşam tarzının değiştirilmesi gibi noktalarda ofis çalışanlarının bilgilendirilmesini temel alan yeşil ofis programı kapsamında kendi çevre yönetim sistemini yaratan ve çevre tahribatını azaltan ofisler, yeşil ofis sertifikası almaya hak kazanmaktadırlar.
Yeşil ofis programına dahil olup yeşil ofis sertifikasını almak isteyen ofislerin WWF Türkiye ile iletişime geçerek detaylı bilgi alıp başvuruda bulunmaları gerekmektedir. Süreç içerisinde ofislerde iyileştirilmek istenilen alanlar ile hedefler belirlenmekte ve bu doğrultuda bir çevre yönetim modeli oluşturulmaktadır. Bunun yanında ofis çalışanlarının da bilinçlenmeleri için şirket tarafından iç iletişim faaliyetleri yürütülmektedir.
Yeşil ofis sözleşmesi yapan kurumlar, hedefleri ve nasıl ilerlediklerine dair üç ayda bir rapor sunmaktadırlar. Süreç sonunda başarılı oldukları takdirde bir yılın ardından yapılan denetimle yeşil ofis sertifikası almakta ve böylece yeşil ofis logosunu kullanabilmektedirler.
Yeşil Ofisin Özellikleri Nelerdir?
Yeşil ofis kavramının temel ilkeleri, tasarruf ve iyileştirmedir. Bu kavram genel itibarıyla insan faktörünün doğal kaynaklara olan olumsuz etkisini ve ekolojik ayak izini azaltmak için oluşturulmuş olan bir stratejik yaklaşımdır.
Yeşil Ofis Uygulamaları Nasıl Yapılır?
Yeşil ofis uygulamalarının temelini “bilinç” oluşturmaktadır. Bu bilincin temelleri; ısıtma ve soğutma sistemleri, kâğıt tüketimi, gıda tüketimi, büro malzemeleri, elektrik tüketimi, ulaşım, su tüketimi vb. gibi konuları içermektedir.
Yeşil ofis için atılacak başlıca adımları şöyle özetlemek mümkündür:
- Kağıt kullanım oranını düşürmek,
- Çöplerin (tıbbi atık, cam, plastik, kâğıt, pil, mavi kapak vb.) sınıflandırıldığı geri dönüşüm kutularını kullanmak,
- Plastik kullanımını azaltmak,
- Bilgisayarları veya diğer elektronik cihazları yemek molasında ve mesai bitiminde kapatmak,
- Yapay ışıklandırmaları daha az kullanmak,
- İşe gelişlerde ve iş çıkışlarında mümkünse motorsuz (bisiklet, scooter vb.) taşıtları tercih etmek,
- Klimaları pencerelerin açık olduğu zamanlarda açmamak,
- Su tüketiminde dikkatli davranmak,
- Işıklandırmalarda harekete duyarlı sistemleri kullanmak.
Dünyadan Yeşil Ofis Örnekleri
Dünya çapında ünlü olan birçok şirket, çalışma koşullarını güncelleyip enerji sistemlerini yenileyerek sürdürülebilir gelecek adına yeşil ofis hareketine entegre olmuş durumda. Çevre dostu girişimleri ile yeşil ofis uygulamalarında öncü olan ünlü şirketler ve çalışmalarından bazı örnekler ise şöyle:
Unilever
Çevre dostu ve sürdürülebilir değişiklikler konusunda öncü olan Unilever, 99 ülkede yer alan ofis binalarının tümünde yeşil ofis hareketini başarıyla uygulamaktadır. Şirketin kullandığı yazılımlarla ofislerde belli bir süre kullanılmayan tüm bilgisayarlar otomatik olarak kapanmakta ve böylece yüksek oranda enerji tasarrufu sağlanmaktadır. Şirket ayrıca tek kullanımlık kağıt ve plastikleri ofislerden ve çalışma sistemlerinden çıkarmak, atık yönetim sistemlerini geliştirmek gibi sürdürülebilirlik faaliyetleriyle de dikkat çekmektedir.
Ikea
İsveçli şirketin Malmö’deki merkez ofisi dünyadaki sürdürülebilir binaları derecelendiren BREEAM Sertifikası’nı alarak 2017 yılında İskandinavya’nın en sürdürülebilir binası seçilmiştir.
Ikea’nın merkez ofisi Hubhult’un tüm sistemleri ile mimari geometrisi, enerji tasarrufu çerçevesinde tasarlanmıştır ve binanın kullandığı elektriğin büyük bir kısmı bina otoparkının dış cephesindeki güneş panellerinden elde edilmektedir.
Adobe
Uzun yıllardır çevre dostu ofis uygulamaları ile öne çıkan ünlü teknoloji ve yazılım şirketi Adobe, ofis binasında enerji tasarruf sistemleri kurmuştur. Binaların enerjisini büyük oranda yenilenebilir sistemlerden sağlayan şirket, çalışanların kendi aralarında kurdukları ekiplerle de sürdürülebilir politikaları hayata geçirme konusunda öncü ve yönlendirici olmaktadır. Bu ekipler çevre dostu alışkanlıklar geliştirmek üzere iklim değişikliği, karbon ayak izi gibi konularda bilgi verici etkinlikler düzenleyerek hem ofiste hem de kendi hayatlarında başarılı bir örnek teşkil etmektedirler.
IBM
Çevre dostu ofis uygulamalarında akıllı bina sistemlerini kullanan şirketin Londra’daki The Crystal binası, dünyanın en çevre dostu binalarından biri olarak tescillenmiş ve enerji sistemlerinden havalandırma sistemlerine dek her noktada çevre dostu son teknolojilerle tasarlanmıştır. Çevreye karşı duyarlılığı yüksek bir şirket olan IBM, sık periyotlarla karbon ayak izi ve tüketim ölçümleri yapmaktadır.