İçindekiler
Avrupa Birliği (AB) çevre dostu politikalarıyla öne çıkmak ve iklim değişikliği ile mücadelede liderlik etmek için önemli bir adım atmıştır. Bu adımın temelini ise Avrupa Yeşil Mutabakatı oluşturmaktadır. Söz konusu strateji, sadece çevre üzerinde olumlu etkiler bırakmakla kalmayıp aynı zamanda ekonomik büyümeyi desteklemeyi ve iş fırsatları yaratmayı da amaçlamaktadır.
Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın Hedefleri Nelerdir?
Avrupa Yeşil Mutabakatı, Avrupa Komisyonu tarafından 11 Aralık 2019’da Avrupa Parlamentosu ve Konseyi‘ne sunulmuştur. Bu mutabakatın temel hedefleri arasında 2030’a kadar sera gazı emisyonlarının en az %55 oranında azaltılması ve Avrupa’nın 2050’ye kadar dünyanın ilk iklim – nötr kıtası olması yer almaktadır. Bahsi geçen hedefler doğrultusunda karbon temelli ekonomik büyüme yerine temiz enerji odaklı, verimli kaynak kullanımına dayalı döngüsel ekonomiyi benimseyen bir ekonomik büyüme modelinin oluşturulması planlanmaktadır.
AB’nin sera gazı emisyonlarının %25’i ulaşım ve taşımacılıktan kaynaklanmakta olup bu oran her geçen gün artmaktadır. 2050 yılına kadar sera gazı emisyonlarının %90 oranında azaltılması hedefine ulaşmak için de kara, demir, hava ve deniz yolu ulaşımını kapsayan köklü dönüşümlerin hızla gerçekleştirilmesi, temiz enerjili alternatiflerin sunulması, bunların erişilebilir ve uygun maliyetli olması önemli bir gerekliliktir. Söz konusu değişiklikler, iklim – nötr olma hedeflerine ulaşmak için kritik bir konumda bulunmaktadır.
Sürdürülebilir Kentsel Hareketlilik Nedir?
Sürdürülebilir kentsel hareketlilik; şehirlerdeki ulaşım sistemlerinin çevre dostu, verimli ve erişilebilir olmasını hedefler. Bu kavram; toplu taşıma, bisiklet kullanımı, yürüyüş, elektrikli araçlar ile paylaşımlı ulaşım gibi çeşitli alternatiflerin kullanımını teşvik eder ve şehir planlaması, altyapı geliştirmesiyle de ilişkilidir. Diğer bir ifadeyle sürdürülebilir kentsel hareketlilik; çevreye zarar vermeden, doğal kaynakları koruyarak, toplumun ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik, ekonomik ve sosyal açıdan sürdürülebilir bir ulaşım sistemini ifade eder.
Atmosfere salınan sera gazlarıyla oluşan hava kirliliğinin azaltılması, su kaynaklarının korunması ve toprağın erozyonunun önlenmesi gibi çevresel faydalar, sürdürülebilir kentsel hareketliliğin önemli avantajlarını oluşturur. Geleneksel ulaşım sistemleri, fosil yakıtların kullanımı ve yüksek emisyon seviyeleri nedeniyle çevreye zarar verirken, sürdürülebilir kentsel hareketlilik alternatifleri karbon ayak izini azaltarak doğal kaynakları korur.
Sürdürülebilir hareketlilik aynı zamanda erişilebilirliği, güvenliği ve toplumsal eşitliği arttırır. Toplu taşıma araçları, yaya ve bisiklet yolları gibi çevre dostu alternatifler, toplumun erişim ihtiyaçlarını daha iyi karşılayarak toplumsal eşitliği destekler. Bu, farklı toplum kesimlerine eşit ulaşım hizmetleri sunulmasına olanak tanır ve toplumsal hareketliliği artırır.
Ekonomik açıdan bakıldığında, sürdürülebilir hareketlilik trafik sıkışıklığını azaltır, araç kullanımını düşürür, enerji verimliliğini artırır ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımıyla çeşitli ekonomik faydalar sağlar. Bu sayede kentler daha sürdürülebilir, ekonomik ve çevre dostu bir ulaşım altyapısına geçiş yapabilirler.
Düzenli egzersiz yapmayı teşvik etmesi ve fiziksel aktiviteyi artırması nedeniyle sürdürülebilir hareketliliğin sağlık açısından da faydaları vardır. Bu sayede; obezite, diyabet ve diğer kronik hastalıkların önlenmesine yardımcı olur.
Sürdürülebilirliğin her üç boyutuna da ayrı ayrı katkı sunabilen kentsel hareketlilik, AB’nin iklim değişikliği politikalarının ayrılmaz bir parçası hâline gelmiş ve Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın sekiz bileşeninden birisi “sürdürülebilir ve akıllı bir hareketliliğe geçişi hızlandırmak” olmuştur.
Avrupa Yeşil Mutabakatı İçerisinde Sürdürülebilir Kentsel Hareketliliğin Önemi
Mutabakat, AB ülkelerinin kentsel alanlardaki ulaşım sistemlerini gözden geçirerek çevreye duyarlı ve yenilikçi çözümlere odaklanmalarını teşvik etmeyi amaçlamaktadır. Özellikle; sera gazı emisyonları ile trafiğin ve şehirlerdeki hava kirliliğinin azaltılması gibi hedefler, bu stratejinin temel unsurları arasında yer almaktadır.
Avrupa Yeşil Mutabakatı, sürdürülebilir kentsel hareketliliğe yönelik etkili politika ve eylemleri destekleyerek AB ülkeleri arasında ortak bir vizyon oluşturulmasına yardımcı olmayı hedeflemektedir. Ayrıca AB’nin çeşitli fonları ve destek mekanizmaları aracılığıyla şehirlerin altyapıları ve ulaşım sistemleri yenilecek ve bu dönüşüm hızlandırılacaktır.
AB’nin Sürdürülebilir Kentsel Hareketlilik Hedefleri Nelerdir?
Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında 9 Aralık 2020’de yayımlanan Sürdürülebilir ve Akıllı Hareketlilik Stratejisi ve Eylem Planı; AB’nin ulaşım sistemini yeşil ve dijital dönüşüm için hazırlamayı ve gelecekteki krizlere daha dirençli hâle getirmeyi amaçlamaktadır. Bu strateji, AB’nin ulaşım sektöründeki karbon salımlarını azaltma, ulaşım sistemini akıllı ve sürdürülebilir hâle getirme amacı doğrultusunda girişimleri belirlemektedir.
Stratejide yer alan hedefler arasında, karbondioksit emisyonlarını %60 oranında azaltma, ulaşım sektöründe verimliliği artırma, trafik kazalarını önleme, hava kirliliğini azaltma, yeşil iş imkânları yaratma ve ulaşım hizmetlerine erişimi arttırma gibi önemli amaçlar bulunmaktadır. Ayrıca AB ülkeleri ve sektör paydaşları arasında iş birliği ve koordinasyonu teşvik ederek, AB genelinde sürdürülebilir bir ulaşım sistemi oluşturma amacı güdülmektedir.
Sürdürülebilir ve Akıllı Hareketlilik Stratejisi’nin 5 Temel Unsuru
Bahse konu hedeflere ulaşmak için AB; araç teknolojisinde yenilikçi çözümler, alternatif yakıtlar, akıllı ulaşım sistemleri, elektrikli araçlar, bisiklet ve yaya yolları gibi farklı alanlardan faydalanmaktadır. Ayrıca ulaşımın çevresel etkisini azaltmak ve sürdürülebilirliği arttırmak için ulusal ve bölgesel düzeyde yatırım kararları almaktadır.
Sürdürülebilir ve Akıllı Hareketlilik Stratejisi’nin beş temel unsuru aşağıda özetlenmiştir:
- Akıllı Ulaşım Sistemleri: Trafik akışını izleyerek, sıkışıklığı azaltır ve akışı optimize eder. Bu sayede, yakıt tasarrufu sağlanır ve çevre kirliliği azaltılır.
- Etkin Yönetim: Ulaşım sistemlerinin planlanması, yönetimi ve finansmanını optimize ederek, sürdürülebilir kentsel hareketliliği teşvik eder.
- Entegre Ulaşım: Farklı ulaşım türlerinin birbirleriyle entegre ederek, daha etkili ve verimli bir ulaşım sistemi oluşturmayı hedefler. Bu sayede, toplumun ulaşım ihtiyaçları daha iyi karşılanır ve trafik sıkışıklığı azaltılır.
- Temiz Yakıt: AB temiz yakıt kullanımını teşvik eder ve elektrikli / doğal gazlı araçlar, hidrojen yakıt hücreleri gibi çevreye duyarlı alternatiflerin kullanımını arttırmayı hedefler.
- Yeşil Hareketlilik: AB; toplu taşımayı, bisiklet kullanımını ve yaya hareketliliğini teşvik ederek, çevreye duyarlı alternatiflerin kullanımını arttırmayı amaçlar.
Detaylandırdığımız genel hedeflerin yanında strateji; birçok ölçülebilir, somut amaç da belirlemiş ve 2050 yılına kadar ulaşılması gereken noktaya varabilmek için çeşitli kilometre taşları belirlemiştir.
Bu kapsamda 2030 yılına kadar:
- Avrupa yollarında en az 30 milyon sıfır emisyonlu otomobil ve 80 bin sıfır emisyonlu kamyonun kullanımına başlanması,
- 100 Avrupa şehrinin iklim – nötr yapıya kavuşturulması,
- Yüksek hızlı tren trafiğinin ikiye katlanması,
- AB içerisinde 500 km’nin altındaki toplu seyahatlerin karbon – nötr gerçekleştirilmesi,
- Hareketlilikte otomasyonun büyük ölçekte yaygınlaştırılması,
- Sıfır emisyonlu gemilerin pazara hazırlanması,
2035 yılına kadar:
- Sıfır emisyonlu büyük uçakların pazara hazır hâle getirilmesi,
2050 yılına kadar:
- Neredeyse tüm otomobiller, kamyonetler, otobüsler ve ağır taşıtların sıfır emisyonlu olması,
- Demir yolu yük trafiğinin ikiye katlanması,
- Yüksek hızlı demir yolu trafiğinin üçe katlanması,
- Yüksek hızlı bağlantıya sahip çok türlü (multimodal) Trans – Avrupa Ulaştırma Ağının (TEN – T), belirlenmiş kapsamlı ağ için faaliyete geçirilmesi hedeflenmiştir.
Temiz Yakıtlı Araçlar Neden Önemli?
AB’nin Sürdürülebilir ve Akıllı Hareketlilik Stratejisi, emisyon azaltma stratejilerinden biri olarak temiz yakıtlı araçların kullanımını teşvik eden politikalara ve önlemlere odaklanmaktadır. Strateji ve eylem planı; sıfır emisyonlu araçların, yenilenebilir düşük karbonlu yakıtların ve ilgili altyapının tedarikini arttırmayı amaçlamaktadır. AB araç filosundaki düşük ve sıfır emisyonlu araç oranının hâlâ düşük olduğu göz önüne alındığında, temiz araç direktifi çerçevesinde belirlenen karbon, hava kirliliği emisyonları ve kamu alımları standartlarının uygulanmaya devam edileceği bilinmektedir.
Komisyonun 2021 yılı haziran ayında otomobiller ve ağır taşıtlara yönelik karbondioksit standartlarını gözden geçirmeyi teklif edeceği vurgulanmaktadır. Komisyon, araç motorlarının Euro 7 sınır değerlerine yönelik sıkı emisyon standartları oluşturarak piyasada sadece düşük emisyonlu araçların bulunmasını hedeflemektedir. Strateji, sıfır emisyonlu araç talebinin canlandırılması için AB çapında kapsamlı bir politikaya ihtiyaç olduğunu vurgulamaktadır.
Ayrıca karbon fiyatlandırması, vergilendirme, kara yoluna yönelik ücretlendirmeler ve ağır vasıtaların ağırlıkları ile ilgili kuralların revize edilmesi gibi önlemlerin devreye sokulması öngörülmektedir. Araçların emisyon ve güvenlik standartlarına ömür boyu uyum sağlanması amacıyla yol elverişlilikle ilgili AB mevzuatının yeniden ele alınması gerektiği belirtilmektedir. Karbon – nötr hâle gelmiş akaryakıtların kullanımının teşvik edilmesi ve sürdürülebilir düşük karbonlu yakıtların hızla benimsenmesi gerektiği vurgulanmaktadır.
Strateji, kara yolu taşımacılığındaki sıfır emisyonlu çözümlerin uygulanmaya başlandığını ve üreticilerin pilli elektrikli araçlara yoğun yatırım yaptığını belirtirken, demir yolu taşımacılığının daha fazla elektrikli hâle getirilmesi ve uygulanamadığı durumlarda hidrojen kullanımının arttırılması gerektiğini ifade etmektedir.
Önümüzdeki 10 Yılda Hava ve Deniz Taşımacılığında Karbonsuzlaştırma Sorunları Görülecek
Stratejiye göre, önümüzdeki 10 yılda hava ve deniz taşımacılığında daha büyük karbonsuzlaştırma sorunları yaşanması öngörülmektedir. Bu sorunlar, sıfır emisyon teknolojilerinin eksikliği, uçak ve gemilerin uzun üretim ve kullanım süreleri, büyük altyapı yatırımları gereksinimi ve uluslararası rekabet koşulları gibi faktörlerden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle, uçak ve gemilerin enerji verimliliğini artırmak ve emisyonlarını azaltmak amacıyla tasarım ve operasyonlarda iddialı standartların teşvik edilmesi gerektiği vurgulanmaktadır.
Tüm ulaşım türlerinde düşük ve sıfır emisyonlu araçların yaygın bir şekilde tedarikini mümkün kılmak için kapsamlı bir şarj ve yakıt ikmali altyapısı ağının oluşturulmasına ihtiyaç duyulduğu ifade edilmektedir. Stratejiye göre 2030 yılına kadar 1.000 hidrojen istasyonunun ve 3 milyon kamusal şarj noktasının kurulması hedeflenmektedir. Bu hususla ilgili olarak Alternatif Yakıt Altyapısı Direktifi’nin (AFID) değişikliğe uğrayacağı ve altyapının yaygınlaştırılması ile ilgili daha bağlayıcı hedefler konulacağı bildirilmektedir. Direktifin revizyonundan sonra TEN – T tüzüğünde de değişikliğe gidileceği belirtilmektedir.