İçindekiler
Ekoturizm ve Biz
“Doğal ve kültürel değerleri koruyarak bu alanlarda ve çevresinde yaşayan nüfusun sosyoekonomik gelişimi için kaynak yaratabilen, alternatif turizme dönük, doğal yaşama aktif katılımın sağlanabildiği çevreye duyarlı alanlardır.“
1/100.000 ölçekli çevre düzeni planlarında ekoturizm alanları, yukarıdaki şekilde tanımlanmaktadır. Ekolojik değerlere saygılı turizm faaliyetleri, aslında çok geniş kapsamda değerlendirilmektedir. Ekoturizm, özellikle kırsaldaki halkın gelir seviyesini arttırması bakımından çok önemli fırsatlar yaratabilecek bir modeldir.
Türkiye’de daha çok iyi korunmuş eski köylerde günübirlik ziyaretler ve oda pansiyonculuğu şeklinde yapıldığını gördüğümüz bu turizm modeli, son yıllarda özellikle bağ rotaları sayesinde butik şarap üreticilerinin kurduğu tesislerle de daha nitelikli hâle gelmektedir.
Genel bir girişin ardından bu ayki konumuz ekoturizm hakkında, öncelikle elimizdeki bilgileri gözden geçirelim… Ardından ülkemizde mevcut olan yatırım örneklerinden bahsederek sorunlarımızı ve çözüm önerilerimizi dile getirerek bitirelim.
Aslında ekoturizmin içerisine çok fazla kavram yerleştirmek mümkündür. Temel anlamda ekolojik yapının bize sunduğu doğal, kültürel ve tarihî her değer bir turizm konusu olarak kabul edilmektedir. Bölgedeki endemik bitki örtüsü, yaban hayatı, coğrafi oluşumlar ya da yöre halkının kültürel yaşamı; başlı başına birer ekoturizm içeriği şeklinde değerlendirilmektedir.
Aklınıza Türkiye’deki en bilindik ve eski ekoturizm destinasyonu olarak Ürgüp Peri Bacalarını getirebilirsiniz. Gelişen iletişim teknolojileri ve gelir seviyesi ile yükselen kitlelerin daha fazla deneyim yaşama arzusu, ekoturizmin yükselmesinde ana etken olmuştur. Örneğin Batı Akdeniz bölgesinde lavanta tarlalarını görmek ya da Doğu Karadeniz yaylalarına çıkmak, artık eskisine göre çok daha popüler hâle gelmiştir.
Ekoturizm Gerçek Bir Cevher
Uluslararası Ekoturizm Topluluğu (TIES), yaptığı bazı araştırmalarda ekoturizmin taşıdığı yüksek potansiyeli ortaya koymuştur. Yaş aralığı 35-54 arasında olan ve çoğunlukla eşiyle birlikte seyahat eden ekoturistler, gittikleri bölgelerde standart turistlere göre 8-14 gün arası gibi bir süre ile daha fazla konaklamaktadır. Ağırlıklı üniversite mezunu ve yüksek gelir seviyesine sahip olan ekoturistler, genel deniz-güneş turistlerine nazaran kişi başı harcamalarda çok daha fazla pay almaktadırlar.
Son verilere göre ülkemizde kişi başı turist harcaması 600 dolar seviyelerinde iken bu tutar ekoturistlerde 1.500-2.000 dolar bandına kadar çıkmaktadır. Bu gezginlerin talep ettikleri ise çok iyi korunmuş doğa, yerel gastronomi, doğa ve yaşam ile elde edilebilecek tüm deneyimlerdir… Doğa sporlarının da ekoturizmde etkisi oldukça yüksektir. Özellikle dağ bisikleti, trekking, kano, dalga sörfü gibi dallarda önemli potansiyeller bulunmaktadır.
Biz Neredeyiz?
Görüldüğü üzere hâlihazırda sahip olduğumuz imkânları organize ve planlı bir şekilde değerlendirerek, gerçekten nitelikli ve sürdürülebilir turizm geliri elde etmemiz mümkündür. İşin güzel tarafı da çok ciddi bir tesis ve altyapı maliyetine ihtiyaç duyulmamasıdır. Zira bu modelde amaç, olanı değerli ve ulaşılabilir kılmaktır.
Ülkemizde ekoturizm alanları, yazımın başında bahsettiğim 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planlarında tariflenmektedir. Her ne kadar tarifsiz bölgeler de olsa bölgelere göre tarifler değişiklik de gösterse, en azından elimizde kamunun tarif ettiği bir kavram var… Söz konusu turizm modeli yatırımlarına kamu açısından bakıldığında daha çok orman alanlarında yürüyüş yolları ve ahşaptan yapılma kabin tarzı imalatlarla sınırlı olduğu görünmektedir. Ancak bu alanda kalkınma ajanslarının önemli etüt çalışmaları bulunmaktadır.
T.C. Tarım ve Orman Bakanlığının kırsal kalkınma desteklerinin çoğunda bu turizm türüne de yer verilmektedir. Ancak bunun yanı sıra nedendir bilinmez, son destek listelerinde turizm seçeneği yer almamaktadır.
Özel sektör ise konuyu çok fazla kurumsal gözle ele almamaktadır. Şu anda özel yatırımların; köylerde oda pansiyonculuğu, şarap üreticilerinin butik konaklama hizmetleri ve çadır-karavan kampçılığı gibi başlıklarda yoğunlaştığı görülmektedir.
Öte yandan büyükşehir belediye yasası sonucu büyükşehir olmayan illerde kırsal alandaki imar uygulamalarının il özel idaresi tarafından yürütülmesi ile ekoturizm kavramı da daha çok rant üretimi üzerine kullanılmaya başlanmıştır.
Ekoturizmi Hayata Geçirelim
Yapılması gerekenlere gelecek olursak ilk etapta ekoturizmi her anlamda doğru ve net tanımlamalıyız. Ülkemizin özellikle turizm tesisleri ve turist istatistiklerinde yer almasını sağlamalıyız. Yerel yönetimlerin dağınık şekilde yapmaya çalıştıkları gelişim stratejilerini bir çatı altında toplayarak genel bir Türkiye ekoturizm pazarlama ve gelişim planı oluşturmalıyız.
Ekoturizm kavramının, rant üretiminden çıkarılıp efektif ve sadece ihtiyaca cevap verecek bir çözüm olmasını sağlamak da önemli bir koşuldur. Gelen ziyaretçilerin etkinlikleri iyi planlanmalı ve buna göre tur programları oluşturulmalıdır. Ayrıca farklı sebeplerden boşaltılmış ve metruk hâlde kalan köyleri, bir an önce aslına uygun şekilde hayata döndürecek metotlar düşünülmelidir. Göllerimizi daha etkin kullanabileceğimiz spor odaklı planlar da ekoturizm potansiyelimizin gelişmesine katkı sağlayacaktır.