İçindekiler
Türkiye’nin batısı, endüstriyel gayrimenkul yatırımları ve sanayi yerleşimleri açısından daha yoğun ve gelişmişken, doğu bölgeleri gerek yerli gerekse de uluslararası yatırımcılar açısından daha az tercih edildiği için önemli bir sanayi gelişimi sağlayamamıştır. Aradaki bu dengesizliğin nedenlerini ve çözüm yolları üzerindeki fikirlerimi bu makalede bulabilirsiniz.
Türkiye’nin Batısındaki Endüstriyel Kümeleşme
Ülkemizin endüstriyel açıdan gelişmiş bölgeleri; Marmara Bölgesi, Ege Bölgesi ve İç Anadolu’nun batı kesimleridir. Bu bölgelerde yer alan büyük şehirler, özellikle İstanbul, İzmir, Kocaeli ve Bursa gibi nüfusun büyük olup ticari hareketin yoğun olduğu şehirler, Türkiye’nin en büyük ve üretken endüstriyel merkezlerini barındırmaktadır. Bu bölgelerdeki endüstriyel kümeleşeme birçok nedene bağlı olsa da bunlardan en önemlileri;
Lojistik Kolaylıklar
Türkiye’nin batısındaki büyük şehir ve yakın bölgelerde, sanayi tesislerinin ihtiyacı olan ulaştırma kolaylıklarına büyük yatırımlar yapılmış durumdadır. Özellikle İstanbul ve İzmir’deki ticari limanlar, ürünlerin küresel pazara hızlı ve daha az maliyetli ulaştırılabilmesi açısından önemli bir avantaj sağlamaktadır.
Nitelikli İş Gücüne Yakınlık
Batı bölgelerindeki nüfusun yoğunluğu, nitelikli eğitim kurumlarının bu bölgelerde olması, sanayi tesislerinin ihtiyacı olan yönetici, orta yönetici ve iş gücüne olan ulaşımı kolaylaştırmaktadır. Böylelikle üretim sürecinde kesintisize yakın bir süreç yaratılabilmektedir.
Güvenli Bir Yatırım Ortamı
Batı bölgeleri, siyasi ve ekonomik olarak yatırımcılara daha güvenli ve öngörülebilir bir ortam sunmaktadır. Ticaret merkezlerinin de bu bölgelere yakın olması, yatırım fikrinin desteklenmesinde önemli bir sağlama ölçütüdür.
Türkiye’nin Doğusunda Endüstri Ne Durumda?
Orta ve Doğu Anadolu bölgesinde, geçmişte batı bölgeleri arasındaki yatırım dengesizliğinin giderilmesi amacıyla birçok proje planlanmış ve bunların bir kısmı hayata geçmiştir. Ancak günümüze geldiğimizde, hayata geçen endüstriyel projelerden çeşitli nedenlerle istenilen sonuçların alınamaması, yatırım iştahını da olumsuz bir şekilde etkilemiştir. 1950’lerden sonra liberal sanayileşme politikası benimsenmiş, özellikle Ankara’nın batısı bu politikanın ana bölgesi olarak belirlenmiştir. 1980’lere kadar sanayinin ağırlıklı gelişim bölgeleri batı bölgeleri olurken, doğu ve güneydoğu bölgeleri bu büyümeye dâhil olmamıştır. Hâlihazırda Güneydoğu Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde 50’ye yakın Organize Sanayi Bölgesi bulunmaktadır. Ancak bu sanayi bölgelerin batı bölgelerindeki sanayi gücü ile gerek ünite sayısı gerekse de üretim çıktısı olarak rekabet edebilmesi henüz pek mümkün değildir.
Geçen yıl meydana gelen Kahramanmaraş depremi ile beraber bölgeye yakın 34 Organize Sanayi Bölgesinin 7’sinin altyapısı büyük hasar almış, 5600 tesiste de orta ve ağır hasar tespit edilmiştir. Deprem; bölgedeki sanayi gücünde negatif etki yaratırken, mevut tesislerin ve projelerin gözden geçirilip tekrar yapılanma ihtiyacını da doğurmuştur.
Batı ve Doğu Sanayileri Arasında Dengeli bir Tesisleşme İçin Öneriler
Doğu bölgesinin endüstriyel gelişim açısından batı bölgesiyle eşit seviyeye gelebilmesi, gelir dağılımında fırsat eşitliğini tüm ülkeye yayabilmek ve küresel piyasalarda rekabette ülkenin tüm kaynakları ile var olabilmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Bu dengesizliği gidermek, bölgesel kalkınmayı desteklemek ve ulusal ekonomide büyümeyi artırmak için kapsamlı stratejiler uygulamamız gerekmektedir. Böylece, tüm bölgelerin potansiyelinden en iyi şekilde yararlanabilme fırsatını elde etmiş oluruz.
Yerel Eğitimi Güçlendirmek
Doğu bölgelerinde yaşayan nüfusa batı bölgeleri ile rekabet edebilecek seviyede yerinde eğitim fırsatı vermek; nitelikli işgücü yaratabilmenin ve bu iş gücünün göç etmeye gerek duymadan iş fırsatlarına kavuşabilmesinin önemli unsurlarından biridir. Kaliteli ve nitelikli eğitim için göç etmek zorunda kalmayan nüfus, yerel iş fırsatlarını öncelikli olarak değerlendirmek isteyecektir.
Sektörel Çeşitliliği Artırmak
Batı bölgelerindeki sanayi çeşitliliğini doğu bölgelerine de yansıtmak, yatırım fırsatlarının da çeşitlendirilmesine yol açacaktır. Geleneksel ve hafif üretimin yoğun olduğu doğu bölgelerinde, ağır sanayi tesislerinin varlığını güçlendirecek projeler hayata geçirmek için fırsatlar değerlendirilmelidir.
Ar-Ge Merkezlerini Çoğaltmak
Sanayi sektörünün temeli bilimdir. Teknoloji ve inovasyona yapılan yatırımlar çoğaltılarak, ileri teknolojiye bağlı projeleri destekleyen yatırımcıların artması sağlanabilir.
Enerjiye Erişimi Kolaylaştırmak
Elektrik, doğal gaz ve yenilenebilir enerji kaynaklarına ulaşımın kolay olması, bir sanayi tesisi için hayati önem taşımaktadır. Doğu bölgelerinde mevcut enerji kaynaklarının sayısını artıracak projeler üretmek, sürdürülebilir bir üretim sürecinin gerçekleşebilmesine olanak tanıyacaktır.
Güven İklimi Yaratmak
Yabancı kaynaklı yatırımın doğu bölgelerine tam olarak ulaşamamasının bir önemli sebebi de siyasi güven ortamından çekince duyulmasıdır. İstikrarlı siyasi bir ortam yaratılması için gereken tüm adımlar atılmalı ve yatırımcıya güven verilmelidir.
Vergisel Teşviklerin Çoğaltılması
Doğu illerindeki Organize Sanayi Bölgelerinde hali hazırda batı bölgelerine göre avantajlı vergi indirimleri ve teşvikler uygulanmaktadır. Vergi, enerji, imar, sigorta ve kredi finansmanı gibi teşviklerin ulusal yatırımcıların yükünü minimuma indirecek şekilde sürekli güncellenerek uygulamada tutulması, bölgedeki sanayi varlığının artışına katkıda bulunmaya devam edecektir.
“Doğu Bölgelerindeki Projelerin ve Yatırımların Çoğalması Gerekli”
Doğu bölgeleri ile Türkiye’nin batısı kıyaslandığında önemli bir nüfus farkı olduğu görülmektedir. Ancak bu; sanayileşmenin ve zorunlu olarak bunun getirdiği çalışma ekosisteminin batı bölgelerinde kümeleşmesinin sonuçlarından biri olarak değerlendirilebilir. Doğu bölgelerindeki potansiyeli kullanabilecek projelerin ve yatırımların çoğalması ile birlikte, hem yerel nüfus batıya göç etmek zorunda kalmayacak, hem de ülke toprakları tüm nüfusun dengeli ve verimli bir şekilde kullanılabildiği sanayi kalelerine kavuşmuş olacaktır.