İnşaat Malzemesi Sanayicileri İçin Yeşil Dönüşüm Rehberi

İçindekiler

Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD), İnşaat Malzemeleri Sanayisinin Yeşil Mutabakata Uyumu: Yeşil Dönüşüm için Ar-Ge ve İnovasyon Rehberi başlıklı çalışmasını yayınladı. Çalışmada, Avrupa Yeşil Mutabakatı ile Sınırda Karbon Düzenlemesi’ne uyum açısından da önemli olan sürdürülebilir ve düşük karbonlu üretime geçişin yol haritası, inşaat sektörü özelinde ele alındı.

Küresel Ölçekte İklim Değişikliği ile Mücadele, 1992’de Başladı

İnşaat malzemesi sanayicilerine; sera gazı emisyon azaltımının, enerji verimliliğinde artışın ve döngüsel malzeme kullanımının ipuçlarını veren çalışma, iklim değişikliği ile küresel ölçekli mücadelenin tarihsel gelişimini de şu ifadelerle aktarıyor:

İlginizi Çekebilir

2. Sürdürülebilir Tesis Yönetimi Zirvesi’nden Öne Çıkan Başlıklar

Geleceğin Şehirleri: Döngüsel Ekonomiyle Kaynak Yönetimi

İklim değişikliği ile küresel ölçekli mücadele, 1992 yılında yürürlüğe giren Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi ile başlayıp 2015 yılında Paris İklim anlaşması ve ardından 2019 yılında yayınlanan Avrupa Yeşil Mutabakatı ile ülkeler ve kuruluşlar için bağlayıcı hedef ve önlemler paketi hâline dönüşmüştür.

Bina Kullanımlarından Kaynaklı Karbon Emisyonları

Dünya genelinde binalarda enerji kullanımı ile ilgili rakamlara ev sahipliği yapan çalışma, 2021 yılında bir önceki yıla göre %4 artışla yaklaşık 135 EJ değerine ulaşıldığını ve bunun da son 10 yılın en yüksek yıllık artışı olduğunu ifade ediyor. 2021 yılında bina kullanımlarından kaynaklanan CO2 emisyonlarının da 2020’ye göre yaklaşık %5 ve bir önceki zirvenin oluştuğu 2019’a göre %2 yükselerek yaklaşık 10 GtCO2 seviyesine geldiğini paylaşan çalışma, bunun tüm zamanların en yüksek seviyesi olduğunun altını çiziyor.

İnşaat Malzemeleri Üretimi Kaynaklı Karbon Emisyonları

Raporda inşaat malzemeleri üretimi kaynaklı karbon emisyonu hakkında da şu rakamlar paylaşılıyor:

Dünya genelinde inşaat malzemeleri üretiminden kaynaklanan (çimento, demir-çelik, alüminyum, cam ve seramik) tahmini 3,6 Gt düzeyindeki CO2 emisyonu dahil edildiğinde, binalar 2021 yılında küresel CO2 emisyonunun yaklaşık %37’sini oluşturmuştur. Uluslararası Enerji Ajansı verilerine göre bina ve bina dışı inşaatlarda kullanılan malzemelerin üretimi ve inşa faaliyetleri sırasında oluşan CO2 emisyonu, 2021 yılında 4,7 Gt düzeyinde gerçekleşmiş olup toplam küresel CO2 emisyonunun yaklaşık %13’ünü oluşturmuştur (Tablo 1). Buna ek olarak, binaların kullanımı sırasında tüketilen enerji (yakıt+elektrik) kaynaklı CO2 emisyonların küresel emisyondaki payı ise 2021 yılında %27 olarak gerçekleşmiştir. Öte yandan 2021 yılında inşaat malzemeleri üretimi ile inşa faaliyetleri küresel enerji tüketiminin yaklaşık %7’sini oluştururken, küresel enerji tüketiminin %30’u binaların ısıtılma, soğutulma ve aydınlatılmasında kullanılmıştır (Tablo 2).

Rapordan Öne Çıkan Başlıklar

Avrupa Yeşil Mutabakatı’na uyum açısından sektör oyuncularına yol haritası olmayı amaçlayan İnşaat Malzemeleri Sanayisinin Yeşil Mutabakata Uyumu: Yeşil Dönüşüm için Ar-Ge ve İnovasyon Rehberi’nde öne çıkan başlıklardan bazıları ise şöyle sıralanıyor:

Avrupa Yeşil Mutabakatı’na uyum kapsamında sınırda karbon düzenlemeleri, yeşil ve döngüsel ekonomiye geçiş, iklim değişikliği ile mücadele gibi unsurların hayata geçirilmesinde, inşaat malzemesi sanayisinin ve genel olarak inşaat sektörünün önemli bir rol üstlenmesi gerekmektedir.
İklim değişikliği ile mücadele ederken ülkelerin ve şirketlerin rekabet edebilirlik güçlerinin korunması da hedeflendiğinden, Avrupa ile büyük ölçekli dış ticareti bulunan Türkiye’nin de şartlarını bu koşullara uygun hâle getirmesi gerekmektedir.
Sürdürülebilirlik konularının çok fazla ilgi ve destek kazandığı günümüzde, yeni ve sürdürülebilir iş modellerini hızlandırma çabaları, insan kaynaklı iklim sorununu çözmeye yönelik net bir yol oluşturmak için geleneksel Ar-Ge anlayışının yeniden tasarlanmasını gerektirmektedir.
Avrupa Yeşil Mutabakatı genel çerçevesi ile karbon emisyonlarının azaltılması hedeflerine ulaşılmasında “Ar-Ge ve İnovasyon” özel ve etkin bir anahtar konumundadır.
Üretimde alternatif ve yenilenebilir enerji kaynaklarına, atık yönetimi ve döngüsel yaklaşıma, karbon yakalama-kullanım-depolama başlıklarında Ar-Ge’ye dayalı yenilikçi yaklaşımlara odaklanılması gerekmektedir.