İçindekiler
Cumhuriyet tarihimizin belki de en sorunlu kiracı-mal sahibi ilişkisini yaşadığımız bu dönemde mal sahiplerinin kiracılarını tahliye etme, kira bedellerini yükseltme taleplerinin yanında; yeni kiralama yapılacak taşınmazlarda da kira bedelini garanti etme isteğinin ön plana çıktığını görüyoruz.
Bu kapsamda kira bedellerini garanti altına alabilmenin bir yolunun da sözleşmede kefalet ilişkisinin kurulması olduğunu söyleyebiliriz. Son günlerde medyada sanki yeni bir düzenleme gibi sunulan kefalet ilişkisi, esasında çok uzun yıllardır var olan bir düzenleme ve para borcu doğuran sözleşmeler açısından da alacaklı konumunda olan kişilerin çokça başvurduğu bir yöntem…
Bankaların kredi alacaklarını garanti etmek için yıllardır kefalet ilişkisini talep ettiğini görüyoruz. Özellikle iş yeri kira sözleşmelerinde, Türk Ticaret Kanunu’nda yer alan “şirketlerin sınırlı sorumluluğu” prensibi nedeniyle de şirket ortaklarının kefil rolüyle sözleşmeye taraf olmasının istendiğini biliyoruz.
Konut kira sözleşmelerinde ise özellikle son dönemde çok yoğun bir şekilde kefalet ilişkisinin kurulduğunu görüyoruz ve tabii bu noktada akıllara bazı sorular da geliyor. Şimdi bu sorulara hep birlikte cevap aramaya çalışalım…
Kefalet Nedir?
Özet bir ifadeyle kefalet; borçlu kişinin borcunu ödememesi, yerine getirmemesi hâlinde bu borcu alacaklı lehine kabul etmektir. Kira sözleşmeleri, para borcu doğuran sözleşmelerdir. Kefalet ilişkisinde de alacaklı kiraya veren, borçlu ise kiracı olmaktadır.
Kefalet Türleri Nelerdir?
Kira sözleşmelerinde iki tür kefalet ilişkisinin kurulduğunu görmekteyiz. Söz konusu sözleşmelerde, adi kefalet ve müteselsil kefalet şeklinde kefil imzası görmekteyiz.
Adi Kefalet Nedir?
Adi kefalet, kira sözleşmelerinde kira borcunun ödenmemesi durumunda kefile başvurulan bir kefalet türüdür. Bunun için kiraya veren, öncelikle kiracıya yasal takip yapar ve alacağını tahsil edemediğini belgeler. Ancak kiracı aleyhine aciz vesikası alınmış veya bu kişi iflas veya konkordato ilan etmiş ise doğrudan kefile gidilebilir.
Adi kefalette yukarıda sayılan hâller dışında kefilin sorumluluğu, öncelikle asıl alacaklıya başvurulması ve sonrasında ödeme yapılmaması durumuna bağlanmıştır.
Müteselsil Kefalet Nedir?
Kira sözleşmelerinde çok kullanılan müteselsil kefalet ise asıl borçlu olan kiracının, kira borcunu ödememesi durumunda alacaklı olan kiraya verenin doğrudan müteselsil kefile başvurabildiği ve doğrudan müteselsil kefilin borçlu konuma geçtiği kefalet türüdür.
Bu hâlde kiraya veren; ödememe hâlinde seçimlik bir hakka sahip olacak, kiracı veya müteselsil kefil ya da her ikisi aleyhine doğrudan yasal takip yapabilecektir. Müteselsil kefalette alacaklı olan kiraya verenin, yasal takibe geçebilmesi için ihtarname göndermesi gereklidir. Ancak icra hukukunda yer alan ihtarlı ödeme emri aynı zamanda bir ihtar içerdiği için bu kapsamda kiraya veren, ihtarlı ödeme emri yolu ile kira alacağını müteselsil kefilden talep edebilecektir.
Ayrıca müteselsil kefalet ile ilgili Yargıtay, “Eğer müteselsil kefil el yazısı ile bu durumu kabul ettiğini kira sözleşmesinin altında ifade etmezse artık bu durum adi kefalet olarak kabul edilecektir.” demektedir. Dolayısıyla kira sözleşmesinde müteselsil kefilin, mutlaka el yazısı ile müteselsil kefil olduğunu kabul ve taahhüt etmesi gereklidir.
Kira Sözleşmelerinde Kefalet Süresi Ne Kadar?
Kefillik, ister adi isterse de müteselsil kefalet şeklinde kurulmuş olsun kira sözleşmesi süresi kapsamında sözleşmede yazan zaman dilimi kadardır. Örneğin bir kira sözleşmesi 1 yıl yapılmış ise kefilin sorumluluğu o 1 yıl için geçerli olacaktır.
Ancak kefil veya müteselsil kefil, el yazısı ile kefaletin süresinin kira sözleşmesindeki süre kadar olmadığını ve devam eden uzama yılları için de geçerli bulunduğunu yazmışsa; kefalet ilişkisi devam eden uzama yıllarını da kapsayacaktır. Ancak her hâlükârda kefilin sorumluluğu 10 yıl ile geçerli olacak ve bu sürenin tamamlanmasının ardından kefalet ilişkisi sona ermiş sayılacaktır.
Kefalette Eşin Rızası Aranacak mı?
Kefillik ne şekilde kurulursa kurulsun kefil olacak kişi evli ise bu kefalette eşinin muvafakatinin bulunması şarttır. Kira sözleşmelerinde eşin kefalet ilişkisine onay vermesi şartı, ticari işletmeler için getirilen istisnalar içerisinde sayılmamış olup devam etmektedir.