İçindekiler
Türkiye’de 2012 yılında yayımlanarak yürürlüğe giren bir yasal düzenleme ile kimi köy tüzel kişiliklerine son verilerek bu yerler mahalleye dönüştürülmüştü. 2020 yılında yayımlanan başka bir düzenleme ile de bu mahallerin bazılarına kırsal mahalle statüsü verildi. Türkiye o tarihten itibaren kırsal mahalle kavramı ile tanıştı. Kırsal mahalleler aslında mahalleye dönüşen köylerdeki sorunları gidermek üzere getirilen bir düzenlemeydi. Ancak yazımızın ana konusu olan inşaat ruhsatları konusunda kırsal mahallelerde bilgi kirliliği veya kafa karışıklığı ortaya çıktı. Çünkü köy tüzel kişiliğinde iken gerekmeyen ruhsatların kırsal mahalleye geçişte gerekip gerekmediği zaman zaman tartışma konusu oldu.
Önce konuyu kısaca hatırlayalım:
6.12.2012 tarih 28489 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “6360 Sayılı Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” kapsamında; Büyükşehir Belediye sınırları içerisindeki köy tüzel kişiliklerine son verildi. Bu köyler mahalleye dönüştü. Beraberinde bir uygulama kaosu ve köy halkı nezdinde mağduriyetler yaşanmaya başlandı. Yasal, idari, ekonomik ve sosyokültürel problemler gündeme geldi.
Belediyelerin Yetki Sınırları Genişledi
Yaşanan gelişmeler sonrası oluşan sorunlara örnek olarak köy halkını ilgilendiren konular belediye meclislerince alınmaya başlandı. Yerel halktan ziyade onların yerine karar veren merciler büyükşehir belediye meclisleri oldu. Dolayısıyla belediyelerin yetki sınırları genişledi. Örneğin Silivri ilçesinin herhangi bir köyüne hizmet vermek Silivri Belediyesinin sorumluluğuna geçti. Bu da belediye açısından yeni hizmet birimlerinin oluşturulması, personel yapısının genişletilmesi ihtiyacını doğurdu.
Ne Köy Gibi Ne Kent Gibi
Köy halkı için de kentte prosedür nasıl işliyorsa, kent yaşamı nasılsa o şekilde yaşanması istendi. Özellikle kırsal nitelikli yaşamı olan, tarım ve hayvancılıkla uğraşan köylerde olumsuzluklar yaşandı. Bir yandan kentli gibi yaşaması bir yandan da köylü gibi üretmesi zorlaştı. Beykoz ilçesinde yer alan köylerde bir yandan hala tarım ve hayvancılık yapılmakta bir yandan da kentlinin sürekli yaşadığı konutları, villaları yer almaktadır. Yani ne köy köy gibi görünmekte ne de kent gibi görünüp yaşanmaktadır.
Bu yaşanan problemler akabinde 6360 sayılı Büyükşehir Yasası’ndan kaynaklı bazı sakıncaların giderilmesi amacıyla büyükşehir sınırları içinde mahalleye dönüşen köylere kırsal mahalle statüsü verilmesi için 2020 yılında 7254 Sayılı Yasa ile kanunda yeniden düzenleme yapıldı.
Köyden mahalleye dönüşen ancak kırsal özelliklerini hâlâ devam ettirip gelişemeyen alanlarda;
- Kent merkezine uzaklığı,
- Mevcut yapısı, yapılaşma dokusu,
- Belediye hizmetlerine erişilebilirliği,
- Nüfus yapısı gibi özellikler çerçevesinde değerlendirilerek Büyükşehir Belediye Meclis Kararı ile kırsal mahalle statüsü tanımlaması getirildi.
İmar Mevzuatındaki Değişiklikler
İşte bu noktada imar mevzuatları açısından bazı önlemlerin alınması gerekiyordu. Köylerin büyükşehirlerde mahalle statüsüne geçmesi ile o güne kadar yapılan standartları sağlayan yapılar yasal kabul edildi. Yeni yapılacak yapılarda ise 3194 sayılı İmar Kanunu doğrultusunda uygulama yapılması gerekliliğini getirmiştir. Yani Kadıköy ilçesinde inşaat açısından ne tür uygulama yapılıyorsa köylerde de aynı uygulama geçerli hâle geldi.
Özetle yeni yapıların ruhsat alması gerekiyordu ama bunun da bir istisnası mevcut. Köylerin kırsal statüsünün korunduğu büyükşehir belediye meclisince değerlendirildiği takdirde nüfusu 5000 kişinin altında olan yerlerde imar planı yapılıncaya kadar 27. madde hükümlerine göre uygulama yapılır. 27. maddede ise “projeler, ilçe belediyesince onaylanır ve muhtarlığa bildirilir” hükmü bulunmaktadır. Bu kapsamda ilgili maddede belirtilen yapılar için inşaat izni alınmakta, ruhsata gerek bulunmamaktadır.
İnşaat Ruhsatı Konusundaki Çözüm Önerilerimiz
Her ne kadar mevcut kanun ve yönetmelikler kırsal yerleşim alanlarında belli koşulların sağlanması durumunda yapılaşmaya izin veriyor olsa da öncelikle köy statüsünden mahalleye dönüşen yerleşim alanlarının; nüfus, sosyoekonomik yapı, erişilebilirlik gibi özelliklerinin tespitlerinin yapılıp kırsal yerleşim özelliklerinin devam edip etmediğinin incelenmesi gerekmektedir. Özellikle metropollerde kırsal yapısını devam ettiren yerlerin doğru tespit edilerek bu yapısının muhafazası sağlanabilir.
Büyükşehir belediyelerinin alacağı meclis kararı ile kırsal yerleşim özelliği devam eden alanların yapılaşmalarına (3194 sayılı İmar Kanunu’nun 27. maddesine göre) devam edilebileceği gibi yerleşme ve yapılaşma özellikleri, mimari doku ve karakteri, gelişme düzey ve potansiyeli açısından önem arz eden köylerde bu özellikleri korumak, geliştirmek ve yaşatmak amacıyla ilgili idarelerce tasarım rehberleri hazırlanmalıdır. Yerel yönetimler, yerel halk ve kamu iş birliği içerisinde kırsal yapıyı devam ettirecek hukuksal, idari, sosyokültürel yapıyı temin etmelidir.
Ayrıca belediyelerce belirlenen kırsal yerleşim alanlarında, nüfus ve gelişme potansiyeli doğrultusunda öncelik sıralamasına göre imar planı hazırlanması da gündeme getirilmelidir.
Hazırlanacak olan imar planlarında tasarım rehberlerinde olduğu gibi o yerleşimin mevcut mimari dokusu ve karakteristik özellikleri ile geleceğe yönelik potansiyel özellikleri dikkate alınarak, bölgenin ihtiyacı ve yaşayanların talepleri doğrultusunda bir planlama anlayışı geliştirilmelidir.