İçindekiler
Alkaş Genel Müdürü Yonca Aközer ile Digital Network Alkaş’ın ortaya çıkışına, yeni iş modellerine, Türkiye’nin AVM sektöründeki global konumuna ve yabancı yatırımcıyı çekmede perakende sektörüne düşen görevlere dair konuştuk.
“Yabancı yatırımcının ilgisi Türkiye’ye her zaman için var; ancak bazı dönemlerde daha aktifken, bazı dönemlerde beklemede olduğunu söyleyebilirim. Turizm açısından değerlendirdiğimizde, Türkiye çok büyük bir potansiyele sahip hatta tüm potansiyelini kullanmamış bir ülke.” diyen Aközer, uluslararası arenalarda daha çok var olmanın turizm ve perakende sektörümüzü tanıtmak açısından önem teşkil ettiğini ifade ediyor.
Digital Network Alkaş’ın Ortaya Çıkışı ve İş Dünyasına Sundukları
İş dünyasının tüm dijital etkinliklerini gerçekleştirebileceği ve yönetebileceği çok yönlü bir mecra olan Digital Network Alkaş’ın (DNA) ortaya çıkışı nasıl oldu? DNA, iş dünyasına neler katıyor?
Digital Network Alkaş, Ekim 2020 yılında kurulmuş bir oluşumdur. Bildiğiniz gibi 2020 öncesinde Alkaş olarak perakende ve gayrimenkul sektörlerini organizasyon ve operasyon sürecini yürüttüğümüz konferanslarımız ile birlikte bir araya getirip sektörel ortak akıl çevresinde etkinlikler gerçekleştiriyorduk. 2020 yılında yaşadığımız pandemi hiç beklenmedik bir anda tüm dünyada fiziksel ortamlardan uzak kalmamıza sebep oldu.
Aslında Digital Network Alkaş’ı; firmaların teknolojiyi kullanarak işlerini yürütmeyi hayal ettiği, iş planlamalarını uzaktan çalışma sistemine adapte etmeyi başlattığı bir dönemde hayata geçirmedik. Her ne kadar DNA’yı tüm bu gelişmelerden önce hayata geçirmiş olsak da pandemi esnasında dijitalleşme ve teknolojiyi doğru kullanmak adına platformumuzdan daha verimli bir şekilde faydalanmaya başladık.
Pandemi dönemi ile birlikte yaptığımız tüm offline etkinlikleri yapamadığımız için çözüm arayışına girdik. Farklı sektörleri bir araya getirmeye, network oluşturmaya, konferanslara içerikler üretmeye ve ev sahipliği yapmaya bu süreçte de devam etmek istedik. Dijital teknolojiyi kullanarak oluşturabileceğimiz bir platform yaratmak ve ortak akla hizmet etmeye devam etmek istedik. Alkaş olarak yaptığımız tüm konferansları DNA’da arşivledik ve sonra farklı konferansları da eklemeye karar verdik. Ana hedefimiz, iş dünyasına kaliteli ve süzgeçten geçirilmiş bir arşiv sunmaktı. Farklı sektörlerin birbirlerinin konferanslarını izleyebilmesi ve birbirlerinden ilham alabilecekleri vizyonu geliştirebilecekleri dolu dolu bir platform yaratmayı hedefledik. Tüm bu süreçte de halihazırda 35 yıllık deneyimimizi ve network’ümüzü kullandık. Bir yandan çalışma şeklimizi dijitalleştirirken, diğer yandan da teknolojiyle uyumlu ve kullanıcıların kolayca anlayabileceği, 7/24 bu hizmetten yararlanabileceği bir tasarım yapmak için çalıştık.
İş modelimizi belirlerken müşterilerimizin taleplerinin karşılanması ve onların isteklerine göre çalışma şeklimizin belirlenmesinin de en büyük önceliklerimizden olduğunu ayrıca belirtmek isterim. Bizim amaçlarımızın başında; hızlı hareket etmek, doğaya karşı bilinçle yaklaşmak, sosyal sorumluluk bilincini kaybetmemek, Birleşmiş Milletler’in 17 başlık altında toplanan “Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri”ni esas alarak topluma destek veren markalar yaratmak geliyor. Tüm bunları da “yapıyormuş” gibi değil de gerçekten emek ve mesai harcayarak yapıp iş modellerimize yansıtmak istiyoruz.
Yeni İş Modelleri ve İş Dünyasında Gelecek Öngörüsü
Dünya ve Türkiye’deki yeni iş modelleri hakkında neler söyleyebilirsiniz? İş dünyasını gelecekte neler bekliyor?
Pandemiyle birlikte sektörler, yeni iş modellerini benimseyerek bir dönüşüm sürecine girdi. Bazı olmazsa olmaz dediğimiz kuralların aslında çok da anlamlı olmadığını, bütün bunların esneyebileceğini, daha hızlı ve verimli sonuçlar elde etmenin yolunun teknolojiyi doğru kullanmaktan geçtiğini anlamış olduk. Bütün bunların sonunda elimizdeki bilgi ve verilerin ne kadar önemli olduğunu anladık. Bu bilgilerin önemi dışında, aynı zamanda strateji geliştirirken ve uygularken bilgileri doğru okumanın da önemini kavradık.
Tüm bu süreçte teknolojinin hızla gelişmeye devam ettiğinin unutulmaması gerekiyor. Yapay zekâ, gittikçe daha çok faydalandığımız bir araç hâline geliyor. Bugün çok konuşulan ChatGPT uygulamasıyla, aslında birçok sektör için çok daha verimli bir şekilde hızlı bilgiler elde edebiliyoruz. Her ne kadar ürkütücü de olsa bundan sonra beynimizi çok daha verimli şekilde kullandığımız bir iş hayatına doğru gideceğimizi düşünüyorum. Çalışma şekillerimizin, iş modellerimizin artık tek başına pek bir anlam ifade etmediğini söyleyebilirim. Birlikte güçlenmenin, ortak akılla hareket etmenin ve herkesin güçlü yönleriyle birbirlerine katkı sağlayarak daha da verimli işlere katkı sağlayacağına inanıyorum.
Türkiye’nin AVM Sektöründeki Global Konumu
Ülkemiz alışveriş merkezi ve perakende sektörü açısından dünyada nasıl bir konumda? Dijital dönüşümün neresindeyiz ve bu alanda nasıl başarılar kaydettik/kaydediyoruz?
Türkiye, AVM ve perakende sektörü açısından oldukça dinamik bir ülke. Her ne kadar iniş çıkışlarımız olsa da perakendecilerimiz bunu hızla toparlama yeteneğine ve isteğine sahip. Birçok ülkeye örnek olabilecek AVM’lerimizin olduğunu da unutmamalıyız. Pandeminin etkisiyle dünyada bir dönüşüm başladı. Bu anlamda alışveriş alışkanlıkları, AVM’ler ve perakendeci dengesinde farklılıklar meydana geldi. AVM’ler sıradan müşterisini bekleyen merkezler olarak kalmak yerine, daha yaşamın içinde ve proaktif pazarlama yapabilme yeteneğine sahip merkezler hâline gelmeye başladı. Müşterisini gerçekten kişiselleştirilmiş pazarlama sistemleriyle anlayabilen ve yeni nesle de hitap edebilmek için teknolojiyle barışık bir pazarlamaya imkan verebilen yerlere dönüşmeye başladılar.
Bu noktada e-ticaretin de önemini unutmamak gerekiyor. Bence AVM’ler bünyelerindeki markaları pop-up mağazalar, showroomlar ya da dijital mağazalar haline getirerek e-ticaret ile birbirini besleyen bir kanal oluşturmaya başlayacaktır. Teknolojik gelişmeler, fikirden uygulamaya geçilmediği müddetçe önemlerini yitirmeye başlıyorlar. Biz Türkiye olarak çok hızlı atak yaptık ve pandemi döneminde uluslararası ticaretimizi etkilememek için ciddi anlamda teknolojiyle barışık satışlar, kampanyalar yaptık. Müşterilerimiz uzaktan çalışırken de onlarla iletişimi kesmeyerek perakende sektörünü canlı tuttuk. E-ticarette teslimatın, ürün stok yönetiminin, ödeme sistemindeki kolaylıkları, dünyada gelişen uygulamaları Türkiye’de paralel olarak yakından takip etti. Ancak yapay zekanın kullanımı, bugün perakende sektörünün gündeminde ve bunu kaçırmamız gerekiyor. Bu anlamda Avrupa bizden biraz daha önde ama Türkiye’nin bu işi kavramasının hızlı olabileceğini ve tekrar gündeme getireceğini düşünüyorum.
Yabancı Yatırımcıyı Çekmede Perakende Sektörüne Düşen Görevler
Yabancı yatırımcıyı ülkemize daha fazla çekmek adına nasıl yeniliklere ihtiyacımız var? Bu bağlamda direkt etkilenecek sektörlerden olan turizm alanında daha da gelişmemiz için perakende sektörüne hangi görevler düşüyor?
Aslında yabancı yatırımcıyı çekebilmek çok da kolay bir şey değil. Yabancı yatırımcının ilgisi Türkiye’ye her zaman için var; ancak bazı dönemlerde daha aktifken, bazı dönemlerde beklemede olduğunu söyleyebilirim. Turizm açısından değerlendirdiğimizde, Türkiye çok büyük bir potansiyele sahip hatta tüm potansiyelini kullanmamış bir ülke.
Turizm sektörünü; perakende sektörü, gıda perakendesi ve moda perakendesi ile birlikte birleştirerek çoğaltmanın yollarını çalışmamız lazım. Özellikle önceden de belirttiğim gibi ortak akılla, herkesin güçlü olduğu yönleriyle bir araya getirmeliyiz. Mesela otellerimizin içerisinde gastronomimizi ön plana çıkaracağımız, gastronomimizin içerisinde yine turizmi destekleyecek etkinliklere yer vermemiz gerekiyor. Esasında bütün bu stratejileri birlikte belirleyerek ortak sloganlarla hareket etmemiz büyük önem arz ediyor. Uluslararası arenalarda daha çok var olmak, daha çok kendimizi anlatmak, yine hem turizm hem de perakende sektörü veya gastronomimizi tanıtmak açısından önem teşkil ediyor. Bu anlamda daha proaktif bir ülke olmamız ve daha çok uluslararası arenalarda görünerek network ağımızı genişletmemiz gerekiyor. Potansiyelini rakamlarla anlatabilen bir ülke olmalıyız.