İçindekiler
Kentsel dönüşüm, son yıllarda şehircilik gündemimizin en sıcak başlıklarından biri. Deprem gerçeğiyle yaşadığımız bu topraklarda, afetlere dirençli kentler inşa etme çabası kaçınılmaz. Ancak mevcut yerleşim alanlarında dönüşüm; mülkiyet sorunları, sosyal direnç ve finansal yük gibi pek çok engelle karşılaşıyor. İşte tam da bu noktada “rezerv yapı alanları” devreye giriyor.
Peki rezerv yapı alanı nedir? Kısaca, yeni yerleşim alanları olarak tanımlanabilir. 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının resen ya da Toplu Konut İdaresi (TOKİ) ve ilgili idarelerin talebiyle belirlediği alanlara bu isim veriliyor. Amaç; riskli bölgelerdeki vatandaşları daha güvenli, modern ve planlı yeni yaşam alanlarına taşımak.
Kimler Rezerv Yapı Alanı İlanı Talebinde Bulunabilir?
Rezerv yapı alanları, Bakanlık tarafından doğrudan belirlenebileceği gibi, TOKİ veya ilgili idare tarafından da teklif edilebilir. Ayrıca, gayrimenkul sahibi şahıslar veya şirketler de kendi taşınmazları için rezerv yapı alanı ilan edilmesini talep edebilir.
Ancak rezerv yapı alanı belirlemek öyle kolay bir süreç değil. Diyelim ki bir arsanız var ve burayı rezerv yapı alanı ilan ettirmek istiyorsunuz. Yasaya göre, toplam alanınızın %30’unu devretmeniz ya da bu oranın bedelini “Dönüşüm Projeleri Özel Hesabı”na ödemeniz gerekiyor.
Örneğin, 10.000 m² bir araziniz varsa; imar düzenlemeleri ve terklerden sonra bu alan 5.500 m²’ye düşüyor. Bunun da %30’u (1.650 m²) devredildiğinde elinizde net 3.850 m² kalıyor. Yani, “her nimetin bir külfeti vardır.” Rezerv yapı alanı ilanının da maddi bir karşılığı bulunuyor.
Başvuru Dosyasında Bulunması Gereken Belgeler
Rezerv yapı alanı ilanı için hazırlanan başvuru dosyası, sürecin en kritik adımlarından biri. Dosyada bulunması gereken belgeler şunlardır:
- Başvuru Dilekçesi: Alanın rezerv yapı alanı olarak belirlenmesi talebinin gerekçelerini içeren, 6306 sayılı Kanun’un 3. maddesi 7. fıkrasına atıf yapan resmi dilekçe. Tüm maliklerin muvafakati veya vekâletleri eklenmeli.
- Teknik Rapor: Şehir plancıları tarafından hazırlanmış; alanın mevcut durumu, sosyo-ekonomik analizleri ve planla uyumunu açıklayan detaylı rapor.
- Taslak / Öneri Plan: Önerilen planın fonksiyonları, yapılaşma koşulları, mevcut planla karşılaştırması, m² / kişi hesapları ve emsal tablosu.
- Mevcut Planlar: 1 / 100.000, 1 / 50.000, 1 / 25.000 ölçekli çevre düzeni planları ve varsa nazım/ uygulama imar planları. Teklif alan sınırları bu planlarda işlenmeli.
- Taşınmaz Mülkiyet Listesi: Alan içindeki taşınmazların pafta, ada, parsel numaraları, büyüklükleri, mülkiyet bilgileri, hisse oranları ve toplam kamu hissesi.
- Uydu Görüntüsü / Ortofoto: Yüksek çözünürlüklü görüntülerde sınırların gösterilmesi, varsa panoramik fotoğraflar.
- Yer Bilimsel Etüt Raporu: Alandaki jeolojik uygunluğu gösteren rapor veya raporun yapılmadığına dair açıklama.
- Tapu Belgeleri: Takyidatlı tapu kayıtları.
- Malik Muvafakatleri / Vekâletleri: Tüm maliklerin onay belgeleri.
- Özet Bilgi Formu: Bulguları tablo hâlinde sunan özet rapor.
- Sayısal / Dijital Nüshalar: Tüm belgelerin dijital kopyaları (CD / DVD / USB).
Başvuru dosyanız hazır olduğunda süreç bitmiyor. Başvurular öncelikle Kentsel Dönüşüm Başkanlığı Taşınmaz Kaynak Geliştirme Genel Müdürlüğüne sunuluyor. Uygun bulunursa dosya Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına gönderiliyor ve Bakanlık makamınca onaylanıyor. İmar planları ise başvuruda taslak olarak sunuluyor; rezerv alan ilanından sonra nihai plan süreci başlıyor.
Üstelik her alanda rezerv yapı alanı ilanı mümkün değil. Koruma altındaki zeytinlikler, askeri bölgeler, havaalanları, enerji üretim tesisleri gibi stratejik alanlar için başvuru yapılamıyor. Ayrıca tüm hissedarların onayı olmadan başvuru kabul edilmiyor.
Tüm bu teknik detayların ötesinde, rezerv yapı alanları kentsel dönüşümün yeni sahnesi. Ancak şu soru hep gündemde: Bu alanlar gerçekten afet riskini azaltma ve sağlıklı yaşam alanları sunma amacına mı hizmet ediyor, yoksa gayrimenkul geliştirme projelerinin yeni bir aracı mı?
Sonuçta rezerv yapı alanları bir yandan planlı kentleşmenin önünü açma potansiyeli taşırken, bir yandan da mülkiyet hakları, sosyal adalet ve kamu yararı tartışmalarını beraberinde getiriyor. Gelecekte bu alanların nasıl şekilleneceğini ise sadece yasa maddeleri değil, sahadaki uygulamalar ve kamu vicdanı belirleyecek gibi görünüyor.
Belki de şu soruyu sormak gerekiyor: “Daha güvenli bir kent mi, yoksa sadece daha kârlı bir arsa mı?”