İçindekiler
Kentlerde yapılaşma konusu, çevreye yönelik sorunların ortaya çıkışında önemli rol üstlenen temel alanlar arasında yer almaktadır. Yapılar, malzemelerin temin edilerek imarın başlamasından yıkıma kadar gerçekleştirilen tüm faaliyetleri ile çevresini etkiler. Salgın hastalıklar, sel, heyelan, deprem gibi doğal afetler ve karşı karşıya olduğumuz iklim krizi gibi büyük sorunlar, doğa ile ilişkimizi sorgulatarak kaynakları koruma konusunda toplumsal duyarlılığı artırmıştır. Bu duyarlılık gayrimenkul sektöründe de bir beklenti oluşturmuş ve “sürdürülebilir yapılaşma” kavramı karşımıza çıkmıştır.
Sürdürülebilir yapılaşma, çevre ve doğal kaynakların korunmasına yönelik bilincin günden güne artmasıyla daha da önem kazanmıştır. Gayrimenkul sektöründe proje ve malzemelerin;
- Doğa dostu / kriterlere uygun olarak seçilmesi,
- Enerji kaynaklarını verimli kullanması,
- Su tasarrufu yapabilmesi,
- Yeşil büyüme modelinin benimsenmiş olması,
- Atık yönetimi ve imar sırasında standartlara uygunluk gibi çeşitli konularda beklenti ve kriterler, sürdürülebilir yapılaşmanın temel başlıklarını oluşturmaktadır.
Ekolojinin korunmasına ilişkin toplumsal beklenti ve bilincin artmasıyla yeni yapıların çevreye daha az zarar vermesi hedeflenmekte ve bu çerçevede sunulan çözümler sektörde rekabet unsuru olarak dikkat çekmektedir. Rekabet avantajı sağlayarak gayrimenkul sektöründe farklılaşmak için etkili ve stratejik iletişim yönetimi kritik önemdedir.
Sürdürülebilir Yapılaşma Kapsamında İletişim Yönetimi Nasıl Olmalı?
Sürdürülebilir yapılaşma kapsamında ısıtma ve soğutma sistemi, enerji ve su kullanımı, geri dönüşebilen malzeme ile üretim, atık yönetimi gibi detaylar çerçevesinde çevreye mümkün olduğunca az zarar veren binalar üretmek amaçlanmaktadır. Bu amaca uygun yapıların tanıtımı / duyurumu sırasında net ve somut ifadeler kullanılmalıdır. Bu nedenle sürdürülebilir yapılaşmaya dikkat çekilmek istenen bir iletişim kampanyasında projenin sürdürülebilirlik özelliği taşıyan unsurları somut bir şekilde, açık ve net ifadelerle anlatılmalıdır.
Örneğin hangi yenilenebilir enerji kaynağının kullanıldığı, suyun ne kadarının geri dönüştürüldüğü, projenin imarı sırasında kullanılan malzemenin temininden yaşam ömrüne kadar her adımda konuyla ilgili sertifika ve standartlara uygunluğu gibi bilgileri tüketiciye net olarak aktarmak önemlidir. Net ifadeler ve somut bilgiler yerine genel geçer sürdürülebilirlik ifadelerinin kullanıldığı kampanyaların inandırıcılık sorunu olacaktır. Bu özelliklerin çevreye, sektöre ve ekonomiye katkısı gibi olumlu yanları mutlaka vurgulanmalıdır.
Sürdürülebilir yapılaşma konusundaki iletişim çalışmalarında altı çizilmesi gereken bir diğer nokta ise doğruluktur. Abartılmış ve kasıtlı olarak bir kısmı kullanılan, yanıltıcı bilgiden kaçınılmalıdır. Abartılı, yanlış, aldatıcı ifadeler haksız ticari uygulamalar olduğundan hukuki ve etik olarak kabul edilebilir değildir.
Gerçek olmayan özellikleri varmış gibi ya da estetik kaygılarla yapılan çalışmaları sürdürülebilir yapılaşma olarak ifade etmek Greenwashing yani Türkçe kullanımı ile “yeşil aklama” olarak adlandırılır. Bu, kurumların çevreye zarar verdikleri gerçeğini unutturmak ve tüketicilerinin dikkatini bu gerçekten farklı yöne çekmek için başvurulan bir taktiktir. İletişim çalışmaları ile gerçeğin sadece bir bölümüne dikkat çekilerek tüketicinin algısını yönetmekten uzak durulmalıdır. Dürüst bir iletişim yönetimi, halkla ilişkiler meslek etiği açısından zorunluluktur.
İletişim Yönetimi Neden Önemlidir?
İletişim yönetimi kurumlar ile paydaşları arasında ilişki kurmayı ve sürdürmeyi sağlamaktadır. İlişkiler ise güven üzerine temellenir. Sürdürülebilir yapılaşmaya yatırım yaparak rekabet avantajı kazanmak ve güçlü bir marka olarak algılanmak isteyen kurumlar ancak dürüst olduklarında güven kazanabilir. Sürdürülebilir yapılaşmayı doğru ifadelerle anlatmak kadar konuyla ilgili benzer deneyimleri, geçmişte yapılmış ve olumlu değerlendirilen çalışmaları aktarmak da bu güvenin oluşmasına katkı sağlar. Güven, itibarın temel kodları arasında yer almaktadır.
Sonuç olarak, sürdürülebilir yapılaşma gayrimenkul sektörünün geleceğini etkileyen faaliyetler bütününü ifade etmektedir. Bu nedenle sürdürülebilir yapılaşma, çevre dostu olduğu kadar kullanıcı dostu da olmalıdır. Yapı, çevreyi korurken içinde yaşayan sakinlerinin de mutlu olmasını sağlamalıdır. Sadece çevre dostu değil kullanıcının memnuniyetine yönelik özellikler de mutlaka kampanya kapsamında dile getirilmelidir. Yapı doğaya uyum sağlarken, kullanıcılarının hayat kalitesini yükseltmeli, nitelikleri şeffaf ve dürüstçe ifade edilmelidir. Ancak bu şekilde gayrimenkul sektörünün ve sektörde rekabet hâlindeki kurumların itibarının yükselmesi sağlanabilir.