İçindekiler
Sürekli artan (teşvik edilen) insan tüketiminin karşılanabilmesi için doğal kaynakların tüketim hızının artması daha önce sınırsız olduğu varsayılan birçok kaynağın azaldığını gözler önüne sermiştir. Zaman içerisinde bu değişime uygun kavramlar ortaya atılmıştır.
Sürdürülebilir ve sürdürülebilirlik kavramları Türk Dil Kurumunun (TDK) güncel sözlüğünde bulunmamakta olup dilimize İngilizcedeki sırasıyla “sustainable” ve “sustainability” kelimelerinden geçmiştir. Her ne kadar bu İngilizce kelimeler 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Oxford sözlüğünde yerini alsa da aynı anlama gelen Almanca ve Fransızca kelimeler çok daha öncesinde de kullanılıyordu. Google sözlüğüne göre asıl kökeni Latincedeki “sustinere” kelimesidir.
Sürdürülebilirlik Nasıl Gelişti?
Sürdürülebilirlik kavramı 1970’lerden sonra giderek artan bir kullanıma sahip olurken, günümüzde çok popüler bir kavram hâline gelmiştir. Bu kavram temel olarak nesiller arası adalet vurgusu ile ortaya çıkmıştır. Sürdürülebilirlik kavramının gelişim süreci incelendiğinde ilk akla gelen husus 1987’de yayımlanan Brundtland Raporudur. Her ne kadar bu rapor kavramın evrenselleşmiş olmasını sağlamış olsa da sürdürülebilirlik kavramının geçmişi ve bu raporu gündeme taşıyan konular bundan çok eskiye dayanmaktadır.
Sürdürülebilirlik Kavramının Tarihsel Gelişimi
Sürdürülebilirlik Kavramı Nasıl Dönüştü?
Çevre hassasiyeti ile ortaya çıkan kavram zaman içinde; toplumsal adalet, koruma, insan hakları, gelir adaleti gibi kavramları içine alarak şemsiye bir kavram hâline dönüşmüştür. Hatta günümüzde bu kavram dinamik bir şekilde sürekli içeriği yeniden ele alınan bir ahlak kuralı ya da ilkesi olarak tanımlamaktadır.
Sürdürülebilirliğin günümüzde aşağıdaki hususları içerecek şekilde genişlediği gözlemlenmiştir:
- Çevresel sınırlar dahilinde yaşamak, çevreyi tahrip etmemek,
- Doğal, beşeri ve kültürel kaynaklar için koruma / kullanma dengesini gözetmek,
- Demokratik, şeffaf, katılımcı ve hesap verebilir şekilde yönetmek,
- Kaynak dağılımında adil ve kapsayıcı olmak.
Burada yapılan inceleme sonucunda sürdürülebilirlik kavramının baştan itibaren çevre ve doğal kaynakların nesiller arası adil paylaşımı vurgusuna sahip olduğu ve bu yaklaşımın Paris İklim Anlaşması ile güçlenerek devam ettiği görülmektedir. Bununla birlikte sürdürülebilirlik kavramının zaman içerisinde toplumsal kalkınma, sosyal adalet, kapsayıcı büyüme, katılımcı yönetişim gibi kavramları da kapsayacak şekilde genişlediği görülmektedir.
Gelinen aşamada “Binyıl Kalkınma Hedefleri” yerini “Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine” bırakmış ve sürdürülebilirlik 19 başlık altında 169 amacı çerçeveleyen şemsiye bir kavrama bürünmüştür. Bu süreç içerisinde akademik ve uluslararası kuruluşlar tekelinde tartışılan kavram; artık kamu kesimi, özel sektör ve STK’ler dâhil olmak üzere toplumun tüm kesimlerine mal olmuştur. Artık sürdürülebilirlik başta kalkınma literatürü olmak üzere tüm disiplinler için popüler bir sıfat hâline gelmiştir. “Sürdürülebilir” kelimesi önüne geldiği kavramın çevreye duyarlı, insan odaklı, adil ve katılımcı bir şekilde ele alınacağını anlatmaya başlamıştır. Dolayısıyla, sürdürülebilirlik kavramı; kapsam, içerik ve yaygınlık bakımından önemli değişimler göstermiştir.
Sürdürülebilirlik Kavramının Dönüşümü
Karşılaştırma noktaları | Başlangıç | Günümüz |
Kapsam | Çevre | Çevre, ekonomi, sosyal |
İçerik | Doğal kaynakların korunması | Adalet, katılım, kapsayıcılık |
Yaygınlık | Akademik, uluslararası kurumlar | Tüm toplum |
Sürdürülebilirlik, Yerini Hangi Yeni Kavramlara Bırakıyor?
Sürdürülebilirlik kavramı artık olgunluk dönemine girmiştir. Kavramın kapsayıcılığı arttıkça daha özel durumlar için alternatif kavramlar kullanılmaya başlamıştır. Örneğin, küresel ısınma ve buna bağlı artan doğal afetler ile ekonomik krizler sürdürülebilirlik kavramının ötesinde dirençlilik (resilliency) kavramı gündeme gelmeye başlamıştır. Ayrıca, yeni teknolojilerin getirdiği büyük veri (big data) ve iletişim kolaylıkları akıllı (smart) yaklaşımları ön plana çıkarmıştır. Bu yeni kavramlar turizm gündeminde de kendini göstermeye başlamıştır.
Türkiye’de Sürdürülebilirlik Kavramı Nasıl Kullanılıyor?
Türkiye gündemini takip etmek bakımından kalkınma planlarında sürdürülebilirlik kavramının yer alma sıklığı incelendiğinde sürdürülebilirliğin ilk olarak 1992 Rio Zirvesi sonrası Yedinci Kalkınma Planı ile gündeme geldiği görülmektedir. Her ne kadar Sekizinci Plan’da bir ara verilmiş olsa da 2002 Johannesburg ve 2012 Rio Zirveleri sonrasında kavram planlarda giderek daha fazla yer bulmuştur. Bu doğrultuda son üç kalkınma planı da doğrudan sürdürülebilirlik yaklaşımı ile hazırlanmıştır.
Kalkınma Planlarında Sürdürülebilirlik Kavramının Kullanılma Sıklığı
Kalkınma Planı | Dönem | Sürdürülebilir / sürdürülebilirlik kavramının kullanılma sıklığı |
Altıncı Kalkınma Planı | 1990 – 1994 | 0 |
Yedinci Kalkınma Planı | 1996 – 2000 | 31 |
Sekizinci Kalkınma Planı | 2001 – 2005 | 0 |
Dokuzuncu Kalkınma Planı | 2007 – 2013 | 35 |
Onuncu Kalkınma Planı | 2014 – 2018 | 100 |
On Birinci Kalkınma Planı | 2019 – 2023 | 97 |
On İkinci Kalkınma Planı | 2024 – 2028 | 208 |
Bu çerçevede sürdürülebilirlik kavramının ülkemizde ve dünyada giderek artan bir şekilde kullanılmaya devam ettiğini ve bu kavramın uluslararası kuruluşlar öncülüğünde küresel kalkınma hedeflerin ismi hâline geldiğini söyleyebiliriz. Bu doğrultuda tüm toplum kesimleri ve farklı sektörlerde faaliyet gösteren şirketler ile kurum ve kuruluşlar, sürdürülebilirlik kavramını kendi gündemlerine taşıyarak literatüre katkı sağlamaya devam etmektedir.